KİTAP ADI: ÇAKALLARIN ÖĞRETİSİ VE AFORİZMALAR... Kitap 104: author poet phılosopher yazar şair Nafiz coşkun.
Felsefik yazılar, Aforizmalar, fikir yazıları, makaleler, şiirler, Aşk, jurnaller, kişisel gelişim, hikmet, sanat, sonnet, terapi, Sosyolojik ve psikolojik tespitler.
♛ ♣ ♡
Çakalların öğretisi ve
aforizmalar. Kitap: 104.
☆☆☆
Bâzen onlarca kumandandan ve
politikacıdan daha çok faydalı erdemli iş yapar erdemli bilge cesur bir şair…
Seçimleriydi insanı
iyi ya da kötü eden,
Kör aptal tâlih yoktu
aslında kalbinde kaderin de insanın…
Düşüncelerimin,
aforizmalarımın erdemleşerek olgunlaşmasın da ve hayatın içerisinde ki
zorluklara cenderelere karşı cesur duruşumu gardımı alışımda benden yardımlarını
geri çekmeyen meleklere teşekkür ediyorum. Ve o çok değerli tüm bilge hikmetli
sanat felsefe insanlarına teşekkür etmeği kendime aziz bir vasıf olarak
görmekteyim çünkü onlara gönülden teşekkür etmek bile benim gibi bir mücrimi
azizleştirebilir. Ben sadece iyi insan olmaya çalışan o aziz sanatkârım olan
Rab Allah’ın yarattığı Aşk ve erdem günahı işlemiş bir varlığım, sağlıcakla
hoşça kalın.
Nafiz coşkun.
☆☆☆
Yazar şair düşünür ve
sanat insanı: Nafiz coşkun ile iletişim adresleri: e-posta: n.coskun006@gmail.com
Ve ayrıca daha çok
facebook Messenger,
Twitter ınstagram
linkedln pinterest adreslerinden ulaşabilirsiniz.
Bu ve tüm
kitaplarımın telif hakları, basım, yayın, satış hakları Nafiz Coşkun’a aittir.
İzni alınmadan kitabın tümü, ya da bölümleri, mekanik, elektronik, manyetik ya
da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, bastırılamaz, medyada okunamaz, şarkı türkü
yapılamaz.
…
Baskı
Ofset baskı merkezi
/
Matbaa sertifikası
ISBN:
☆☆☆
Felsefik yazılar,
Aforizmalar, fikir yazıları, makaleler, şiirler, Aşk, jurnaller, hikmet, sanat,
kişisel gelişim, terapi,
Sosyolojik ve
psikolojik tespitler ve sonnetlerin sayfa numaraları:
…
Sayfa: 7.
ŞAİRİN(kendimin)SANAT TARZI
Sayfa: 9: Kötü seçimler ve
fakirleşen ruhlar…
Sayfa: 12: Seçimlerimiz kaderimizi
belirler çok zaman. (sonnet)
Sayfa: 13: Hastalık fiziksel
zihinsel yönden ise… (sonnet)
Sayfa: 14: Sosyal, kanayan, acıtan
büyük bir yara… (sonnet)
Sayfa: 15: Mutluluğun elini sıkı
tut… (sonnet)
Sayfa: 16: Faydasız ve
kullanılmayan bilgi hamallık. (sonnet)
Sayfa: 17: Küresel köy olan
dünyada sosyal gerçekler. (sonnet)
Sayfa: 18: Erdemli zihinler bilir
değerini insan olanın. (sonnet)
Sayfa: 19: Eleştiri, tenkit
hikmetlice yapılmalı…
Sayfa: 21: Şair kadınına seslendi…
(sonnet)
Sayfa: 22: Aşırı kullanılınca
felakete dönüşen üçlü… (sonnet)
Sayfa: 23: Ego, bencillik, kibir
ve aşırılıklar…
Sayfa: 25: Zihin de olanlar ve
etki alanı… (sonnet)
Sayfa: 26: Hayat orkestranız ve
yaşam ehliyetiniz…
Sayfa: 28: Erdemli hikmetli
muhalefetin kudreti… (sonnet)
Sayfa: 29: Zaferler neydi gerçekte
hatırlayan var mı? (sonnet)
Sayfa: 30: Psikolojik ve zihinsel
vaziyetler…
Sayfa: 31: Çıkarlar, menfaatler ve
ihanetler… (sonnet)
Sayfa: 32: Öğle bir felaket akıl
kapınız da ki… (sonnet)
Sayfa: 33: İnsanlarda akıl
bulantısı var… (sonnet)
Sayfa: 34: Eleştirel insan, kalp
ve akıl… (sonnet)
Sayfa: 35: Ganbaru… (sonnet)
Sayfa: 36: Emeğinin, kaliteli işin
keyfini çıkart… (sonnet)
Sayfa: 37: Can suyu ve yetenekler…
(sonnet)
Sayfa: 38: Hayat da zorluklar
karşısında… (sonnet)
Sayfa: 39: Olasılığı düşük ve
gerçek dışı beklentiler… (sonnet)
Sayfa: 40: Hayâller gerçeklerle
birlikte şekillenmeli. (sonnet)
Sayfa: 41: Şizofreni ve gerçeklik
ayırımı… (sonnet)
Sayfa: 42: En doğru karar ve
mücadele sanatı… (sonnet)
Sayfa: 43: Hayatının muhasebesini
yapmalısın…
Sayfa: 46: Başarmak için yorulmak
gerek bâzen… (sonnet)
Sayfa: 47: Düşe kalka ibret
alabildik mi? (sonnet)
Sayfa: 48: İkna etmek ve
şekillendirmek yeteneği. (sonnet)
Sayfa: 49: Şartları
olgunlaştırmakta azmedin… (sonnet)
Sayfa: 50: Kötülük yolu ve
aptallık… (sonnet)
Sayfa: 51: Yol olur; cehaletin,
aptallığın hikâyesi…
Sayfa: 55: Adalet mülkün ve
hayatın temeli…
Sayfa: 57: Sırlarımız ve güven…
(sonnet)
Sayfa: 58: Sen yapmış olamaz
mısın? (sonnet)
Sayfa: 59: İnsan ne kadar da zâlim
ve yalancı çıktı…
Sayfa: 61: Erdemle hikmetle karşılayın
olayları. (sonnet)
Sayfa: 62: Kimdir daha vahşi olan…
(sonnet)
Sayfa: 63: Erdemli karar almayı
öğren ve mutlu ol. (sonnet)
Sayfa: 64: Kalbine
sevgi ile yerleştirdiğinlesin… (sonnet)
Sayfa: 65: Beğenen alır beğenmeyen
almaz kardeş. (sonnet)
Sayfa: 66: Olaylar karşısında
erdemli hikmetli duruş…
Sayfa: 68: İşte bütün mesel şudur…
Sayfa: 70: Ektik ve bekliyoruz…
Sayfa: 72: Cümlelerin kudreti…
(sonnet)
Sayfa: 73: Sonlar ve başlangıçlar…
(sonnet)
Sayfa: 74: Kânun, yasa, hükümetler
ve aveneleri… (sonnet)
Sayfa: 75: Düşman kuzu postuna
sarılı gelir… (sonnet)
Sayfa: 76: Ne mutlu ki insan da
ölümden kaçamaz. (sonnet)
Sayfa: 77: Kendi çabanız,
gayretiniz ve ürettikleriniz…
Sayfa: 79: Kanat tak anlarsın seni
sevip sevmediğini…
Sayfa: 81: Kanat ver ve seyret onları…
(sonnet)
Sayfa: 82: Zehir zıkkım olsun…
(sonnet)
Sayfa: 83: Sana gerçekte değer
verenler ile yaşa hayatı. (sonnet)
Sayfa: 84: Puşt kim, dost kim
çıkar elbet ortaya… (sonnet)
Sayfa: 85: Haydi, erdemli bir
hamle daha… (sonnet)
Sayfa: 86: Yeni bir şeyler
geliştir, üret… (sonnet)
Sayfa: 87: Eğitim sabır, hikmet ve
erdem işidir…
Sayfa: 89: Sevmeyi sevdiğim bir
gerçek…
Sayfa: 91: Gemileri yakın, geriye
dönmüyoruz… (sonnet)
Sayfa: 92: Gemileri yaktım, beni
batıramazsınız. (özel bir şarkı)
Sayfa: 96: Yokluğunda ben… (bir şarkı daha)
Sayfa: 98: Kırık kalpler… (bir şarkı daha)
Sayfa: 100: yazarın
bugüne kadar yazdığı kitapların isimleri…
☆☆☆
Nafiz derki:
…
Sevgili Mikel’e,
Cibril’e ve Şafağa ve sana
Ve senin için
sevgilim.
Sevgili İsrafil’e,
Ölüm meleği Azrail’e
ve Ruhûl Kudüs’e Teşekkür ediyorum.
Sonnet ve şiirlerimi,
tane-tane,
Yavaş-yavaş ve yumuşak
bir ses ile oku.
Fikir yazılarımı,
makalelerimi, aforizmalarımı,
Şiirlerimi,
sonnetolarımı, kelimelerimi, hikâyeciklerimi,
Jurnallerimi okurken
düşünerek oku!
Anlamak istiyorsan bu
dediklerimi yerine getirmelisin!
Ve unutma ki hikmetli
düşünerek okumak;
Erdemlilerin,
kibarların,
Asaletli,
Asil insanların aziz
bir vasfıdır, karakteridir, sanatıdır unutma!
Sonnet. Nafiz coşkun
☆☆☆
ŞAİRİN(kendimin)SANAT TARZI.
Bu yazıyı tüm
kitaplarımın baş sayfalarına yerleştiriyorum!
Beni ve sanat şiir
tarzımı anlayabilmek için bu yazımı lütfen dikkatlice kendiniz ya da karşılıklı
bir insanla okuyunuz ki benim yazmış olduğum eserlerimi daha iyi anlayabilmeniz
mümkün olsun. Kendisine yazar şair düşünür ve sanat insanı unvanlarıyla
seslenen o akılcı romantik adamın yani benim ne tarzda yazdığımı, nasıl bir
nazm ölçü kullandığımı şu ifadelerle beyan etmek istiyorum. Şu aziz iki cümleyi
çok irdeledim, olmak ya da olmamak ile anlamak ya da anlamamak cümlelerini. Ve
anladım ki bu iki aziz cümle beyni dolmaya başlamış bir insanın tüm hayatını
şekillendiren kafa kâğıdıdır, ruh haritasıdır. Düşün ve anlamaya çaba göster,
olmak için ise bilgi ile meseleleri anlamak gerektiğine inandım daima. Şiiri,
felsefeyi, fikirlerimi, telkini sonnet kalıbında, sonnet nazmın da
birleştirdim, ha bu arada hatırlatmak isterim ki zâten kaliteli bir şiirin
fikirsiz felsefesiz olması mümkün değil. Bazen de kimi yazılarımda sokak
lisanını kullanmayı ihmal etmedim çünkü sokağın ayrı bir lehçesi vardır bunu
inkâr edemem, iyi ya da çirkin sokağın o çok farklı argosunu bile kullandığım
oldu. Her bir aklın, her bir anlayışın anlayışına göre anlatmaya çalıştım ve o
sokak şairi üslubu yanında birde salon şairi ile aforizmacıların lisanını
kullanmayı da ihmal etmedim. Bazen insanların o geçmişten bugüne hiç değişmemiş
aynı olan ezberlerini bozmuş oldum bu farklı yazılarımla, bu farklı sanat
tarzımla. Çoğunlukla bazen de insanların düşünce güçlerini artırmaya çalıştığım
oldu. Hem sokak lisanını, sokak felsefesini ve hem de yüksek akademi lisanının
felsefesini kullanmayı kendime has bir tarzda uygun gördüm. Aynı kitap
içerisinde hem Sonnet’i, şiiri, makaleyi, jurnal yazılarını ve bazen de minik
hikâyecik roman kokulu yazılarımı ve ayrıca laubali bir lisan tarzını da ihmal
etmeden kullandığımı yazılarımda göreceksiniz çünkü kötülüğe karşı laubali
olmamak mümkün değildir erdemli bir insan için. Ve hatta çok basit anlatılar
ile süslenmiş şarkı sözü olabilecek dizeleri, şiirleri, Aşk’ı, Hikmet’i,
kavgalarımı, hatalarımı, pişmanlıklarımı, halkımı, birbirinden çok farklı insan
kalıplarını, farklı kültürdeki insanların isyanlarını, sohbet şiir
kültürlerini, yalnızlıklarını, zaferlerini, yenilgilerini, umutlarını ve birçok
şiirde olduğu gibi karamsarlığı değil, tam tersine insanları karamsarlıktan
çıkartabilmenin uğraşısını göreceksiniz yazılarımda. Biliyorsunuz ki felsefi
bir mesele üzerinde hikmetlice düşünmeye çalışmak insanın düşünce gücünü
artırıyor. Ve işte bende Felsefik yazılar ile yoğurduğum mayaladığım şiir
sonnet sanat düşünce fikir hamurumu kendime has yepyeni bir modern sanat
tarzında sizlere ikram ediyorum, isteyen alabilir, alırsanız eğer zararlı asla
çıkmayacaksınız emin olabilirsiz, çünkü ben de sizler gibi iyi bir insan olmaya
çaba gösteren bir varlığım.
