KİTAP ADI: ÇAKALLARIN ÖĞRETİSİ VE AFORİZMALAR... Kitap 104: author poet phılosopher yazar şair Nafiz coşkun.

 

Felsefik yazılar, Aforizmalar, fikir yazıları, makaleler, şiirler, Aşk, jurnaller, kişisel gelişim, hikmet, sanat, sonnet, terapi, Sosyolojik ve psikolojik tespitler.

 https://drive.google.com/file/d/1oYn8-U5NKP-DuMwtQpLakXA5QueSkPIf/view?usp=drive_link

 KİTABI PDF OKUMAK İÇİN ÜSTTEKİ LİNKİ TIKLAYIN ⬆

 

                                 ♛ ♣ ♡

 

 

     Çakalların öğretisi ve aforizmalar.      Kitap: 104.

 

                               ☆☆☆

 

Bâzen onlarca kumandandan ve politikacıdan daha çok faydalı erdemli iş yapar erdemli bilge cesur bir şair…

 

Seçimleriydi insanı iyi ya da kötü eden,

Kör aptal tâlih yoktu aslında kalbinde kaderin de insanın…

 

Düşüncelerimin, aforizmalarımın erdemleşerek olgunlaşmasın da ve hayatın içerisinde ki zorluklara cenderelere karşı cesur duruşumu gardımı alışımda benden yardımlarını geri çekmeyen meleklere teşekkür ediyorum. Ve o çok değerli tüm bilge hikmetli sanat felsefe insanlarına teşekkür etmeği kendime aziz bir vasıf olarak görmekteyim çünkü onlara gönülden teşekkür etmek bile benim gibi bir mücrimi azizleştirebilir. Ben sadece iyi insan olmaya çalışan o aziz sanatkârım olan Rab Allah’ın yarattığı Aşk ve erdem günahı işlemiş bir varlığım, sağlıcakla hoşça kalın.

                                                                   Nafiz coşkun.

 

                                    ☆☆☆

 

 

 

Yazar şair düşünür ve sanat insanı: Nafiz coşkun ile iletişim adresleri: e-posta: n.coskun006@gmail.com 

Ve ayrıca daha çok facebook Messenger,

Twitter ınstagram linkedln pinterest adreslerinden ulaşabilirsiniz.

 

 

 

Bu ve tüm kitaplarımın telif hakları, basım, yayın, satış hakları Nafiz Coşkun’a aittir. İzni alınmadan kitabın tümü, ya da bölümleri, mekanik, elektronik, manyetik ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, bastırılamaz, medyada okunamaz, şarkı türkü yapılamaz.

 

 

Baskı

Ofset baskı merkezi

 

         /

 

Matbaa sertifikası

 

ISBN:

                                  ☆☆☆

Felsefik yazılar, Aforizmalar, fikir yazıları, makaleler, şiirler, Aşk, jurnaller, hikmet, sanat, kişisel gelişim, terapi,

Sosyolojik ve psikolojik tespitler ve sonnetlerin sayfa numaraları:

Sayfa: 7. ŞAİRİN(kendimin)SANAT TARZI

Sayfa: 9: Kötü seçimler ve fakirleşen ruhlar…

Sayfa: 12: Seçimlerimiz kaderimizi belirler çok zaman. (sonnet)

Sayfa: 13: Hastalık fiziksel zihinsel yönden ise… (sonnet)

Sayfa: 14: Sosyal, kanayan, acıtan büyük bir yara… (sonnet)

Sayfa: 15: Mutluluğun elini sıkı tut… (sonnet)

Sayfa: 16: Faydasız ve kullanılmayan bilgi hamallık. (sonnet)

Sayfa: 17: Küresel köy olan dünyada sosyal gerçekler. (sonnet)

Sayfa: 18: Erdemli zihinler bilir değerini insan olanın. (sonnet)

Sayfa: 19: Eleştiri, tenkit hikmetlice yapılmalı…

Sayfa: 21: Şair kadınına seslendi… (sonnet)

Sayfa: 22: Aşırı kullanılınca felakete dönüşen üçlü… (sonnet)

Sayfa: 23: Ego, bencillik, kibir ve aşırılıklar…

Sayfa: 25: Zihin de olanlar ve etki alanı… (sonnet)

Sayfa: 26: Hayat orkestranız ve yaşam ehliyetiniz…

Sayfa: 28: Erdemli hikmetli muhalefetin kudreti… (sonnet)

Sayfa: 29: Zaferler neydi gerçekte hatırlayan var mı? (sonnet)

Sayfa: 30: Psikolojik ve zihinsel vaziyetler…

Sayfa: 31: Çıkarlar, menfaatler ve ihanetler… (sonnet)

Sayfa: 32: Öğle bir felaket akıl kapınız da ki… (sonnet)

Sayfa: 33: İnsanlarda akıl bulantısı var… (sonnet)

Sayfa: 34: Eleştirel insan, kalp ve akıl… (sonnet)

Sayfa: 35: Ganbaru… (sonnet)

Sayfa: 36: Emeğinin, kaliteli işin keyfini çıkart… (sonnet)

Sayfa: 37: Can suyu ve yetenekler… (sonnet)

Sayfa: 38: Hayat da zorluklar karşısında… (sonnet)

Sayfa: 39: Olasılığı düşük ve gerçek dışı beklentiler… (sonnet)

Sayfa: 40: Hayâller gerçeklerle birlikte şekillenmeli. (sonnet)

Sayfa: 41: Şizofreni ve gerçeklik ayırımı… (sonnet)

Sayfa: 42: En doğru karar ve mücadele sanatı… (sonnet)

Sayfa: 43: Hayatının muhasebesini yapmalısın…

Sayfa: 46: Başarmak için yorulmak gerek bâzen… (sonnet)

Sayfa: 47: Düşe kalka ibret alabildik mi?  (sonnet)

Sayfa: 48: İkna etmek ve şekillendirmek yeteneği. (sonnet)

Sayfa: 49: Şartları olgunlaştırmakta azmedin… (sonnet)

Sayfa: 50: Kötülük yolu ve aptallık… (sonnet)

Sayfa: 51: Yol olur; cehaletin, aptallığın hikâyesi…

Sayfa: 55: Adalet mülkün ve hayatın temeli…

Sayfa: 57: Sırlarımız ve güven… (sonnet)

Sayfa: 58: Sen yapmış olamaz mısın?  (sonnet)

Sayfa: 59: İnsan ne kadar da zâlim ve yalancı çıktı…

Sayfa: 61: Erdemle hikmetle karşılayın olayları. (sonnet)

Sayfa: 62: Kimdir daha vahşi olan… (sonnet)

Sayfa: 63: Erdemli karar almayı öğren ve mutlu ol. (sonnet)

Sayfa: 64: Kalbine sevgi ile yerleştirdiğinlesin… (sonnet)

Sayfa: 65: Beğenen alır beğenmeyen almaz kardeş. (sonnet)

Sayfa: 66: Olaylar karşısında erdemli hikmetli duruş…

Sayfa: 68: İşte bütün mesel şudur…

Sayfa: 70: Ektik ve bekliyoruz…

Sayfa: 72: Cümlelerin kudreti… (sonnet)

Sayfa: 73: Sonlar ve başlangıçlar… (sonnet)

Sayfa: 74: Kânun, yasa, hükümetler ve aveneleri… (sonnet)

Sayfa: 75: Düşman kuzu postuna sarılı gelir… (sonnet)

Sayfa: 76: Ne mutlu ki insan da ölümden kaçamaz. (sonnet)

Sayfa: 77: Kendi çabanız, gayretiniz ve ürettikleriniz…

Sayfa: 79: Kanat tak anlarsın seni sevip sevmediğini…

Sayfa: 81: Kanat ver ve seyret onları… (sonnet)

Sayfa: 82: Zehir zıkkım olsun… (sonnet)

Sayfa: 83: Sana gerçekte değer verenler ile yaşa hayatı. (sonnet)

Sayfa: 84: Puşt kim, dost kim çıkar elbet ortaya… (sonnet)

Sayfa: 85: Haydi, erdemli bir hamle daha… (sonnet)

Sayfa: 86: Yeni bir şeyler geliştir, üret… (sonnet)

Sayfa: 87: Eğitim sabır, hikmet ve erdem işidir…

Sayfa: 89: Sevmeyi sevdiğim bir gerçek…

Sayfa: 91: Gemileri yakın, geriye dönmüyoruz… (sonnet)

Sayfa: 92: Gemileri yaktım, beni batıramazsınız. (özel bir şarkı)

Sayfa: 96: Yokluğunda ben…   (bir şarkı daha)

Sayfa: 98: Kırık kalpler…      (bir şarkı daha)

Sayfa: 100: yazarın bugüne kadar yazdığı kitapların isimleri…

 

 

 

                             

 

                                     

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                 ☆☆☆

 

 

 

 

 

 

Nafiz derki:

Sevgili Mikel’e, Cibril’e ve Şafağa ve sana

Ve senin için sevgilim.

Sevgili İsrafil’e,

Ölüm meleği Azrail’e ve Ruhûl Kudüs’e Teşekkür ediyorum.

Sonnet ve şiirlerimi, tane-tane,

Yavaş-yavaş ve yumuşak bir ses ile oku.

Fikir yazılarımı, makalelerimi, aforizmalarımı,

Şiirlerimi, sonnetolarımı, kelimelerimi, hikâyeciklerimi,

Jurnallerimi okurken düşünerek oku!

Anlamak istiyorsan bu dediklerimi yerine getirmelisin!

Ve unutma ki hikmetli düşünerek okumak;

Erdemlilerin, kibarların,

Asaletli,

Asil insanların aziz bir vasfıdır, karakteridir, sanatıdır unutma!

                                                      

                                                       Sonnet. Nafiz coşkun

 

 

            

                 ☆☆☆

          ŞAİRİN(kendimin)SANAT  TARZI.

 

Bu yazıyı tüm kitaplarımın baş sayfalarına yerleştiriyorum!

Beni ve sanat şiir tarzımı anlayabilmek için bu yazımı lütfen dikkatlice kendiniz ya da karşılıklı bir insanla okuyunuz ki benim yazmış olduğum eserlerimi daha iyi anlayabilmeniz mümkün olsun. Kendisine yazar şair düşünür ve sanat insanı unvanlarıyla seslenen o akılcı romantik adamın yani benim ne tarzda yazdığımı, nasıl bir nazm ölçü kullandığımı şu ifadelerle beyan etmek istiyorum. Şu aziz iki cümleyi çok irdeledim, olmak ya da olmamak ile anlamak ya da anlamamak cümlelerini. Ve anladım ki bu iki aziz cümle beyni dolmaya başlamış bir insanın tüm hayatını şekillendiren kafa kâğıdıdır, ruh haritasıdır. Düşün ve anlamaya çaba göster, olmak için ise bilgi ile meseleleri anlamak gerektiğine inandım daima. Şiiri, felsefeyi, fikirlerimi, telkini sonnet kalıbında, sonnet nazmın da birleştirdim, ha bu arada hatırlatmak isterim ki zâten kaliteli bir şiirin fikirsiz felsefesiz olması mümkün değil. Bazen de kimi yazılarımda sokak lisanını kullanmayı ihmal etmedim çünkü sokağın ayrı bir lehçesi vardır bunu inkâr edemem, iyi ya da çirkin sokağın o çok farklı argosunu bile kullandığım oldu. Her bir aklın, her bir anlayışın anlayışına göre anlatmaya çalıştım ve o sokak şairi üslubu yanında birde salon şairi ile aforizmacıların lisanını kullanmayı da ihmal etmedim. Bazen insanların o geçmişten bugüne hiç değişmemiş aynı olan ezberlerini bozmuş oldum bu farklı yazılarımla, bu farklı sanat tarzımla. Çoğunlukla bazen de insanların düşünce güçlerini artırmaya çalıştığım oldu. Hem sokak lisanını, sokak felsefesini ve hem de yüksek akademi lisanının felsefesini kullanmayı kendime has bir tarzda uygun gördüm. Aynı kitap içerisinde hem Sonnet’i, şiiri, makaleyi, jurnal yazılarını ve bazen de minik hikâyecik roman kokulu yazılarımı ve ayrıca laubali bir lisan tarzını da ihmal etmeden kullandığımı yazılarımda göreceksiniz çünkü kötülüğe karşı laubali olmamak mümkün değildir erdemli bir insan için. Ve hatta çok basit anlatılar ile süslenmiş şarkı sözü olabilecek dizeleri, şiirleri, Aşk’ı, Hikmet’i, kavgalarımı, hatalarımı, pişmanlıklarımı, halkımı, birbirinden çok farklı insan kalıplarını, farklı kültürdeki insanların isyanlarını, sohbet şiir kültürlerini, yalnızlıklarını, zaferlerini, yenilgilerini, umutlarını ve birçok şiirde olduğu gibi karamsarlığı değil, tam tersine insanları karamsarlıktan çıkartabilmenin uğraşısını göreceksiniz yazılarımda. Biliyorsunuz ki felsefi bir mesele üzerinde hikmetlice düşünmeye çalışmak insanın düşünce gücünü artırıyor. Ve işte bende Felsefik yazılar ile yoğurduğum mayaladığım şiir sonnet sanat düşünce fikir hamurumu kendime has yepyeni bir modern sanat tarzında sizlere ikram ediyorum, isteyen alabilir, alırsanız eğer zararlı asla çıkmayacaksınız emin olabilirsiz, çünkü ben de sizler gibi iyi bir insan olmaya çaba gösteren bir varlığım.

