KİTAP ADI: KELEBEKLERİN ÖĞRETİSİ VE AFORİZMALAR... (Kitap: 110. Kelebeklerin öğretisi ve aforizmalar... Author Poet philopsoher Nafiz Coşkun)

 

Felsefik yazılar, Aforizmalar, fikir yazıları, makaleler, şiirler, Aşk, jurnaller, kişisel gelişim, hikmet, sanat, sonnet, terapi, Sosyolojik ve psikolojik tespitler.

 https://drive.google.com/file/d/1yzpk6XbyScID8CUB1_u09_iiqU1tr2Ec/view?usp=drive_link

 KİTABI PDF OLARAK OKUMAK İÇİN YUKARIDA Kİ LİNKİ TIKLAYIN  ⬆⬆⬆

 

                                 ♛ ♣ ♡

 

 

  Kelebeklerin öğretisi ve aforizmalar...     Kitap: 110.

 

                               ☆☆☆

 

Bâzen onlarca kumandandan ve politikacıdan daha çok

Faydalı ve erdemli iş yapar erdemli bilge cesur bir şair…

 

Seçimleriydi insanı iyi ya da kötü eden,

Kör aptal tâlih yoktu aslında kalbinde kaderin de insanın…

 

Düşüncelerimin, aforizmalarımın erdemleşerek olgunlaşmasın da ve hayatın içerisinde ki zorluklara cenderelere karşı cesur duruşumu gardımı alışımda benden yardımlarını geri çekmeyen meleklere teşekkür ediyorum. Ve o çok değerli tüm bilge hikmetli sanat felsefe insanlarına teşekkür etmeği kendime aziz bir vasıf olarak görmekteyim çünkü onlara gönülden teşekkür etmek bile benim gibi bir mücrimi azizleştirebilir. Ben sadece iyi insan olmaya çalışan o aziz sanatkârım olan Rab Allah’ın yarattığı Aşk ve erdem günahı işlemiş bir varlığım, sağlıcakla hoşça kalın.                                                                               

                                                                   Nafiz coşkun.

                                    ☆☆☆

 

 

 

 

Yazar şair düşünür ve sanat insanı: Nafiz coşkun ile iletişim adresleri: e-posta: n.coskun006@gmail.com 

Ve ayrıca daha çok facebook Messenger,

Twitter ınstagram linkedln pinterest adreslerinden ulaşabilirsiniz.

 

 

 

Bu ve tüm kitaplarımın telif hakları, basım, yayın, satış hakları Nafiz Coşkun’a aittir. İzni alınmadan kitabın tümü, ya da bölümleri, mekanik, elektronik, manyetik ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, bastırılamaz, medyada okunamaz, şarkı türkü yapılamaz.

 

 

Baskı

Ofset baskı merkezi

 

         /

 

Matbaa sertifikası

 

ISBN:

                                  ☆☆☆

Felsefik yazılar, Aforizmalar, fikir yazıları, makaleler, şiirler, Aşk, jurnaller, hikmet, sanat, kişisel gelişim, terapi,

Sosyolojik ve psikolojik tespitler ve sonnetlerin sayfa numaraları:

Sayfa: 7. ŞAİRİN(kendimin)SANAT TARZI

Sayfa: 9: Onur ve gurur… (sonnet)

Sayfa: 10: Sorgulayın…

Sayfa: 14: İntikam alınmak için vardır… (sonnet)

Sayfa: 15: Aklınızda kalsın gerek duyabilirsiniz…

Sayfa: 17: Hayallerimiz ve biz…

Sayfa: 20: Kimlere kul köle olduğunuzun farkında mısınız?

Sayfa: 24: Sitemler ve sistemin elindeki yular…

Sayfa: 29: Sırlar, gevezeler, suskunlar ve demini alamamışlar.

Sayfa: 32: Erdemli hikmetli aklın hâkimiyeti ve duygularımız…

Sayfa: 37: Neden erdemsiz kararların kurbanı oluyoruz…

Sayfa: 43: Aslanlar birlik kurana kadar…

Sayfa: 45: Zihnimizde ki ve hayatımız da ki gürültüler…

Sayfa: 49: Gelen fırsatlar ve fırsat oluşturmak…

Sayfa: 51: Yerine ve kişiye göre hamle yapmak…

Sayfa: 53: Yerine, zamana ve kişisine göre hamle yapmak…

Sayfa: 55: Tiyatro dışında bir tiyatro var ki gizemlerle dolu…

Sayfa: 59: Şu kış ayazının zemherinin birde ilkbaharı var…

Sayfa: 66: Suçlu kim ve kimlerdir…

Sayfa: 70: Her kararınız yaşamınızı etkiler…

Sayfa: 73: Öleceksiniz, elinizde ki güç el değiştirecek…

Sayfa: 80: Zamanın kolları keskin bir bıçak…

Sayfa: 85: Kitap ne için okunur…

Sayfa: 91: Boktan bir manzara…

Sayfa: 95: Haksızlıklar kapınızı çaldığında… (sonnet)

Sayfa: 96: Kişi sevdiği ile beraberdir… (Bir şarkı daha)

Sayfa: 99: Seviyorum seni… (Bir şarkı daha)

Sayfa: 102: Yazarın bugüne kadar azdığı kitapların isimleri…

 

 

                             

 

                                

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haksızlıklar kapınızı çaldığında…

 

Dünyaya, ülke yönetimlerine iyiliğin ve adaletin

Hâkim olmasını istiyorsanız,

Arzuluyorsanız eğer

İyi insanlar ile bir araya gelerek

Planlı bir çalışma ile

Erdemlice bir çaba sarf etmekten başka

Hiçbir çaremiz yok,

Bu çabayı sarf etmez iseniz eğer

Ne mi olur,

Ben size ne olacağını haber vereyim

Şöyle ki

Bir gün o tüm hızıyla yayılan

O tüm kötülüklerden haksızlıklardan bir kaçı

Sizin ve sevdiklerinizin kapısını çalmaya gelebilir.

 

                                  Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

                                ☆☆☆

 

 

 

 

 

 

Nafiz derki:

Sevgili Mikel’e, Cibril’e ve Şafağa ve sana

Ve senin için sevgilim.

Sevgili İsrafil’e,

Ölüm meleği Azrail’e ve Ruhûl Kudüs’e Teşekkür ediyorum.

Sonnet ve şiirlerimi, tane-tane,

Yavaş-yavaş ve yumuşak bir ses ile oku.

Fikir yazılarımı, makalelerimi, aforizmalarımı,

Şiirlerimi, sonnetolarımı, kelimelerimi, hikâyeciklerimi,

Jurnallerimi okurken düşünerek oku!

Anlamak istiyorsan bu dediklerimi yerine getirmelisin!

Ve unutma ki hikmetli düşünerek okumak;

Erdemlilerin, kibarların,

Asaletli,

Asil insanların aziz bir vasfıdır, karakteridir, sanatıdır unutma!

                                                      

                                                       Sonnet. Nafiz coşkun

 

 

            

                 ☆☆☆

ŞAİRİN(kendimin)SANAT  TARZI.

 

Bu yazıyı tüm kitaplarımın baş sayfalarına yerleştiriyorum!

Beni ve sanat şiir tarzımı anlayabilmek için bu yazımı lütfen dikkatlice kendiniz ya da karşılıklı bir insanla okuyunuz ki benim yazmış olduğum eserlerimi daha iyi anlayabilmeniz mümkün olsun. Kendisine yazar şair düşünür ve sanat insanı unvanlarıyla seslenen o akılcı romantik adamın yani benim ne tarzda yazdığımı, nasıl bir nazm ölçü kullandığımı şu ifadelerle beyan etmek istiyorum. Şu aziz iki cümleyi çok irdeledim, olmak ya da olmamak ile anlamak ya da anlamamak cümlelerini. Ve anladım ki bu iki aziz cümle beyni dolmaya başlamış bir insanın tüm hayatını şekillendiren kafa kâğıdıdır, ruh haritasıdır. Düşün ve anlamaya çaba göster, olmak için ise bilgi ile meseleleri anlamak gerektiğine inandım daima. Şiiri, felsefeyi, fikirlerimi, telkini sonnet kalıbında, sonnet nazmın da birleştirdim, ha bu arada hatırlatmak isterim ki zâten kaliteli bir şiirin fikirsiz felsefesiz olması mümkün değil. Bazen de kimi yazılarımda sokak lisanını kullanmayı ihmal etmedim çünkü sokağın ayrı bir lehçesi vardır bunu inkâr edemem, iyi ya da çirkin sokağın o çok farklı argosunu bile kullandığım oldu. Her bir aklın, her bir anlayışın anlayışına göre anlatmaya çalıştım ve o sokak şairi üslubu yanında birde salon şairi ile aforizmacıların lisanını kullanmayı da ihmal etmedim. Bazen insanların o geçmişten bugüne hiç değişmemiş aynı olan ezberlerini bozmuş oldum bu farklı yazılarımla, bu farklı sanat tarzımla. Çoğunlukla bazen de insanların düşünce güçlerini artırmaya çalıştığım oldu. Hem sokak lisanını, sokak felsefesini ve hem de yüksek akademi lisanının felsefesini kullanmayı kendime has bir tarzda uygun gördüm. Aynı kitap içerisinde hem Sonnet’i, şiiri, makaleyi, jurnal yazılarını ve bazen de minik hikâyecik roman kokulu yazılarımı ve ayrıca laubali bir lisan tarzını da ihmal etmeden kullandığımı yazılarımda göreceksiniz çünkü kötülüğe karşı laubali olmamak mümkün değildir erdemli bir insan için. Ve hatta çok basit anlatılar ile süslenmiş şarkı sözü olabilecek dizeleri, şiirleri, Aşk’ı, Hikmet’i, kavgalarımı, hatalarımı, pişmanlıklarımı, halkımı, birbirinden çok farklı insan kalıplarını, farklı kültürdeki insanların isyanlarını, sohbet şiir kültürlerini, yalnızlıklarını, zaferlerini, yenilgilerini, umutlarını ve birçok şiirde olduğu gibi karamsarlığı değil, tam tersine insanları karamsarlıktan çıkartabilmenin uğraşısını göreceksiniz yazılarımda. Biliyorsunuz ki felsefi bir mesele üzerinde hikmetlice düşünmeye çalışmak insanın düşünce gücünü artırıyor. Ve işte bende Felsefik yazılar ile yoğurduğum mayaladığım şiir sonnet sanat düşünce fikir hamurumu kendime has yepyeni bir modern sanat tarzında sizlere ikram ediyorum, isteyen alabilir, alırsanız eğer zararlı asla çıkmayacaksınız emin olabilirsiz, çünkü ben de sizler gibi iyi bir insan olmaya çaba gösteren bir varlığım.

Yeniden kısaca tekrar etmem gerekirse eğer, Tüm eserlerimin kitaplarımın tarzı şöyle ki yazılarımın büyük bir bölümünü, fikirlerimin bir kısmını sonnet kalıbı nazmında, şiirsel kendime has Felsefik hikmetli dokunuşlarla yazdım. İşte bu bana has nazm ile tarz birleşince dünyada bir ilk oldum desem yeridir. Ayrıca bu nazm tarz birleşmesiyle yazılan bazı eserlerimin okunuşu konuları gibi zor, ağır gelebilir bazılarınıza. Lütfen yazılarımı daha dikkatli, yavaş ve seçici, tane-tane, düşünerek okuyunuz, anlamadığınız kelimelerin manaları için lütfen sözlüğe bakınız, bir kelime insan vücudundaki iskeletin parçası gibidir anlamını bilmeden okuyup geçerseniz hiçbir fayda göremezsiniz, zarara girmez erdemliler, kısacası ben Şiirle felsefeyi birleştirdim!

Onur ve gurur…

 

Bilge şair dedi ki onur ve gurur kelimesinin

Anlamları birbirine karıştırmayın...

Örnek verecek olursak eğer, mesela

Zaten öleceksin o halde hayatında

Erdemli bir mücadele vererek yaşa,

İşte onur denilen gerçek

O mücadeleyi yerli yerinde

Ve dosdoğru olarak yapmaktır,

Geri çekilmek strateji için ise eğer

Bir süreliğine o da uygundur…

Pes etmek mi?

O ise ancak aptallık, korkaklık, alçaklık olurdu,

Gurur mu?

O da ise ancak bencillik ve aşırı bir kibir hastalığıdır.

 

                                        Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sorgulayın...