Yeniden kısaca tekrar
etmem gerekirse eğer, Tüm eserlerimin kitaplarımın tarzı şöyle ki yazılarımın
büyük bir bölümünü, fikirlerimin bir kısmını sonnet kalıbı nazmında, şiirsel
kendime has Felsefik hikmetli dokunuşlarla yazdım. İşte bu bana has nazm ile
tarz birleşince dünyada bir ilk oldum desem yeridir. Ayrıca bu nazm tarz
birleşmesiyle yazılan bazı eserlerimin okunuşu konuları gibi zor, ağır
gelebilir bazılarınıza. Lütfen yazılarımı daha dikkatli, yavaş ve seçici,
tane-tane, düşünerek okuyunuz, anlamadığınız kelimelerin manaları için lütfen
sözlüğe bakınız, bir kelime insan vücudundaki iskeletin parçası gibidir
anlamını bilmeden okuyup geçerseniz hiçbir fayda göremezsiniz, zarara girmez
erdemliler, kısacası ben Şiirle felsefeyi birleştirdim!
Kötü
seçimler ve fakirleşen ruhlar…
Kötü
dost,
Kötü
arkadaş,
Kötü
yönetici,
Kötü
aile,
Kötü
sevgili,
Kötü
olan her bir ilişki,
Birçok
zaman
İyi
olan o her bir ilişkinin arayışına yönlendirir,
İyi
olan arkadaş
Ve
İyi
olan birkaç güzel dostun arayışına yönlendirir,
İyi
olan aile
İyi
bir iş arayışına yönlendirir,
İyi
olan aile
İyi
bir karaktere sahip olmaya yönlendirir,
İnsan
bulmak kolay,
Milyarlarca
insan var,
Fakat
Erdemli
Ve
bilge bir sevgili bulmak
Neredeyse
imkânsız,
Erdemli
Ve bilge
bir dost bulmak,
Erdemli
Ve bilge
bir ilişki bulmak neredeyse imkânsız,
Menfaat
Ve
Çıkar
ilişkilerinin
Tavan
yaptığı bir çağın içindeyiz,
Değerli
dostları bulmak
Büyük
bir hazine değeri taşımakta,
Erdemli
bir sevgili
Veya
erdemli bir dost bulup
Onu
ölüm haricinde yitirenler
Ancak
O
kendi aptallıklarını kanıtlamış olurlar,
Onu
bulursanız eğer
Ben
derim ki
Sıkıca
ona sarılın,
Sizde
erdemli bir insan olmaya gayret edin,
Sevişecek
çok insan var
Fakat
güvenebileceğin,
Huzur
bulacağın,
Hakikaten
mutlu olacağın insan bulmak
Neredeyse
imkânsız,
Bulup
da yitirenler
Ancak
O
kendi aptallıklarını kanıtlamış olurlar,
Bakıyorum
da
Şu
dünya insanlığına
Nede çok
aptal varmış meğerse...
Birçok
insan ne kadarda budala,
Birçok
insan
Meğerse
ne kadar da aptalmış,
Neden
mi böyle söylüyorum,
Çünkü
o elindeki
Erdemli
insanların değerlerini anlamayarak
Onları
çabuk yitiriyorlar,
Veya
gördüğü
O erdemli
değerleri
O
kendi ellerinin tersiyle reddedecek kadar
Düşebiliyorlar,
Siz
bâri kendinizi düşürmeyin,
Yitirerek
o erdemli dostlarınızı…
Kötü
seçimler,
Kötü
insan olmak arzusu
Ve
Nihayetinde
Fakirleşen
ruhların üremesine sebep oluyor,
Her
geçen gün
O
erdemli
Zengin
ruhları bulmak
Neredeyse
imkânsız olmaya başladı,
Dedim
ya menfaat
Ve
çıkarların tavan yaptığı şu çağda
İnsanlık
insan kalmak yönünden sınıfta kalmaktadır…
Hey
kardeş,
Erdemli
insan arıyorum,
Görebilen
var mı?
Sâhi
Erdemli
insanın nasıl olması gerektiği konusunda
Bilgi
sahibi olanınız var mı?
Ah
bilge şair,
Ayaz
zemheri, o kara kış
Nereden
bilsin ilkbaharın
O
mükemmelliğini…
Erdemli
insan arıyorum göreniniz duyanınız var mı?
Seçimlerimiz
kaderimizi belirler çok zaman…
Her insan
O
kendi arzusu iradesi ile seçer çoğunluk itibari ile
Çobanını(yöneticisini,
örnek karakteri, prensip edindiği fikirleri) Kimisi aslan seçer, kimisi tilki,
Kimisi
çakal seçer,
Kimisi
de kurt, kimisi kâtil bir balina tercih eder,
Kimileri
de köpek balıklarını, kimi sırtlanları,
Kimileri
leş yiyicileri tercih eder, ama mutlaka her bir insan,
Her
bir halk o kendi hür iradesiyle seçer kendi çobanını,
Çünkü insanın
halkın kendisi yazar aslında seçmekle kaderini, Daima söylerim tâlih ya da
kader değildir
Kötü
zalim ya da aptal olan
Aslında
insanların kendi tercihiydi onları
Aptal
ya da erdemli yapan!
Sonnet… Nafiz coşkun
Hastalık
fiziksel zihinsel yönden ise…
Ancak
Fiziksel,
Ancak
Zihinsel
Ve sosyal
açıdan
İyileşen
sağlıklıdır,
Hükümetler
ise
Halkı
O her
yönden
Hasta
etmekte değil mi?
O
halde mahkemeler ne duruyor
Şu
halkı
O her
yönden hasta eden
Hükümeti
alaşağı etmek için.
Sonnet… Nafiz coşkun
Sosyal,
kanayan, acıtan büyük bir yara…
Hükümetlere
ve halka söyleyebileceğimiz en mantıklı uyarı;
İnsanları
strese bunalıma sokmayın, haksızlık yapmayın,
Ve
onlara psikolojik terör(mobbing) uygulamayın ki
Zihinsel,
bedensel, ruhsal sağlıkları bozulmasın,
Devlet
olarak bu işe müdahale etmediğiniz sürece,
Devletin
başarı oranı eksilere düşmeye, hatta ve hatta
Hastane
masrafları ve başarı oranları sebebiyle de
Devlet
olarak da zarara girmeye devam ediyor olacağız...
Derinlere,
çok derinlere attığımız stres sebebi ile kederler sorunlar
İnsanı,
bununla birlikte devleti yiyip tüketiyor farkında mısınız?
Peki, stresle,
tüm bu sorunlarla ve tüm bu zararlar ile
Nasıl
ve kimlerin yardımıyla başa çıkabileceğiz;
O
sadece cebini doldurmakla meşgul hükümet yetkilileri ile mi?
Yoksa
ezberden öteye geçemeyen psikologlar ve psikiyatrlar ile mi?
Sonnet… Nafiz coşkun
Mutluluğun
elini sıkı tut…
Yaşamak
İçin
Daima
Güzel
bir
Neden
Vardır,
O
güzel nedeni bul
Ve
erdemlice yaşa hayatı,
Sen
Mutlu
Yaşamayı
Hak
edebilirsin,
Çünkü o
her bir yüreği güzel insan kadar
Senin
de hakkın var bu dünyada mutlu yaşamaya.
Sonnet…
Nafiz coşkun
Faydasız
ve kullanılmayan bilgi hamallık…
Bildiklerimiz
ile
Ne
yapabileceklerimizi
Sınava
tâbi tutmanın vaktidir,
Çünkü
İnsanlar
O
bildikleri ile ilgili
Yapılması
gereken
O
erdemli işleri
Yapmadığı
sürece
İşte o
bildikleri şeyler
Onlara
eşek yükünden
Ve
hamallıktan farksız olacaktır,
Faydasız
ve kullanılmayan bilgi hamallıktan başka nedir ki
Eşek ve
hamal olmayanlar elini kaldırsın lütfen.
Sonnet… Nafiz
coşkun
Küresel
köy olan dünyada sosyal gerçekler…
Faydalı
duygularımızı düşüncelerimizi,
Faydalı
fikirlerimizi erdemlice ve hür olarak
Sağlıklı
bir şekilde ifade edememek
Ve
onları sağlıklıca erdemlice yaşayamamak
Bize
ve hatta daha ilerisi topluma bile zarar vermektedir,
Baskıya,
psikolojik teröre(mobbing) mâruz kalmak
Ve bu
sebeplerle konuşamamak, kendimizi ifade edememek;
Zihinsel,
bedensel, ruhsal sağlığımızı olumsuz yönde etkiliyor,
Böylelikle
o kendimize olan güvenimiz azalmaya başlıyor,
Kendine
güveni olmayan, sağlığı bozulan içine kapanık insanların
Başarı
oranları düşük kalmakta, bu etki kendisi ile birlikte
Topluma
ve devlete de olumsuz olarak yansımaktadır,
Artık
dünya küresel bir köy hâline dönüşmektedir,
O bâzı
olumsuzluklar o her bir ülkeye yansıyabilmektedir.
Sonnet… Nafiz coşkun
Erdemli
zihinler bilir değerini insan olanın…
Bir
bilge
Dedi
ki
Kıymetini
bilmeyenlerin
Yanında
durma sakın
Yoksa
ziyan olursun,
Baktım
Şu dünya
insanlığına
Gidecek
yer bulamadım
Dedi
şair...
Erdemli
Bir mücadele
Vermek
gerekli
Zihinlerin
erdemli olması için,
Demeyi
de ihmal etmedi.
Sonnet… Nafiz coşkun
Eleştiri,
tenkit hikmetlice yapılmalı…
Eleştiri,
tenkit;
O bir
şeyin, o bir şeylerin
Hem
olumlu
Hem de
olumsuz yanlarını
Tam
olarak hikmetlice tanıyıp anlayıp
Kavradıktan(nicelikleriyle
nitelikleriyle anlamak) sonra,
O hem
olumlu
Ve hem
de o olumsuz yanlarını
Hep birlikte
ve
Erdemli,
olumlu,
Kibar(büyüklere
yakışır) bir şekilde anlatabilmektir,
Fakat
sizlerin çoğu
Eleştiriyi,
Tenkiti
o kadar çok yanlış anlamış olmalı ki
Sadece
o bir şeylerin,
Sadece
o birilerinin olumsuzluklarını
Alaya alarak,
Onları
aşağılayarak anlatmaktasınız,
İşte
bunu sizler yaparak
Büyük bir
hataya düşmektesiniz,
Toplumda
bu gibilerin sayısı çoğaldıkça,
İnsanların
birbirlerine olan
Güveni
sıfıra inmekte,
Birbirlerine
olan düşmanlıkları,
Birbirlerine
olan nefretleri çoğalmaktadır,
Bir
toplumda,
Bir
devlet içerisinde
Birbirine
güven duymayan,
Birbirlerinden
nefret eden kalabalıklar çoğaldıkça
O
toplumun,
O
devletin refah başarı seviyesi de düşmektedir,
Hatırlayınız
ki o her etki bir tepki doğurmaktadır,
Doğru
ve erdemli yapılmayan,
Doğru,
hikmetli ve olumlu olarak kullanılmayan
O her
bir bilgi hem bireye,
Hem
cemiyete
Ve hem
de
Şu
küreselleşen dünya insanlığına
Zarar
vermektedir,
İdrak
önemlidir,
Bilgiyi
doğru anlatmak ve doğru anlamak önemlidir,
Bilgiyi
erdemlice kullanmak ise daha fazla önemlidir,
İşte
yukarıda da açıkladığımız gibi
Doğru,
faydalı, hikmetli
Ve
olumlu bir şekilde yapılmayan
Eleştirilerin,
tenkitlerin bireyi, cemiyeti,
Toplumları
ve küreselimizi
Nasıl
bir zarara sürüklediği apaçık ortadadır,
Okullara,
cemiyete, basına, internete,
Yazar
ve şairlere, sanal âleme, uzmanlara,
Bu
olumsuzlukların düzelmesi konusun da
Vazife,
iş düşmektedir,
Unutmayınız
ki
Düzeltilmemiş,
çözülmemiş o her bir sorun
Bir
çığa dönüşünce neler olabileceğini
Yeniden
hep birlikte istişare etmeniz de fayda görmekteyim...