Yeniden kısaca tekrar etmem gerekirse eğer, Tüm eserlerimin kitaplarımın tarzı şöyle ki yazılarımın büyük bir bölümünü, fikirlerimin bir kısmını sonnet kalıbı nazmında, şiirsel kendime has Felsefik hikmetli dokunuşlarla yazdım. İşte bu bana has nazm ile tarz birleşince dünyada bir ilk oldum desem yeridir. Ayrıca bu nazm tarz birleşmesiyle yazılan bazı eserlerimin okunuşu konuları gibi zor, ağır gelebilir bazılarınıza. Lütfen yazılarımı daha dikkatli, yavaş ve seçici, tane-tane, düşünerek okuyunuz, anlamadığınız kelimelerin manaları için lütfen sözlüğe bakınız, bir kelime insan vücudundaki iskeletin parçası gibidir anlamını bilmeden okuyup geçerseniz hiçbir fayda göremezsiniz, zarara girmez erdemliler, kısacası ben Şiirle felsefeyi birleştirdim!

Kötü seçimler ve fakirleşen ruhlar…

 

Kötü dost,

Kötü arkadaş,

Kötü yönetici,

Kötü aile,

Kötü sevgili,

Kötü olan her bir ilişki,

Birçok zaman

İyi olan o her bir ilişkinin arayışına yönlendirir,

İyi olan arkadaş

Ve

İyi olan birkaç güzel dostun arayışına yönlendirir,

İyi olan aile

İyi bir iş arayışına yönlendirir,

İyi olan aile

İyi bir karaktere sahip olmaya yönlendirir,

İnsan bulmak kolay,

Milyarlarca insan var,

Fakat

Erdemli

Ve bilge bir sevgili bulmak

Neredeyse imkânsız,

Erdemli

Ve bilge bir dost bulmak,

Erdemli

Ve bilge bir ilişki bulmak neredeyse imkânsız,

Menfaat

Ve

Çıkar ilişkilerinin

Tavan yaptığı bir çağın içindeyiz,

Değerli dostları bulmak

Büyük bir hazine değeri taşımakta,

Erdemli bir sevgili

Veya erdemli bir dost bulup

Onu ölüm haricinde yitirenler

Ancak

O kendi aptallıklarını kanıtlamış olurlar,

Onu bulursanız eğer

Ben derim ki

Sıkıca ona sarılın,

Sizde erdemli bir insan olmaya gayret edin,

Sevişecek çok insan var

Fakat güvenebileceğin,

Huzur bulacağın,

Hakikaten mutlu olacağın insan bulmak

Neredeyse imkânsız,

Bulup da yitirenler

Ancak

O kendi aptallıklarını kanıtlamış olurlar,

Bakıyorum da

Şu dünya insanlığına

Nede çok aptal varmış meğerse...

Birçok insan ne kadarda budala,

Birçok insan

Meğerse ne kadar da aptalmış,

Neden mi böyle söylüyorum,

Çünkü o elindeki

Erdemli insanların değerlerini anlamayarak

Onları çabuk yitiriyorlar,

Veya gördüğü

O erdemli değerleri

O kendi ellerinin tersiyle reddedecek kadar

Düşebiliyorlar,

Siz bâri kendinizi düşürmeyin,

Yitirerek o erdemli dostlarınızı…

Kötü seçimler,

Kötü insan olmak arzusu

Ve

Nihayetinde

Fakirleşen ruhların üremesine sebep oluyor,

Her geçen gün

O erdemli

Zengin ruhları bulmak

Neredeyse imkânsız olmaya başladı,

Dedim ya menfaat

Ve çıkarların tavan yaptığı şu çağda

İnsanlık insan kalmak yönünden sınıfta kalmaktadır…

Hey kardeş,

Erdemli insan arıyorum,

Görebilen var mı?

Sâhi

Erdemli insanın nasıl olması gerektiği konusunda

Bilgi sahibi olanınız var mı?

Ah bilge şair,

Ayaz zemheri, o kara kış

Nereden bilsin ilkbaharın

O mükemmelliğini…

Erdemli insan arıyorum göreniniz duyanınız var mı?

 

Seçimlerimiz kaderimizi belirler çok zaman…

 

Her insan

O kendi arzusu iradesi ile seçer çoğunluk itibari ile

Çobanını(yöneticisini, örnek karakteri, prensip edindiği fikirleri) Kimisi aslan seçer, kimisi tilki,

Kimisi çakal seçer,

Kimisi de kurt, kimisi kâtil bir balina tercih eder,

Kimileri de köpek balıklarını, kimi sırtlanları,

Kimileri leş yiyicileri tercih eder, ama mutlaka her bir insan,

Her bir halk o kendi hür iradesiyle seçer kendi çobanını,

Çünkü insanın halkın kendisi yazar aslında seçmekle kaderini, Daima söylerim tâlih ya da kader değildir

Kötü zalim ya da aptal olan

Aslında insanların kendi tercihiydi onları

Aptal ya da erdemli yapan!

 

                                                   Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hastalık fiziksel zihinsel yönden ise…

 

Ancak

Fiziksel,

Ancak

Zihinsel

Ve sosyal açıdan

İyileşen sağlıklıdır,

Hükümetler ise

Halkı

O her yönden

Hasta etmekte değil mi?

O halde mahkemeler ne duruyor

Şu halkı

O her yönden hasta eden

Hükümeti alaşağı etmek için.

 

            Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sosyal, kanayan, acıtan büyük bir yara…

 

Hükümetlere ve halka söyleyebileceğimiz en mantıklı uyarı;

İnsanları strese bunalıma sokmayın, haksızlık yapmayın,

Ve onlara psikolojik terör(mobbing) uygulamayın ki

Zihinsel, bedensel, ruhsal sağlıkları bozulmasın,

Devlet olarak bu işe müdahale etmediğiniz sürece,

Devletin başarı oranı eksilere düşmeye, hatta ve hatta

Hastane masrafları ve başarı oranları sebebiyle de

Devlet olarak da zarara girmeye devam ediyor olacağız...

Derinlere, çok derinlere attığımız stres sebebi ile kederler sorunlar

İnsanı, bununla birlikte devleti yiyip tüketiyor farkında mısınız?

Peki, stresle, tüm bu sorunlarla ve tüm bu zararlar ile

Nasıl ve kimlerin yardımıyla başa çıkabileceğiz;

O sadece cebini doldurmakla meşgul hükümet yetkilileri ile mi?

Yoksa ezberden öteye geçemeyen psikologlar ve psikiyatrlar ile mi?

 

                                                     Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mutluluğun elini sıkı tut…

 

Yaşamak

İçin

Daima

Güzel bir

Neden

Vardır,

O güzel nedeni bul

Ve erdemlice yaşa hayatı,

Sen

Mutlu

Yaşamayı

Hak edebilirsin,

Çünkü o her bir yüreği güzel insan kadar

Senin de hakkın var bu dünyada mutlu yaşamaya.

 

                                   Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Faydasız ve kullanılmayan bilgi hamallık…

 

Bildiklerimiz ile

Ne yapabileceklerimizi

Sınava tâbi tutmanın vaktidir,

Çünkü

İnsanlar

O bildikleri ile ilgili

Yapılması gereken

O erdemli işleri

Yapmadığı sürece

İşte o bildikleri şeyler

Onlara eşek yükünden

Ve hamallıktan farksız olacaktır,

Faydasız ve kullanılmayan bilgi hamallıktan başka nedir ki

Eşek ve hamal olmayanlar elini kaldırsın lütfen.

 

                                                Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Küresel köy olan dünyada sosyal gerçekler…

 

Faydalı duygularımızı düşüncelerimizi,

Faydalı fikirlerimizi erdemlice ve hür olarak

Sağlıklı bir şekilde ifade edememek

Ve onları sağlıklıca erdemlice yaşayamamak

Bize ve hatta daha ilerisi topluma bile zarar vermektedir,

Baskıya, psikolojik teröre(mobbing) mâruz kalmak

Ve bu sebeplerle konuşamamak, kendimizi ifade edememek;

Zihinsel, bedensel, ruhsal sağlığımızı olumsuz yönde etkiliyor,

Böylelikle o kendimize olan güvenimiz azalmaya başlıyor,

Kendine güveni olmayan, sağlığı bozulan içine kapanık insanların

Başarı oranları düşük kalmakta, bu etki kendisi ile birlikte

Topluma ve devlete de olumsuz olarak yansımaktadır,

Artık dünya küresel bir köy hâline dönüşmektedir,

O bâzı olumsuzluklar o her bir ülkeye yansıyabilmektedir.

 

                                                   Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Erdemli zihinler bilir değerini insan olanın…

 

Bir bilge

Dedi ki

Kıymetini bilmeyenlerin

Yanında durma sakın

Yoksa ziyan olursun,

Baktım

Şu dünya insanlığına

Gidecek yer bulamadım

Dedi şair...

Erdemli

Bir mücadele

Vermek gerekli

Zihinlerin erdemli olması için,

Demeyi de ihmal etmedi.

 

            Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eleştiri, tenkit hikmetlice yapılmalı…

 

Eleştiri, tenkit;

O bir şeyin, o bir şeylerin

Hem olumlu

Hem de olumsuz yanlarını

Tam olarak hikmetlice tanıyıp anlayıp

Kavradıktan(nicelikleriyle nitelikleriyle anlamak) sonra,

O hem olumlu

Ve hem de o olumsuz yanlarını

Hep birlikte ve

Erdemli, olumlu,

Kibar(büyüklere yakışır) bir şekilde anlatabilmektir,

Fakat sizlerin çoğu

Eleştiriyi,

Tenkiti o kadar çok yanlış anlamış olmalı ki

Sadece o bir şeylerin,

Sadece o birilerinin olumsuzluklarını

Alaya alarak,

Onları aşağılayarak anlatmaktasınız,

İşte bunu sizler yaparak

Büyük bir hataya düşmektesiniz,

Toplumda bu gibilerin sayısı çoğaldıkça,

İnsanların birbirlerine olan

Güveni sıfıra inmekte,

Birbirlerine olan düşmanlıkları,

Birbirlerine olan nefretleri çoğalmaktadır,

Bir toplumda,

Bir devlet içerisinde

Birbirine güven duymayan,

Birbirlerinden nefret eden kalabalıklar çoğaldıkça

O toplumun,

O devletin refah başarı seviyesi de düşmektedir,

Hatırlayınız ki o her etki bir tepki doğurmaktadır,

Doğru ve erdemli yapılmayan,

Doğru, hikmetli ve olumlu olarak kullanılmayan

O her bir bilgi hem bireye,

Hem cemiyete

Ve hem de

Şu küreselleşen dünya insanlığına

Zarar vermektedir,

İdrak önemlidir,

Bilgiyi doğru anlatmak ve doğru anlamak önemlidir,

Bilgiyi erdemlice kullanmak ise daha fazla önemlidir,

İşte yukarıda da açıkladığımız gibi

Doğru, faydalı, hikmetli

Ve olumlu bir şekilde yapılmayan

Eleştirilerin, tenkitlerin bireyi, cemiyeti,

Toplumları ve küreselimizi

Nasıl bir zarara sürüklediği apaçık ortadadır,

Okullara, cemiyete, basına, internete,

Yazar ve şairlere, sanal âleme, uzmanlara,

Bu olumsuzlukların düzelmesi konusun da

Vazife, iş düşmektedir,

Unutmayınız ki

Düzeltilmemiş, çözülmemiş o her bir sorun

Bir çığa dönüşünce neler olabileceğini

Yeniden hep birlikte istişare etmeniz de fayda görmekteyim...