 

Sorun kendinize,

O kim yarı çıplak gezer bu dünyada,

Evet,

Bu dünya da

Kimler yarı çıplak gezerler

Diye sorun kendinize,

Ben size söyleyeyim,

Şöyle ki

Birincisi

Mecburiyetten dolayı olanlar,

Ve fakirlerdir,

İkincisi ise

Menfaat ve çıkarları için

Kendisini

O zenginlerin cinsel şehvetine 

Fark ettirmek çabasına giren

O bir kısım

Kadınlardan başkası değildir…

Bakın

Kaç kişi kalmış

Fakir düştüğünüzde

Elini yardım için,

İsteyerek ve bilerek,

Sevgi ile uzatan etrafınızda,

Bakınız lütfen kaç kişi kalmış,

Lütfen bir bakın,

Anlamaya çalışın,

Unutmayın

Ve aklınızdan çıkartmayın ki

Geleceğe en iyi yatırımlardan birisi de

Erdemli dostlar biriktirmektir,

Erdemli

Dürüst,

Ahlaklı bir sevgili edinmektir,

Para kazanabileceğiniz işleri tanımak,

Yetenekler edinmektir,

O erdemli dostları kaybetmemek için,

O erdemli

Ahlaklı sevgilinizi,

Eşinizi kaybetmemek için de  

Kendinizin de erdemli

Ve güzel ahlaklı kalması

En doğru kararlardan birisi olacaktır,

İşte en iyi,

En anlamlı yatırımlardan birisi de budur,

Erdemli dostlarınıza,

Erdemli sevgilinize karşı

Maddi

Ve manevi olarak

Asla ve asla cimri olmayın,

Eğer sizi bir gün terk edecek olurlarsa da

Asla onlara yalvarmayın,

Hayat onlarsız da

Ve yeni bir hikâye ile de yaşanabilir,

Bunu asla unutmayın,

Hem ayrıca

O eski hikâyeler sona ermeden

O yeni hikâyelere

Çok zaman yer kalmıyor,

Bırakın yeni bir hikâyeye

Yer ayrılsın,

Yer açılsın hayatınızda,

Bırakın giden gitsin,

Sizler erdemli,

Güzel ahlaklı,

Adaletli kaldığınız sürece

Bırakın giden gitsin,

Fakat

Hayatınızdan gidenleri sorgularken de

Onlara karşı

Kendinizin de erdemli dürüst olarak

Hareket ettiğinize emin olup olmadığınızı muhasebe edin,

Eğer hatalı iseniz,

İşte o zaman gidenin gitmemesi için

Kendinize bir güzel çeki düzen verin,

Sizler yeter ki

Erdemli yaşamayı öğrenin,

İşte o zaman

Neyi

Ne zaman yapmanız

Ve nasıl yapmanız gerektiğine

En doğru kararı verebilecek kıvam da olacaksınız,

Siz yeter ki

Erdemli, dürüst ve âdil olarak yaşamasını öğrenin,

Gerisi elbet de gelir, nasıl mı?

Baksanıza, ‘gece’ denen vakit görevini dosdoğru yaptığı için

O ‘aydınlık’ denen vakit de daima peşi sıra gelmiyor mu?

Dedim ya

Sizler yeter ki

Üzerinize düşen görevlerinizi yapın,

O ‘gece’ denen vaktin

Hemen sonrasın da gelen

O ‘aydınlık’ gibi

Sizlerin

O erdemli gayretleri,

Erdemli hikmetli çalışmaları sonucunda,

Erdemli yaşantınız sonucunda

Elbette

Peşiniz sıra

O birçok güzel şey,

O güzel olan hayat ile beraber

Size mutlaka gelecektir,

Sizler yeter ki

Erdemlice yaşamanın gayretinde olun.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İntikam alınmak için vardır…

 

Beni aldatmayın,

Beni aptal yerine koymayın,

Bana adaletsizlik yapmayın

Ve bana haksızlıklar yapmayın,

Ölümünüz

Benim elimden olmasa bile

Elbette bir gün

Ve mutlaka

Hepiniz öleceksiniz,

Şeytani günahlarınız ile

O ebedi cehennem içine girmeniz,

Benim

En büyük intikamım olur

Böylece.

 

              Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Aklınızda kalsın gerek duyabilirsiniz...

 

Karanlıklardan korkmuyorum diyerek

Öğlece bodoslama

Salmayın kendinizi karanlıkların

İçerisine, içerisine doğru,

Işık kullanmak gerekir,

Kardeşim sen sağır mısın?

Işık diyorum,

Aydınlık diye bir şey var diyorum,

Işık kullanmayı ihmal etme diyorum,

Çarparsın sağa sola da,

Yaralarsın,

Acıtırsın,

Kanatırsın bir yerlerini,

Aptal olma kardeşim,

İnsan kardeşim

Sana sesleniyorum,

Diyorum ki

Aptal ve câhil olma,

Işık kullan diyorum,

Çarparsın sağa sola,

Yaralar,

Kanatır,

Acırsın hayatını,

Bilgelen,

Aydınlan faydalı kitaplardan diyorum,

Bu ışık hem mecazen

Ve hem de söylenildiği üzeredir,

Aydınlan diyorum insan kardeşim,

Aydınlan artık,

Bir canavara dönüşüyor

Aydınlanmadığında insan,

Dünya evini

Ve insan kardeşlerini

Hiç acımadan

Kederlere boğuyor aydınlanmadığında insan,

Hiç acımadan yok ediyor

Aydınlanmadığında insan,

Bir de aydınlandığını zannedip

Cinayet işlemesi yok mu o aptal ve câhilin,

Birde erdemleştiğini zannedip

O erdemliliğe aykırı olan

Tüm o cinayetleri

Hiç düşünmeksizin

İşlemeye başlaması yok mu o aptal ve câhilin,

İşte en kötüsü de bu değil mi?

Aydınlan artık,

İnsan olabilmeyi öğren artık,

Hem ayrıca

Cinayet denen,

Adaletsizlik denen,

Haksızlık denen,

Erdemsizlik denen

O hiçbir şey insanlıktan değildir,

Öğren artık bunları,

İnsan olabilmeyi

Ve insan kalabilmeyi öğren artık

Ey insan kardeşim.

 

Hayallerimiz ve biz…

 

Beklediğimiz gibi çıkmıyor hayat,

Yaşamak istediklerimiz ile

Yaşadıklarımız

Çok zaman birbirinden farklı olabiliyor,

Endişe doluyor bazen içerisi insanın,

Gelecek kaygısına düşüyor

Baktıkça

Kötü çirkin manzarasına

Şu dünya insanlığının,

Ben derim ki

Zorluklar karşısında

Hemen öğle söndürmemeli umudunu

Ve söndürmemeli gayretini iyi insanlar,

Biliyorum

Ve farkındayım,

Hayallerini seyreder

Ve istemediği bir hayatı yaşar

Çok zaman insan,

Şu aptalı

Ve şu câhili çok dünyada,

Sevmediği insanlar arasında

İstemediği

Bir hayatı yaşar

Birçok zaman insan,

Fakat

Ben derim ki sana

Pes etmemelisin,

Hem baksanıza,

Az da olsa başardı

O birçok insan,

O bir kaç hayalini yaşamayı başardı,

Sen de başarabilirsin,

Hem ayrıca

O mücadeleden vaz geçersen eğer

Sende biliyorsun ki

O hiç sevmediğin mekânlarda,

Sevemeyeceğin yerlerde, 

Asla o sevemeyeceğin insanların

O yapmacık,

Dürüst olmayan karakterlerine bakıp

Acı çekmeye devam edersin,

En doğru karar

O sevebileceğin hayat için

Erdemli

Ve kararlı bir şekilde,

Sabırla,

Planlı olarak

Mücadele vermek olmalı,

Sen başarabilirsin,

Belki

O her bir istediğin hayaline ulaşamayacaksın

Fakat

En azından

O güzel faydalı hayallerinin

Birkaç tanesine ulaşabilirsin,

Daima kötüler mi başaracak,

Elbette ki hayır,

Senin gibi iyi kalpli insanlarda

Mutlaka başarabilir,

Sen başarabilirsin,

İyi ve sağlıklı bir hayat için

Erdemli bir gayret içinde olarak,

Sen başarabilirsin…

Düşenler kalktılar,

Sen de kalkabilirsin,

Yorulanlar dinlendi

Ve yeniden yollarına devam ettiler,

Sen de yoluna devam edebilirsin,

Korkup geri duran o birçok insan

Cesaret buldu

Ve ilerledi,

Sen de yolunda ilerleyebilirsin,

Sen yeter ki

Erdemli yaşamanın,

Erdemli yetenekler edinmenin gayretinde ol,

Onlar başardılar,

Sen de başarabilirsin.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kimlere kul köle olduğunuzun farkında mısınız?

 

Onlardan,

O tanrılarınızdan bir iltifat,

Bir iltifatcık almaktan,

Hatta o iltifatı

Alabilmek için

Birçok zaman

Birbirinizle büyük bir yarışa,

Birbiriniz ile

Büyük kavgalara bile girişebiliyorsunuz,

Bu yaşam tarzınızla da

Mutluluk duyan

Zavallılar hâlina gelmektesiniz,

Birer koyun sürüsünden farkınız

Kalıyor mu acaba,

Bir düşünmek gerekir,

Hatta ve hatta

Şöyle düşünenlerin bile sayısı

Küçümsenemeyecek kadar çok,

Şöyle ki

Bizler kendimizi

Doğru dürüst yönetmeyi başaramıyoruz diyerek

İyi kötü ayırımını başaramadan

Sizin hayatınızı yönetmek için,

Kararlarınızı belirlemek için

Kendinize birer,

İkişer,

Hatta daha çok

Çobanlar tâyin ediyorsunuz,

Çobansız olarak

Doğru düzgün hareket bile edemeyen

Sürüler durumuna gelen bir toplum oldunuz,

Ne erdemlice,

Ne akıllıca,

Ne de hikmetlice karalar alamayan,

O karaları bir kısmınız alsanız bile,

O câhillerin aptalların

Sayıcı çokluğu sebebiyle

O kararlarınızı

Azınız hariç

Bir türlü hayata bile geçiremiyorsunuz,

Güler misiniz?

Ağlar mısınız?

Nasıl bir toplum içinde kalmışız…

Tanrılar,

Sahte rabler,

Sahte ilahlar

Ve bunların hükümetleri

Size zulmeder,

Sizden çalarlar,

Mallarınızı,

Mülklerinizi eksiltirler,

Oysaki

Gerçek Rab

Size zulmetmez,

Sizin yapmanız gereken

Ancak

İyi anlamda,

İyi ile kötünün arasını ayırabilmek anlamında,

İyi ile kötünün arasını ayırdıktan sonra

İyi olanı tercih etmek

Ve bu iyi tercihte

Kararlı olmak anlamında

Kendinizi

Değiştirmeye çabalamalısınız,

Kaderinizi erdemli bir yaşantı ile

Değiştirmeye gayret etmelisiniz,

Kendinizi

Kendi elinizle

O Sahte rablerin,

O sahte ilahların,

O tanrıların

Mutlu

Ve modern köleleri durumuna düşürmeyin,

Aklını

Erdemlice kullanabilen

O her bir varlığın

Hürriyet denen o gerçeği

İdrak ederek

O kendi yaşantısın da

Hayata geçirmesi gerekmez mi?