Unutmayınız
ki hikmetlice yapılan eleştiriler, tenkitler
Olumsuz
ise faydaya, olumlu ise daha çok başarıya ilerlerler.
Şair
kadınına seslendi...
O
Her
yeni gününü
Dünyanın
Son
günüymüş gibi
Dolu-dolu
Aşkla,
Erdemlice,
Hikmelice,
Seninle
Sevişerek,
Birbirimizi
severek,
Yarınlara
da iyi bir şeyler bırakmak,
Yarınlar
içinde olumlu tedbirler almak şartıyla
Erdemlice
yaşamak gerekli sevgilim!
Sonnet… Nafiz coşkun
Aşırı
kullanılınca felakete dönüşen üçlü…
Yüksek
ego,
Aşırı
bencillik
Ve
erdemsizce kullanılan kibir;
İşte
bu üç hastalık, toplumu ötelemekten,
Yalnızlaştırmaktan,
Güvensizliğe
Düşürmekten
başka
Ne işe
Yarayabilmişler
ki
Söyler
misiniz?
İşte
dünya insanlığının
En
büyük ruhsal hastalıklarından üçü;
Yüksek
ego, hikmetsiz kullanılan kibir,
Ve
aşırı bencillik!
Sonnet… Nafiz coşkun
Ego,
bencillik, kibir ve aşırılıklar…
Şu
nankör insanlığın içerisinde
Belki
Kendinizi
korumak adına,
Acımasız
şu toplumlar içinde
Belki
gardınızı almak adına;
İnsanın
kendisini koruması için
Aşırıya
kaçmamak şartıyla
Belki
birazcık kibir,
Birazcık
ego,
Birazcık
bencillik yapması
Hakkı
olabilir
Fakat
dediğim gibi
Aşırıya
kaçmamak şartıyla çünkü
Ego,
bencillik, kibir
Aşırı çok
fazla yapılmaya başlandığı zaman
Bireylere,
cemiyete ve küresele o önü kesilemez
Büyük
zararlar verebileceği de büyük bir gerçektir,
Buna
en büyü örnek;
Dünya
savaşları ve
Dünya
savaşlarına sürükleyen sebepler diyebiliriz,
Yani
bir silah seni ve sevdiklerini de koruyabilir
Fakat
doğru kullanılmadığı takdirde,
Bir
delinin
Ehliyetsizin
eline verildiğinde ise
Cinayete
zarara acılara da dönüşebilir,
Bir politik
makama
Erdemli
hikmetli bir birey geldiğinde
Neler
olabileceğiyle
Ve bir
de o makam koltuğuna
Akıllı
zannedilen bir delinin
Oturtulduğu
zaman
Neler
olabileceğini kıyas ediniz…
Unutmayınız
ki
O her
bir şeyin
Hem
hikmetlice
Ve hem
de erdemlice ölçülü kullanılması
Hem
birey için,
Hem
cemiyet için
Ve hem
de küreselimiz için
En
uygun karardır,
Haydi,
Hikmetli
ve
Sağlıklı
ölçülerle yaşamak için bilinçlenmeye.
Zihin
de olanlar ve etki alanı…
Zihinde
olan
O her
bir şey
Bedeni,
küreseli
Etkileyebilecek
Çok
büyük bir güce,
Büyük
bir kudrete
Sahip
olabilir,
Zihnine
erdemlice hâkim olamayan bir delinin
Cinnet
geçirerek kendisine ve topluma cinayet işlemesini
Bir
örnek olarak verebiliriz,
Zihninizi
erdemli, hikmetli
Ve
sağlıklı olarak yönlendirin,
Bunu
başarabilmek için
Uzmanlardan
da yardım alabilirsiniz, onlar tecrübelidirler.
Sonnet… Nafiz coşkun
Hayat
orkestranız ve yaşam ehliyetiniz…
Orkestrayı
O işin
uzmanı yönetmeli,
Eğer o
işin uzmanı yönetirse
Muhteşem
bir sanat dinletisi dinleyerek
Mutlu
olursunuz,
O
orkestrayı
Eğer
ki uzman olmayan biri yönlendirirse
İç
tırmalayıcı
Boktan
sesler duyabilirsiniz,
Buda
sizi mutsuz etmekle birlikte,
Orkestra
hakkında da
Çok
çirkin bir hatıranız olacak,
Hatta orkestraya
bile nefret duyacaksınız,
Bu işi
Politikaya,
Ekonomiye,
Sanata
Ve her
bir şeye kıyas edebilirsiniz,
Unutmayınız
ki amatör ve
Ehliyetsiz
sürücülerin,
Toplum
içerisinde
Ne
gibi büyük acılara sebep olabilmektedirler,
Yine
bu ehliyetsizliği
Politikaya,
Sanata,
Ekonomiye,
Her
hangi bir alanda ki yöneticiliğe,
Kısacası
Yaşamın
Ve
hayatın
O her
bir alanına,
O her
bir şeye kıyas ediniz...
Ben
size tavsiye olarak derim ki
Hayat
orkestranızı
Ve
yaşam ehliyetinizi
Mutlaka
ama mutlaka
Uzmanlar
eliyle tamamlamaya çalışınız,
Erdemli
hikmetli bilgelerden dersler okumaya çalışınız,
Erdemli
hikmetli bilge
Ve
adaletli olan insanları
Politik
makamlara seçiniz,
İşin
uzmanı olman her bir birey
Diğer
başka bir bireyi,
Kendi
toplumuyla birlikte
O
diğer toplumları da
Yanlış
yönlendirerek
Hayatı
Ve
yaşamları çekilmez bir duruma
Sürüklemekte
değiller mi?
Savaşlar
ve ekonomik krizler neden oluyor zannediyorsunuz,
İnsanlar
toplumsal olarak neden mutsuzlar,
Neden
birbirlerine küs,
Neden
birbirlerinden nefret eden
Kamplaşmış
duruma sürükleniyor zannediyorsunuz,
İşte o
aptal hırsız erdemsiz, hikmet fakiri ehliyetsiz bireyleri
Baş
tacı yaptığınız için olabilir mi?
Dedim
ya
Hayat
orkestranızı ve yaşam ehliyetinizi erdemlice kullanın.
Erdemli
hikmetli muhalefetin kudreti…
Her
bir şeyde hem fikir olmak cinayete sürükleyebilir toplumu,
Hikmetli
yapılan muhalefetin fayda tedbir getireceği gibi,
O
hikmetli yapılan tenkit, eleştiri de tedbir ve fayda getirir…
Aranız
da bilinçli, hikmetli ve erdemli bir şekilde
Muhalefet,
tenkit(eleştiri) yapan birileri olsun,
Yoksa
hata yapmaya başladığınız da
O hata
üzerine hem fikir olup
O
hatanızı işleme yürürlülüğe koyup
Hem
kendinizi ve hem de toplumu, hatta küreseli
Uçurumdan
aşağıya sürüklemek cinayetine düşebilirsiniz,
Doğruların,
hak olanın ortaya çıkıp
Erdemlice
yaşanabilmesinde, uygulanabilmesinde
Erdemli,
bilinçli,
Hikmetlice
yapılan muhalefetler fayda sağlayacaktır.
Sonnet…
Nafiz coşkun
Zaferler
neydi gerçekte hatırlayan var mı?
Kim
kazanır zafer dünyada,
Öldürmek
zafer midir yoksa cinayet mi?
Aslında
bilir cevabını aklı başında tüm bilgeler...
Neden
acaba cinayetlerin(kötülüklerin)
Adı
kahramanlık ululuk diye anılmaya başlanmış,
İnsan
neden acaba kınaması
Ve o
utanç duyması gereken
Cinayetlerini
(kötülükleri) sever ve ulular ki zamanla...
Oysaki
ululanacak
Ve
kahramanlık destanı olabilecek şeyler
Erdemli
olanından ve erdemli yaşamaktan ibaret,
Sâhi
erdemli bir yaşam neydi
Ve
nasıl olmalıydı
Onu da
hatırlar mı ki acaba insanlık.
Sonnet…
Nafiz coşkun
Psikolojik
ve zihinsel vaziyetler…
İnsanın
psikolojik durumları
Beden,
akıl kalp ve duygularını etkilemektedir,
Sağlıklı
bir yaşamın anahtarlarından birisi olan
İşte
bu konu ile ilgili,
Bu
konunun uzmanlarından bilgi edinmenizi
Israrla
tavsiye ederim,
Peki,
bu konu ile ilgili sağlıklı bilgiler edinmenizin
Sizlere
ne gibi bir getirisi mi olur,
Ne
gibi bir getirisi olacağını
Aklı
başında çocuklar bile bilir bunu,
Sizler
hâlen anlayamadınız mı?
Elbette
ki
Sağlık,
mutluluk, zenginlik
Ve
huzur getirir,
Zâten
bunu istemiyor muyuz?
Psikolojimizi,
zihnimizi
Ve tüm
düşüncelerimizi
Sağlıklı
olarak
Kontrol
edebilmeyi,
Onlara
erdemlice hâkim olabilmeyi
Öğrenmeli
değil miyiz?
Kesinlikle
öğrenmemiz gerekli olduğunu
Umarım
anlar
Ve bu
konuda çalışmalar yapmaya başlarsınız,
Biliyoruz
ki
Beden,
zihin, ruh sağlığı olmadan
Mutlu
olunamıyor.
Çıkarlar,
menfaatler ve ihanetler...
Genç
şair sordu bilge şaire
Dedi
ki
Ey
bilge şair
Herkes
ihanet eder mi sevdiğine,
Bilge
şairde o genç şaire
Cevaben
dedi ki
Dünya
insanlığı çıkarları için
Ve
menfaatleri sebebiyle ihanet eder
O
herkese ve sevdiklerine,
Az ya
da çok,
Sevdiğine,
Ama
mutlaka çıkarları uğruna yapar bunu,
Dediğim
gibi;
İhanet
eder mutlaka herkes sevdiğine.
Sonnet… Nafiz coşkun
Öğle
bir felaket akıl kapınız da ki…
Bilgeler
tarafından erdemli, dürüst ve âdil bir düzen kurulup,
O
kurulan adaletli düzende
Erdemliler
tarafından korunmadığı sürece
Her
bir tarafta bozulmalar, o her bir yönde çürümeler,
O her
bir fâni varlıkta kötülükler her geçen gün artmaya,
Artıp
sürekli devam etmeye yüz tutacaktır,
Böylelikle
kötülükler, çürümeler, bozulmalar
Olağan
bir şeymiş gibi insanlarca kabul görülmeye başlanacaktır,
İşte
olabilecek en büyük tehlikelerden birisi de budur,
Büyük
bir felaket hâline dönüşüp
Sizler
ve her biriniz az ya da çok o felaketten zarar göreceksiniz,
Öğle
bir felaket ki cinayetler ve erdemsizlikler erdem zannedilir,
İyi
ile kötü insanı ayırt edemeyecek bir akıl bunalımına düşürür,
Erkek
tavus kuşunu çakal, sırtlanı da aslan zannettirir.
Sonnet… Nafiz coşkun
İnsanlarda
akıl bulantısı var…
Sular
bulanır da
O
düşünebilen akıllar kalpler bulanmaz olur mu?
O birçok
anlamlı
Ve o
birçok değerli şeyler karşısında
Bakabiliyor,
Gözlerimiz
görebiliyor
Fakat
O
şeyleri
Fark
edemiyoruz, anlayamıyoruz,
Bir
akıl bulantısı,
Bir
akıl körlüğü yaşıyor gibi insanlar,
Anlayabilmek
adına biraz daha gayret etmek
Kanaatimce
yerinde bir karar olurdu,
Haydi,
başarmak için bir adım daha.
Sonnet… Nafiz
coşkun
Eleştirel
insan, kalp ve akıl...