Unutmayınız ki hikmetlice yapılan eleştiriler, tenkitler

Olumsuz ise faydaya, olumlu ise daha çok başarıya ilerlerler.

Şair kadınına seslendi...

 

O

Her yeni gününü

Dünyanın

Son günüymüş gibi

Dolu-dolu

Aşkla,

Erdemlice,

Hikmelice,

Seninle

Sevişerek,

Birbirimizi severek,

Yarınlara da iyi bir şeyler bırakmak,

Yarınlar içinde olumlu tedbirler almak şartıyla

Erdemlice yaşamak gerekli sevgilim!

 

                            Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Aşırı kullanılınca felakete dönüşen üçlü…

 

Yüksek ego,

Aşırı bencillik

Ve erdemsizce kullanılan kibir;

İşte bu üç hastalık, toplumu ötelemekten,

Yalnızlaştırmaktan,

Güvensizliğe

Düşürmekten başka

Ne işe

Yarayabilmişler ki

Söyler misiniz?

İşte dünya insanlığının

En büyük ruhsal hastalıklarından üçü;

Yüksek ego, hikmetsiz kullanılan kibir,

Ve aşırı bencillik!

 

                       Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ego, bencillik, kibir ve aşırılıklar…

 

Şu nankör insanlığın içerisinde

Belki

Kendinizi korumak adına,

Acımasız şu toplumlar içinde

Belki gardınızı almak adına;

İnsanın kendisini koruması için

Aşırıya kaçmamak şartıyla

Belki birazcık kibir,

Birazcık ego,

Birazcık bencillik yapması

Hakkı olabilir

Fakat dediğim gibi

Aşırıya kaçmamak şartıyla çünkü

Ego, bencillik, kibir

Aşırı çok fazla yapılmaya başlandığı zaman

Bireylere, cemiyete ve küresele o önü kesilemez

Büyük zararlar verebileceği de büyük bir gerçektir,

Buna en büyü örnek;

Dünya savaşları ve

Dünya savaşlarına sürükleyen sebepler diyebiliriz,

Yani bir silah seni ve sevdiklerini de koruyabilir

Fakat doğru kullanılmadığı takdirde,

Bir delinin

Ehliyetsizin eline verildiğinde ise

Cinayete zarara acılara da dönüşebilir,

Bir politik makama

Erdemli hikmetli bir birey geldiğinde

Neler olabileceğiyle

Ve bir de o makam koltuğuna

Akıllı zannedilen bir delinin

Oturtulduğu zaman

Neler olabileceğini kıyas ediniz…

Unutmayınız ki

O her bir şeyin

Hem hikmetlice

Ve hem de erdemlice ölçülü kullanılması

Hem birey için,

Hem cemiyet için

Ve hem de küreselimiz için

En uygun karardır,

Haydi,

Hikmetli ve

Sağlıklı ölçülerle yaşamak için bilinçlenmeye.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Zihin de olanlar ve etki alanı…

 

Zihinde olan

O her bir şey

Bedeni, küreseli

Etkileyebilecek

Çok büyük bir güce,

Büyük bir kudrete

Sahip olabilir,

Zihnine erdemlice hâkim olamayan bir delinin

Cinnet geçirerek kendisine ve topluma cinayet işlemesini

Bir örnek olarak verebiliriz,

Zihninizi erdemli, hikmetli

Ve sağlıklı olarak yönlendirin,

Bunu başarabilmek için

Uzmanlardan da yardım alabilirsiniz, onlar tecrübelidirler.

 

                                              Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hayat orkestranız ve yaşam ehliyetiniz…

 

Orkestrayı

O işin uzmanı yönetmeli,

Eğer o işin uzmanı yönetirse

Muhteşem bir sanat dinletisi dinleyerek

Mutlu olursunuz,

O orkestrayı

Eğer ki uzman olmayan biri yönlendirirse

İç tırmalayıcı

Boktan sesler duyabilirsiniz,

Buda sizi mutsuz etmekle birlikte,

Orkestra hakkında da

Çok çirkin bir hatıranız olacak,

Hatta orkestraya bile nefret duyacaksınız,

Bu işi

Politikaya,

Ekonomiye,

Sanata

Ve her bir şeye kıyas edebilirsiniz,

Unutmayınız ki amatör ve

Ehliyetsiz sürücülerin,

Toplum içerisinde

Ne gibi büyük acılara sebep olabilmektedirler,

Yine bu ehliyetsizliği

Politikaya,

Sanata,

Ekonomiye,

Her hangi bir alanda ki yöneticiliğe,

Kısacası

Yaşamın

Ve hayatın

O her bir alanına,

O her bir şeye kıyas ediniz...

Ben size tavsiye olarak derim ki

Hayat orkestranızı

Ve yaşam ehliyetinizi

Mutlaka ama mutlaka

Uzmanlar eliyle tamamlamaya çalışınız,

Erdemli hikmetli bilgelerden dersler okumaya çalışınız,

Erdemli hikmetli bilge

Ve adaletli olan insanları

Politik makamlara seçiniz,

İşin uzmanı olman her bir birey

Diğer başka bir bireyi,

Kendi toplumuyla birlikte

O diğer toplumları da

Yanlış yönlendirerek

Hayatı

Ve yaşamları çekilmez bir duruma

Sürüklemekte değiller mi?

Savaşlar ve ekonomik krizler neden oluyor zannediyorsunuz,

İnsanlar toplumsal olarak neden mutsuzlar,

Neden birbirlerine küs,

Neden birbirlerinden nefret eden

Kamplaşmış duruma sürükleniyor zannediyorsunuz,

İşte o aptal hırsız erdemsiz, hikmet fakiri ehliyetsiz bireyleri

Baş tacı yaptığınız için olabilir mi?

Dedim ya

Hayat orkestranızı ve yaşam ehliyetinizi erdemlice kullanın.                            

Erdemli hikmetli muhalefetin kudreti…

 

Her bir şeyde hem fikir olmak cinayete sürükleyebilir toplumu,

Hikmetli yapılan muhalefetin fayda tedbir getireceği gibi,

O hikmetli yapılan tenkit, eleştiri de tedbir ve fayda getirir…

Aranız da bilinçli, hikmetli ve erdemli bir şekilde

Muhalefet, tenkit(eleştiri) yapan birileri olsun,

Yoksa hata yapmaya başladığınız da

O hata üzerine hem fikir olup

O hatanızı işleme yürürlülüğe koyup

Hem kendinizi ve hem de toplumu, hatta küreseli

Uçurumdan aşağıya sürüklemek cinayetine düşebilirsiniz,

Doğruların, hak olanın ortaya çıkıp

Erdemlice yaşanabilmesinde, uygulanabilmesinde

Erdemli, bilinçli,

Hikmetlice yapılan muhalefetler fayda sağlayacaktır.

 

                                      Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Zaferler neydi gerçekte hatırlayan var mı?

 

Kim kazanır zafer dünyada,

Öldürmek zafer midir yoksa cinayet mi?

Aslında bilir cevabını aklı başında tüm bilgeler...

Neden acaba cinayetlerin(kötülüklerin)

Adı kahramanlık ululuk diye anılmaya başlanmış,

İnsan neden acaba kınaması

Ve o utanç duyması gereken

Cinayetlerini (kötülükleri) sever ve ulular ki zamanla...

Oysaki ululanacak

Ve kahramanlık destanı olabilecek şeyler

Erdemli olanından ve erdemli yaşamaktan ibaret,

Sâhi erdemli bir yaşam neydi

Ve nasıl olmalıydı

Onu da hatırlar mı ki acaba insanlık.

 

                                      Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Psikolojik ve zihinsel vaziyetler…

 

İnsanın psikolojik durumları

Beden, akıl kalp ve duygularını etkilemektedir,

Sağlıklı bir yaşamın anahtarlarından birisi olan

İşte bu konu ile ilgili,

Bu konunun uzmanlarından bilgi edinmenizi

Israrla tavsiye ederim,

Peki, bu konu ile ilgili sağlıklı bilgiler edinmenizin

Sizlere ne gibi bir getirisi mi olur,

Ne gibi bir getirisi olacağını

Aklı başında çocuklar bile bilir bunu,

Sizler hâlen anlayamadınız mı?

Elbette ki

Sağlık, mutluluk, zenginlik

Ve huzur getirir,

Zâten bunu istemiyor muyuz?

Psikolojimizi, zihnimizi

Ve tüm düşüncelerimizi

Sağlıklı olarak

Kontrol edebilmeyi,

Onlara erdemlice hâkim olabilmeyi

Öğrenmeli değil miyiz?

Kesinlikle öğrenmemiz gerekli olduğunu

Umarım anlar

Ve bu konuda çalışmalar yapmaya başlarsınız,

Biliyoruz ki

Beden, zihin, ruh sağlığı olmadan

Mutlu olunamıyor.

 

Çıkarlar, menfaatler ve ihanetler...

 

Genç şair sordu bilge şaire

Dedi ki

Ey bilge şair

Herkes ihanet eder mi sevdiğine,

Bilge şairde o genç şaire

Cevaben dedi ki

Dünya insanlığı çıkarları için

Ve menfaatleri sebebiyle ihanet eder

O herkese ve sevdiklerine,

Az ya da çok,

Sevdiğine,

Ama mutlaka çıkarları uğruna yapar bunu,

Dediğim gibi;

İhanet eder mutlaka herkes sevdiğine.

 

                          Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Öğle bir felaket akıl kapınız da ki…

 

Bilgeler tarafından erdemli, dürüst ve âdil bir düzen kurulup,

O kurulan adaletli düzende

Erdemliler tarafından korunmadığı sürece

Her bir tarafta bozulmalar, o her bir yönde çürümeler,

O her bir fâni varlıkta kötülükler her geçen gün artmaya,

Artıp sürekli devam etmeye yüz tutacaktır,

Böylelikle kötülükler, çürümeler, bozulmalar

Olağan bir şeymiş gibi insanlarca kabul görülmeye başlanacaktır,

İşte olabilecek en büyük tehlikelerden birisi de budur,

Büyük bir felaket hâline dönüşüp

Sizler ve her biriniz az ya da çok o felaketten zarar göreceksiniz,

Öğle bir felaket ki cinayetler ve erdemsizlikler erdem zannedilir,

İyi ile kötü insanı ayırt edemeyecek bir akıl bunalımına düşürür,

Erkek tavus kuşunu çakal, sırtlanı da aslan zannettirir.

 

                                                     Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İnsanlarda akıl bulantısı var…

 

Sular bulanır da

O düşünebilen akıllar kalpler bulanmaz olur mu?

O birçok anlamlı

Ve o birçok değerli şeyler karşısında

Bakabiliyor,

Gözlerimiz görebiliyor

Fakat

O şeyleri

Fark edemiyoruz, anlayamıyoruz,

Bir akıl bulantısı,

Bir akıl körlüğü yaşıyor gibi insanlar,

Anlayabilmek adına biraz daha gayret etmek

Kanaatimce yerinde bir karar olurdu,

Haydi, başarmak için bir adım daha.