Elbette gerekir,

Her ne kadar da

O geçmiş kitaplarda

Hürriyet denen o gerçeğin anlam

Ve önemini vurgulasak da

Yeniden o mânayı burada da hatırlatmak isterim,

Şöyle ki

Hürriyet;

İnsanın hem kendi o âdil erdemli haklarının

Ve hem de diğer varlıkların

O âdil ve erdemli haklarını bilip

Asla ve asla hiçbir varlığın

O âdil erdemli haklarına

Haksızlık etmeden

Dünya gezegenin de

Veya şu tüm kâinat üzerinde

Bilinçli, erdemli bir şekilde yaşamasıdır,

Bunun dışında bir hürriyet arayışı

Varlıklara ancak

Keder, kavga,

Zarardan başka bir şey getirmez.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sitemler ve sistemin elindeki yular…

 

Sistem elinde ki o yular ile

Toplumu,

Cemiyetleri,

İnsanları,

Halkı

İstediği yöne çevirebilmektedir,

Atlara bağlanan yuları örnek verebilirim,

Peki,

Nedir o yular,

Nasıl bir güce sahiptir ki

Milyarlarca insan

O yularlar sayesinde

Kirli sistemlerin,

Haksız kazanç elde eden sistemlerin

Ve o sistemlerin efendilerinin ellerinde

Büyük bir kudrete dönüşmektedir…

Kötü bir sistemin

Sizi

O baktırdığı yöne bakmayı bırakarak,

O ipin üzerinde oyunlar oynayan

O cambazın dışına ki hayata bir göz atın,

İşte tam da orada,

O sistemlerin

Sizleri baktırmak istediği yönün dışında,

O kötü sistemin kurucularının,

O bir kısım kirli oyunlarını

Mutlaka fark edip göreceksiniz,

Yeter ki idrakiniz kuvvetli olsun,

Gerçekleri fark edebilmek için

Siz mutlu modern kölelerin

O kölelik yularından kurtulup

O baktığınız yönün dışına,

Ön yargılarınızı

Bir kenara bırakarak,

O sistemin dayattığı yönlerin dışına bir bakın,

Kendinize

Erdemli,

Hikmetli sorular sorup,

Erdemli bir mantıkla,

Birer veya ikişer,

Hatta üç,

Hatta daha fazla kişi ile bir araya gelerek,

Felsefenizi mantıklıca kullanarak

Erdemlice düşünmeyi,

Hikmetlice irdelemeye,

Usta bir çilingirci gibi

Doğruların ne olup olmadığını kurcalayan,

Anlamaya öğrenmeye çaba gösteren,

Hayatı ve sistemi

O gerçek mânası ile tanımaya,

Anlamaya çalışan bireyler olmanız gerekmez miydi?

Elbette ki gerekli,

Anlamaya gerek yok diye düşünüyorsanız eğer,

Bende size derim ki

O sistemlerin size dayattığı er bir şeyi,

Sistemlerin sizi yönlendirdiği o yönleri,

Sizin zihinlerinizi o baktırdığı yönleri

Eğer gerçek anlamıyla tanımaya

Gayret ve büyük bir çaba göstermez iseniz

O kirli sistemler sizleri

Mutlu modern köleleri yapmaya,

Sizleri birer inek gibi sağmaya devam edeceklerdir,

Mallarınızı gasp etmeye,

Haklarınızı gasp etmeye devam edeceklerdir,

Unutmayın ki

O tüm kötü sitemler,

O tüm zararlı olan sistemler

Ve o tüm kirli sistemlerin kurucuları,

Hikmetli bir felsefe ile

O hayatı

O sistemi sorgulayan insanların

Var olmasını

Asla ve asla arzulamazlar,

Çünkü

Bilirler ki

Hikmet ve erdemli sorgulayan o her bir insan,

O her bir toplum,

O her bir cemiyet sayısı

Çoğaldıkça,

Arttıkça,

Onların,

Kirli sistem yöneticilerinin ellerinde ki

O güç ve kuvvet azalacak,

Hatta ve hatta onların ellerinde ki

Haksız olarak elde ettikleri

Tüm o kudret,

Tüm o haksız güç devrilip yerle bir olacak,

O haksızlıkların üzerine inşa ettikleri,

Ve cinayetlerin üzerine kurdukları saltanatları,

Haksızlık üzerine kurulan

O tüm zenginlikleri

Zaman içerisinde yerle bir olacak,

İşte onlar

Bunların farkındalar,

İşte bu

Ve bunlara benzer sebepler ile

Sizlerin boyunlarına

Çözemeyeceğinizi zannettikleri yularlar takmayı

Kendilerine

Büyük bir görev hâline getirmişlerdir,

O yular sizin boyunlarınızda olduğu sürece

Ve o yular onların ellerinde olduğu sürece

Size,

Siz dediğim

Şu topluma,

Şu cemiyetlere,

Şu halkın büyük bir kesimine,

İnsanların birçoğuna güvenmek

Asla mümkün değildir,

O yular sizin boyunlarınızda

Ve onların ellerinde kaldığı müddetçe

Sizler onların modern mutlu köleleri olmaya

Devam edeceksiniz,

Düşünün,

Hikmetli

Ve mantıklı bir felsefe öğrenerek düşünün,

Anlarsınız işte o zaman

Aslında

O yaşadığınız

O birçok şeyin size dayatılan,

O tercih ettiğiniz

O birçok şeyin

Size dayatılan şeyler olduğunu,

Zihinlerinizi

Algılarınızı,

Akıllarınızı,

Duygularınızı

Bakın görün ki

Nasılda yönlendirebilmek bilgisine,

Kudretine sahipler

Öğle değil mi?

Peki,

Onlar derslerine çok çalışarak

Bu gibi bilgi ve kudretleri elde ederlerken,

Sizler neden çok çalışıp,

Bilgi yetenek edinerek

Kendinizin erdemli bir efendisi olmayasınız ki

Oysaki

Dünya gezegenimizi

Ve insanlığı

Refaha,

Sağlıklı bir hayata,

Zenginliğe, huzurlu bir yaşama,

Hatta zamanı geldiğinde sağlıklıca huzur içinde ölmeye

Adaletli bir yaşam tarzına taşıyacak olan

Erdemli bilge bir yaşam,

Erdemli, bilinçli, ahlaklı ve haklı bir hürriyet değil midir?

 

Sırlar, gevezeler, suskunlar ve demini alamamışlar…

 

Saklanması

Gerekli olan

Ve

Ancak

Saklayarak

Baş edebileceğiniz

O sırlarınızı paylaşmayınız,

Saklayınız

Ve böylece mutlu kalınız,

Aslında hepimiz biliriz ki

O en güzel sır saklayan Rab’dır,

O budala sahte rablerden,

O sahte aptal tanrılarınızı kastetmiyorum,

Gerçek rabbimizden bahsediyorum,

Ondan başkasına

Asla ve asla o açılmaması gerekli olan sırlarınızı açmayın

Ve böylece mutlu,

Huzur içinde,

Güven içinde kalın,

Canınız konuşmak mı istedi,

Sırlarınızdan başka konuşulabilecek

O kadar çok konu

Ve mesele var ki

Elbette ki insanlar

Erdemli bir ölçü ile konuşmalı,

Elbette ki insan zarar görebileceği kadar

Uzun süre yalnız kalmamalı,

Elbette ki insanlar içinde,

Toplum içinde sosyal ve faydalı bir ilişki,

Faydalı bir iletişim içinde olmalı,

Elbette ki kitaplar sadece okunmak

Ve bir tarafa yığmak için değildir,

Okunup o içerisinde ki faydalı bilgiler

Ve faydalı işler uygulanmak içindir,

O halde

Kitap okuyun

Ve o kitabı

Bir kişi ile

İki kişi ile

Üç

Veya

Dört kişi ile

Hatta daha fazla kişi

Daha çok arkadaş ile

Bir araya gelerek

İyi yanlarını konuşun,

Hatta erdemlice eleştirin o kitabı,

Eleştiri dediğimiz şey

Bir şeyin doğru ve hatalı taraflarını

Hikmetlice,

Felsefi bir mantıkla anlayıp

Konuşmak anlatmak sanatıdır,

İrdeleyin,

Onun üzerine hikmet dolu bir sohbet yapın,

Bir araya geldiğiniz de

Zor ya da

Basit

Fakat

Anlamlı oyunlar oynayın,

Bir araya geldiğiniz de

Faydalı olabilecek

Basit

Veya zor işleri yapmaya çabalayın,

Aslında yalnızken

Ve kalabalıkken uğraşacak,

Öğrenecek,

Yapacak

Konuşulacak o kadar çok faydalı şey var ki

Tüm bunlar dururken

Neden zararlı işlere adım atarsınız ki

Neden

Sizleri sıkıntıya sokacak

O saklı kalması gereken

O açılmaz sırlarınızı paylaşırsınız ki

Acaba bunun sebebi

Hâlen

Erdemli

Ve olgun bir insan kıvamına,

Erdemli bir insan demine

Ulaşamadığınız için olabilir mi?

Bakınız

Şu toplum içinde insan demini bulamamış

O kadar çok insan görünümlü varlık var ki

Onlara rağmen

Bizler insan kalmaya çaba gösteriyoruz,

Peki,

Ya sizler.

 

Erdemli hikmetli aklın hâkimiyeti ve duygularımız…

 

Duygu ve hislerinizi bastırın demiyorum,

Duygu ve hislerinizi yok edin de demiyorum,

Duygu ve hislerinizi erdemlice

Ve sağlıklı bir şekilde kontrol altına almayı,

Onlar ile doğru hamleler yapmayı öğrenin,

Bu yol ile daha mutlu olursunuz,

Eğer ki başaramaz iseniz

Onlar,

O duygu ve hisleriniz size hükmeden olurlar,

Eğer ki

Duygu ve hisleriniz ağırlıklı yönlendiriliyor iseniz,

Eğer ki

Erdemli bir akıldan,

Erdemli düşünen bir kalpten

Ve erdemli bir vicdandan daha çok 

Duygu ve hisleriniz ile hareket eden bir birey iseniz,

Eğer ki

Erdemli bir akıldan,

Erdemli düşünen bir kalpten

Ve erdemli bir vicdandan daha çok 

Duygu ve hisleri ile

Hareket eden bir toplum iseniz

O halde

O duygu ve hisleriniz

Erdemsiz,

Zararlı olurlar ise

İşte o zaman

Bodoslama

Ve çok sert kayalara çarparak

Zarara uğrar

Ve çok büyük yaralar alırsınız,

Böyle bir durumda

Ne o beden yaralarınız

Ne de o ruhunuz da açılan yaralarınız

Uzun süre,

Belki de hiç kapanmayacak,

Bir ömür acı, keder çekeceksiniz,

Duygularımız hislerimiz elbette çok önemlidir,

Fakat ağır yaralar almamak için,

Bunun en mükemmel çözümü

Şöyle ki

Duygu ve hislerinizi

Erdemli

Ve hikmetli bir aklın eline verin,

O duygu ve hislerinizi

Erdemli ve hikmetli bir aklın hâkimiyeti içine verin,

Elbette ki o akıl bir başkasının değil,

Sizin aklınız olacak,

Aklınız henüz erdem ve hikmet ile demlenmedi ise

O halde kendinizi eğitin,

Kendinizi bilgeleştirin,

İşte o zaman

Duygularınız, hisleriniz,

Sağlıklı bir dem bulup

Sizi büyük zararlara sokacak durumlardan da

Uzak kalacaktır…

Düşünün bir

Şu demini alamayan

O duygu ve hislerimiz sebebi ile

O kaç insan

O aldığı beden ve ruh yaraları ile

Çok zor durumlara,

Çok kötü hallere,

Çok fazla zarara düşmektedir,

Kurcalayın hatıralarınızı,

Geçmişinizi kurcalayın,

Toplumu inceleyin,

Göreceksiniz bu gerçeği,

Kendinizi muhasebeye çekin,

Göreceksiniz

O demini alamayan duygular

Ve o demini alamayan hisler sebebi ile

O erdemli olamayan akılların

Yönetmeyi başaramadığı

O demsiz duygular,

O demsiz hisler sebebi ile

Ne çok zararlar gördü insan ve cemiyet…

Hatta erdemlice demini alamayan bir halkın,

Kendi içerisinden

O demini alamamış

Bir hükümet kurması ancak

O toplumu zarardan başka

Nereye sürükleyebilir ki

Tüm bunları erdemli ve demini almış bir akılla,

Erdemli ve demini almış bir duygu ile

Erdemli ve demini almış bir kalp ile düşünün,

Gerçeğin farkına vardığınızda

İşte o vakit bana teşekkür edeceksiniz,

Hem ayrıca

Bilmiyor musunuz ki

Demini alamayan

O her bir çeşit çay bile,

Hatta su bile

Ancak ve ancak

Mide bulandırır,

Hasta eder,

İnsanın

Ve toplumun ağzının tadını bozar,

Şimdi varın siz kıyas edin,

Düşünün,

Ne dersiniz,

Kararlarınızın,

Tercihlerinizin,

Sevgilerimizin,

Duygularınızın,

Hislerinizin,

Fikir ve düşüncelerinizin,

Aşklarınızın,

İlişkilerinizin,

İşlerinizin,

Tecrübe ve kararlarınızın

Erdemli bir şekilde

Dem almak vakti gelmedi mi?

Eğer vaktidir diyorsanız

Öğleyse aklınızı,

Kalbinizi

O faydalı bilgiler ile eğitin

Ve o bilgileri

Doğru zaman içinde değerlendirip kullanın,

Unutmayınız ki

O faydalı

Ve demini almış olan her bir bilgi

Büyük bir kudret

Ve büyük bir güçtür,

İşte

Duygu ve hislerinizde

Güçlü olduğunda ve demini aldığında

Size

Ve sevdiklerinize,

Hatta toplumlara fayda verecektir…

Dedim ya

Demini alamamış

Çay bile

Ancak

İnsanın ağzının tadını bozmaktan başka

Hiçbir işe yaramaz,

Mide bulandırır,

Kokusu bile hoş olmaz,

Şimdi varın

Bu örneğimi

Siz

Tüm hayatınıza

Kıyas edin.