Her
bir insanın istemi,
Her
bir insanın eğilimi birbirinden farklılık gösterebilir,
Tam
anlamıyla aynı istem, aynı eğilimde buluşmak
Çok
zaman imkânsız olabilmektedir,
Bâzen de
eğilimler istemler birbirine benzerlikler gösterseler bile Mutlaka küçük ya da
büyük teferruatlar da ayrışmalar, Ayrılıklar olabilmekte,
Zâten
tüm bunlar kötü bir istem, kötü bir eğilim olmadığı sürece Anormal bir durum da
değillerdir, kendinizi strese sokmayın,
Kötü
olmadığı sürece gayet normal bir durum olmaktadır,
İnsanların
tüm o birbirinden farklı olumlu eğilimleri
Ve
birbirinden farklı olumlu istemler göstermelerine rağmen
Ortak
noktalarda buluşabilmek ihtimalleri de daima vardır,
Önemli
olan da karşılıklı erdemlice ortak alanlarda birleşmek!
Sonnet… Nafiz coşkun
Ganbaru...
Japoncada
anlamı ile beraber
O çok
sevdiğim bir kelime vardır
O
kelime şöyle ki
“Ganbaru”
Anlamı
ise şöyledir;
Sonuna
kadar direnmek
Ve elinden
geldiği kadarıyla en iyi şekilde
O işi
sonuna kadar sürdürmek,
İnsanın
doğru bildiği inandığı meselede
Daima
dik durması anlamına gelmektedir...
Doğru
bildiğim işlerde
“Ganbaru”
yaptığım doğrudur,
Bunu
yapmakla da kendimle onur duyarım,
Kendime
de doğru yolda olduğum için teşekkür ediyorum.
Sonnet… Nafiz coşkun
Emeğinin,
kaliteli işin keyfini çıkart…
Hey,
Sana
sesleniyorum dostum,
İyi ve
faydalı bir iş mi yapıyorsun,
Her ne
kadar
Yorucu
olsa da
O
yaptığın faydalı işin
Keyfini,
Tadını
çıkar,
Daha
mutlu olursun,
Huzurlu
hissedersin
Ve
yaptığın iş de
Gayet
kaliteli olur
Çünkü
kaliteli insanlar kaliteli işler yaparlar,
Kaliteli
iş yaptığın içinde kendine teşekkür etmeyi unutma.
Sonnet… Nafiz coşkun
Can
suyu ve yetenekler…
Okyanusun,
denizin dalgalarıyla boğuşmakla
İnsan kendisini
zarardan kurtaramaz,
Ancak
yüzmek için kollarını
Ve bacaklarını
doğru olarak kullanmak
Yeteneğini
keşfedip yapmak başka...
Yetenek
edinin, yetenekler edinin ki
Şu
hayatta ayakta kalabilesiniz,
Şu birçok
zararlı insanın yaşadığı
Var
olmaya devam ettiği hayat denen denizde
Sizler
yüzmeyi, yâni faydalı yetenekler ile
O zararlardan
korunup huzuru, mutluluğu, gücü bulabilirsiniz, Faydalı amaçlar yetenekler
edinin,
O
faydalı amaçlar ve o faydalı yetenekler sizlere
Tüm o
zorluklarla baş edebilmek için bir can suyu olacaktır.
Sonnet… Nafiz coşkun
Hayat
da zorluklar karşısında…
Bize
O
Hep
yapmak istediğimiz
İşler
için
Bir
süre,
Bir
zaman dilimi
Verilmesini
isteriz,
İşte
O
zaman dilimi
O yaşadığımız
Tam da
bugündür,
Hamleni
Bilgece
yap artık,
Bilmiyorsan
eğer bilgeliği öğren ve yetenekler edin.
Sonnet… Nafiz
coşkun
Olasılığı
düşük ve gerçek dışı beklentiler…
Asla
olmayacak beklentilerle
O
olabilecek beklentileri
Ayırt
edebilmeyi öğrenin
Ve
asla olmayacak olan o beklentilere
Bel
bağlamayın,
Tüm
hayatınızı, kendinizi
O
olmayacak olan şeylere ümit ettirmek hatasına düşürmeyin,
O
olmak olasılığı düşük beklentilere
Umut
bağlayıp da kendinizi yıpratmayın,
Büyük
hayâl kırıklıkları,
Çok
büyük umut kırıklıkları
Sizlere
şu hayatı yaşanmaz bir hâle çevirir, dikkatli olun, Gerçekçi olun, yetenekler
edinin
Ve o
yeteneklerinizi de erdemlice değerlendirmeyi öğrenin.
Sonnet… Nafiz coşkun
Hayâller
gerçeklerle birlikte şekillenmeli…
Senin
asla Mars gezegenine gidecek
Bir
uzay gemin ve askerlerin, mürettebatın asla olmayacak,
Gerçeğin
dışına çok fazla çıkarak hayatını çekilmez kılma,
Fakat
o uzay gemisinin, mürettebatının
Hikâyesini
yazabilirsin, gelecek asırlarda belki
O uzay
gemisine sahip olabilmek olasılığı olan
Bâzı
insanlara heyecan, coşku ve ilham veren bir hikâye olabilir,
Şu an
da seni ve varsa sevdiklerini,
Ve
varsa sorumluluğun altındakileri
Ayakta
ve hayatta tutacak olan yetenekler edinip,
Elindekilerle
mücadele vermesini öğrenmelisin, para kazan,
Hayâller
kurarken bile gerçeklerin dışına çok taşma lütfen,
Hayâller
kur elbette fakat tüm kontrol,
Tüm
hâkimiyet senin elinde, senin aklında, senin zihninde olsun.
Sonnet… Nafiz coşkun
Şizofreni
ve gerçeklik ayırımı…
Gerçeklerle
birlikte şekillenmeyen hayâller
Bir
Ruh
Sancısı
olan,
Bir
Zihin
Hastalığı
Olan
Şizofreniye
Dönüşebilmektedir,
Lütfen
bilgelenin, unutmayınız ki
Hayâller
gerçeklerle birlikte şekillenmeli,
Gerçek
olanla gerçek dışı olanın arasını
Ayırabilecek
bir zihin sağlığını edinmeye bakın.
Sonnet… Nafiz
coşkun
En
doğru karar ve mücadele sanatı…
İnsan
dünyada mücadele ile yaşar
Ve
mücadele içinde ölecektir
Önemli
olan o mücadeleyi erdemli yapıp yapmadığınızdır,
Bu
mücadele için yeteneklerinizi
Ve
bilgeliğinizi, erdemli dostlarınızı sıkı tutun,
Onlar
sizi mutluluğa taşıyan yakınlarınız olacaktır...
İnsan
bu dünyada mutlaka sıkıntı belalar ile karşılaşacaktır Bundan kesinlikle kaçış
yok,
İşte o
sıkıntılara karşı kendimizi hazırlamalıyız,
Bu
hazırlık cesur bir yürek ve bilge bir akılla mümkün olmalı, Zâten hep söylerim o
her bir insan nihayetinde ölecek, fakat
O ölüm
anına kadar erdemli âdil hamleler yaparak yaşamak
Ve o mücadeleleri
erdemlice hikmetlice yapmak
Elbette
ki çok daha doğru karar olacaktır.
Sonnet… Nafiz coşkun
Hayatının
muhasebesini yapmalısın…
Bir
insan
İlahi
kitapları
Ve o
ilahi kitabın
O
rabbini sevdiğini iddia ediyor
Fakat
Kötülükleri,
Adaletsiz
işleri yaparak,
Haksızlıklar
yaparak
Hayatını
yaşıyor ise
Adaletsiz
Ve
çirkin kalpli insanları destekleyerek
Hayatını
sürdürüyor ise
Sakın
onun o ilahi kitabı sevdiğine
Ve o
ilahi kitabın sahibini sevdiğine inanmayın
Çünkü
İnsan
Ancak
sevdiğiyle
Sevdikleriyle
beraberdir,
İnsan
Destekledikleri
ile beraberdir,
Hem
iblisi severek
Aynı zamanda
bir de melekleri severek
İkiyüzlü
bir yaşam yaşamak
İnsan
denen varlığa yakışmaz,
Bunu
kendisine yakıştıran
Ancak
aptalın,
Câhilin,
İkiyüzlünün
birisi olmalı,
Eğer
ilahi kitabı sevmiş olsaydı
O
ilahi kitap da ki
Adaletli
erdemli yaşamı tercih ederek,
Adaletli
olmaya başlar,
Erdemli
yaşamaya başlar ve
Kötü
insanlarla birlikte olmayı da terk ederdi,
Kötülükleri
yapmayı terk ederdi,
Haksızlık
yapmayı terk ederdi,
Adaletsizlik
yapan insanları
Ve
adaletsiz olan gurupları,
Adaletsiz
partileri,
Adaletsiz
câhil tarikatları desteklemeyi terk ederdi,
Onlarla
dost olmayı terk ederdi,
Peki,
Sizler
kimleri destekliyorsunuz,
Kimleri
seviyorsunuz,
O
sevdiklerinizin yaşamları,
Hamleleri
adaletli mi?
Onların
yaşantıları erdemli mi?
Hatırlayınız
ki
Kişi sevdiği
ile beraberdir,
Peki,
sevdiklerinizin yaşamları nasıl,
Bunların
muhasebesini hiç yaptığınız oldu mu?
Unutmayınız
ki
Kader
ya da tâlih değildir insana hayatını kötü
Ve zorla
yaşatan,
Aslında
İnsanın
kendi tercihleridir ona kendi o cüz’i kaderini
İyi ya
da kötü yönde yaşatıp yazdıracak olan…
Hikâyeni
Artık
Yazmaya
Başlamak
Zamanı
Geldi,
Biraz
geciktin fakat
Doğru
olanları da
Düşe
kalka öğrendin,
Az ya
da çok acı keder çektin,
O bir
kısım insanlar seni çok yıprattılar,
Şimdi
dim-dik doğrul
Ve
erdemli bir hayat yaşamak için
Hayatı
yürümeye başla,
Şimdi
tercihlerinin
Ve
fikirlerinin muhasebesini yapmak zamanıdır,
Hayat
öğle bozuk para gibi harcanacak kadar
Değersiz
önemsiz bir meta değildir,
Haydi,
O
hayatını yaşamaya,
Mutlu
Ve
erdemli olmaya değer bir zirveye taşı,
Sen
bunu başarabilirsin,
İnsan
denen varlık
Erdemlilik
ve temiz bir vasfa uygun olarak var edildi,
Sen
onu yeniden kazanabilirsin.
Başarmak
için yorulmak gerek bâzen…
Önemsiyor
musunuz?
Öğleyse
o önemsediğiniz şeyleri başarmak için,
Ele
Geçirmek
İçin,
Onunla
Olabilmek
için
Biraz
zamanımızdan rahatımızdan vermek gerekiyor
Fakat
erdemden, adaletten, hikmetten asla ayrılmadan!
Unutmayınız
ki dost kaybolursa bulunabilir,
Para
yitirilirse kazanılabilir,
Fakat
insanlığınızı oluşturan, hikmet, erdem ve adaletten
Aşağılara
düştüğünüz anda yeniden onları kazanmak
Çok
zaman imkânsız bir hâl alabilir, onları sakın yitirmeyin.
Sonnet… Nafiz coşkun
Düşe
kalka ibret alabildik mi?
Bâzen
içimizde ki insanlık öldüğünde,
Bâzen
de içimizde ki insanlık yaşadığında galiba
Kalkabiliyoruz
kimi zaman düştüğümüz o yerden,
O
ikisinin tam orta yeri neresidir bilmiyoruz çok zaman, Kaybediyoruz öğrenene kadar
nasıl ve kimlerle ayakta
Ve kimlerle
hayatta kalınabileceğini...
Kim
bilir, sende kaç defa yaralandın, düşürüldün
O
içerinde ki insancıl tarafının sebebiyle,
Kim
bilir sende kaç defa fark ettin o içerinde ki
O insancıl
tarafının ancak mutlu edebildiğini seni,
Anlamak,
keşfetmek ne kadarda zormuş,
Ne
zaman, nasıl ve ne vakit insancıl olunabileceğini,
Ne
zaman ve kimlere karşı nasıl bir gard alınması gerektiğini,
Nasıl
bir duruş takınılması gerektiğini düşe kalka öğreniyoruz.
Sonnet… Nafiz coşkun
İkna
etmek ve şekillendirmek yeteneği…
Nezaket
Ve
bilgelik
Bunlar
Bir
araya
Erdemlice
getirilip
Birleştiğinde
Karşınızda
ki birçok insanı
Bal
mumuna çevirebilirsiniz,
Şimdi
o karşınızda ki insana
Balmumu
kadar daha kolay
Şekil
verebilir,
Biraz
daha kolay
İkna
etmek
Kapısını
açmış olursunuz.