 

                            Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eleştirel insan, kalp ve akıl...

 

Her bir insanın istemi,

Her bir insanın eğilimi birbirinden farklılık gösterebilir,

Tam anlamıyla aynı istem, aynı eğilimde buluşmak

Çok zaman imkânsız olabilmektedir,

Bâzen de eğilimler istemler birbirine benzerlikler gösterseler bile Mutlaka küçük ya da büyük teferruatlar da ayrışmalar, Ayrılıklar olabilmekte,

Zâten tüm bunlar kötü bir istem, kötü bir eğilim olmadığı sürece Anormal bir durum da değillerdir, kendinizi strese sokmayın,

Kötü olmadığı sürece gayet normal bir durum olmaktadır,

İnsanların tüm o birbirinden farklı olumlu eğilimleri

Ve birbirinden farklı olumlu istemler göstermelerine rağmen

Ortak noktalarda buluşabilmek ihtimalleri de daima vardır,

Önemli olan da karşılıklı erdemlice ortak alanlarda birleşmek!

 

                                                    Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ganbaru...

 

Japoncada anlamı ile beraber

O çok sevdiğim bir kelime vardır

O kelime şöyle ki

“Ganbaru”

Anlamı ise şöyledir;

Sonuna kadar direnmek

Ve elinden geldiği kadarıyla en iyi şekilde

O işi sonuna kadar sürdürmek,

İnsanın doğru bildiği inandığı meselede

Daima dik durması anlamına gelmektedir...

Doğru bildiğim işlerde

“Ganbaru” yaptığım doğrudur,

Bunu yapmakla da kendimle onur duyarım,

Kendime de doğru yolda olduğum için teşekkür ediyorum.

 

                                          Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Emeğinin, kaliteli işin keyfini çıkart…

 

Hey,

Sana sesleniyorum dostum,

İyi ve faydalı bir iş mi yapıyorsun,

Her ne kadar

Yorucu olsa da

O yaptığın faydalı işin

Keyfini,

Tadını çıkar,

Daha mutlu olursun,

Huzurlu hissedersin

Ve yaptığın iş de

Gayet kaliteli olur

Çünkü kaliteli insanlar kaliteli işler yaparlar,

Kaliteli iş yaptığın içinde kendine teşekkür etmeyi unutma.

                         

                                            Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Can suyu ve yetenekler…

 

Okyanusun, denizin dalgalarıyla boğuşmakla

İnsan kendisini zarardan kurtaramaz,

Ancak yüzmek için kollarını

Ve bacaklarını doğru olarak kullanmak

Yeteneğini keşfedip yapmak başka...

Yetenek edinin, yetenekler edinin ki

Şu hayatta ayakta kalabilesiniz,

Şu birçok zararlı insanın yaşadığı

Var olmaya devam ettiği hayat denen denizde

Sizler yüzmeyi, yâni faydalı yetenekler ile

O zararlardan korunup huzuru, mutluluğu, gücü bulabilirsiniz, Faydalı amaçlar yetenekler edinin,

O faydalı amaçlar ve o faydalı yetenekler sizlere

Tüm o zorluklarla baş edebilmek için bir can suyu olacaktır.

 

                                                Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hayat da zorluklar karşısında…

 

Bize

O

Hep yapmak istediğimiz

İşler için

Bir süre,

Bir zaman dilimi

Verilmesini isteriz,

İşte

O zaman dilimi

O yaşadığımız

Tam da bugündür,

Hamleni

Bilgece yap artık,

Bilmiyorsan eğer bilgeliği öğren ve yetenekler edin.

 

                               Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Olasılığı düşük ve gerçek dışı beklentiler…

 

Asla olmayacak beklentilerle

O olabilecek beklentileri

Ayırt edebilmeyi öğrenin

Ve asla olmayacak olan o beklentilere

Bel bağlamayın,

Tüm hayatınızı, kendinizi

O olmayacak olan şeylere ümit ettirmek hatasına düşürmeyin,

O olmak olasılığı düşük beklentilere

Umut bağlayıp da kendinizi yıpratmayın,

Büyük hayâl kırıklıkları,

Çok büyük umut kırıklıkları

Sizlere şu hayatı yaşanmaz bir hâle çevirir, dikkatli olun, Gerçekçi olun, yetenekler edinin

Ve o yeteneklerinizi de erdemlice değerlendirmeyi öğrenin.

 

                                              Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hayâller gerçeklerle birlikte şekillenmeli…

 

Senin asla Mars gezegenine gidecek

Bir uzay gemin ve askerlerin, mürettebatın asla olmayacak,

Gerçeğin dışına çok fazla çıkarak hayatını çekilmez kılma,

Fakat o uzay gemisinin, mürettebatının

Hikâyesini yazabilirsin, gelecek asırlarda belki

O uzay gemisine sahip olabilmek olasılığı olan

Bâzı insanlara heyecan, coşku ve ilham veren bir hikâye olabilir,

Şu an da seni ve varsa sevdiklerini,

Ve varsa sorumluluğun altındakileri

Ayakta ve hayatta tutacak olan yetenekler edinip,

Elindekilerle mücadele vermesini öğrenmelisin, para kazan,

Hayâller kurarken bile gerçeklerin dışına çok taşma lütfen,

Hayâller kur elbette fakat tüm kontrol,

Tüm hâkimiyet senin elinde, senin aklında, senin zihninde olsun.

 

                                                      Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şizofreni ve gerçeklik ayırımı…

 

Gerçeklerle birlikte şekillenmeyen hayâller

Bir

Ruh

Sancısı olan,

Bir

Zihin

Hastalığı

Olan

Şizofreniye

Dönüşebilmektedir,

Lütfen bilgelenin, unutmayınız ki

Hayâller gerçeklerle birlikte şekillenmeli,

Gerçek olanla gerçek dışı olanın arasını

Ayırabilecek bir zihin sağlığını edinmeye bakın.

 

                               Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

En doğru karar ve mücadele sanatı…

 

İnsan dünyada mücadele ile yaşar

Ve mücadele içinde ölecektir

Önemli olan o mücadeleyi erdemli yapıp yapmadığınızdır,

Bu mücadele için yeteneklerinizi

Ve bilgeliğinizi, erdemli dostlarınızı sıkı tutun,

Onlar sizi mutluluğa taşıyan yakınlarınız olacaktır...

İnsan bu dünyada mutlaka sıkıntı belalar ile karşılaşacaktır Bundan kesinlikle kaçış yok,

İşte o sıkıntılara karşı kendimizi hazırlamalıyız,

Bu hazırlık cesur bir yürek ve bilge bir akılla mümkün olmalı, Zâten hep söylerim o her bir insan nihayetinde ölecek, fakat

O ölüm anına kadar erdemli âdil hamleler yaparak yaşamak

Ve o mücadeleleri erdemlice hikmetlice yapmak

Elbette ki çok daha doğru karar olacaktır.

 

                                                 Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hayatının muhasebesini yapmalısın…

 

Bir insan

İlahi kitapları

Ve o ilahi kitabın

O rabbini sevdiğini iddia ediyor

Fakat

Kötülükleri,

Adaletsiz işleri yaparak,

Haksızlıklar yaparak

Hayatını yaşıyor ise

Adaletsiz

Ve çirkin kalpli insanları destekleyerek

Hayatını sürdürüyor ise

Sakın onun o ilahi kitabı sevdiğine

Ve o ilahi kitabın sahibini sevdiğine inanmayın

Çünkü

İnsan

Ancak sevdiğiyle

Sevdikleriyle beraberdir,

İnsan

Destekledikleri ile beraberdir,

Hem iblisi severek

Aynı zamanda bir de melekleri severek

İkiyüzlü bir yaşam yaşamak

İnsan denen varlığa yakışmaz,

Bunu kendisine yakıştıran

Ancak aptalın,

Câhilin,

İkiyüzlünün birisi olmalı,

Eğer ilahi kitabı sevmiş olsaydı

O ilahi kitap da ki

Adaletli erdemli yaşamı tercih ederek,

Adaletli olmaya başlar,

Erdemli yaşamaya başlar ve

Kötü insanlarla birlikte olmayı da terk ederdi,

Kötülükleri yapmayı terk ederdi,

Haksızlık yapmayı terk ederdi,

Adaletsizlik yapan insanları

Ve adaletsiz olan gurupları,

Adaletsiz partileri,

Adaletsiz câhil tarikatları desteklemeyi terk ederdi,

Onlarla dost olmayı terk ederdi,

Peki,

Sizler kimleri destekliyorsunuz,

Kimleri seviyorsunuz,

O sevdiklerinizin yaşamları,

Hamleleri adaletli mi?

Onların yaşantıları erdemli mi?

Hatırlayınız ki

Kişi sevdiği ile beraberdir,

Peki, sevdiklerinizin yaşamları nasıl,

Bunların muhasebesini hiç yaptığınız oldu mu?

Unutmayınız ki

Kader ya da tâlih değildir insana hayatını kötü

Ve zorla yaşatan,

Aslında

İnsanın kendi tercihleridir ona kendi o cüz’i kaderini

İyi ya da kötü yönde yaşatıp yazdıracak olan…

Hikâyeni

Artık

Yazmaya

Başlamak

Zamanı

Geldi,

Biraz geciktin fakat

Doğru olanları da

Düşe kalka öğrendin,

Az ya da çok acı keder çektin,

O bir kısım insanlar seni çok yıprattılar,

Şimdi dim-dik doğrul

Ve erdemli bir hayat yaşamak için

Hayatı yürümeye başla,

Şimdi tercihlerinin

Ve fikirlerinin muhasebesini yapmak zamanıdır,

Hayat öğle bozuk para gibi harcanacak kadar

Değersiz önemsiz bir meta değildir,

Haydi,

O hayatını yaşamaya,

Mutlu

Ve erdemli olmaya değer bir zirveye taşı,

Sen bunu başarabilirsin,

İnsan denen varlık

Erdemlilik ve temiz bir vasfa uygun olarak var edildi,

Sen onu yeniden kazanabilirsin.

 

 

 

 

 

Başarmak için yorulmak gerek bâzen…

 

Önemsiyor musunuz?

Öğleyse o önemsediğiniz şeyleri başarmak için,

Ele

Geçirmek

İçin,

Onunla

Olabilmek için

Biraz zamanımızdan rahatımızdan vermek gerekiyor

Fakat erdemden, adaletten, hikmetten asla ayrılmadan!

Unutmayınız ki dost kaybolursa bulunabilir,

Para yitirilirse kazanılabilir,

Fakat insanlığınızı oluşturan, hikmet, erdem ve adaletten

Aşağılara düştüğünüz anda yeniden onları kazanmak

Çok zaman imkânsız bir hâl alabilir, onları sakın yitirmeyin.

 

                                                 Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Düşe kalka ibret alabildik mi?

 

Bâzen içimizde ki insanlık öldüğünde,

Bâzen de içimizde ki insanlık yaşadığında galiba

Kalkabiliyoruz kimi zaman düştüğümüz o yerden,

O ikisinin tam orta yeri neresidir bilmiyoruz çok zaman, Kaybediyoruz öğrenene kadar nasıl ve kimlerle ayakta

Ve kimlerle hayatta kalınabileceğini...

Kim bilir, sende kaç defa yaralandın, düşürüldün

O içerinde ki insancıl tarafının sebebiyle,

Kim bilir sende kaç defa fark ettin o içerinde ki

O insancıl tarafının ancak mutlu edebildiğini seni,

Anlamak, keşfetmek ne kadarda zormuş,

Ne zaman, nasıl ve ne vakit insancıl olunabileceğini,

Ne zaman ve kimlere karşı nasıl bir gard alınması gerektiğini,

Nasıl bir duruş takınılması gerektiğini düşe kalka öğreniyoruz.