 

 

 

 

 

Neden erdemsiz kararların kurbanı oluyoruz…

 

Bilge şair dedi ki

Başkalarının kötülüklerini,

Başkalarının aldığı kötü kararları

Yaşamak zorunda bırakıyorlar sizi,

Hatta

Hepimizi

O kötü kararların,

O erdemsiz kararların,

Haksız yasaların

Kurbanları yapıyorlar,

Hükümetler,

Aileler,

Arkadaş ortamları

Bunlar için birer örnektir,

Böyle olunca da

Geleceğimiz çok zaman

Demsiz

Ve hastalıklı olarak

Bozuk şekilleniyor,

Düzenlerimiz

Bozuk ve hastalıklı oluşuyor,

İlişkilerimiz bile sıkıcı,

Rahatsız edici,

Huzursuz olabiliyor,

Çünkü bize demini almamış

Erdemsiz bir yaşam,

Demini almamış

Erdemsiz bir eğitim veriliyor,

Demini almamış

Sevgiler sunuluyor içerimize,

Demini almamış

Düzensiz

Ve haksız işler yaptırılıyor bizlere,

Sürekli haksız olarak

Bir şeyler dayatılıyor

Câhil bir toplum tarafından,

Erdemsiz haksız hükümetler tarafından,

Demsiz,

Erdemsiz ve haksız aile bireyler tarafından,

Demsiz,

Bilgisiz,

Erdemsiz

Ve haksız memurlar tarafından

O demsiz haksız kural ve yasaları

Sürekli bir dayatma ile

Hayatımıza sokmaya,

Sokturmaya çabalıyorlar,

Başkalarının o aptallık dolu,

O cehalet dolu cehennemini,

O aptal tercihlerini

Yaşamak zorunda bıraktırıyorlar sizi,

Bilge şair sözlerine devam ederek

Dedi ki

Erdemlice,

Bilgece kendinizi yapılandırın,

Kendinizi

Erdemle ve hikmetle şekillendirin,

Bunu toplum olarak yapmalısınız,

Yoksa ‘el ’âlem ne derse diyerek

Yaşamaya başlarsınız

Zarar görebilirsiniz,

Yoksa

Sürekli olarak

O birilerinin dayatmaları ile yaşayıp

Bunun neticesinde de

Ancak

Zararlar görebilirsiniz,

Eğer ki o bahsedilen el ‘âlem dediğimiz şey

Faydalı bir toplumun bireylerinden oluşuyor ise eğer

Ve sizler kötü bir şeyler yapıyor

Ve o faydalı erdemli olan el ‘âlem ne der,

Yaptığımız ayıptır,

Yaptığımız hatalıdır,

Yaptıklarımız zarar getirir diyerek düşünürseniz eğer

İşte o vakit

Böyle bir düşüncenin

Hiçbir zararı yok,

Fakat dediğim gibi

Eğer ki o el’ âlem dediğimiz

Erdemli bir toplum ise

Ve kötü bir şeyler planlayıp yapmakta iseniz

El ’âlem ne der düşüncesi

İşte o zaman

Ancak böyle fayda getirebilir,

Fakat 

Bozuk bir toplumun,

Bozuk düşüncelerde olan

O el’ âlem dediğimiz kalabalığı

Siz iyi bir şeyler yapıyor

Fakat

O bozuk düşüncelerde olan

O el ‘âlem sebebi ile

O yapmak istediğiniz

O birçok şeyden vazgeçiyor iseniz

Bu size ve yaşantınıza

Ancak zarar verecektir,

Hatta o âdil olan hürriyetinizi,

Faydalı iş yapmak kabiliyetinizi bile yok edecektir,

Körelecek,

Yeteneklerinizi bile kaybedecek durumlara getirecektir sizi,

O erdemsiz el ‘âlem dediğimiz toplumlar,

O erdemsiz el ‘âlem dediğimiz insan kalabalıkları

Hürriyet ve kâbiliyetinizi,

Hatta mutluluğunuzu da

Sınırlayacaktır,

Zaman içerisinde

Onlara benzemeye,

Onların kültürüne göre hareket etmeye başlayarak,

Kendinizi kaybedecek duruma bile düşebilirsiniz,

Böyle kötü bir şeylerin olmasını istemiyorsanız eğer

Bozuk düşüncede olan,

Çirkin kültür sahibi toplumların dayatmaları sizi yıldırmasın,

Yapmak istediğiniz güzel faydalı şeylerden uzaklaştırmasın,

O zararlı olduğundan emin olduğunuz

Toplumun o el ‘âlem ne der dayatmaları

Sizi ayıplamak düşünceleri,

Benimle alay ederler düşünceleri

Sizi o yapmak istediğiniz

O güzel ve faydalı şeylerden uzaklaştırmamalı,

Hürriyetinizi

Aptal ve câhil bir toplum sebebi ile kısıtlamayın,

Ağzınızın tadını bozmalarına izin vermeyin,

Yok, etmeyin hürriyetinizi,

Eğer zorba dayatmalara göre şekillendirir iseniz hayatı

Bu sizi ancak

Zarara, mutsuzluğa,

Depresyona, strese sürükler,

Siz erdemli,

Âdil bir hayat,

Faydalı,

Sağlıklı,

Güzel bir hayat yaşamak istediğiniz sürece

Asla ve asla

O el ‘âlem ne der düşüncesine göre değil,

Erdem ve sağlık ölçüsüne göre yaşayın,

Adalet ve faydalılık ölçüsüne göre yaşayın,

Huzur, faydalı bir sevgi ölçüsüne gör yaşayın,

Doğru bir mantık felsefesi ölçüsüne göre yaşayın,

Erdemli sıhhat dolu ilişkiler kurarak yaşayın,

Hatta ben derim ki boş verin gitsin

O demini erdemlice alamayan toplumların,

O demini erdemlice alamayan hükümetlerin

Size zorla bir şeyleri dayatmalarını boş verin gitsin,

Siz deminizi erdemlice aldıysanız eğer,

Onların zorlamaları dayatmaları ancak

Vız gelir tırıs gider,

Deyin gitsin…

Yeniden düşün,

Zorba erdemsiz toplumlara,

Zorba erdemsiz hükümetlere göre şekillenen

Ve daima bir başkalarının istediği gibi

Kukla bir insan modeli olarak

Köle olarak mı ömrünüzü tamamlamak istersiniz,

Bu mu istediğiniz hayat,

Hiç zannetmem,

Eminim ki sizler

Erdem ve bilgelik konusun da

Demini almış

Bir toplum olmayı,

Bir insan(erdemli) olmayı

Ve bu âdil hürriyet içinde yaşamayı

Arz talep ve arzu eden

Güzel,

Faydalı bir birey,

Güzel faydalı bir toplum olmak isterdiniz,

Haksız da değilim öğle değil mi?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Aslanlar birlik kurana kadar…

 

Aslanlar meydanları terk edince

Çakallar

Kendilerini

Dünyanın

Efendileri

Kralları zannederlermiş,

Bu aynı şuna benzer;

Kötü niyetli insanlar,

Ahlakı bozuk insanlar,

Erdemsiz insanlar,

Mafya

Ve terör örgütleri,

Hırsız hükümetler,

Câhil memurlar

Ortamları,

Meydanları boş bulduklarında

Kendilerini

O meydanların,

O ortamların efendileri

Kralları zannederler,

Ta ki

İyi niyetli,

Erdemli,

Adaletli

Ve cesur insanlar

Güçlü bir birlik içinde

Örgütlenerek,

Teşkilatlanıp,

Meydanlara,

Ortamlara akın-akın gelene kadar…

Geçmişte de,

Günümüzde de

Bu gibi örnekler

Tüm o çıplaklığı ile

Tamda gözlerimizin önünde değil mi?

Tüm bunlardan neden ders almıyor insanlar,

Bilge bir şairin dediği gibi;

Geçmişten,

Kadimden

Yeterince ders,

Yeterince tecrübe

Ve ibret alınsaydı

Onca kederi,

Onca acıyı

Onca zarara düşer miydi insanlık…

Düşünüyorum da

Hâlen neden bulmaya çaba göstermez acaba

İyi niyetli insanlar birbirlerini,

Neden darmadağınıklar,

Neden ortak doğrularda birleşip

Adaletli

Ve erdemlice bir hükümet oluşturmazlar,

Neden acaba erdemlice ve âdilce yaşamazlar

Diye düşünmeden edemiyorum,

Yoksa kalmadı mı hiçbir iyi insan

Birkaç yazar, bir kaç şair, bir kaç sanatçıdan başka.

 

 

Zihnimizde ki ve hayatımız da ki gürültüler…

 

Gürültüler var aklımızın içerisinde,

Gürültüler patırtılar var kalbimizin içerisinde,

Duygularımızı

Ve hislerinizi bile sarmalıyor,

O duymamız gereken

O birçok şeyi bize tam olarak hissettirmiyor,

Tam olarak duymamızı engelliyor,

O gürültülerden dolayı

O bazı gerçekleri,

O kimi doğruları,

O mantıklı olan şeyleri

Tam olarak fark edemiyoruz

O gürültüler patırtılar sayesinde,

Tam olarak kavrayamıyoruz,

Peki,

O gürültüler neler olabilir,

Aklımızın,

Kalbimizin içerisine

Onlar nasıl giriyorlar,

Oralara nasıl yerleşebiliyorlar,

Biz izin vermeden de

Oralarda nasıl olurda tüneyebiliyorlar,

Acaba biz mi sokuyoruz onları içeri,

İçerimize,

Kalbimize,

Aklımıza,

Duygu ve hislerimize

Onları,

O gürültüleri

Biz mi sokuyoruz,

Kirli fikirleri,

Çirkin düşünceleri,

Çirkin sesleri,

Kirli anlaşmaları,

Rahatsız edici gürültüleri

Acaba biz mi davet ediyoruz içerimize,

Ya da

O bir kısmı

Başkaları tarafından mı içerimize sokulmaktadır,

Peki,

Nelerdir o gürültüler,

Gerçekleri,

Ve doğruları tam olarak

Bize fark ettirmeyen

O gürültüler neler olabilir,

Bunları düşünmekte fayda var,

Hayta bir kere yaşanıyor,

Zaman kıymetli bir hazine,

Hayatı yaşarken

Bilinçli

Ve bir şeylerin farkında olarak yaşamakta

Büyük fayda var öğle değil mi?

Bilmeden,

Anlamadan,

Fark etmeden

Nasıl iyileşebilir hastalık,

Nasıl tedavi olunabilir,

Nasıl engellenebilir

Kötülükler ve gürültüler

Öğle değil mi?

Stres yaptığımız,

Depresyona girdiğimiz

O birçok olay,

O birçok

Maddi mânevi hastalıklar,

Yolsuzluklar,

Haksız kazançlar,

Hükümetlerin

Ve memurların

Adaletsiz olan kötü yönetimi,

Memurların kabalığı,

Mafya örgütler,

Şehir eşkıyaları,

Gelecek kaygıları,

Daha çok sayabileceğimiz

O birçok mesele

İçerimizde bir gürültü oluşturuyor,

Onlara yöneliyoruz,

Aklımız hep onlarda kalıyor,

O gürültülerin içerisinden çıkamıyoruz,

Şehrin gürültüleri,

Modern hayatın gürültüleri,

Binaların içerisinde oluşan gürültüler,

Yüksek amperli lambaların gürültüleri,

Araçların gürültüleri,

Kaba insanların gürültüleri,

Kısacası hiç dinmeyen bir

Gürültü kalabalığı

Zihinlerimizi kölesi yapmış

Ve asıl

O konsantre(yoğunlaşmak) olmamız gereken şeylere,

O asıl yönelmemiz gereken doğrulara

Ve asıl o yaşamamız gereken

O kendi hayatımıza,

O kendiişlerimize,

Sevdiklerimize,

Doğru düzgün

Yönlenmemizi bile engellemekteler,

Gürültülerin içerisinde

Sesini duyuramayan

Birçok insan

Stres depresyon dolu bir hayatı

Yaşamak zorunda bıraktırılıyor,

Acaba

Bunun için ne gibi önlemler,

Ne gibi tedbirler alınabilir,

Bilim insanlarının,

Uzmanların

Bu tehlike hakkında

Ne gibi önerileri var

Araştırmakta fayda var derim,

Onca lüzumsuz işlerinizden bir kaçını terk ederek

Bu gibi hayati önem taşıyan bir meseleyi

Hem kendiniz ve hem de sevdikleriniz için

Araştırıp öğrenmenizde fayda var derim,

Karar sizin,

Hayatta sizin.