Sonnet… Nafiz coşkun
Şartları
olgunlaştırmakta azmedin…
Dediler
ki ey bilge şair çok basit anlatsan olmaz mı?
Bilge
şair de cevaben dedi ki
Sevdiğiniz
insanlar deniz aşırı bir yerdeler mi?
O hal
de o denizi aşmak için
Kulaçlarınız,
geminiz, uçağınız olmalı,
O
deniz aşırı ülkeye seyahat edebilecek olan
Şartları
gerçekleştirmeniz gerekecek,
Yâni
demek istiyorum ki
Hayatınızı
olumlu anlamda değiştirmek için,
Değişiklikler
yaparken karşınıza çıkacak olan
O tüm
zorlukları aşabilmek için, bilgelenin,
Erdemli
yetenekler edin
Ve o
yetenekleri kullanmaya azmedin, gayret edin.
Anlatabiliyor
muyum?
Sonnet… Nafiz
coşkun
Kötülük
yolu ve aptallık…
Bir
Kötülük
Yapılmasına
Göz
yummak,
Büyük
Bir
Kötülük
yolu açmak
Anlamına
gelir,
Artık
Daha
büyük
Kötülüklere
Kapı
Açtırdınız
Demektir.
Sonnet… Nafiz coşkun
Yol olur;
cehaletin, aptallığın hikâyesi…
Elbette
ki
‘İyilik
yolu’ açılırsa
O
yoldan iyiliğe de yol açılmış olur
Bunu
hepimiz bilmekteyiz
Fakat
Bizim
anlatacağımız
Ve
ders alınmasını,
İbret alınmasını
istediğimiz hikâye
Kötülüğe,
Aptallığa,
Cehalete
açılan yollarla ilgili
Kısa
bir hikâyedir,
Şöyle
ki
Anlayışı
kıt,
Belki
biraz da aptal,
Belki
de biraz uyanık geçinen
Adamın
birisi
Büyük
bir arazi sahibi
İyi
niyetli ve saf kalpli
Kuzeninin
evinin yakınına giderek,
Kuzenine
der ki
Kuzen
Ben
kasabaya gidiyorum,
Fakat
senin arazin çok büyük,
Bu kasabanın
yolu da
Senin
o arazinin etrafından dolaşmakta,
Senin
arazinde faydalı ekinler ekilmekte
Bunun
da farkındayım,
Hem
ben senin akraban
Tek
olan kuzeninim
Benim
hatırım için
Şu
kasabaya gidiş yolunu kısaltmam için
Senin
şu ekin ekili arazinin orta yerinden
Bir defalığına
mahsus olmak üzere geçebilir miyim?
Der,
Arazinin
sahibi olan kuzen buna itiraz eder,
O ekinlik
arazinin sahibi olan
Bunun
mümkün olamayacağını,
Eğer
buna bir defalığına izin verirse
Oranın
‘bir yola’ dönüşeceğini söylese de,
Kuzeni
dakikalarca ısrar eder,
Yalvarır,
yakarır,
O
ekinlerin ekili olduğu
O
büyük arazinin sahibi olan kuzenini
Bir
defaya mahsus olmak üzere,
Aracıyla
onun arazisini kullanarak
Kestirmeden
gitmeye ikna eder,
Arazi
sahibi kuzen
O arazisinin
orta yerinden kuzenini
Ve
aracını uğurladıktan hemen sonra,
Kendisinin
de işleri sebebi ile
Akşam
dönebileceği uzak bir yerlere
O
kendi aracı ile yola çıkar,
Fakat
kendisi normal olan yolu kullanmıştır,
Tüm
işlerini tamamlamış
Ve
akşam vakti olmak üzereyken
Arazi
sahibi
Evinin
de içerisinde bulunduğu
O evine
doğru yola koyulur,
Evine
döndüğünde bir de ne görsün;
O
kuzeni
Ve
kuzeninin arabası için
Bir
defalığına kasabaya kestirme yoldan
Kendi
arazisinin orta yerinden gitmesi için
İzin
verdiği yer ‘yol olmuş’
Her
kasabalı,
Her
bir köylü
O
ekinlik araziden geçen
O yolu
kullanmaya başlamış…
Hayat
ta böyledir işte,
Kötülüklere
bir defalığına ‘yol verirseniz’
O
kötülük artık ‘yol bulmuş’ demektir,
Kötülüğe
Bir
defa izin verdiğinizde,
Bir
defa kapı açtığınız da
O
içeriye girmeye başlayacak demektir…
‘Kötülüğe
yol vermeyin’
Gücünüz
yetmiyorsa eğer,
Kolluk
kuvvetlerinden,
Yetkili
kuvvetlerden yardım istemenizde
Fayda
var.
Sakın
unutmayın
‘Yol
olur’
Bu
hikâyeyi
Hükümetlere,
Politikaya,
Ekonomiye,
Partilere,
Tarikatlara,
Sağlığa,
Zararlı
olan şeylere,
Kendi
hayatınıza,
Kısacası
O her
bir şeye kıyas edebilir,
Örnekleri
Daha
da fazla çoğaltabilirsiniz…
Dedim ya
Çok
Dikkatli
olun
Geçit
verilirse eğer
Mutlaka
orası
‘Yol
olur’
Fakat
İyi
bir kapı,
İyi
bir yol açarsanız da
İşte
O
vakit
O
‘iyilik yolu’ oluverir,
Açtığınız
yola dikkat edin,
Ne
için açtığınız,
Kimler
için açtığınız çok önemli,
Şimdi
erdemli bilge bir akılla
Veya
da erdemli bilge birkaç akılla
Düşünüz
anlattığım bu hikâyeyi…
Dikkatli
olun lütfen
‘Yol
olur’
Adalet
mülkün ve hayatın temeli…
Adalet
Mülkün
Temeli
Diye
Yazıyor
Adliye
Saraylarının,
Mahkeme
Duvarlarının
En üst
yerlerinde,
Peki,
Adalet
mülkün temeli ise eğer
O
temeli
O
câhil halkın
O seçtiği
hırsız hükümetler
Yerle
bir, harap ve târumar etmediler mi?
Peki,
onlar
Bu yıkımı
kötülüğü târumarı gerçekleştirirken
Neredeydi
kolluk kuvvetleri, savcılar, hâkimler,
Yoksa
hikâyede ki o hâkimin dediği gibi mi?
Hikâyenin
birinde,
Hakkını
savunmak için
Anarşist
fakat zararsız bir eylem yapan
Bir
adamı tutuklarlar,
Kolluk
kuvvetleri
O
anarşist eylem de bulunan adamı
Mahkemeye
hâkimin karşına çıkartırlar,
Henüz
hâkim konuşmaya fırsat bulamadan,
Hakkını
savunmak amacıyla
Anarşist
eylemi gerçekleştiren
O adam
hâkime der ki
Benim
yerime o haklarımı gasp eden
Politikacıları,
O
haklarımı gasp eden hükümetleri
Tutuklatıp
buraya çıkartmalı değil miydiniz?
Hâkim
adama cevaben der ki
Sen ve
senin gibi aptalların oluşturduğu
Toplumlar
değil mi zâten
Biz
hâkimlerin başına patron olarak
O
hırsız adaletsiz hükümetleri,
O
hırsız adaletsiz politikacıları seçenler,
Sen ve
senin gibiler
Biz
hâkimlerin,
Biz
savcıların başına
O
hırsız adaletsiz hükümetleri seçtiği için,
Onların
yerine işte sen o sebeple buradasın,
Bilmem
anlatabildim mi?
Daima
söylerim
Kader
ya da tâlih değildir
O
adaletsiz hırsız hükümetleri başımıza getiren,
Aslında
halkın
O
kendi aptal câhil tercihleridir
O
hırsız adaletsiz hükümetleri başımıza bela eden…
Şimdi
anlatabildim mi?
Sırlarımız
ve güven…
Kendi
o birçok
Sırlarımızı
Saklamanın
Önemini
Bir
Bilseydiniz,
Sizi
Güvende
Tutan
O
Şeylerden
Biridir
Desem
Yeridir
ancak.
Sonnet… Nafiz coşkun
Sen
yapmış olamaz mısın?
Kader
Tâlih
Dediğiniz
O
birçok şey
Aslında
Sizin
O
Kendi
Elinizle
Aklınızla
Yaptıklarınızın
Sonucundan
Başka
Hiç
bir şey değildir.
Sonnet… Nafiz coşkun
İnsan
ne kadar da zâlim ve yalancı çıktı…
Adam
ve kadın
Cinayet
İşlerler,
Acımadan
mâsum bir çocuğun
Boğazını
keserler,
Çocuk
ölür,
Cinayet
işledikleri an üzerlerinde
Beyaz
gömlek vardır,
Mahkeme
de
Hâkim
sorar
Sizler
mi işlediniz bu cinayeti,
Adam
ve kadın sırasıyla konuşarak
Cevaben
derler ki
O
üzerimiz de ki
Beyaz
gömlek işledi cinayeti,
Bir de
o gömlekleri azmettiren şeytan,
Bizim
hiç kabahatimiz yok hâkim bey,
Hâkim
şeytana sorar,
Der ki
Sen mi
azmettirdin bunları,
Şeytan
hâkime cevaben der ki
Ben o
cinayeti işleyin mutlu olursunuz
Demeye
bile fırsat bıraktırmadılar,
Eskiden
ben insanlara kötülük yapın mutlu olursunuz derdim,
O
aptallarda yapar ve mutsuz olurlardı,
Artık
şimdi yeryüzünde
Benden
daha kötü, daha zâlim,
Daha
yalancı bir varlık olduğunu fark ettim,
Hâkim
şeytana sorar
Der ki
Kimmiş
peki
O
senden daha yalancı,
Senden
daha zâlim,
Senden
daha kötü olan,
Şeytan
da cevaben hâkime der ki
Şu an
şu karşınız da ki
O
kendi cinayet suçlarını,
O
küçük mâsum çocuğa işledikleri o cinayet suçlarını
Bana
ve
Şu
giyindikleri cansız beyaz bir gömleğin
Yaptığı
yalanını söyleyen
Şu iki
vicdansız zâlim kötü insanlar
Ve
birde politikacılar değil de ya nedir,
Hem
değil mi?
O
politikacılar
Milyonlarca
insanoğlunu
Şirketlerinin
kâr etmesi uğruna
Savaştırıp
birbirlerinin elleriyle cinayet işlettiren!
Şeytan
en son olarak
Hâkime
der ki
Hâkim
bey
Ben
sadece yapın mutlu olursunuz derdim,
Fakat
o cinayet ve kötülükleri işleyen
İnsanların
ve politikacıların hiç mi kabahati yok şimdi.
Erdemle
hikmetle karşılayın olayları…
Ne çok
fazla sevinmeyin
Nede
çok fazla üzülmeyin,
Erdemli
ölçülü yapın tüm bunları,
Çünkü o
her ikisi de, üzüntü ve kederde
Değişkenlik
yaşatabilir, değişe bilirler
Üzüntüler
sevince,
Sevinçler
kedere dönebilir,
Kötü
zannettiğiniz bir işin içinden iyi bir şeyler,
İyi
bir şey zannettiğiniz şeylerin içinden de
Kötü
bir şeyler çıkabilir,
Erdemlice
karşılamaya çalışın olayları,
Hikmetle
okumaya çalışın,
Hazırlıklı,
olgun karşılamaya çalışın olan şeyleri,
Zordur,
fakat gardınızı buna göre almalısınız.
Sonnet… Nafiz
coşkun
Kimdir
daha vahşi olan…
Kötü
düşünen
Ve
devamında
Kötülüğünü
Acımasızca
gerçekleştiren
Bir
insan değil mi aslında
O tüm kâbuslardan
Daha
tehlikeli,
Kötülük
hamlesi yapan
Vicdansız
Bir
insan
Değil
mi aslında
O tüm
canavarlardan
Daha
korkunç,
Daha
vahşi.
Sonnet… Nafiz coşkun
Erdemli
karar almayı öğren ve mutlu ol…
Kararsızlık
Batağına
Düşmemeye
Özen
gösterin
Ve
Bilgece
Kararlar
almayı
Mutlak
öğrenin,
Mutluluk
İşte
Bu
yolla
Size
Daha
Çok
uğrar.