 

                                                    Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İkna etmek ve şekillendirmek yeteneği…

 

Nezaket

Ve bilgelik

Bunlar

Bir araya

Erdemlice getirilip

Birleştiğinde

Karşınızda ki birçok insanı

Bal mumuna çevirebilirsiniz,

Şimdi o karşınızda ki insana

Balmumu kadar daha kolay

Şekil verebilir,

Biraz daha kolay

İkna etmek

Kapısını açmış olursunuz.

 

           Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şartları olgunlaştırmakta azmedin…

 

Dediler ki ey bilge şair çok basit anlatsan olmaz mı?

Bilge şair de cevaben dedi ki

Sevdiğiniz insanlar deniz aşırı bir yerdeler mi?

O hal de o denizi aşmak için

Kulaçlarınız, geminiz, uçağınız olmalı,

O deniz aşırı ülkeye seyahat edebilecek olan

Şartları gerçekleştirmeniz gerekecek,

Yâni demek istiyorum ki

Hayatınızı olumlu anlamda değiştirmek için,

Değişiklikler yaparken karşınıza çıkacak olan

O tüm zorlukları aşabilmek için, bilgelenin,

Erdemli yetenekler edin

Ve o yetenekleri kullanmaya azmedin, gayret edin.

Anlatabiliyor muyum?

 

                                 Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kötülük yolu ve aptallık…

 

Bir

Kötülük

Yapılmasına

Göz yummak,

Büyük

Bir

Kötülük yolu açmak

Anlamına gelir,

Artık

Daha büyük

Kötülüklere

Kapı

Açtırdınız

Demektir.

 

      Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yol olur; cehaletin, aptallığın hikâyesi…

 

Elbette ki

‘İyilik yolu’ açılırsa

O yoldan iyiliğe de yol açılmış olur

Bunu hepimiz bilmekteyiz

Fakat

Bizim anlatacağımız

Ve ders alınmasını,

İbret alınmasını istediğimiz hikâye

Kötülüğe,

Aptallığa,

Cehalete açılan yollarla ilgili

Kısa bir hikâyedir,

Şöyle ki

Anlayışı kıt,

Belki biraz da aptal,

Belki de biraz uyanık geçinen

Adamın birisi

Büyük bir arazi sahibi

İyi niyetli ve saf kalpli

Kuzeninin evinin yakınına giderek,

Kuzenine der ki

Kuzen

Ben kasabaya gidiyorum,

Fakat senin arazin çok büyük,

Bu kasabanın yolu da

Senin o arazinin etrafından dolaşmakta,

Senin arazinde faydalı ekinler ekilmekte

Bunun da farkındayım,

Hem ben senin akraban

Tek olan kuzeninim

Benim hatırım için

Şu kasabaya gidiş yolunu kısaltmam için

Senin şu ekin ekili arazinin orta yerinden

Bir defalığına mahsus olmak üzere geçebilir miyim?

Der,

Arazinin sahibi olan kuzen buna itiraz eder,

O ekinlik arazinin sahibi olan

Bunun mümkün olamayacağını,

Eğer buna bir defalığına izin verirse

Oranın ‘bir yola’ dönüşeceğini söylese de,

Kuzeni dakikalarca ısrar eder,

Yalvarır, yakarır,

O ekinlerin ekili olduğu

O büyük arazinin sahibi olan kuzenini

Bir defaya mahsus olmak üzere,

Aracıyla onun arazisini kullanarak

Kestirmeden gitmeye ikna eder,

Arazi sahibi kuzen

O arazisinin orta yerinden kuzenini

Ve aracını uğurladıktan hemen sonra,

Kendisinin de işleri sebebi ile

Akşam dönebileceği uzak bir yerlere

O kendi aracı ile yola çıkar,

Fakat kendisi normal olan yolu kullanmıştır,

Tüm işlerini tamamlamış

Ve akşam vakti olmak üzereyken

Arazi sahibi

Evinin de içerisinde bulunduğu

O evine doğru yola koyulur,

Evine döndüğünde bir de ne görsün;

O kuzeni

Ve kuzeninin arabası için

Bir defalığına kasabaya kestirme yoldan

Kendi arazisinin orta yerinden gitmesi için

İzin verdiği yer ‘yol olmuş’

Her kasabalı,

Her bir köylü

O ekinlik araziden geçen

O yolu kullanmaya başlamış…

Hayat ta böyledir işte,

Kötülüklere bir defalığına ‘yol verirseniz’

O kötülük artık ‘yol bulmuş’ demektir,

Kötülüğe

Bir defa izin verdiğinizde,

Bir defa kapı açtığınız da

O içeriye girmeye başlayacak demektir…

‘Kötülüğe yol vermeyin’

Gücünüz yetmiyorsa eğer,

Kolluk kuvvetlerinden,

Yetkili kuvvetlerden yardım istemenizde

Fayda var.

Sakın unutmayın

‘Yol olur’

Bu hikâyeyi

Hükümetlere,

Politikaya,

Ekonomiye,

Partilere,

Tarikatlara,

Sağlığa,

Zararlı olan şeylere,

Kendi hayatınıza,

Kısacası

O her bir şeye kıyas edebilir,

Örnekleri

Daha da fazla çoğaltabilirsiniz…

Dedim ya

Çok

Dikkatli olun

Geçit verilirse eğer

Mutlaka orası

‘Yol olur’

Fakat

İyi bir kapı,

İyi bir yol açarsanız da

İşte

O vakit

O ‘iyilik yolu’ oluverir,

Açtığınız yola dikkat edin,

Ne için açtığınız,

Kimler için açtığınız çok önemli,

Şimdi erdemli bilge bir akılla

Veya da erdemli bilge birkaç akılla

Düşünüz anlattığım bu hikâyeyi…

Dikkatli olun lütfen

‘Yol olur’

 

 

Adalet mülkün ve hayatın temeli…

 

Adalet

Mülkün

Temeli

Diye

Yazıyor

Adliye

Saraylarının,

Mahkeme

Duvarlarının

En üst yerlerinde,

Peki,

Adalet mülkün temeli ise eğer

O temeli

O câhil halkın

O seçtiği hırsız hükümetler

Yerle bir, harap ve târumar etmediler mi?

Peki, onlar

Bu yıkımı kötülüğü târumarı gerçekleştirirken

Neredeydi kolluk kuvvetleri, savcılar, hâkimler,

Yoksa hikâyede ki o hâkimin dediği gibi mi?

Hikâyenin birinde,

Hakkını savunmak için

Anarşist fakat zararsız bir eylem yapan

Bir adamı tutuklarlar,

Kolluk kuvvetleri

O anarşist eylem de bulunan adamı

Mahkemeye hâkimin karşına çıkartırlar,

Henüz hâkim konuşmaya fırsat bulamadan,

Hakkını savunmak amacıyla

Anarşist eylemi gerçekleştiren

O adam hâkime der ki

Benim yerime o haklarımı gasp eden

Politikacıları,

O haklarımı gasp eden hükümetleri

Tutuklatıp buraya çıkartmalı değil miydiniz?

Hâkim adama cevaben der ki

Sen ve senin gibi aptalların oluşturduğu

Toplumlar değil mi zâten

Biz hâkimlerin başına patron olarak

O hırsız adaletsiz hükümetleri,

O hırsız adaletsiz politikacıları seçenler,

Sen ve senin gibiler

Biz hâkimlerin,

Biz savcıların başına

O hırsız adaletsiz hükümetleri seçtiği için,

Onların yerine işte sen o sebeple buradasın,

Bilmem anlatabildim mi?

Daima söylerim

Kader ya da tâlih değildir

O adaletsiz hırsız hükümetleri başımıza getiren,

Aslında halkın

O kendi aptal câhil tercihleridir

O hırsız adaletsiz hükümetleri başımıza bela eden…

Şimdi anlatabildim mi?

 

 

 

 

Sırlarımız ve güven…

 

Kendi o birçok

Sırlarımızı

Saklamanın

Önemini

Bir

Bilseydiniz,

Sizi

Güvende

Tutan

O

Şeylerden

Biridir

Desem

Yeridir ancak.

 

      Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sen yapmış olamaz mısın?

 

Kader

Tâlih

Dediğiniz

O birçok şey

Aslında

Sizin

O

Kendi

Elinizle

Aklınızla

Yaptıklarınızın

Sonucundan

Başka

Hiç bir şey değildir.

 

     Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İnsan ne kadar da zâlim ve yalancı çıktı…

 

Adam ve kadın

Cinayet

İşlerler,

Acımadan mâsum bir çocuğun

Boğazını keserler,

Çocuk ölür,

Cinayet işledikleri an üzerlerinde

Beyaz gömlek vardır,

Mahkeme de

Hâkim sorar

Sizler mi işlediniz bu cinayeti,

Adam ve kadın sırasıyla konuşarak

Cevaben derler ki

O üzerimiz de ki

Beyaz gömlek işledi cinayeti,

Bir de o gömlekleri azmettiren şeytan,

Bizim hiç kabahatimiz yok hâkim bey,

Hâkim şeytana sorar,

Der ki

Sen mi azmettirdin bunları,

Şeytan hâkime cevaben der ki

Ben o cinayeti işleyin mutlu olursunuz

Demeye bile fırsat bıraktırmadılar,

Eskiden ben insanlara kötülük yapın mutlu olursunuz derdim,

O aptallarda yapar ve mutsuz olurlardı,

Artık şimdi yeryüzünde

Benden daha kötü, daha zâlim,

Daha yalancı bir varlık olduğunu fark ettim,

Hâkim şeytana sorar

Der ki

Kimmiş peki

O senden daha yalancı,

Senden daha zâlim,

Senden daha kötü olan,

Şeytan da cevaben hâkime der ki

Şu an şu karşınız da ki

O kendi cinayet suçlarını,

O küçük mâsum çocuğa işledikleri o cinayet suçlarını

Bana ve

Şu giyindikleri cansız beyaz bir gömleğin

Yaptığı yalanını söyleyen

Şu iki vicdansız zâlim kötü insanlar

Ve birde politikacılar değil de ya nedir,

Hem değil mi?

O politikacılar

Milyonlarca insanoğlunu

Şirketlerinin kâr etmesi uğruna

Savaştırıp birbirlerinin elleriyle cinayet işlettiren!

Şeytan en son olarak

Hâkime der ki

Hâkim bey

Ben sadece yapın mutlu olursunuz derdim,

Fakat o cinayet ve kötülükleri işleyen

İnsanların ve politikacıların hiç mi kabahati yok şimdi.

 

 

 

 

Erdemle hikmetle karşılayın olayları…

 

Ne çok fazla sevinmeyin

Nede çok fazla üzülmeyin,

Erdemli ölçülü yapın tüm bunları,

Çünkü o her ikisi de, üzüntü ve kederde 

Değişkenlik yaşatabilir, değişe bilirler

Üzüntüler sevince,

Sevinçler kedere dönebilir,

Kötü zannettiğiniz bir işin içinden iyi bir şeyler,

İyi bir şey zannettiğiniz şeylerin içinden de

Kötü bir şeyler çıkabilir,

Erdemlice karşılamaya çalışın olayları,

Hikmetle okumaya çalışın,

Hazırlıklı, olgun karşılamaya çalışın olan şeyleri,

Zordur, fakat gardınızı buna göre almalısınız.

 

                                Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kimdir daha vahşi olan…

 

Kötü düşünen

Ve devamında

Kötülüğünü

Acımasızca gerçekleştiren

Bir insan değil mi aslında

O tüm kâbuslardan

Daha tehlikeli,

Kötülük hamlesi yapan

Vicdansız

Bir insan

Değil mi aslında

O tüm canavarlardan

Daha korkunç,

Daha vahşi.

 

          Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Erdemli karar almayı öğren ve mutlu ol…

 

Kararsızlık

Batağına

Düşmemeye

Özen gösterin

Ve

Bilgece

Kararlar almayı

Mutlak öğrenin,

Mutluluk

İşte

Bu yolla

Size

Daha

Çok uğrar.