 

Gelen fırsatlar ve fırsat oluşturmak…

 

Hamlelerinizi yerinde

Ve hamlelerinizi

Zamanın da yapın

Yoksa

Çok geç kalıp

O güzelim

Faydalı fırsatları kaçırabiliyorsunuz,

O bâzı fırsatlar,

O bâzı imkânlar vardır ki

Bir ömürde

Çok az çıkıyor insanın karşısına,

O fırsatları,

O imkânları

Ancak bilgelik ve yetenekler sayesinde,

Uyanıklık sayesinde ele geçirebiliyorsunuz,

Cesur olmalısınız,

İstediğiniz şeylerde

Bilgili tecrübe sahibi olmalısınız,

Yeteneklerinizi geliştirin,

Daha sonra da

Önünüze çıkan fırsatları

İmkânları onun la değerlendirip kazançlar elde edin,

Kimi zamanda fırsatları,

İmkânları sizler oluşturmak zorundasınızdır,

Aklınız olduğu sürece,

Bilgi size yol gösterecektir,

Daima söylemişimdir,

Fırsat oluşturabilmek için

Bu alanda

Yüksek bilgi ve tecrübeye sahip insanların

O yazmış olduğu,

O kaleme aldığı

Değerli faydalı olan kitaplarını okuyun,

Gerekirse onların

Eğitim seminerlerine katılın,

Eğitici ders programlarına katılın,

İnternet çağındayız,

Bir tıkla

Kendi alanların da

O birçok uzmanın yazısına,

O birçok uzmanın

Videosuna ulaşabilmekteyiz,

Tecrübeli

Ve bilgi sahibi insanların anlatıları

Büyük birer hazine gibidir,

Dedim ya aklınız yerinde olduğu sürece

Bilgi size

Hamlelerinizi

Ne zaman yapmanız gerektiği hakkında

Yön ve yol gösterecektir,

Yeter ki kararlı olun,

Yeter ki öğrenin

Ve yeter ki bilgilenin,

Daha sonra mı?

Daha sonrasında ise

Hamle yapmak sanatı devreye giriyor,

Öğrendi iseniz eğer

Artık hamleni yapabilirsiniz.

Yerine, zamana ve kişisine göre hamle yapmak…

 

O içerinizde ki canavarı öldürün demiyorum,

O canavarı

Size ve sevdiklerinize karşı

Cinayet işleyecek olanlara karşı

Erdemlice,

Akıllıca kullanmanızı öneriyorum,

O içinizde ki

Gizli kapaklı

O bir mahzende

Saklı kalsın,

Bunun yanı sıra

O içerinizde ki

Mâsum çocuğu da

Asla öldürmeyen,

(‘Mâsum çocuk’ tâbirini burada

İyi niyetlilik,

Şefkatli olmak,

Sevgi ile muamelede bulunmak,

Merhametli olmak mânasın da kullandık)

Onu da iyi insanlara,

Ailenize,

Sevdiklerinize karşı

Merhamet göstermek için

O içerinizde daima saklı tutmanızı tavsiye ediyorum,

Elbette ki

O her bir insana karşı merhamet gösterilmez,

Bununla beraber

Elbette ki

O her bir insana da sevgi ile muamele edilmez,

O ayarı,

O dereceyi siz belirleyeceksiniz,

Kime karşı

Nasıl davranıp davranmayacağınızı

Siz belirleyeceksiniz,

Nasıl mı?

Bilgi ve tecrübe ile

Erdemli bir karaktere sahip olmaya çaba göstererek,

Erdemleşen bir kafaya sahip olarak,

Erdemleşen bir akla,

Erdemleşen bir kalbe sahip olarak,

Faydalı bilgiler edinerek,

Faydalı tecrübeler edinerek,

Geçmişten

Ve gördüklerinden

İbretlik dersler çıkartabilen

O kafanızla,

O aklınızla yapacaksınız bunu,

Nihayetinde ise

O her türlü durumda,

Yani iyi ve kötü durumlarda

O her bir duruma olaya karşı

Erdemlice, bilgece

Ve hikmetlice hamle yapmanın

En iyi şey olduğunu fark edeceksiniz,

Aklınızda bulunsun diye anlattım,

Bir gün bu bilgi işinize çok yarayacaktır…

Dedim ya ben bir şairim,

İnsanlara değerli bir şeyler önermek de

Şairlerin mesleğindendir,

Bir bilgeden duymuştum,

Demişti ki

O her bir doğru

O her bir yerde,

O her bir insana,

O her bir hükümete,

O her bir örgüte söylenmez,

O her bir sertlik,

O her bir saygısızlık,

O her bir laubalilik de

O her bir yerde

O her bir insana uygulanmaz,

Daima

Doğrular

Yerinde

Ve zamanında yapılmalı,

Hamleler

Daima yerinde

Ve zamanında yapılmalı

Yapılmalı ki

Büyük bir hazineye,

Büyük bir faydaya dönüşsün,

Peki,

Doğru zamanı nasıl belirleyeceğiz,

Elbette ki doğru olan zamanı

Belirleyebilmek için de

İnsan ve insanlar kendilerini faydalı kitaplarla,

Tecrübe kazanmışların anlatı ve kitapları ile

Erdemli bilgece bir eğitimle yetiştirmeye başlayarak

Bunu başarabilirler…

Düşen kalkar,

Tecrübe edinir,

Düşmek bir zarara girmek fiilidir,

Bunu bilerek yapmak aptallıktır,

Strateji olsun diye,

Sosyal bir araştırma için

O bazı sıkıntılara katlanmak fiili ise

Elbette aptallık değil

Faydalı bir araştırmadır,

Sizler

Bugüne kadar edindiğiniz

O tüm tecrübelerinizi,

O tüm hatalarınızı alarak

Onlardan

Faydalı dersler çıkartıp,

Daha sonrada onları üst üste koyarak

O tırmanmak istediğiniz zirveye,

O yere tırmanıp yükselebilirsiniz,

O yere tırmanırken

Edindiğiniz bilgiler

Ve erdem size yardımcı olacaktır,

Dedim ya

Düşen kalkar, akıllıca dersler çıkartır,

Tecrübe edinir ve bilgelikle hamlesini de yapar…

Haydi,

Kolaylıklar gelsin,

Rast gele,

Kalın sağlıcakla.

 

Tiyatro dışında bir tiyatro var ki gizemlerle dolu…

 

Birileri

Çok iyi oynuyor,

Birileri

Çok mükemmel bir şekilde

O oyunlarını oynamakta,

O kadar mükemmel

Ve

O kadar planlı oynamaktalar ki

Yoksa

O birçok yalanın,

O birçok zararın,

O birçok hilenin arkasından

O bâzı insanlar,

O bâzı guruplar,

O bâzı toplumlar,

Hatta

O birçok cemiyet

Nasıl olurda

O olayların ardından,

O insanların ardından,

O sahtekârların arkasından,

O örgütlerin,

O hükümetlerin ardından

Bu kadar kolayca sürüklene bilirler ki

Öğle değil mi?

Ya insanlar çok aptal,

Ya da

O birileri

Çok mükemmel bir düzeyde

Ve

Çok mükemmel bir planlı oynamaktalar,

Bu büyük bir sanattır,

Sanatın iyisi

Ve sanatın kötüsü vardır,

Dedim ya bu büyük bir sanattır,

İster buna iyi sanat desinler,

İster buna kötü,

Adaletsiz sanat deyin

En nihayetinde

Birileri binlerce,

Milyonlarca,

Hatta milyarlarca insanı

İyi ve kötü olabilen

O birçok şeyin ardından

İstedikleri gibi yönlendirip

Sürüklemektedirler,

Bu bir deha işidir,

Bu büyük bir aklın işidir,

Bunlara karşı tedbirler almak,

Bu gibi şeylerden

İyi anlamda nemalanmak,

İyi anlamda faydalanmak ise

Yine bilgelik,

Büyük bir idrak,

Büyük bir akıl çalışması gerektirir,

Bu söylediklerim;

Bir kısım şirketler için,

Bir kısım örgütler için,

Bir kısım partiler için,

Bir kısım tarikatlar,

Bir kısım cemaatler,

O bir kısım hükümetler için,

Dünya sistemi,

Küresel sistem,

Matrix için,

Yapay zekâ,

Mafya,

Dolandırıcı insanlar,

Dolandırıcı örgütler için

Ve ayrıca

O bir kısım

Çeteler için düşünülebilir…

Sakın ola ki

Gardınız

Almadan

Sokağa

Ve hayata çıkmayın,

Gard almak

He bedenen

Hem de mânevi olarak,

Hem akıl,

Hem de kalp olarak gerekli,

Bilgi bir güçtür,

Onu fayda kazanç için kullanmak,

Onu yerinde ve zamanın da kullanmak ise

En büyük güçlerden birisidir,

İşte tam da bunu öğrenin,

Büyük bir sabır ve karalılıkla öğrenin,

Fakat daima iyi bir insan olarak kalın,

Fakat daima âdil bir insan olarak kalın,

Fakat daima dürüst bir insan olarak kalın,

Tiyatro dışında

Öğle bir tiyatro oyunları var ki

İşte onlar gizemlerle doludur,

Bende tam da

Onlardan bahsediyorum,

Bu konular hakkında

Birçok sinema filmi yapıldı,

Birçok tiyatro eseri

Gerçek sahnesinde

Seyircisi karşısında sahnelendi,

Bu konular hakkında

Birçok dizi film yapıldı,

Kitapları yazıldı,

Bâzı insan hayatları merkez edinilerek

Belgeseller ile anlatıldı,

Şimdi gardınızı alarak

Şu hayatı yaşamanın,

Şu hayatı

Ve bir kısım gizemleri,

Oyunları

Anlamaya çalışmanın vakti geldi sanırım,

Doğru sorular insanı doğru cevaplara yönlendirir,

Doğru sorular ise ancak erdem ve bilgelikle sorabilirsiniz,

Haydi,

Kolay gelsin.

 

 

Şu kış ayazının zemherinin birde ilkbaharı var…

 

Elbette ki

Şu kışın bir baharı

Ve bir de yaz mevsimi var,

Bu her yerde olmasa bile

O birçok yerde böyledir,

Ben bunu mecaz olarak kastetmekteyim,

Elbette ki

O birçok yerde

O birçok gecenin

O birde aydınlık sabahı var,

Fakat o baharın gelmesi

Ve o sabah aydınlığının oluşması için

Şu dünya,

Şu güneş,

Şu gezegenler görevlerini

Ve hamlelerini

Dosdoğru yapmaktadırlar,

Peki,

Siz

O kendi hayatınıza,

O sevdiklerinizin hayatına

O aydınlık

Ve o ilkbahar mevsimini,

O yaz mevsimini getirmek için

Erdemli hamleler yapıyor musunuz?

Erdemli akıllıca çalışmalar

Ve hamleler yapıyor musunuz?

Erdemli planlar yapıyor musunuz?

Elbette ki

Ben bunu yukarıda da söylediğim gibi

Mecaz olarak kastetmekteyim,

Yâni sizler

Kendiniz

Ve sevdikleriniz için,

İyi bir hayat yaşamak için,

Dünya gezegeninizi korumak için,

Ormanları korumak için,

İçilebilir tatlı suları korumak için,

İnsanlığın erdemli bir hayatı yaşamasına

Katkıda bulunmak için

Acaba sizlerde

Erdemli çalışmalar yapmakta mısınız?

Dedim ya

Güneş,

Dünya,

Gecenin

Gündüzün

Ve mevsimlerin oluşması için

Görevlerini mükemmel bir şekilde yaparlarken

Sizler de o üzerinize düşen

İnsanlık vazifelerinizi yapıyor musunuz?

Yoksa

O birileri gibi

Aman boş ver diyerek

O kötülere terk edenlerden mi oldunuz dünyayı

Ve ülkenizi,

Fakat şunu da bilmelisiniz ki

Yapmanız gereken şeyleri yapmak hususun da

Aman boş ver bana ne ki demenin,

İhmal etmemeniz gereken şeyleri ihmal etmenin

En nihayetinde

Ülkeniz,

Dünyanız

Sayıca çoğunlukta olan

O kötü niyetli insanlar tarafından

Tamamen ele geçirildiğinde

Sizin

Ve sevdiklerinizin kapısını

Elbette çalmaya geleceklerdir,

Kötülükler,

Haksızlıklar

O bir gün

Sizin

Ve sevdiklerinizin kapısını çaldığında

Her hangi bir hazırlığınız olacak mı?