Sonnet… Nafiz coşkun
Kalbine sevgi ile
yerleştirdiğinlesin…
Kalbinde
var ettiğinle berabersin,
Neyi,
neleri var ediyorsun
O
düşünebilen kalbinde
Çok
iyi düşün lütfen,
Erdemli
bir şeyleri o düşünebilen kalbinde
Var
etmeye mi başladın
Yoksa
o düşünebilen kalbinde
Senin o
hayatını cehenneme çevirecek şeyler mi?
Var
etmeye başladın…
Kalbine sevgi ile
yerleştirdiğinlesin,
Fakat ikiyüzlü olma
Orada hem iblis
kötülük ve hem de melekleri sevemezsin,
Buna dense-dense
ancak nâmussuzluk denir,
İşte bu tür ikiyüzlü
nâmussuzlar cennete alınmıyorlar.
Sonnet… Nafiz coşkun
Beğenen
alır beğenmeyen almaz kardeş…
Tanrılardan
nefret eden
Ve
tanrılara söven
Elbet
de o sövüp küfrettiği
O tanrıların
avenelerini de
Sevecek
değil ya
Ve
onlara övgüler düzüp
Söyleyecek
değil ya…
Hükümetlerden
Nefret
edenler de
Onların
taraftarlarına
İltifat
edecek değiller elbet,
Hem
onları da sevecek değiller elbet,
Ben
lafımı koydum orta yere beğenen alır,
Beğenmeyen
almaz kardeş.
Sonnet… Nafiz coşkun
Olaylar
karşısında erdemli hikmetli duruş…
Bir
şeyi,
O bir
şeyleri çok isteriz,
Olması
için zorlarız,
Olur
ya da olmaz,
Olması
için çaba sarf ederiz,
Olur
ya da olmaz,
Çok
uzun süre bekleriz
Birçok
vakit,
Birçok
vakit bunları yaparız,
Olur
ya da olmaz,
Fakat
o olurlar
Ve o
olmazlar da
Çok
gidiş gelişler yaşarız,
O
gitmeler de ve gelmeler de
Hüzünler
Ve
heyecanlar yaşarız,
Hatta
Umudumuzu
yitiririz,
Hatta
inancımızı bile
Yitirecek
duruma geliriz,
Olur
ya da olmaz,
İşte
tamda
O
olurların
Ve o
olmazların olduğu zamanlar
O
olurlara
Ve o
olmazlara karşı
Erdemli
bir duruşunuz olmalı,
O
erdemli duruşu öğrenmek
Belli
bir zaman sürecidir,
Hemen
pes etmeyin,
İnancınızı
hemen yitirmeyin,
Ben de
zorlanıyorum,
Çok
şey bilmeme rağmen
Ben de
çok zorlanıyorum kederler karşısında,
Sıkı
durun,
İnsanın
mutlu olup olmaması,
İnsanın
gâlip gelip gelmemesi
O
olaylar karşısında ki
Tepkileri
sonucundadır,
Bunu
sizlerde biliyorsunuz,
Birçok
şey zihnimiz de,
Birçok
zaman zaferleri kazanabilmek bile
Zihinde
başlar,
Yenilmek
bile birçok vakit
Zihinde
başlar,
O
zihninize,
O
kalbinize ne ektiğinize dikkat edin lütfen,
Erdemlice
hikmetlice mücadele vermenin
Nasıl
olması gerektiğini öğrensek hiç fena olmazdı hani,
İşte
bütün mesele de bu değil mi zâten,
O
erdemli duruşu,
O
hikmetli hamleleri yapmakta,
İşte bütün
mesele bunu başarmakta,
Selametle…
Haydi,
rast gele.
İşte
bütün mesel şudur…
Nasip
ya da
Kader
değildi
O kötü
zâlim
Ya da
aptal câhil olan,
Aslında
İnsanların,
Halkın
o kendi tercihiydi
Nasiplerini
kaderlerini
Yine
kendi elleriyle etkileyip değiştirecek olan...
Kardeş,
Her ne
ekiyorsanız,
Halk
olarak
Ve
birey olarak
Nasibiniz
kaderiniz
Çok
zaman o oluyor,
Elbette
ki etraf da ki şartlar da,
Ekonomi
de,
Hatta
coğrafik yapı bile
İnsanın
kaderin de rol oynayabiliyor,
Fakat
çok zaman
İnsanlar
Ve
halk
O
ektiğini,
O
ektiği gerçeklerin,
O
ektiği yalanların,
O
ektiği kötülüklerin,
O
ekmediği şeylerin
Hasadını
biçiyor,
Veya bâzen
de
Elinde
olmadan
O
başka insanların,
Hükümetlerin
O ektikleri
şeylerin sonuçlarını da biçiyorsun,
Biçmek
zorunda kalıyorsun,
Fakat
çok zaman
O
nasibi kaderi
İyi
anlamda değiştiren şey
Erdemli
hamleleridir insanların ve halkın,
Halk
ve insan,
Birey
ve cemiyet
Erdemli
hamleleriyle
İyi
anlamda bir şeyler ekmenin
Kaderini
yazabilirler,
Bunu
başarabilirler,
Bakalım
demokrasinin bir aynası olan o halk
İyi
anlamda kendisini değiştirip şekillendirebilmeyi
Başarabilecek
mi?
Nasip
diyoruz ya
İşte o
nasibini çalış
Ve iyi
anlamda şekillendirmeye gayret göster,
Doğru
olan budur,
Ey adı
demokrasi olan
Demokrasinin
aynası olan halk,
Câhillerden
ve kendi câhilliğinden yüz çevir,
Bilgeliğe
yüzünü dön,
Erdemleş
ve kaderini adaletle, bilgelikle, mutlulukla yaz,
Bunu
birlikte başarabilirsiniz.
Ektik
ve bekliyoruz…
İstediğimiz
o bir şeyin,
İstediğimiz
o bir şeylerin
Hemen
olmasını
Arzuluyor
ve istiyoruz,
Mesela
Akşam
karanlığına
Güneş
ekersin
Fakat
Dakikalar
sonra biçemezsin onu,
Öğle
değil mi?
Dakikalar
sonrasında değil,
Güneşin
doğması
Belli
bir zaman sürecidir,
Bu
bilimsel bir ekimdir,
O
akşam saatlerine ektiğin güneşi biçmen
Ancak
Saatler
sonra olacaktır,
Bu
bilimsel gerçeğin doğuş zamanı
O her
bir ekim gibi
Belli
bir zaman almaktadır...
Ağaç
ekersin
Fakat
ondan meyve alman
Yine belli
bir süre sonrasında oluşacaktır,
Mutlaka
bir zaman beklemen gerekecek,
Meyve
alabilmek için
Şartların
olgunlaşması gerekmekte...
İnsan
ekersin,
Doğar
doğmaz ondan koşmasını,
Doğar
doğmaz ondan fikirler üretmesini istemen
Asla
doğru olmaz,
Hatta
çocukça bir istek olurdu,
Ancak
Belli
yıllar
Ve
belli öğrettiler sonucunda
O
istediğin olabilir,
Zaman,
bilgi, hamle ve öğreti,
Olması
için şartları yerine getirip
Olgunlaşmasını
beklemek zorundayız...
Beklemek,
Zordur
biliyorum,
Bende
insanım,
Senin
kadar bende sabırsızlanıyorum,
Bende
şartları yerine getirmek
Ve
beklemek zorundayım…
Güzel
Faydalı
bir şeyler ektim,
Şartların
olgunlaşması için gayret ediyorum,
Kimileri
de faydalı
Ve
ekonomik yönden zenginleştirici projeler hazırlıyor,
Şartları
olgunlaştırmak
Ve
gayret etmekle beraber
Sabırla
beklemeyi de bilmek gerekli
Öğle
değil mi?
Cümlelerin
kudreti…
Bir
cümle olumlu
Veya
olumsuz yönde
İnsan
hayatını etkileyebilecek güce sahiptir,
Bir
cümle
İnsan
hayatını
Olumlu
veya olumsuz yönde
Değiştirebilecek
bir kudrete de sahip,
Kime
ne dediğiniz,
Ne
söylediğiniz
Çok
önemlidir aslında,
Size
söylenenler olumsuz bir şeyler olabilir,
Güçlü
durmanız da fayda var,
Çünkü
olumsuz şeyler sizi yıkabilir,
Erdem
ve hikmetle duruşunuzu korumayı öğrenin.
Sonnet…
Nafiz coşkun
Sonlar
ve başlangıçlar...
Güzel
hatıraların, güzel hikâyelerin şerefine...
Aslında
bende farkındayım
O kimi
zaman hayatımızda iyi sağlıklı faydalı bir şeylerin
Başlaması
ve yaşanması için yine o hayatımızda
Veya
dünyamızda o bir şeylerin sona ermesi gerektiğinin,
O sona
ermesi gereken şey iyi bir şey olmuş olsa bile...
Bizi
ısıtan güzel güneş arada bir bize veda etmeli ki
Geceden
de faydalana bilelim öğle değil mi?
Yaz
mevsimi tükenmeli ki güz ve kıştan sonra
O
ilkbaharın o muhteşemliğini yaşayabilelim…
Gidiyorlar,
elden bir şey gelmez, bâri gelen o iyiliklere sevin,
Sona
eren o yaşadığımız iyi gerçeklerin
Ve
güzel hikâyelerimizin sona ermelerinin ardından
Üzülmüş
olsak bile, yeni güzel başlangıçların şerefine sevin.
Sonnet… Nafiz coşkun
Kânun,
yasa, hükümetler ve aveneleri…
Doğruluk
ve erdem;
Bir
müzik aleti olan
O kânun
olsaydı eğer ilk başta politikacılar,
Şirketler,
tarikatlar ve bunların aveneleri olmak üzere
Onu
mutlaka halkın gözüne girmek için seslice çalarlardı, Onların takipçileri de
Sırf
onlara yalakalık olsun diye
Onu
gürültülü bir şekilde çalarlardı,
Fakat
doğruluk ve erdem;
Gerçekte
ve mutlaka yaşanması zorunlu
Bir kânun
(yasa) olmuş olsaydı eğer onu ilk başta politikacılar Şirketler, tarikatlar ve
bunların takipçileri başta olmak üzere
O kânunu
(yasayı) asla yaşamazlardı,
Günümüz
de ki örnekler bunun ispatı değil de ya nedir.
Sonnet… Nafiz coşkun
Düşman
kuzu postuna sarılı gelir…
Bilge
şair dedi ki
O çok
zaman
Düşman
Kuzu
postuna sarılıp da gelir,
Sen
kuzu koyun postuna değil asıl
O
erdemli
Ve
âdil yaşıyor mu?
Âdil
yaşamıyor mu?
İşte
tam da ona bak,
Onu
görmeye çalış, akıl gözünle görmeye çalış,
Akıl
gözün olgun değilse olgunlaştır onu, yoksa zarar edersin,
Yoksa
o kuzu koyun postu senin aldanmana sebep olur,
Bak
hükümetlerin, şirketlerin, tarikatların, örgütlerin
Ve
birçok insanın üzerinde o kuzu koyun postu mevcut.
Sonnet… Nafiz coşkun
Ne
mutlu ki insan da ölümden kaçamaz…
Ölümsüz
ve sonsuz zannedersiniz
Fakat
insanlar gibi o üzerinde yürüdüğünüz yollarda ölür,
Her
bir şeyin bir sonu var,
O
başlangıç ile son arasında
Erdemli
bir yaşam oluşturmaya gayret edin,
Çünkü
ne o dünkü vakti
Ve ne
de bir an önce ki zamanı
Asla
geriye alamıyorsunuz,
Henüz
daha zaman da yolculuk da keşfedilemedi,
Hem
zaman yolculuğu keşfedilse bile ölümden hiçbir fâni varlık
Ve o
adaletli ilahi mahkemeden hiçbir fâni varlık kaçamaz,
Başta
o adaletsiz yalancı hükümetler, tarikatlar, şirketler ve
Tüm
bunların taraftarları olmak üzere!
İşte
şimdi girin cehenneme.
Sonnet… Nafiz coşkun
Kendi
çabanız, gayretiniz ve ürettikleriniz...