 

       Sonnet… Nafiz coşkun

 

                

 

  

 

 

 

 

 

 

 

Kalbine sevgi ile yerleştirdiğinlesin…

 

Kalbinde var ettiğinle berabersin,

Neyi, neleri var ediyorsun

O düşünebilen kalbinde

Çok iyi düşün lütfen,

Erdemli bir şeyleri o düşünebilen kalbinde 

Var etmeye mi başladın

Yoksa o düşünebilen kalbinde

Senin o hayatını cehenneme çevirecek şeyler mi?

Var etmeye başladın…

Kalbine sevgi ile yerleştirdiğinlesin,

Fakat ikiyüzlü olma

Orada hem iblis kötülük ve hem de melekleri sevemezsin,

Buna dense-dense ancak nâmussuzluk denir,

İşte bu tür ikiyüzlü nâmussuzlar cennete alınmıyorlar. 

                

                                          Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Beğenen alır beğenmeyen almaz kardeş…

 

Tanrılardan nefret eden

Ve tanrılara söven

Elbet de o sövüp küfrettiği

O tanrıların avenelerini de

Sevecek değil ya

Ve onlara övgüler düzüp

Söyleyecek değil ya…

Hükümetlerden

Nefret edenler de

Onların taraftarlarına

İltifat edecek değiller elbet,

Hem onları da sevecek değiller elbet,

Ben lafımı koydum orta yere beğenen alır,

Beğenmeyen almaz kardeş.

 

                         Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Olaylar karşısında erdemli hikmetli duruş…

 

Bir şeyi,

O bir şeyleri çok isteriz,

Olması için zorlarız,

Olur ya da olmaz,

Olması için çaba sarf ederiz,

Olur ya da olmaz,

Çok uzun süre bekleriz

Birçok vakit,

Birçok vakit bunları yaparız,

Olur ya da olmaz,

Fakat o olurlar

Ve o olmazlar da

Çok gidiş gelişler yaşarız,

O gitmeler de ve gelmeler de

Hüzünler

Ve heyecanlar yaşarız,

Hatta

Umudumuzu yitiririz,

Hatta inancımızı bile

Yitirecek duruma geliriz,

Olur ya da olmaz,

İşte tamda

O olurların

Ve o olmazların olduğu zamanlar

O olurlara

Ve o olmazlara karşı

Erdemli bir duruşunuz olmalı,

O erdemli duruşu öğrenmek

Belli bir zaman sürecidir,

Hemen pes etmeyin,

İnancınızı hemen yitirmeyin,

Ben de zorlanıyorum,

Çok şey bilmeme rağmen

Ben de çok zorlanıyorum kederler karşısında,

Sıkı durun,

İnsanın mutlu olup olmaması,

İnsanın gâlip gelip gelmemesi

O olaylar karşısında ki

Tepkileri sonucundadır,

Bunu sizlerde biliyorsunuz,

Birçok şey zihnimiz de,

Birçok zaman zaferleri kazanabilmek bile

Zihinde başlar,

Yenilmek bile birçok vakit

Zihinde başlar,

O zihninize,

O kalbinize ne ektiğinize dikkat edin lütfen,

Erdemlice hikmetlice mücadele vermenin

Nasıl olması gerektiğini öğrensek hiç fena olmazdı hani,

İşte bütün mesele de bu değil mi zâten,

O erdemli duruşu,

O hikmetli hamleleri yapmakta,

İşte bütün mesele bunu başarmakta,

Selametle…

Haydi, rast gele.

 

 

 

İşte bütün mesel şudur…

 

Nasip ya da

Kader değildi

O kötü zâlim

Ya da aptal câhil olan,

Aslında

İnsanların,

Halkın o kendi tercihiydi

Nasiplerini kaderlerini

Yine kendi elleriyle etkileyip değiştirecek olan...

Kardeş,

Her ne ekiyorsanız,

Halk olarak

Ve birey olarak

Nasibiniz kaderiniz

Çok zaman o oluyor,

Elbette ki etraf da ki şartlar da,

Ekonomi de,

Hatta coğrafik yapı bile 

İnsanın kaderin de rol oynayabiliyor,

Fakat çok zaman

İnsanlar

Ve halk

O ektiğini,

O ektiği gerçeklerin,

O ektiği yalanların,

O ektiği kötülüklerin,

O ekmediği şeylerin

Hasadını biçiyor,

Veya bâzen de

Elinde olmadan

O başka insanların,

Hükümetlerin  

O ektikleri şeylerin sonuçlarını da biçiyorsun,

Biçmek zorunda kalıyorsun,

Fakat çok zaman

O nasibi kaderi

İyi anlamda değiştiren şey

Erdemli hamleleridir insanların ve halkın,

Halk ve insan,

Birey ve cemiyet

Erdemli hamleleriyle

İyi anlamda bir şeyler ekmenin

Kaderini yazabilirler,

Bunu başarabilirler,

Bakalım demokrasinin bir aynası olan o halk

İyi anlamda kendisini değiştirip şekillendirebilmeyi

Başarabilecek mi?

Nasip diyoruz ya

İşte o nasibini çalış

Ve iyi anlamda şekillendirmeye gayret göster,

Doğru olan budur,

Ey adı demokrasi olan

Demokrasinin aynası olan halk,

Câhillerden ve kendi câhilliğinden yüz çevir,

Bilgeliğe yüzünü dön,

Erdemleş ve kaderini adaletle, bilgelikle, mutlulukla yaz,

Bunu birlikte başarabilirsiniz.

 

Ektik ve bekliyoruz…

 

İstediğimiz o bir şeyin,

İstediğimiz o bir şeylerin

Hemen olmasını

Arzuluyor ve istiyoruz,

Mesela

Akşam karanlığına

Güneş ekersin

Fakat

Dakikalar sonra biçemezsin onu,

Öğle değil mi?

Dakikalar sonrasında değil,

Güneşin doğması

Belli bir zaman sürecidir,

Bu bilimsel bir ekimdir,

O akşam saatlerine ektiğin güneşi biçmen

Ancak

Saatler sonra olacaktır,

Bu bilimsel gerçeğin doğuş zamanı

O her bir ekim gibi

Belli bir zaman almaktadır...

Ağaç ekersin

Fakat ondan meyve alman

Yine belli bir süre sonrasında oluşacaktır,

Mutlaka bir zaman beklemen gerekecek,

Meyve alabilmek için

Şartların olgunlaşması gerekmekte...

İnsan ekersin,

Doğar doğmaz ondan koşmasını,

Doğar doğmaz ondan fikirler üretmesini istemen

Asla doğru olmaz,

Hatta çocukça bir istek olurdu,

Ancak

Belli yıllar

Ve belli öğrettiler sonucunda

O istediğin olabilir,

Zaman, bilgi, hamle ve öğreti,

Olması için şartları yerine getirip

Olgunlaşmasını beklemek zorundayız...

Beklemek,

Zordur biliyorum,

Bende insanım,

Senin kadar bende sabırsızlanıyorum,

Bende şartları yerine getirmek

Ve beklemek zorundayım…

Güzel

Faydalı bir şeyler ektim,

Şartların olgunlaşması için gayret ediyorum,

Kimileri de faydalı

Ve ekonomik yönden zenginleştirici projeler hazırlıyor,

Şartları olgunlaştırmak

Ve gayret etmekle beraber

Sabırla beklemeyi de bilmek gerekli

Öğle değil mi?

 

 

 

 

 

Cümlelerin kudreti…

 

Bir cümle olumlu

Veya olumsuz yönde

İnsan hayatını etkileyebilecek güce sahiptir,

Bir cümle

İnsan hayatını

Olumlu veya olumsuz yönde

Değiştirebilecek bir kudrete de sahip,

Kime ne dediğiniz,

Ne söylediğiniz

Çok önemlidir aslında,

Size söylenenler olumsuz bir şeyler olabilir,

Güçlü durmanız da fayda var,

Çünkü olumsuz şeyler sizi yıkabilir,

Erdem ve hikmetle duruşunuzu korumayı öğrenin.

 

                                   Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sonlar ve başlangıçlar...

 

Güzel hatıraların, güzel hikâyelerin şerefine...

Aslında bende farkındayım

O kimi zaman hayatımızda iyi sağlıklı faydalı bir şeylerin

Başlaması ve yaşanması için yine o hayatımızda

Veya dünyamızda o bir şeylerin sona ermesi gerektiğinin,

O sona ermesi gereken şey iyi bir şey olmuş olsa bile...

Bizi ısıtan güzel güneş arada bir bize veda etmeli ki

Geceden de faydalana bilelim öğle değil mi?

Yaz mevsimi tükenmeli ki güz ve kıştan sonra

O ilkbaharın o muhteşemliğini yaşayabilelim…

Gidiyorlar, elden bir şey gelmez, bâri gelen o iyiliklere sevin,

Sona eren o yaşadığımız iyi gerçeklerin

Ve güzel hikâyelerimizin sona ermelerinin ardından

Üzülmüş olsak bile, yeni güzel başlangıçların şerefine sevin.

 

                                                 Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kânun, yasa, hükümetler ve aveneleri…

 

Doğruluk ve erdem;

Bir müzik aleti olan

O kânun olsaydı eğer ilk başta politikacılar,

Şirketler, tarikatlar ve bunların aveneleri olmak üzere

Onu mutlaka halkın gözüne girmek için seslice çalarlardı, Onların takipçileri de

Sırf onlara yalakalık olsun diye

Onu gürültülü bir şekilde çalarlardı,

Fakat doğruluk ve erdem;

Gerçekte ve mutlaka yaşanması zorunlu

Bir kânun (yasa) olmuş olsaydı eğer onu ilk başta politikacılar Şirketler, tarikatlar ve bunların takipçileri başta olmak üzere

O kânunu (yasayı) asla yaşamazlardı,

Günümüz de ki örnekler bunun ispatı değil de ya nedir.

 

                                                   Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Düşman kuzu postuna sarılı gelir…

 

Bilge şair dedi ki

O çok zaman

Düşman

Kuzu postuna sarılıp da gelir,

Sen kuzu koyun postuna değil asıl

O erdemli

Ve âdil yaşıyor mu?

Âdil yaşamıyor mu?

İşte tam da ona bak,

Onu görmeye çalış, akıl gözünle görmeye çalış,

Akıl gözün olgun değilse olgunlaştır onu, yoksa zarar edersin,

Yoksa o kuzu koyun postu senin aldanmana sebep olur,

Bak hükümetlerin, şirketlerin, tarikatların, örgütlerin

Ve birçok insanın üzerinde o kuzu koyun postu mevcut.

 

                                         Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne mutlu ki insan da ölümden kaçamaz…

 

Ölümsüz ve sonsuz zannedersiniz

Fakat insanlar gibi o üzerinde yürüdüğünüz yollarda ölür,

Her bir şeyin bir sonu var,

O başlangıç ile son arasında

Erdemli bir yaşam oluşturmaya gayret edin,

Çünkü ne o dünkü vakti

Ve ne de bir an önce ki zamanı

Asla geriye alamıyorsunuz,

Henüz daha zaman da yolculuk da keşfedilemedi,

Hem zaman yolculuğu keşfedilse bile ölümden hiçbir fâni varlık

Ve o adaletli ilahi mahkemeden hiçbir fâni varlık kaçamaz,

Başta o adaletsiz yalancı hükümetler, tarikatlar, şirketler ve

Tüm bunların taraftarları olmak üzere!

İşte şimdi girin cehenneme.

 

                                                     Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kendi çabanız, gayretiniz ve ürettikleriniz...