Aklınız kullanmayı

Erdemlice biliyor iseniz eğer

Şu dünya üzerinde yaşayan

O tüm iyi kalpli insanlar ile

Küresel anlamda

Adalet etrafında bir birliktelik oluşturun derim,

Yoksa hem maddi,

Hem bedenen, hem mânevi,

Hem ruhen,

Hem psikolojik,

Hem de sosyolojik anlam da olabilen

O birçok kötülükler

O kadar çok hızla ilerliyor ki

Şu dünyanın içerisinde ki

Şu insanların gürültüleri sebebi ile

Onların,

O kötülüklerin,

O zararların

O birçoğunu göremiyor

Ve fark edemiyorsunuz,

O fark edemediğiniz felaketler

Ve o fark edemediğiniz kötülükler

Bir gün

Hem ülkenizin

Ve hem de sizin kapınıza

Bir gün dayanabileceğini

Hiç hesaba katmadı iseniz

Çok yanılıyorsunuz demektir…

Düşünün

Ve gerçeklerin farkına varın,

Dünya evinden başka gidecek bir yer yok,

Olsa bile sizleri götürmezler,

Ormanlarınıza,

Ağaçlarınıza,

İçilebilir sularınıza,

Güzel ahlakınıza,

Güzel faydalı sanata,

Faydalı bilgiye,

Faydalı sevgiye,

İyi insanlar olarak,

Erdemli insanlar olarak

Ve birbirinize iyi anlamda sahip çıkmalısınız,

Yoksa gelecek şu kötü niyetli insanlar eliyle

Çok büyük büyük bir felaket getirebilir,

Endişeleniyorum

Çünkü

Gerçeklerin farkındayım,

Çünkü

Anlayabiliyorum,

Çünkü

Umursuyorum,

Çünkü

Benim hayatım değerli,

Çünkü

Sevdiklerimin hayatı

Ve sağlığı değerli,

Daha birçok değer sayabiliriz,

O birçok kıymetli değer için

İyi bir şeyler yapmak gerekir,

Düşünün,

Erdemli bir kafa ile düşünün

Ve iyi bir hamle yapın,

O hamlenin

Size

Ve sevdiklerinize,

Dünyaya,

Tabiata mutlaka bir faydası olsun,

Nereden birliyorsunuz ki

Belki de sizin o yapacağınız

O en küçük iyilik hamlesi ile

Dünya ve insanlık anlamında

Kurtarılacak sağlıklı erdemli bir yaşamın başlamayacağını…

Bir şair,

Bir yazar,

Bir sanatkâr,

Bir ziraatçı,

Bir düşünür,

Bir filozof,

Bir öğrenci,

Bir bilge,

Bir öğretmen,

Bir kadın,

Bir çocuk,

Bir insan

Öğle bir iyilik hamlesi yapar ki

Dünya ve tabiat,

Ahlak ve güzel yaşam,

Adalet ve hakkaniyet

Yeniden dengesini bulur

Ve yeniden iyileşir gezegenimiz,

Her bir iyi insanın,

O her yeni günde,

O her bir yapacağı,

O her bir iyilik hamlesinin toplamları

Dünyayı,

Dünya insanlığını

Neden sağlıklı bir duruma getirmesin ki

Haksız mıyım?

Öğle değil mi?

Dedim ya

Şu kış ayazının zemherinin

Birde ilkbaharı var,

Haydi,

Sen de

Erdemli

Ve iyi bir insan olabilmek için

Bilinçli olarak,

Âdil bir insan olarak yaşa şu hayatı,

Sevdiklerin için,

O sana yıllardır

İyilik yapan tabiat için,

O sana yıllardır hizmet eden ağaçlar,

Sular,

Bitkiler için,

Seni bir ömür omuzları üzerinde

Güvenle tutan dünya gezegeni için,

Kendin için,

Hayallerin için

Fakat uyanık bir birey olarak,

Fakat bilinçli bir birey olarak,

Erdemli,

Adaletli

Ve iyi hamleler yapmayı

Sakın ihmal etme...

Şimdi

Tüm o kötü insanlara karşı

Maddi manevi olarak gardını, tedbirlerini al

Ve yürü hayatı

Bilinçli ve cesurca!

Haydi,

Kolay gelsin,

Sağlıcakla kal.

 

Suçlu kim ve kimlerdir…

 

Cinayetleri kimler işlemekte,

İşleten mi?

İşlemesine sebep olanlar mı?

Onun

O suça doğru sürüklenmesine

Ön ayak olanlar mı?

Onun o kötülüğü yapması için

Açık kapılar bırakanlar mı?

Haksız yasaları çıkartan hükümetler mi?

Haklı yasalar ışığında

İşlerini yapmayan

Ve ya yapamayan memurlar mı?

Veya da

Daha çok

O şirketleri,

Patronları,

Politikacıları

Ve onların hazinelerini

Korumak amacı için teşkilatlandırılan

Zenginleri kollayan

O kolluk görevlilerimi?

Lütfen düşün,

O bâzı insanlar

Bir zarar yaparken,

O bâzı insanlar
Bir kötülük yaparken,

O kimi insanlar

Bir cinayet yaparlarken

Acaba

Sâdece

O suç kendisinin midir?

Yoksa

O suç

Hem toplumun,

Hem birkaç insanın,

Hem bir gurubun

Ya da bir insanın mıdır?

Ya da tüm toplumun

Onu o zarara

O suça,

O kötülüğe iteklemek,

Onu

O suça sürüklemek gibi,

Onu

Oraya doğru,

O suça doğru,

O kötülüğe doğru yönlenmesine

Katkıda bulunmak gibi,

Tüm bunlara sebep olmak gibi

Bir katkısı olmakta mıdır?

İnsanların hepsinin olmasa da

O birçok insanı

Suç işlemeye yönlendiren,

Suç işlemesine sebep olan

O şeylerden birisi de

Bir insanın

Veya

O diğer insanların,

Hatta toplumun

Ve

Hatta

Hükümetlerin

O yanlış tutumları

Ve hatalı hamleleri,

Haksız yasaları,

Suskunlukları,

Umursamazlıkları,

Bana ne aman demeleri,

Tavır ve davranışları olabilir mi?

Yaptıkları

Ve hâlen yapmaya devam ettikleri

O haksızlıkları olmakta olabilir mi?

Hâlen

Şu insanlığın

Yapmaya devam ettiği

Adaletsizlikler olabilir mi?

İnsanları suça yönlendiren,

İnsanı kötülüğe yönlendiren

O birçok sebep bunlar

Veya bunlardan bir kaçı olabilir mi?

Bunu kayıt dışı tutamazsınız,

Bu gerçeği saklayıp da

O tek kişiyi

Veya bir gurubu suçlamak

Hiç de dil değil,

Her insan,

Her bir hükümet görevlisi

Mutlaka kendisini sorgulamalı,

Kimse ak sütten çıkmış bir ak kaşık değil,

Siz günahsız değilsiniz,

Vicdanınız

Size bir savcı olarak,

Size bir hâkim olarak yetmektedir,

Yeter ki

Onu,

O vicdanınızı

Baskı altında tutmayınız,

Unutmayınız ki

Bir gün

Sizin de kapınızı,

Sevdiklerinizin de kapısını

Bir kötülük çaldığında,

Ateşin düştüğü yeri

Nasıl yaktığının

O gün farkına varacaksınızdır,

O gün gelmeden önce

Her bir insanın

O her bir hükümetin

Erdemlice bir yaşantı bilincini

Hem kendilerine,

Hem de insanlığa öğretmesi,

İçselleştirmesi gerektirmektedir,

Yoksa

Öğle bir ilerleyiş ile ilerliyor ki suç ve kötülük,

Onun önünde çelikten dağları olsa devrilir,

Karar sizin,

Ben gerçekleri fark edin istedim,

Gerçekleri fark etmek hayatını kurtarabilir.

Her kararınız yaşamınızı etkiler…

 

Düşün ki

Silahın da on beş kurşun var

Ve kim kime üstün gelirse

Mantığı mı daha doğru,

Yoksa

Gerçekte

Faydalı,

Sağlıklı bir fikrim var

Diyerek,

O faydalı fikri paylaşıp,

Kavgasız savaşsız

Hepimiz

O faydalı fikirlerden faydalanalım,

Ve böylece de

Kimseler zarar görmeden

Hep birlikte 

Mutlu olalım

Mantığı mı daha doğru

Ve böyle bir mantık mı daha dürüst,

Daha doğru olurdu,

Ya da

Her iki hamle de

Ve her iki mantık da

Yerine

Ve zamanına göre,

Koşullarına

Ve oluşabilecek şartlara göre

Bu her iki görüş de daha doğru

Ve daha mantıklı mı olurdu,

Peki,

Sizin kararınız ne olurdu,

Şunu da unutmayın ki

Kişi,

İnsan,

Hükümetler,

Demokrasiler

Daima ektiklerini

Er ya da geç biçeceklerdir,

Ne gibi kararlar,

Ne gibi tercihler yaptığınıza

Çok dikkat edin

Çünkü verdiğiniz her bir karar

Geleceğinizi,

Yaşamınızı,

Mutlu olup olmayacağınızı,

Huzurlu yaşayıp yaşamayacağınızı,

Sağlıklı kalıp kalamayacağınızı,

Zengin olup olmayacağınızı belirlemektedir,

Başarıp başarmayacağınızı belirlemektedir,

Aldığımız her bir karar

Ve her bir tercihimiz,

Sonrasında ki hamlelerimiz

Yaşamımızı etkileyerek

Şekillendirebilmekte,

Küçük ve basit bir örnek daha mı istiyorsunuz,

Alın size bir örnek daha,

Şöyle ki

Karşınıza iki gurup arkadaş ortamı çıksa,

Bir gurup neşeli,

Eğlenceli,

Cana yakın

Fakat

İnsanın bedenine ve ruhuna zarar verici

Bir takım kötü alışkanlıklar kullanmakta,

Eroin, esrar, sarhoş edici aşırı içki, sigara gibi,

Bir takım alışkanlıklar edinmiş

Ve bu alışkanlıklarını da

Kendileri ile arkadaşlık kuranlar ile paylaşmayı

Onlara da önermeyi ısrarla desteklemektedirler,

Diğer bir gurup arkadaşlar ise,

Hem eğlenceli,

Hem dürüst,

Hem cana yakın,

Hem de kendilerine fayda sağlayan

Bir takım kitaplar okumaktalar,

Faydalı sanat faaliyetleri yapmaktalar,

Fayda getirici bilimsel araştırmalar gibi

Bir takım işleri kendilerine yaşam tarzı edinmişler,

Ve kendileri ile arkadaşlık kuranlara da

Bu çalışmalarını anlatarak sevdirmeye çalışmaktalar

Binlerce örnek vermek mümkün,

Peki,

O en yukarıda ki verdiğim örnek ile

Bu örnek konusunda sizler

Hangi mantığı,

Hangi fikri tercih etmeniz daha doğru olurdu, sizce…

Şimdi sizlerde örnekleri çoğaltmaya başlayabilirsiniz,

Unutmayınız ki alacağınız her bir karar geleceğinizi etkilemekte.

Öleceksiniz, elinizde ki güç el değiştirecek…

 

Şuna emin olmalısınız ki

İnsanların

Ve hükümetlerin ellerinde ki güç,

Kudret

Sadece ölünce değil,

Ölmeden önce de el değiştirmektedir,

Kadim tarih de

Bunun örnekleri

İbret dolu olarak ortadadır,

Kulağını ver o on binlerce yıldır ayakta kalmış olan

O taş duvarlara

Anlatsın sizlere neler olduğunu,

Ne gibi acılar yaşandığını,

Yapılan kötülüklerin,

Yapılan adaletsizlerin

Hiçbir kimsenin yanına

Asla kâr kalmayacağını…

Fâni olan

O hiçbir güç,

O hiçbir kuvvet,

O hiçbir hükümet,

O hiçbir saltanat

Ve fâni olan

O hiçbir kudret

Asla ve asla kalıcı değildir,

Er ya da geç ölmektedirler,

Devrilmektedirler,

Saltanatlar el değiştiriyor,

Hükümetler her ne yaparsanız yapın

Mutlaka el değiştiriyor,

Tanrılar bile ölüyor,

Sahte rabler ölüyor,

Sahte ilahlar ölüyorlar,

İnsanların biat ettiği

O sahte ilahlar,

O sahte rabler bile toprak olup dağılacaklar,

Zamanı geldiğinde

O her bir tanrı,

O her bir sahte rab,

O her bir sahte ilah,

O her bir kötülük

Sonbahar yaprakları gibi

Rüzgârların ellerinde bir oyanı bir bu yanı

Savrularak

Toprağın içerisine alacak kendilerini,

Bakınız

O yenilmez zannedilen

O yıkılmaz,

Devrilmez zannedilen ordulara bakınız,

Bir masal olup savrulmadılar mı?