Ticari
bir spor takımının teknik direktörü
Takımına
diyordu ki
Biraz
sonra şampiyonluk kupasını kazanmak için
Bu
sezonun son karşılaşmasına çıkıyoruz,
Ben
sizlere bildiğim o her bir şeyi öğrettim,
Yeni
öğrendiğim şeyleri de öğretmeye devam etmekteyim,
Birlikte
birçok zaferler elde ettik,
Geçmişte
de birden fazla şampiyonluk kupası kazandık,
Fakat
bu şampiyonluk karşılaşmasında
Şu
karşımıza çıkacak olan takımın
Ve
teknik ekibinin de
Sizin
kadar güçlü ve iyi oynadıklarını biliyorsunuz,
Ben
nasıl size bildiğim o her bir şeyi öğretti isem
O takımın
teknik ekibi de
O bildiği
her bir taktiği sporcularına öğrettiği bir gerçek,
Her
iki spor takımı da eşit derece de çok güçlü,
Eğer o
kupayı istiyor arzuluyor iseniz,
Eğer
bu şampiyonluk kupasını yeniden kazanıp
Yukarılara
kendi elleriniz ile kaldırmak istiyor iseniz,
Eğer
kendinizin başka takımlara
Çok daha
yüksek paralara transfer olmasını istiyor iseniz
Bu
şampiyonluk kupasını kazanmanız gerekiyor
Çünkü
şampiyon takımın oyuncuları
Daha
yüksek paralar kazanarak
Transfer
olmak şansını
Elde
edebiliyorlar,
O
halde o benim sizlere öğrettiklerimin üzerine
O
kendi ürettiklerinizi
Ve
olanca tüm azim
Ve
gayretinizi ortaya koymanızı istiyorum,
Bu
şampiyonluk kupasını
Ancak
benim size öğrettiklerimin üzerine
O
kendi olanca gayretinizi koyarak kazanabilirsiniz,
Bu
maçta ‘gayret’
Bu
maçta ‘azim’ en yakın dostunuz olacaktır
Çünkü
sizi istediğiniz zafere
Ancak o
‘gayret’
Ve o
‘azim’ denen dostunuz taşıyacaktır,
Bunu
asla aklınızdan çıkarmayın,
Aklını
erdemlice kullanabilmeyi öğrenen insanlar;
Öğretmenlerinin,
Eğitmenlerinin,
Koçlarının,
Teknik
direktörlerinin onlara öğrettiklerinin üzerine
Kendi
çaba ve gayretlerini akıllıca koyanlardır,
Şimdi
sahaya çıkın
Ve
olanca tüm o ‘gayret’ ve ‘çabanızı’ ortaya koyun,
Aslanlara
da ancak bu yakışır,
Sizler
birer aslansınız,
Pes
etmeyen ve gayret gösteren birer aslan!
Kanat
tak anlarsın seni sevip sevmediğini…
Ben
arkadaşlarımın,
Dostlarımın,
Sevdiklerimin
kanatlarına asla zarar vermem,
Onlara
kelepçe bağlamam,
Hatta
kanatları yoksa bile
Onların
birer kanat edinmesi için çaba gösteririm,
Erdemli
bir hürriyeti severim ben,
Kişinin
o kendi erdemli haklı âdil tercihlerini
Daima
desteklemişimdir,
Neden
kanat biliyor musunuz?
Çünkü
kanatları olan birisinin
Sizi gerçekte
sevip sevmediğini
Çok
daha kolay anlarsınız,
Uçmayı
bildiği halde
Eğer
hâlen
İhtiyaç
duyduğunuzda
Yanınızda
iseler
Ve
size sevgi ve fayda veriyorlar ise
O
doğru bir insan, dost ve sevgi seçim demektir,
Yok,
Eğer ki
yanınızdan uçup gitti ise
Ve
ihtiyaç duyduğunuzda
Artık
yanınızda değiller ise
Bırakın,
tutmaya bile kalkışmayın,
Bırakın
gitsinler
Çünkü
Sizi
sevmeyenler
Ancak
birer vakit kaybından ibarettirler...
Vakit,
Zaman,
İşte
bu büyük gerçekler,
İşte bunlar
çok değerli hazinelerdir,
O hazineyi
Ve tüm
hazinlerinizi
İsraf
etmeden
Geleceğinize
yatırım yaparak
O
kanatları olduğu halde sizden gitmeyip,
Sizi
tercih edip,
Sizinle
hayatı erdemlice paylaşanlar ile paylaşın.
Kanat
ver ve seyret onları…
Para
Güç
Kudret
Şöhret
Ve
birde
Kanatlar
ver bir insana,
Ya da
insanlara,
Anlarsın
gerçekte
Seni
sevip sevmediğini işte o zaman,
Bak o
sahip oldukları ile
Seni
terk mi ediyor,
Seni
aldatıyor mu?
Yoksa
tüm o zenginliklerini erdemlice
Seninle
birlikte sevgi ile mi değerlendiriyor.
Sonnet… Nafiz coşkun
Zehir
zıkkım olsun…
Birçok
zenginler, şirketler, tarikatlar,
Cemaatler
ve hükümetler
Nasıl
zengin olur biliyor musunuz?
Fakirlerin
Cebinden
Yemeğinden
Emeğinden
Çalıp
O
Gasp
ettikleriyle...
Zehir
Zıkkım
Olsun
ebeden
Hepsine
de inşaallah, âmin.
Sonnet… Nafiz coşkun
Sana
gerçekte değer verenler ile yaşa hayatı…
Tüm o
güzel hallerini,
Tüm o
güzel huylarını alkışlarlar
Fakat
senin üzerinde
O tüm
güzel hallerinden,
O tüm
güzel huylarından
Hiç bir
eser kalmayıncaya kadar da
Seni
sıkıntılara boğarlar, hayatını cehenneme çevirirler,
Daha
sonrasında ise onların baskı ve zorlamaları sebebiyle
Sen
infilak eder, haklı olarak tepki gösterince de,
Şimdi
ne oldu ki derler,
Galiba
bu delirdi aklını kaçırdı derler...
Kardeş,
kimlerle vakit geçirdiğine dikkat et,
Hayatını
o seni anlamayan,
Sana
sevgi ve destek olmayacak olan insanlar için boşa harcama.
Sonnet… Nafiz coşkun
Puşt
kim, dost kim çıkar elbet ortaya…
Erdem
ve adalet;
Senin
Dostun
olduğu zaman
O etrafındaki
puştlar tedirgin olur,
Erdem
ve adalet;
Senin
severek
Ve
isteyerek yaptığın,
İsteyerek
yaşadığın
Özel
bir yaşam tarzın hâline geldiği zamanda
O sana
hile yapmayacak olan
Dost
olarak o etrafında neredeyse
Hiç
bir insan kalmadığını fark edersin...
Dostlar
ve sevgili erdem ve hikmet gölüğü ile görülürmüş,
O gözlüğü
bulup takmayı ihmal etme.
Sonnet… Nafiz coşkun
Haydi,
erdemli bir hamle daha…
Merdiven
basamakları
O tek
başlarına
Çok
şey ifade etmiyor gibi görünebilirler
Fakat
bir araya kuvvetlice getirildiklerin de
Seni
ulaşmak istediğin o mesafeye başarıya ulaştırırlar,
İşte o
önemsiz zannettiğin
Erdemli
anlamlı küçük atılımlar,
Erdemli
anlamlı küçük hamleler biriktiğinde
Seni o
başarıya götürecek olan hazinen olur,
Küçümseme
o küçük
Fakat
erdemli anlamlı
O küçük
hamlelerini,
Sen
yoluna devam et…
Haydi,
erdemli bir hamle daha!
Sonnet… Nafiz coşkun
Yeni
bir şeyler geliştir, üret…
Düşman
kuzu postuyla gelir çalar çok şeylerini…
Geçmişten
erdemli dersler
Ve
erdemli tecrübeler edinin
Fakat
Batanlara,
Kapanan
kapılara
Ve
gidenlere takılı kalmayın,
Yoksa
boğulursunuz,
Önünüze
dikkatlice bakın,
Doğmakta
olanlara bakın,
Açılan
yeni kapılara odaklanın,
Sakın
ola ki kendinizde ki
O her
bir şeyi öğretmeyin,
Size, o
kendinizi koruyabileceğiniz bilgelik de kalsın.
Sonnet…
Nafiz coşkun
Eğitim
sabır, hikmet ve erdem işidir…
Dünyanın
O en
zeki insanları,
O dehalar
Ve
O
Çok
zeki
Profesörler
bile
Bir
okuldaki
O tüm
dersleri bir anda
Veya
çok kısa bir sürede anlayıp
Anlatabilmek
kapasitesine
Sahip
değillerken,
Sizler,
Aileler,
Öğretmenler,
Eğitimciler,
Peki,
Sizler
neden öğrencilerimizden
Ve neden
çocuklardan
O her
bir dersi
Bir
anda
Veya
çok kısa bir süre içinde
Anlamalarını
bekliyorsunuz,
Bu
beklenti onları strese sokuyor,
Hastalığa
sürüklüyor,
Psikolojik
problemlerinin
Artmasına
neden olmaktan başka
Hiç bir
işe yaramıyor aslında...
Eğitim
ve terbiye bir süreçtir,
Doğru
zaman gerektirir,
Sabır
Ve
erdemli bir çalışma gerektirir,
Kendilerinin
bile
Asla
başaramayacakları şeyleri
O çocuklardan
O çok
kısa sürede
Başarmalarını
beklemek
Ancak aptallık
olmaktadır...
Öğretmen,
Profesör,
Eğitim
bakanlığı
O
öğrencilere diyor ki
Anlayın
artık şu dersleri,
Ya hu
siz bile tüm o dersleri
Bu kadar
kısa sürede anlayamazken,
Onlardan
bunu talep etmeniz
Öğrencilerin
değil,
Ancak
Sizlerin
aptallığını kanıtlar,
Dedim
ya
Eğitim
bir zaman sürecidir,
Erdemli
yapılmadığı takdirde
Ancak
zarara hastalığa strese sokar…
Aptallığı
terk edin
Ve
erdemlice eğitim verin,
Unutmayınız
ki
O
vazgeçtiğiniz birçok insan zamanı geldiğinde
Dünyayı
kurtarabilecek keşif buluşlar projeler yapmakta.
Sevmeyi
sevdiğim bir gerçek…
Erdemi,
Hürriyeti
Ve
adaleti pek çok severim
Fakat
Tüm
bunların yaşanması için
Kendimle
beraber
O beni
sevenlerin de
Tüm bu
değerleri
Yaşamasını
Daha
fazla sevdiğim bir gerçek...
Mutluluğu
pek çok severim
Fakat
Bu
aziz değeri
Beni
sevenlerle
Ve
sevdiklerimle beraber
Paylaşmayı
da severim...
Sağlığı
Ve
sağlıklı yaşamı severim
Fakat
Sevdiklerimle
birlikte
Sağlıklı
bir hayat yaşamayı da
Çok
severim...
Parayı,
Mücevherleri
severim,
Faydalı
olan
O mal
mülk edinmeyi de severim elbette,
Fakat
Tüm
bunları
Beni
sevenlerle
Ve
sevdiklerimle birlikte
Değerlendirmeyi
de severim...
Sağlıklı
bir sex ilişkisini severim
Fakat
O
sağlıklı sex ilişkisini
Asla
O beni
sevmeyen
Erdemsiz
bir kadınla yapmam,
Elbette
ki erdemli
Ve
beni seven bir kadınla
Sağlıklı
bir sex ilişkisi
Mutluluk
getirir...
Fayda
veren bilgiyi çok severim
Fakat
Onu
beni sevenlerle
Ve
sevdiklerimle beraber paylaşıp,
O
bilgilerle
Değerli
bir şeyler ortaya çıkartmayı
Daha
fazla sevdiğim de doğrudur.
Gemileri
yakın, geriye dönmüyoruz…
Sahile
gelen o tüm düşman gemilerinin
Yakılmasını
emreder kral,
Kralın
emrini işiten general krala cevaben der ki
Kralım
düşman zâten kendi elleriyle
Kendi
o tüm gemilerini yaktılar zaten,
Kral
şaşkın, endişe ve hayretler içinde generaline sorar der ki
Peki,
ama neden, neden kendilerini ölümün kollarına
Kendi
elleriyle atmak istesinler ki
Düşmanını
çok yakından tanıyan general krala cevaben der ki
Onlar
eve dönmeye değil
Ölümle
dans etmeye, ölüm denen vatanlarına gelmiş olmalılar,
Sahilde
ki kumandan askerlerine haykırır;
Gerisi deniz, ilerisi düşman ordusu,
Zaferden
ve ölümden başka gidecek yeriniz yok, ilerleyin.