 

Ticari bir spor takımının teknik direktörü

Takımına diyordu ki

Biraz sonra şampiyonluk kupasını kazanmak için

Bu sezonun son karşılaşmasına çıkıyoruz,

Ben sizlere bildiğim o her bir şeyi öğrettim,

Yeni öğrendiğim şeyleri de öğretmeye devam etmekteyim,

Birlikte birçok zaferler elde ettik,

Geçmişte de birden fazla şampiyonluk kupası kazandık,

Fakat bu şampiyonluk karşılaşmasında

Şu karşımıza çıkacak olan takımın

Ve teknik ekibinin de

Sizin kadar güçlü ve iyi oynadıklarını biliyorsunuz,

Ben nasıl size bildiğim o her bir şeyi öğretti isem

O takımın teknik ekibi de

O bildiği her bir taktiği sporcularına öğrettiği bir gerçek,

Her iki spor takımı da eşit derece de çok güçlü,

Eğer o kupayı istiyor arzuluyor iseniz,

Eğer bu şampiyonluk kupasını yeniden kazanıp

Yukarılara kendi elleriniz ile kaldırmak istiyor iseniz,

Eğer kendinizin başka takımlara

Çok daha yüksek paralara transfer olmasını istiyor iseniz

Bu şampiyonluk kupasını kazanmanız gerekiyor

Çünkü şampiyon takımın oyuncuları

Daha yüksek paralar kazanarak

Transfer olmak şansını

Elde edebiliyorlar,

O halde o benim sizlere öğrettiklerimin üzerine

O kendi ürettiklerinizi

Ve olanca tüm azim

Ve gayretinizi ortaya koymanızı istiyorum,

Bu şampiyonluk kupasını

Ancak benim size öğrettiklerimin üzerine

O kendi olanca gayretinizi koyarak kazanabilirsiniz,

Bu maçta ‘gayret’

Bu maçta ‘azim’ en yakın dostunuz olacaktır

Çünkü sizi istediğiniz zafere

Ancak o ‘gayret’

Ve o ‘azim’ denen dostunuz taşıyacaktır,

Bunu asla aklınızdan çıkarmayın,

Aklını erdemlice kullanabilmeyi öğrenen insanlar;

Öğretmenlerinin,

Eğitmenlerinin,

Koçlarının,

Teknik direktörlerinin onlara öğrettiklerinin üzerine

Kendi çaba ve gayretlerini akıllıca koyanlardır,

Şimdi sahaya çıkın

Ve olanca tüm o ‘gayret’ ve ‘çabanızı’ ortaya koyun,

Aslanlara da ancak bu yakışır,

Sizler birer aslansınız,

Pes etmeyen ve gayret gösteren birer aslan!

 

 

 

 

 

 

 

 

Kanat tak anlarsın seni sevip sevmediğini…

 

Ben arkadaşlarımın,

Dostlarımın,

Sevdiklerimin kanatlarına asla zarar vermem,

Onlara kelepçe bağlamam,

Hatta kanatları yoksa bile

Onların birer kanat edinmesi için çaba gösteririm,

Erdemli bir hürriyeti severim ben,

Kişinin o kendi erdemli haklı âdil tercihlerini

Daima desteklemişimdir,

Neden kanat biliyor musunuz?

Çünkü kanatları olan birisinin

Sizi gerçekte sevip sevmediğini

Çok daha kolay anlarsınız,

Uçmayı bildiği halde

Eğer hâlen

İhtiyaç duyduğunuzda

Yanınızda iseler

Ve size sevgi ve fayda veriyorlar ise

O doğru bir insan, dost ve sevgi seçim demektir,

Yok,

Eğer ki yanınızdan uçup gitti ise

Ve ihtiyaç duyduğunuzda

Artık yanınızda değiller ise

Bırakın, tutmaya bile kalkışmayın,

Bırakın gitsinler

Çünkü

Sizi sevmeyenler

Ancak birer vakit kaybından ibarettirler...

Vakit,

Zaman,

İşte bu büyük gerçekler,

İşte bunlar çok değerli hazinelerdir,

O hazineyi

Ve tüm hazinlerinizi

İsraf etmeden

Geleceğinize yatırım yaparak

O kanatları olduğu halde sizden gitmeyip,

Sizi tercih edip,

Sizinle hayatı erdemlice paylaşanlar ile paylaşın.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kanat ver ve seyret onları…

 

Para

Güç

Kudret

Şöhret

Ve birde

Kanatlar ver bir insana,

Ya da insanlara,

Anlarsın gerçekte

Seni sevip sevmediğini işte o zaman,

Bak o sahip oldukları ile

Seni terk mi ediyor,

Seni aldatıyor mu?

Yoksa tüm o zenginliklerini erdemlice

Seninle birlikte sevgi ile mi değerlendiriyor.

 

                       Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Zehir zıkkım olsun…

 

Birçok zenginler, şirketler, tarikatlar,

Cemaatler ve hükümetler

Nasıl zengin olur biliyor musunuz?

Fakirlerin

Cebinden

Yemeğinden

Emeğinden

Çalıp

O

Gasp ettikleriyle...

Zehir

Zıkkım

Olsun ebeden

Hepsine de inşaallah, âmin.

 

                       Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sana gerçekte değer verenler ile yaşa hayatı…

 

Tüm o güzel hallerini,

Tüm o güzel huylarını alkışlarlar

Fakat senin üzerinde

O tüm güzel hallerinden,

O tüm güzel huylarından

Hiç bir eser kalmayıncaya kadar da

Seni sıkıntılara boğarlar, hayatını cehenneme çevirirler,

Daha sonrasında ise onların baskı ve zorlamaları sebebiyle

Sen infilak eder, haklı olarak tepki gösterince de,

Şimdi ne oldu ki derler,

Galiba bu delirdi aklını kaçırdı derler...

Kardeş, kimlerle vakit geçirdiğine dikkat et,

Hayatını o seni anlamayan,

Sana sevgi ve destek olmayacak olan insanlar için boşa harcama.

 

                                                      Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Puşt kim, dost kim çıkar elbet ortaya…

 

Erdem ve adalet;

Senin 

Dostun olduğu zaman

O etrafındaki puştlar tedirgin olur,

Erdem ve adalet;

Senin severek

Ve isteyerek yaptığın,

İsteyerek yaşadığın

Özel bir yaşam tarzın hâline geldiği zamanda

O sana hile yapmayacak olan

Dost olarak o etrafında neredeyse

Hiç bir insan kalmadığını fark edersin...

Dostlar ve sevgili erdem ve hikmet gölüğü ile görülürmüş,

O gözlüğü bulup takmayı ihmal etme.

 

                                           Sonnet… Nafiz coşkun

 

                                  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haydi, erdemli bir hamle daha…

 

Merdiven basamakları

O tek başlarına

Çok şey ifade etmiyor gibi görünebilirler

Fakat bir araya kuvvetlice getirildiklerin de

Seni ulaşmak istediğin o mesafeye başarıya ulaştırırlar,

İşte o önemsiz zannettiğin

Erdemli anlamlı küçük atılımlar,

Erdemli anlamlı küçük hamleler biriktiğinde

Seni o başarıya götürecek olan hazinen olur,

Küçümseme o küçük

Fakat erdemli anlamlı

O küçük hamlelerini,

Sen yoluna devam et…

Haydi, erdemli bir hamle daha!

 

                                         Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yeni bir şeyler geliştir, üret…

 

Düşman kuzu postuyla gelir çalar çok şeylerini…

Geçmişten erdemli dersler

Ve erdemli tecrübeler edinin

Fakat

Batanlara,

Kapanan kapılara

Ve gidenlere takılı kalmayın,

Yoksa boğulursunuz,

Önünüze dikkatlice bakın,

Doğmakta olanlara bakın,

Açılan yeni kapılara odaklanın,

Sakın ola ki kendinizde ki

O her bir şeyi öğretmeyin,

Size, o kendinizi koruyabileceğiniz bilgelik de kalsın.

 

                                     Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eğitim sabır, hikmet ve erdem işidir…

 

Dünyanın

O en zeki insanları,

O dehalar

Ve

O

Çok zeki

Profesörler bile

Bir okuldaki

O tüm dersleri bir anda

Veya çok kısa bir sürede anlayıp

Anlatabilmek kapasitesine

Sahip değillerken,

Sizler,

Aileler,

Öğretmenler,

Eğitimciler,

Peki,

Sizler neden öğrencilerimizden

Ve neden çocuklardan

O her bir dersi

Bir anda

Veya çok kısa bir süre içinde

Anlamalarını bekliyorsunuz,

Bu beklenti onları strese sokuyor,

Hastalığa sürüklüyor,

Psikolojik problemlerinin

Artmasına neden olmaktan başka

Hiç bir işe yaramıyor aslında...

Eğitim ve terbiye bir süreçtir,

Doğru zaman gerektirir,

Sabır

Ve erdemli bir çalışma gerektirir,

Kendilerinin bile

Asla başaramayacakları şeyleri

O çocuklardan

O çok kısa sürede

Başarmalarını beklemek

Ancak aptallık olmaktadır...

Öğretmen,

Profesör,

Eğitim bakanlığı

O öğrencilere diyor ki

Anlayın artık şu dersleri,

Ya hu siz bile tüm o dersleri

Bu kadar kısa sürede anlayamazken,

Onlardan bunu talep etmeniz

Öğrencilerin değil,

Ancak

Sizlerin aptallığını kanıtlar,

Dedim ya

Eğitim bir zaman sürecidir,

Erdemli yapılmadığı takdirde

Ancak zarara hastalığa strese sokar…

Aptallığı terk edin

Ve erdemlice eğitim verin,

Unutmayınız ki

O vazgeçtiğiniz birçok insan zamanı geldiğinde

Dünyayı kurtarabilecek keşif buluşlar projeler yapmakta.

Sevmeyi sevdiğim bir gerçek…

 

Erdemi,

Hürriyeti

Ve adaleti pek çok severim

Fakat

Tüm bunların yaşanması için

Kendimle beraber

O beni sevenlerin de

Tüm bu değerleri

Yaşamasını

Daha fazla sevdiğim bir gerçek...

Mutluluğu pek çok severim

Fakat

Bu aziz değeri

Beni sevenlerle

Ve sevdiklerimle beraber

Paylaşmayı da severim...

Sağlığı

Ve sağlıklı yaşamı severim

Fakat

Sevdiklerimle birlikte

Sağlıklı bir hayat yaşamayı da

Çok severim...

Parayı,

Mücevherleri severim,

Faydalı olan

O mal mülk edinmeyi de severim elbette,

Fakat

Tüm bunları

Beni sevenlerle

Ve sevdiklerimle birlikte

Değerlendirmeyi de severim...

Sağlıklı bir sex ilişkisini severim

Fakat

O sağlıklı sex ilişkisini

Asla

O beni sevmeyen

Erdemsiz bir kadınla yapmam,

Elbette ki erdemli

Ve beni seven bir kadınla

Sağlıklı bir sex ilişkisi

Mutluluk getirir...

Fayda veren bilgiyi çok severim

Fakat

Onu beni sevenlerle

Ve sevdiklerimle beraber paylaşıp,

O bilgilerle

Değerli bir şeyler ortaya çıkartmayı

Daha fazla sevdiğim de doğrudur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gemileri yakın, geriye dönmüyoruz…

 

Sahile gelen o tüm düşman gemilerinin

Yakılmasını emreder kral,

Kralın emrini işiten general krala cevaben der ki

Kralım düşman zâten kendi elleriyle

Kendi o tüm gemilerini yaktılar zaten,

Kral şaşkın, endişe ve hayretler içinde generaline sorar der ki

Peki, ama neden, neden kendilerini ölümün kollarına

Kendi elleriyle atmak istesinler ki

Düşmanını çok yakından tanıyan general krala cevaben der ki

Onlar eve dönmeye değil

Ölümle dans etmeye, ölüm denen vatanlarına gelmiş olmalılar,

Sahilde ki kumandan askerlerine haykırır;
Gerisi deniz, ilerisi düşman ordusu,

Zaferden ve ölümden başka gidecek yeriniz yok, ilerleyin.