Ellerinde mevsim rüzgârlarının...

O ordulara sahip olan

O ihtişamlı,

O görkemli imparatorlukların bile

O hükmettiği insanların nesilleri

Şimdi o yenilmez zannedilen

Ve yenilmiş,

Ve o yok olmuş,

Ve o masal olmuş imparatorluğun

O kirli sokaklarında

Başka-başka ülkeler kurup,

Masallar okuyarak,

Şarkılara söyleyerek,

Sarhoş olup naralar atarak

O imparatorluk sokaklarının

Üzerlerine kusup işiyorlar,

Üzerlerine kusup sıçıyorlar,

İşte sonuç,

Dedim ya

Zaferler el değiştirdi,

Değiştirecek de...

Dünya

Kış mevsimini yaza çevirmek için

Hiç durmaksızın görevini,

Hiç durmaksızın hamlelerini,

Hiç durmaksızın çalışmalarını yaparken,

Acaba sizler,

Peki,

Siz üzerinize düşen

O olması gereken

Faydalı ve doğru çalışmaları

Ve üzerinize düşen

Faydalı ve doğru olan hamleleri yapıyor musunuz?

Yoksa yapmıyor musunuz?

Lütfen bakarak

Şu geçmişten günümüze miras kalmış

Binlerce,

On binlerce yıllık yaşam alanlarına,

Düşünün,

Neyi yapıp yapmadığınızı düşünün asıl...

Dedim ya

O fâni olan

O hiçbir kimse yenilmez değildir,

O fâni olan

O hiçbir imparatorluk,

Hükümet yenilmez yok olmaz değildir,

Bakınız,

O gözle görülmeyen

Küçücük bir virüs

O yenilmez zannedilen orduları,

O yenilmez zannedilen liderlerin yaşamlarını

Yerle bir etmedi mi?

Mesih İsa’nın

On

Veya

O on bir havarisi

O yenilmez zannedilen

O yıkılmaz zannedilen,

O devrilemez zannedilen orduları,

Liderlerini,

Saltanatlarını,

Silahlarını,

Kuvvetlerini,

Hem de silahsız oldukları halde

Darmadağın etmediler mi?

Geçmişten,

Kadim tarihten sağlıklı ibret alamayan

O hükümetlerin,

O imparatorlukların,

O devletlerin,

O kavimlerin,

O insanların hikâyeleri

Büyük acılara,

Büyük kederlere düşmektedir,

İnsanoğlu dersini

Faydalı bir şekilde almadığı takdirde,

Gelecek nesiller

Ya arkalarından küfredip sövecek,

Ya da geleceğe

İyi faydalı bir miras bıraktığı için

Ona teşekkür edeceklerdir,

Her karar,

Her hamlemiz geleceğimizi etkiliyor,

İmparatorlukların

Ve hükümetlerin de her bir kararı

Kendilerinin

Ve içerisinde bulunan toplumların,

Varlıkların gelecek yaşamlarını

Etkileyerek şekillendirmektedir,

Unutmayınız ki

O eliniz de ki kudret kalıcı değildir,

O eliniz de ki güç,

Zenginlik kalıcı olmamaktadır,

Öğleyse

İnsanlar

Ve hükümetler olarak,

İmparatorluklar

Ve zenginler olarak

Daha iyi bir yaşam,

Daha sağlıklı,

Daha âdil bir yaşam,

Daha erdemli

Ve daha dürüst bir yaşam yaşamanın,

Bu yönde iyi tercihler yapmanın

Daha doğru olacağına

Sizde kanaat getirmelisiniz,

Çünkü doğru olan karar budur,

Gelecekte

Her bir varlık

Yaptıklarının

Ve yapmadıklarının hesabını

Mutlaka düşünmek zorunda kalacaktır,

Dedim ya

Herkes mutlaka ektiğini

Öğle ya da böyle biçecektir,

Öleceksiniz

Ve o asla ölmeyecek olan

Gerçek rabbin huzurunda toplanacaksınız,

Yaptıklarınızın

Ve yapmadıklarınızın hesabını vereceksiniz,

Şu tüm kadim tarihe baktığınızda

En doğru kararın

Erdemlice,

Adaletli olarak yaşamanın,

Bu faydalı olumlu yönde işler yapmanın

En doğru kanaat,

En doğru olduğunu

Aklını erdemlice kullanabilenler

Elbette anlayacaklardır…

Dedim ya

Mutlaka öleceksiniz,

Öğleyse

Dürüst, erdemli

İyi bir zengin olarak,

Dürüst, adaletli bir hükümet olarak,

Dürüst, adaletli bir imparatorluk olarak,

Dürüst, adaletli

Erdemli bir demokrasi olarak yaşamak

Çok daha doğru olmaz mıydı?

Elbette ki olurdu,

Dedim ya bu söylediklerimi ancak

Aklını erdemlice

Ve doğru olarak kullanabilenler

Elbette ki anlayacaklardır…

Karar sizin,

Hür düşünce, hür fikir olarak

Kimsenin kanatlarını

Ve kimsenin aklını kopartmış değilim,

Dedim ya

Karar sizin.

 

 

 

 

 

 

 

 

Zamanın kolları keskin bir bıçak...

 

Zaman denen o şey

Keskin bir makas gibi

Açmış kollarını

Ve tüm o kudret

Ve tüm o haşmeti ile

İhtişamı ile

Ve hem de

Ta öncesinden başlayarak

O geçmişimizi kesip

Hiç durmadan biçmektedir,

Hem de hiç acımadan yapıyor bunu,

O bir zâlim değil,

O üzerine düşen görevini yapmaktadır,

Artık bundan geriye

Ancak ve ancak

Arkamızda kalan

O 

Dikiş tutmaz dünler,

Dünler ile hiçbir bağlantımız kalmıyor

Hatıralar

Ve düşüncelerimizden başka,

Dönemiyoruz o düne,

Geçmişi değiştiremişyoruz,

Arkamızda

O 

Hiç bir terazinin,

Hiçbir terzinin

Ve hiç bir zaman,

Hiçbir vakit

Asla bir araya getiremeyeceği,

O hiç bir makinenin

Asla ve asla bir araya getiremeyeceği,

Yakasını bir araya getirip de

Asla ilikleyemeyeceği

Birçok günler,

Birçok dünler,

Birçok saatler,

Birçok vakitleri bırakmaktayız gerilerde,

Bakın arkanızda ki o kadim tarihe

Bunu sizlerde fark edeceksiniz,

Su gibi akıp geçmekte ömür

Öğle değil mi?

Duygularımıza,

Hislerimize,

Aklımıza

Ve kalbimize göre,

Acılarımıza,

Sevinçlerimize,

Düşüncelerimize

Ve mücadelemize göre çekilir

Veya çekilmez bir duruma geldiğini zannettiğimiz

O zaman denen şey,

O vakit denen şey

Açmış yine

Bakın da görün

O keskin makas gibi kollarını,

Yine bir an ötemizde

O her ne var ise

O keskin kolları ile kesmektedir,

Dünde,

Bir an öncesinde kalan

Tüm o bağlarımızı bizden kopartıp

O geçmişe hapsetmektedir,

Geriye dönüşü imkânsızlaştırmaktadır,

O hiç bir terzi makinesinin

Asla ve asla bir araya getirip de

Dikemeyeceği dünlerimizi

Ve geri getiremeyeceği geçmişimizi

Bizden kopartıp almakta,

Haydi,

Kolaysa eğer getirin getirebilirseniz

O geçmişte ki tek bir günü…

Görünen odur ki

Tek çare

Geleceğe emin adımlar ile

Geçmişten sağlıklı

İbretlik dersler çıkartarak yürümek,

Erdemli adımlarla

Şu güneş sisteminde ki dünyamız gibi,

Hem onun etrafında,

Hem kendi etrafında,

Hem de ikinci bir defa

Yine o kendi etrafında yarımdan

Biraz daha az bir dönüşle

Fakat daima ileri bir zamana yürümekte olan

O dünyamız gibi ileriye doğru ilerlemek zorundayız,

Bu gerçeğin bilincinde olarak

Hiç değilse

Erdemli adımlar,

Sağlıklı adımlar atarak yürürsek  

Hiç fena olmayacak

Öğle değil mi?

Kim bilir

Belki de geçmişe dönebilmek için

Birçok araştırma yapılmakta,

Bilim insanlarının araştırmaları,

Bu konuda ki meraklıların

Araştırmaları,

Kâşiflerin,

Bilim insanlarının,

Mucitlerin

O tüm icatları

O gelecekte insanoğlunun başına

Ne gibi faydalar

Veya da ne gibi belalar açacağı da

Büyük bir merak konusu

Öğle değil mi?

Fakat büyük bir gerçek daha var ki

Geçmişe giden bir kapı bulunmuş olsa bile,

Önemli olan

İnsanların doğru tercihler yapması değil mi?

Eğer doğru tercihler yapamayan bu insanların

O kapıyı,

Geçmişe giden o kapıyı bulduklarını bir düşünsenize,

Kim bilir başımıza, kendi başlarına,

Gelecek nesillerin, dünyanın

Ve tabiatın başına ne gibi felaketler getirecekler…

Her ne olursa olsun yine de zamanın

O keskin kollarından

O dün denen vakit asla kurtulamıyor,

Öğle değil mi?

O vakti satın alabilecek kudretin,

Zenginliğiniz var mı?

Yok, tabi ki de

O halde değerini bilin

Ve dosdoğru,

Erdemlice,

Âdil olarak yaşayın,

Ağzımızın tadını da bozmayın artık.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kitap ne için okunur...

 

Yalnızlaşmak için mi kitap okuyoruz,

Birbirimizden kopmak için mi?

Birbirimizi ötelemek için mi?

Birbirimizden nefret etmek için mi?

Birbirimize karşı

Adaletsizlik yapmak için mi?

Yoksa

Birbirimize karşı mükemmel,

Laubali

Ve saygısız laflarla sözlerle

Birbirimizi yaralamak,

Birbirimizi incitmek için mi?

Bununun için mi okuyoruz kitapları,

Okulları bunun için mi okuyoruz,

Ölümcül füzeler icat edip

Birbirimizin üzerlerine atmak için mi?

Ya da birbirimize zarar vermek,

Düşman olmak için mi?

Birbirimizin hürriyetine tecavüz etmek için mi?

Birbirimize

Hiç durmaksızın haksızlıklar,

Hileler yapabilmeyi öğrenmek için mi?

Ne için kitap okuyoruz,

Kimyayı ölümcül bir silah olarak

Nasıl kullanırız diye mi okuyoruz,

Mesela kavga etmek için mi evlenmekteyiz,

Bunun için evlenmeye gerek yok öğle değil mi?

Kavgaları bir kenara bırakıp

Mutlu bir hayat yaşamak içindir evlilikler,

Acaba insanlar kitapları

Evliliklerde,

İnsan ilişkilerinde

Birbirlerine karşı kullanmak amacı ile

Daha ne gibi kavgalar,

Ne gibi zararlar verebilirim diye mi okumaktalar,

Lütfen bir düşünsenize

Neden kitap okuyoruz,

Yapayalnız kalmak için mi?

Bunu bir düşünün lütfen,

Oysaki

Erdemli olmak için okunmalı değil mi kitaplar,

Erdemlilik birbirimiz ile

İnsani ilişkiler kurmak değil mi?

Dünya denen evimizi sağlıklı olarak korumak,

Ormanlarımızı korumak için değil mi?

İçilebilir sularımızı israf etmek için değil mi?

Ne için okuyoruz kitapları,

Çocuklarımızın,

Gelecek nesillerimizin hayatını

Zehirlemek için mi okuyoruz kitapları,

Fabrikaları bunun için mi kuruyoruz,

Şirketler savaş çıkartmak için mi varlar,

Kitaplarda bunlar mı yazıyor,

Lütfen düşünüp söyler misiniz?