Sonnet… Nafiz coşkun
Gemileri
yaktım, beni batıramazsınız… (özel bir şarkı)
Ey
kudretli gökyüzü
Hıçkıra
hıçkıra ağla,
Ey
insanlık
Artık
benim
O gemilerimi
batıramayacaksınız
Çünkü
ben o gemileri
Geri
dönüşü mümkün olmayan
Bir
sahilde yaktım,
Bu
saatten sonra
Gerisi
ölüm,
İlerisi
kavga
Mücadele
meydanıdır,
Hey
gidi
O haram
Haksızlık
üzerine kurulan hükümetler
Ve haram
Haksızlık
üzerine kurulan
Saltanat
sahipleri,
Artık o
benim gemilerimi batıramayacaksınız
Çünkü
Ben
sularını kendi ellerimle boşalttığım
Bir
zirvede hüküm sürmedeyim,
İleri
uçurum,
Gerisi
kavga
Mücadele
meydanıdır,
Ben
Asla
O
Kazanamayacağım
Kavgaya
Girmem,
Bu
böyle bilinsin…
Haydi,
Başlasın
artık şölen,
Tutuşsun
bundan böyle
O savaş
danslarının çığlıkları...
Usandık
sizlerin yalanlarınızdan,
Usandık
sizlerin haksızlıklarınızdan,
Usandık
sizlerin
O haram
üzere kurulu
Haksız
saltanatlarınızdan...
Ey Zebur’un
O
güzel sesli
Ve kudretli
yenilmez Davud’u;
O
güzel sesini
Kudretini
Ve yenilmezliğini
Yüreğimde
Kalbimde
hissetmekteyim…
Başkaldırıyorum,
İsyan
ediyorum artık
O beni
Ve
insanları aptal yerine koyarak
Haklarımızı
gasp edenlere karşı
Başkaldırıyorum,
İsyan
ediyorum artık
O tüm
haksızlıklarına
Hükümetlerin
ve insanların…
Kulak
kesilin dinleyin beni,
Artık
O gemilerimi
batıramayacaksınız
Çünkü
Ben o
suları çekilen ve
Ayaklarımı
sağlam olarak bastığım,
Aklımı
Kalbimi
Erdemlice
Ve bilgece
kullanabildiğim bir yerde,
Bir
zirvede
Bir
mesafedeyim,
Gerisi
ölüm,
İlerisi
kavga,
Aziz
bir mücadele
Ve
ilerisi ölüm denen bir yerdeyim,
Artık
O
benim
Gemilerimi
batıramayacaksınız
Çünkü
Denizin
suyunu
Ben
kendi ellerimle boşalttım
Ta ki
Sizler
o kurak mevsimlerde
Susuz
kalıp
Acılar
içinde can çekişip
Cehenneme
gidene kadar!
Dedim
ya
Artık
O
benim
Gemilerimi
batıramayacaksınız
Çünkü
Denizin
suyunu
Ben
kendi ellerimle boşalttım,
Ta ki
Sizler
cehenneme gidene kadar,
İntikam
dediğiniz işte böyle alınır,
İlerisi
cehennem,
Gerisi
cehennem,
Sağı
cehennem,
Solu
cehennem,
Ey
Zebur’un Davud’u
Sesini,
Kudretini
Ve
Adaletini
kalbimde hissediyorum.
Yokluğunda
ben… (bir şarkı daha)
Bildik
şarkıcıların
Sözleri
takılır dilime
Seni
ne gün hatırlasam,
Ne
vakit
Seni
bana hatırlatacak
O bir
şeyler olsa
Özlem
sarar sarmalar bedenimi
Ruhumu...
Alışıyorum,
Zamanla
yokluğuna alışıyorum,
Zor
oluyor
Acı
Fakat
Alışmak
zorundayım,
Hayat
devam ediyor,
Kendime
de
Haksızlık
yapmamalıyım,
Senin
kadar
Kendi
ruhumun
Ve
O
kendi bedenimin de
Şu
bende hakları var,
Senin
kadar onlara da
Asla
haksızlık yapmamalıyım,
Yokluğuna
alışmak zorundayım,
Acı
fakat
Alışmalıyım,
Ayakta
Ve
hayatta kalmalıyım,
Gardımı
almadan
Çıkmamalıyım
insanlara karşı,
Erdemlice
devam etmeliyim,
Hayat
devam ediyor,
Zâten
sende
Düşmemi
istemezsin,
Yıkılmamı
istemezdin,
Hayata
sağlıklıca
Devam
ettiğimi görmek isterdin,
Bende
aynen böyle yapıyorum,
Senin
isteyeceğin gibi,
Sağlıklı
olarak yaşamaya devam ediyorum,
Seni sevmeye
devam ediyorum,
Beni
oradan,
O
yıldızların da üzerinden seyrettiğini biliyorum,
Seni
sevmeye
Ve
sağlıklıca yaşamaya devam ediyorum,
Seni
sevmeye devam edeceğim,
Bu
gerçek hep böyle kalacak,
Seni
sevmeye devam edeceğim.
Kırık
kalpler... (bir şarkı daha)
Kırık
dökük hikâyelerdeyiz
Peki,
Hangimiz
değiliz ki
Haydi,
söyle,
Üzerinde
dünyanın
Ağrıyan
bir insanlık
İçinde
yaşamak
İşte
hep böyle,
Yorgun,
Huzursuz,
Kırgın
Ve
Demokrat...
İşte,
Şimdi,
Söyle,
Hangi
birimizin hikâyesi
Kırık
ve dökük değil ki
Bozguna
uğrayan
O
kırık kalplerimizin
Ağır
Ve
hüzünlü yüklerini taşıyoruz
O
savaşlardan hiç çıkamayan kalplerimiz…
Küçük
kavgalarını
O
büyük savaşlara çeviren insanlar
İçinde
yaşamak hep böyle
Yorgun,
Huzursuz,
Kederli,
Kırgın
Ve
Demokrat...
Hatta
gülümsemelerimiz bile yapmacık
Çünkü
Pekte
mutlu değiliz,
İnsanların
egolarının nazarlarında
Ancak
bir hiçiz,
İnsanların
o kanatan
Ve
zehirleyen bencilliklerinde idâm ediliyoruz,
Sana
sesleniyorum;
Korkmadan
çık hayata
Gardını
düşürmeden insanlara karşı,
Yürü
yoluna erdemlice devam et
Ne
derlerse desinler ‘’el âlem’’
‘’el
âleme göre değil
Asıl
erdemlice yaşamaktır hürriyet’’
Bak şu
dünyaya;
Kırık
dökük hikâyelerdeyiz (yavaş tane tane oku)
Yorgun,
Huzursuz,
Kırgın
Ve
Demokrat…
Kırık
dökük hikâyelerdeyiz (yavaş tane tane oku)
Yorgun,
Huzursuz,
Kırgın
Ve demokrat.
Yazar şair nafiz coşkunun yayınlanan tüm
kitaplarının isimleri
...
1: Kelebek mevsimi ve
saklambaçlar şehri…
2: Elma kokuları ve
yağmur zamanı…
3: Azap yağmurları…
4: Sevgili nâna ve
mektupları…
5: Papatya mevsimi…
6: Gece yürüyüşü…
7: Sevgili tutya ve
mektuplar…
8: Sürgün şehir…
9: Su kavmi ve Ruhûl
Kudüs...
10: Şafak gemisi…
11: Gemileri yaktım
Aşk ülkesinde…
12: Sürgün çocuklar…
13: Siyah incir ve
mavi kelebek…
14: Sofia filo ve
mektuplar…
15: İstanbul da sanat
ile aşk…
16: Afili
yalnızlıklar şehri…
17: Şairler anarşist
olurmuş…
18: Sular kesti
kılıçları…
19:
Kafa kâğıdı…
20: Hikmet ve
felsefe…
21: Olmak ya da
olmamak…
22: Papirüsler…
23: Meleklerin şehri…
24: İstanbul’un
kanatları altın da…
25: Kırmızı
yağmurlar…
26: Sobe, körebe ve
saklambaç…
27: Bakır cezve…
28: Kaldırımda
demlenen fikir…
29: Senfoni gülüşü…
30: Sevgiliye senfoni
ve aforizmalar.
31: Ölümsüzlük
senfonisi ve Felsefik yazılar.
32: Felsefe ile
şiirin buluşması.
33: Çirkin kral ve
fikir yazıları.
34: Ölü şairler
mezarlığı.
35: Cennetin
çocukları.
36: Şairler kenti ve
aforizmalar.
37: Kelebekler şehri
ve Felsefik notlar
38: Tutsak melekler
ve fikir yazıları…
39: Şair korsanlar ve
aforizmalar…
40: Şehrin azizleri
ve Felsefik yazılar…
41: Sofia filo ve
aforizmalar…
42: Faili meçhul
sevdalar ve aforizmalar…
43: Kırmızı balık ve
aforizmalar…
44: İhbarlanmış
aşklar ve Felsefik notlar…
45: Kılıçlar ve
kalemler…
46: Pur si muove ve
aforizmalar…
47: Şairlerin ölüm
dansı ve aforizmalar…
48: Düşmanlar ve
sevgililer…
49: Soprano ve kanlı
sözler…
50: Kurşun askerler
ve aforizmalar…
51: Ölüm öpücüğü ve
aforizmalar…
52:Kale düştü ve
felsefik yazılar…
53:Şairin kurşun
kalemi ve aforizmalar…
54: Şairin seyir
defteri ve aforizmalar…
55: Kartal yuvası ve
aforizmalar…
56: Kelimelerle dans
ve aforizmalar…
57: Yalnızlık
senfonisi ve aforizmalar…
58: Aksiyon ve
aforizmalar…
59: Aşk yasası, Aşk
diyalektiği…
60: Sinekler lordu ve
aforizmalar…
61: Kod-adı şair ve
aforizmalar…
62: Su akar yatağını
bulur…
63: insan ilişkileri
ve aforizmalar… (karma)
64: Sokrates’in
intikamı ve aforizmalar…
65: Cehennem
melekleri ve aforizmalar…
66: Aşk töreni…
(karma)
67: Arıkovanı ve aforizmalar…
68: Cadı kazanı ve aforizmalar…
69: Şairin intikamı ve aforizmalar…
70: Cadı avı ve aforizmalar…
71: Gümüş köpek balığı…
72: Ölüler şehri ve aforizmalar…
73: Taçsız kral ve aforizmalar…
74: Zehirli sarmaşıklar…
75: Mücadele sanatı ve aforizmalar…
76: Kıyamet sancısı ve aforizmalar…
77: Aslanların öğretisi ve aforizmalar…
78: Kartalların öğretisi ve aforizmalar…
79: Kurtların öğretisi ve aforizmalar…
80: Katil balinanın öğretisi ve aforizmalar
81: Bilgelerin öğretisi ve aforizmalar…
82:
Kalemşörler ve aforizmalar…
83:
Şairlerin senfonisi ve aforizmalar…
84:
Kafes demokrasisi ve aforizmalar…
85:
Kukla demokrasisi ve aforizmalar…
86:
Cehenneme hoş geldiniz… Aforizmalar…
87: Âraf da bir şair ve aforizmalar…
88:
Tanrıların savaşı ve aforizmalar…
89:
Rönesans ve aforizmalar…
90:
Şair Hamlet’in intikamı ve aforizmalar…
91: Şair, Tiranlara karşı ve aforizmalar…
92: Şair, Matrix’e karşı ve aforizmalar…
93:
İnsanlar, deliler ve aforizmalar…
94:
Hayvan terbiyecisi ve aforizmalar…
95:
Kaos düzeni ve aforizmalar…
96:
Kuzey ışıkları ve aforizmalar…
97:
Cesur yürek ve aforizmalar…
98:
Kumpas hayatlar ve aforizmalar…
99:
Gladyatörler ve aforizmalar…
100:
Dolunay ve aforizmalar…
101:
Cadılar, kuzular ve aforizmalar…
102:
Cumhuriyetin öğretisi ve aforizmalar…
103:
Öfke, bilgelik, erdem ve aforizmalar…
104:
Çakalların öğretisi ve aforizmalar…
105:
Tabiatın öğretisi ve aforizmalar…
106:
Karıncaların öğretisi ve aforizmalar…
107:
Ağaçların öğretisi ve aforizmalar…
108:
Kızılderili kabilelerinin öğretisi ve aforizmalar…
109:
Balarılarının öğretisi ve aforizmalar…
110:
Kelebeklerin öğretisi ve aforizmalar…
111:
Demokrasinin öğretisi ve aforizmalar…
112:
Hırsızlar kralı ve aforizmalar…
113:
Hasat mevsimi ve aforizmalar…
114: Senkronize
hayatlar ve aforizmalar…
Yorumlar
Yorum Gönder