 

                                                 Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gemileri yaktım, beni batıramazsınız… (özel bir şarkı)

 

Ey kudretli gökyüzü

Hıçkıra hıçkıra ağla,

Ey insanlık

Artık benim

O gemilerimi batıramayacaksınız

Çünkü ben o gemileri

Geri dönüşü mümkün olmayan

Bir sahilde yaktım,

Bu saatten sonra

Gerisi ölüm,

İlerisi kavga

Mücadele meydanıdır,

Hey gidi

O haram

Haksızlık üzerine kurulan hükümetler

Ve haram

Haksızlık üzerine kurulan

Saltanat sahipleri,

Artık o benim gemilerimi batıramayacaksınız

Çünkü

Ben sularını kendi ellerimle boşalttığım

Bir zirvede hüküm sürmedeyim,

İleri uçurum,

Gerisi kavga

Mücadele meydanıdır,

Ben

Asla

O

Kazanamayacağım

Kavgaya

Girmem,

Bu böyle bilinsin…

Haydi,

Başlasın artık şölen,

Tutuşsun bundan böyle

O savaş danslarının çığlıkları...

Usandık sizlerin yalanlarınızdan,

Usandık sizlerin haksızlıklarınızdan,

Usandık sizlerin

O haram üzere kurulu

Haksız saltanatlarınızdan...

Ey Zebur’un

O güzel sesli

Ve kudretli yenilmez Davud’u;

O güzel sesini

Kudretini

Ve yenilmezliğini

Yüreğimde

Kalbimde hissetmekteyim…

Başkaldırıyorum,

İsyan ediyorum artık

O beni

Ve insanları aptal yerine koyarak

Haklarımızı gasp edenlere karşı

Başkaldırıyorum,

İsyan ediyorum artık

O tüm haksızlıklarına

Hükümetlerin ve insanların…

Kulak kesilin dinleyin beni,

Artık

O gemilerimi batıramayacaksınız

Çünkü

Ben o suları çekilen ve

Ayaklarımı sağlam olarak bastığım,

Aklımı

Kalbimi

Erdemlice

Ve bilgece kullanabildiğim bir yerde,

Bir zirvede

Bir mesafedeyim,

Gerisi ölüm,

İlerisi kavga,

Aziz bir mücadele

Ve ilerisi ölüm denen bir yerdeyim,

Artık

O benim

Gemilerimi batıramayacaksınız

Çünkü

Denizin suyunu

Ben kendi ellerimle boşalttım

Ta ki

Sizler o kurak mevsimlerde

Susuz kalıp

Acılar içinde can çekişip

Cehenneme gidene kadar!

Dedim ya

Artık

O benim

Gemilerimi batıramayacaksınız

Çünkü

Denizin suyunu

Ben kendi ellerimle boşalttım,

Ta ki

Sizler cehenneme gidene kadar,

İntikam dediğiniz işte böyle alınır,

İlerisi cehennem,

Gerisi cehennem,

Sağı cehennem,

Solu cehennem,

Ey Zebur’un Davud’u

Sesini,

Kudretini

Ve

Adaletini kalbimde hissediyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yokluğunda ben… (bir şarkı daha)

 

Bildik şarkıcıların

Sözleri takılır dilime

Seni ne gün hatırlasam,

Ne vakit

Seni bana hatırlatacak

O bir şeyler olsa

Özlem sarar sarmalar bedenimi

Ruhumu...

Alışıyorum,

Zamanla yokluğuna alışıyorum,

Zor oluyor

Acı

Fakat

Alışmak zorundayım,

Hayat devam ediyor,

Kendime de

Haksızlık yapmamalıyım,

Senin kadar

Kendi ruhumun

Ve

O kendi bedenimin de

Şu bende hakları var,

Senin kadar onlara da

Asla haksızlık yapmamalıyım,

Yokluğuna alışmak zorundayım,

Acı fakat

Alışmalıyım,

Ayakta

Ve hayatta kalmalıyım,

Gardımı almadan

Çıkmamalıyım insanlara karşı,

Erdemlice devam etmeliyim,

Hayat devam ediyor,

Zâten sende

Düşmemi istemezsin,

Yıkılmamı istemezdin,

Hayata sağlıklıca

Devam ettiğimi görmek isterdin,

Bende aynen böyle yapıyorum,

Senin isteyeceğin gibi,

Sağlıklı olarak yaşamaya devam ediyorum,

Seni sevmeye devam ediyorum,

Beni oradan,

O yıldızların da üzerinden seyrettiğini biliyorum,

Seni sevmeye

Ve sağlıklıca yaşamaya devam ediyorum,

Seni sevmeye devam edeceğim,

Bu gerçek hep böyle kalacak,

Seni sevmeye devam edeceğim.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kırık kalpler... (bir şarkı daha)

 

Kırık dökük hikâyelerdeyiz

Peki,

Hangimiz değiliz ki

Haydi, söyle,

Üzerinde dünyanın

Ağrıyan bir insanlık

İçinde yaşamak

İşte hep böyle,

Yorgun,

Huzursuz,

Kırgın

Ve

Demokrat...

İşte,

Şimdi,

Söyle,

Hangi birimizin hikâyesi

Kırık ve dökük değil ki

Bozguna uğrayan

O kırık kalplerimizin

Ağır

Ve hüzünlü yüklerini taşıyoruz

O savaşlardan hiç çıkamayan kalplerimiz…

Küçük kavgalarını

O büyük savaşlara çeviren insanlar

İçinde yaşamak hep böyle

Yorgun,

Huzursuz,

Kederli,

Kırgın

Ve

Demokrat...

Hatta gülümsemelerimiz bile yapmacık

Çünkü

Pekte mutlu değiliz,

İnsanların egolarının nazarlarında

Ancak bir hiçiz,

İnsanların o kanatan

Ve zehirleyen bencilliklerinde idâm ediliyoruz,

Sana sesleniyorum;

Korkmadan çık hayata

Gardını düşürmeden insanlara karşı,

Yürü yoluna erdemlice devam et

Ne derlerse desinler ‘’el âlem’’

‘’el âleme göre değil

Asıl erdemlice yaşamaktır hürriyet’’

Bak şu dünyaya;

Kırık dökük hikâyelerdeyiz (yavaş tane tane oku)

Yorgun,

Huzursuz,

Kırgın

Ve

Demokrat…

Kırık dökük hikâyelerdeyiz (yavaş tane tane oku)

Yorgun,

Huzursuz,

Kırgın

Ve demokrat.

    Yazar şair nafiz coşkunun yayınlanan tüm kitaplarının isimleri

...

1: Kelebek mevsimi ve saklambaçlar şehri…

2: Elma kokuları ve yağmur zamanı…

3: Azap yağmurları…

4: Sevgili nâna ve mektupları…

5: Papatya mevsimi…

6: Gece yürüyüşü…

7: Sevgili tutya ve mektuplar…

8: Sürgün şehir…

9: Su kavmi ve Ruhûl Kudüs...

10: Şafak gemisi…

11: Gemileri yaktım Aşk ülkesinde…

12: Sürgün çocuklar…

13: Siyah incir ve mavi kelebek…

14: Sofia filo ve mektuplar…

15: İstanbul da sanat ile aşk…

16: Afili yalnızlıklar şehri…

17: Şairler anarşist olurmuş…

18: Sular kesti kılıçları…

19: Kafa kâğıdı…        

20: Hikmet ve felsefe…

21: Olmak ya da olmamak…

22: Papirüsler…

23: Meleklerin şehri…

24: İstanbul’un kanatları altın da…

25: Kırmızı yağmurlar…

26: Sobe, körebe ve saklambaç…

27: Bakır cezve…

28: Kaldırımda demlenen fikir…

29: Senfoni gülüşü…

30: Sevgiliye senfoni ve aforizmalar.

31: Ölümsüzlük senfonisi ve Felsefik yazılar.

32: Felsefe ile şiirin buluşması.

33: Çirkin kral ve fikir yazıları.

34: Ölü şairler mezarlığı.

35: Cennetin çocukları.

36: Şairler kenti ve aforizmalar.

37: Kelebekler şehri ve Felsefik notlar

38: Tutsak melekler ve fikir yazıları…

39: Şair korsanlar ve aforizmalar… 

40: Şehrin azizleri ve Felsefik yazılar…

41: Sofia filo ve aforizmalar…                            

42: Faili meçhul sevdalar ve aforizmalar…

43: Kırmızı balık ve aforizmalar…

44: İhbarlanmış aşklar ve Felsefik notlar…

45: Kılıçlar ve kalemler…

46: Pur si muove ve aforizmalar…

47: Şairlerin ölüm dansı ve aforizmalar…

48: Düşmanlar ve sevgililer…

49: Soprano ve kanlı sözler…

50: Kurşun askerler ve aforizmalar…

51: Ölüm öpücüğü ve aforizmalar…

52:Kale düştü ve felsefik yazılar…

53:Şairin kurşun kalemi ve aforizmalar…

54: Şairin seyir defteri ve aforizmalar…

55: Kartal yuvası ve aforizmalar…

56: Kelimelerle dans ve aforizmalar…

57: Yalnızlık senfonisi ve aforizmalar…

58: Aksiyon ve aforizmalar…

59: Aşk yasası, Aşk diyalektiği…

60: Sinekler lordu ve aforizmalar…

61: Kod-adı şair ve aforizmalar…

62: Su akar yatağını bulur…

63: insan ilişkileri ve aforizmalar… (karma)

64: Sokrates’in intikamı ve aforizmalar…     

65: Cehennem melekleri ve aforizmalar…       

66: Aşk töreni… (karma)

67: Arıkovanı ve aforizmalar…

68: Cadı kazanı ve aforizmalar…

69: Şairin intikamı ve aforizmalar…

70: Cadı avı ve aforizmalar…

71: Gümüş köpek balığı…

72: Ölüler şehri ve aforizmalar…

73: Taçsız kral ve aforizmalar…

74: Zehirli sarmaşıklar…

75: Mücadele sanatı ve aforizmalar

76: Kıyamet sancısı ve aforizmalar…

77: Aslanların öğretisi ve aforizmalar…

78: Kartalların öğretisi ve aforizmalar…

79: Kurtların öğretisi ve aforizmalar…

80: Katil balinanın öğretisi ve aforizmalar

81: Bilgelerin öğretisi ve aforizmalar…

82: Kalemşörler ve aforizmalar…

83: Şairlerin senfonisi ve aforizmalar…

84: Kafes demokrasisi ve aforizmalar…

85: Kukla demokrasisi ve aforizmalar…

86: Cehenneme hoş geldiniz… Aforizmalar…

87: Âraf da bir şair ve aforizmalar…

88: Tanrıların savaşı ve aforizmalar…

89: Rönesans ve aforizmalar…

90: Şair Hamlet’in intikamı ve aforizmalar…

91: Şair, Tiranlara karşı ve aforizmalar…

92: Şair, Matrix’e karşı ve aforizmalar…

93: İnsanlar, deliler ve aforizmalar…

94: Hayvan terbiyecisi ve aforizmalar…

95: Kaos düzeni ve aforizmalar…

96: Kuzey ışıkları ve aforizmalar…

97: Cesur yürek ve aforizmalar…

98: Kumpas hayatlar ve aforizmalar…

99: Gladyatörler ve aforizmalar…

100: Dolunay ve aforizmalar…

101: Cadılar, kuzular ve aforizmalar…

102: Cumhuriyetin öğretisi ve aforizmalar…

103: Öfke, bilgelik, erdem ve aforizmalar…

104: Çakalların öğretisi ve aforizmalar…

105: Tabiatın öğretisi ve aforizmalar…

106: Karıncaların öğretisi ve aforizmalar…

107: Ağaçların öğretisi ve aforizmalar…

108: Kızılderili kabilelerinin öğretisi ve aforizmalar…

109: Balarılarının öğretisi ve aforizmalar…

110: Kelebeklerin öğretisi ve aforizmalar…

111: Demokrasinin öğretisi ve aforizmalar…

112: Hırsızlar kralı ve aforizmalar…

113: Hasat mevsimi ve aforizmalar…

114: Senkronize hayatlar ve aforizmalar…                   

 

                  

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİTAP ADI: KELEBEKLERİN ÖĞRETİSİ VE AFORİZMALAR... (Kitap: 110. Kelebeklerin öğretisi ve aforizmalar... Author Poet philopsoher Nafiz Coşkun)

KİTAP ADI: ÖLÜLER ŞEHRİ VE AFORİZMALAR... (kitap: 72. author poet yazar şair Nafiz coşkun)