Bizler neden kitap okuyoruz,

Faydalı kitaplarda yazan

O faydalı işleri,

Faydalı ilişkileri uygulamadıktan sonra

Ne önemi kaldı

Söyleyebilir misiniz?

Kitap okumanın

Ne önemi kaldı

Birbirimiz ile

İnsani ilişkiler kuramadıktan sonra,

Erdemli olamadıktan sonra

Ve birbirimiz ile

Erdemli ilişkiler oluşturamadıktan sonra

Kitaplarda ki bilgileri,

Hatta faydalı bilgileri bile

Bir eşek gibi heybemizde

Taşımaktan başka ne yapıyoruz.

Bir katır,

Bir kambur,

Keskin bir satır gibi,

Lütfen söyleyebilir misiniz?

Bizler neden kitap okuyoruz

Ve ya da

Bizler niye kitap okumalıyız,

Yalız kalmak için mi?

Kötülük yapmak için mi?

Erdemli olmak için mi?

Sevgilimize karşı şiddet uygulamak,

Onu her geçen gün

Daha fazla üzmek,

İncitmek yıpratmak için mi?

Arkadaşlarımıza

Ve dostlarımıza

Daha fazla ne kadar zarar verebilirim diye

Bir kısım bilgileri

Öğrenebilmek için mi?

Aile fertlerimizi

Bir canavar hâline

Nasıl getirebilirim diye mi okuyoruz kitapları,

Gıdaları suları zehirleyip

İnsanları hasta etmek için mi okuyoruz kitapları,

Savaşlar çıkartıp

İnsanlığı

Birbirinden nefret ettirmek için mi?

Gelecek nesillere

Hiç durmadan komşu ülkelerin toplumlarını

Bir öcü gibi göstermek için mi?

Hükümetleri

Hırsızların ellerine teslim etmek için mi?

Memur koltuklarına

Aptalları,

Merhametsizleri koymak için mi?

Câhilleri yönetici yapmak

Ve başımıza türlü belalar açsınlar diye mi?

Ne için okuyoruz kitapları

Lütfen söyler misiniz?

Toplumu ahlaksızlaştırmak için mi?

Yoksa kaderimizi erdemlice bilgece

Sağlıklıca yazmayı öğrenmek

Ve bu yolda birlikte emin adımlar atmak için mi?

Tek başınıza, iki kişi olarak

Ve daha fazla kişi olarak bunu bir düşünseniz

Hiç fena olmayacak…

Söyler misiniz?

Bizler neden kitap okuyoruz,

Baksanıza

Dünya evimiz

Ve kalp evlerimiz

Her geçen gün kirleniyor,

Zehirleniyor,

Aile hayatı zehir zemheriye dönüyor,

İnsan ilişkileri zehir zemheriye dönüyor,

İsterseniz yine son bir defa daha

Burada tekrar edelim,

Şöyle ki

Tek başınıza,

İki kişi olarak

Ve daha fazla kişi olarak

Lütfen bunu

Erdemli bir kafa ile

Bilinçli olarak,

Hep birlikte düşünseniz

Hiç fena olmayacak…

Söyler misiniz?

Bizler neden kitap okuyoruz,

Bizler neden kitap okumalıyız,

Bizler ne tür kitaplar okuyup

Ne gibi hamleler yapmalıyız,

Bizler neden kitap yazıyoruz,

Lütfen söyleyebilir misiniz?

Bizler neden kitap okuyoruz,

Birbirimize zulmetmek için mi?

Yoksa erdemli bireyler olup

Adaletli bir cemiyet,

Dünya sistemi oluşturmak için mi?

Peki,

Şu an

Karşımızda görünen

Manzaraya bakarak

Söyler misiniz?

Okuduğunuz kitapların

Sizleri

Ve dünyamızı

Getirdiği yer neresidir,

Lütfen bunu bir düşünün,

Şimdi yeniden soruyorum,

Şöyle ki

Büyük, kaliteli fikirler ile dolu

Ve çok değerli bir hazine olan

O faydalı kitapları

Bizler neden okuyoruz,

Evet,

Lütfen söyler misiniz?

Neden.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Boktan bir manzara…

 

Sizlere

Boktan bir manzaradan

Haber vereyim mi?

Şöyle ki

O birçok ülkede

İstihbarat teşkilatı,

Polisler,

Askerler,

Hâkimler,

Gladyatörler,

Silahlar,

Savcılar neden vardır

Biliyor musunuz?

Ben sizlere haber vereyim,

Şöyle ki

Haklarını

Haklı olarak arayan

O fakir toplumlara,

O fakir insanlara,

Faydalı 

Fakir emekçilere karşı;

O hırsız hükümetleri,

O hırsız politikacıları,

O hırsız zengin şirketlerin patronlarını

Korumak için vardırlar...

İşte

Ben

Böyle

Çirkin

Ve

Adaletsiz düzenin

Ta içine sıçayım…

Bu düzeni

Nesilden nesillere

Devam ettirmeye çalışan

O her bir sistemin,

O her bir insanın

Ta içine sıçayım…

Bunun için

Kurulan

O her bir okulun,

Bunun için yazılan

O her bir kitabın,

Bunun için çalışan

O her bir insan aklının

Ta içine sıçayım…

Dedim ya

O her insan

Er ya da geç

Bir gün ektiklerini

Ve ekmedikleri biçecek,

Elbet

O her bir insan

Hasat mevsimi geldiğinde

O hasadını mutlaka alacaktır,

O her bir insan

Mutlaka ölecek

Ve

Mutlaka

O yaptıklarının

Ve yapmadıklarının karşılığı

Onlara elbette

Gerçek rab eliyle verilecektir…

Ey iyi kalpli insanlar,

Çok çalışın

Ve gardınızı da ona göre alın,

Çünkü

Çok zâlim bir sistemin içerisindeyiz,

Kötü kalpli insan sayısı

İyi kalpli insanlara kıyasla

Çok fazla,

Erdemli kalmayı ihmal etmeyin,

O kötülere benzemeyin,

O kötü kalpli insanlara benzemeyin,

İyi

Ve erdemli insanları bulun

Ve onlarla

Erdemli ilişkiler içinde olun,

Erdemli dostlar,

Erdemli arkadaşlıklar biriktirin,

Cesur olun

Adaleti yaşatmak için

Ve sistemi adaletli bir sisteme çevirtmek için

Mücadele verin,

Mücadele veremeyen kazanamaz,

Mücadeleyi terk eden kaybeder,

Düşen kaybetmez,

Yaralanan kaybetmez,

Ölen kaybetmez,

Gerçek şu ki

Mücadeleyi ter edenler kaybederler,

Erdemli olmayı öğrenin

Ve erdemli bir mücadele verin,

İşte o zaman kazanacaksınızdır,

Hiçbir saltanat bâki değil,

Kudret,

Hükümetler,

Saltanatlar el değiştirirler,

Bu bir gerçektir,

Kendinizi eğitin

Ve erdemli ilişkiler içinde olun,

Erdemli adaletli dostlarla

Daha güçlü olursunuz,

Karşımızda adaletsiz hükümetler,

Adaletsiz sistemler var,

Adaletsiz ve bencil insanlar var karşımızda,

Güç ve zenginlik

Çoğunluk olarak onların elinde,

Şu boktan manzarayı

Birlik olup

İyi ile değiştirmek mümkün olabilir,

Mücadele verin, okuyun, kitap okuyun,

Erdemli dostlar edinin.

Haydi,

Kalın sağlıcakla.

 

 

 

Haksızlıklar kapınızı çaldığında…

 

Dünyaya, ülke yönetimlerine iyiliğin ve adaletin

Hâkim olmasını istiyorsanız,

Arzuluyorsanız eğer

İyi insanlar ile bir araya gelerek

Planlı bir çalışma ile

Erdemlice bir çaba sarf etmekten başka

Hiçbir çaremiz yok,

Bu çabayı sarf etmez iseniz eğer

Ne mi olur,

Ben size ne olacağını haber vereyim

Şöyle ki

Bir gün o tüm hızıyla yayılan

O tüm kötülüklerden haksızlıklardan bir kaçı

Sizin ve sevdiklerinizin kapısını çalmaya gelebilir.

 

                                  Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kişi sevdiği ile beraberdir… (Bir şarkı daha)

 

Kendimi

O bâzı günler

Alı koyamıyorum seni düşünmekten,

İşte o günlerden biri daha,

Bugün

İşte o günlerden birisi daha,

Yağmurlu bir mevsim

Ve sonbahar,

Arada bir yağmur yağdığı

Olmuyor değil hani

Yüzüme gözlerimden,

Başıma bulutlardan

Yağmıyor değil hani,

Düşünüyorum da

Meğer

Ne de çok sevmişim beni seni,

Peki,

Ya sen…

Şimdi itiraf ediyorum sana,

O her güzel hayâlime ben

Mutlaka senide yazardım,

Hatta

O her bir hayâlim de

Baş tacı olurdun sen,

Benim

Hayâlimdeki

O

En güzel yerlere

Seni ben yazıyordum

Fakat

Merak ediyorum da

Acaba

Ben senin

Hayâllerinin neresindeydim,

Arada bir hatırlana bir yerlerinde mi?

Yoksa

O en güzel köşesinde

Kalbinin her bir yerinde miyim?

Beni sevdiğini

Senin arkadaşların bana söylerlerdi,

Bunu bana

O en yakın arkadaşların

Arada bir karşılaştıkça,

Eskileri andıkça söylerlerdi,

Fakat

Olsun,

Yine de

Ben merak ediyorum

Acaba ben senin hayâllerinin

Neresindeydim,

Hayallerinin

Eğer o en güzel yerinde

Ben olmuş olsaydım,

Sen de biliyorsun ki

“Kişi sevdiği ile beraberdir”

Mantığından yola çıkarak düşünüyorum da

Yanında,

Yanı başında,

Yanımda olmalı değil miydin?

Sen benim

Şu yanı başımda olmalı değil miydin?

Bana hep sorulurdu

Neden senden uzaklaştığım çok defa,

Susardım söylemezdim,

Fakat

İşte

Tamda bu sebeple,

Sevdiğini söylerdin

Fakat

Sen yanımda olmazdın,

Unutma ki

‘Kişi sevdiği ile beraberdir’

Şimdi bir bak etrafına

Kimlerlesin,

Kiminlesin,

Unutma ki

‘Kişi sevdiği ile beraberdir’

Bak şimdi etrafına

Kimlerlesin.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Seviyorum seni... (Bir şarkı daha)

 

Seviyorum seni

Her sabah

Yeni bir umutla başlayıp güne...

Ne zaman seni düşünsem

Güzelleşiyorum

Onca çirkinliğine rağmen

Şu insanlığın,

Mesela

Yeniden başlıyorum hayata,

Daha bir sıkı tutunuyorum yaşamaya

Ve

Sana

Daha bir aşkla geliyorum,

Daha bir tutkuyla gülümsüyorum,

Daha bir

Dik duruyorum acılara karşı,

Seviyorum seni...

Ne zaman seni düşünsem

Ruhumu saran

O

Tüm hastalıklardan iyileşiyorum,

Mesela

Ne zaman seni düşünsem

İçerimde çölleşen

O tüm yaşam sevinci yeniden

Şu içerimde

Can buluyor,

Böylece,

Hayata

Ve sana

Daha bir sıkı tutunuyorum

Sevgilim...

Seviyorum seni,

Güne bakan

O ayçiçekleri gibi

Senin yüzüne dönüp

Aydınlanıyorum,

Erdemleşiyorum,

Ağzımın tadı güzelleşiyor,

Böylece,

Daha güzel bir insan oluyorum sevgilim,

Ne zaman seni düşünsem

İniyor damla damla yağmur

Tenime,

Toprağıma can veriyor,

Ağaçlarım

Şifalı meyveler büyütüyor dallarında,

Ne zaman seni düşünsem

Rüzgârlar döllüyor çiçekleri bir-bir

Yeni bir doğuma hazırlayarak mevsimleri,

Ben de sana geliyorum sevgilim,

İçerimde ki tüm o coşku ve istekle

Sana koşuyorum,

Atların kırlarda koşmaları gibi

Bende sana koşuyorum,

Tabiatı güzel kokular sarıyor birden

Sen geldiğinde şehrime,

Sen geldiğinde fikirlerime,

Hayatımın o

Her bir şeyi cennete dönüşüyor,

Acılar unutuluyor birden,

Seviyorum seni...

Ne zaman seni düşünsem

Daha bir cesur oluyorum

Karanlıkların

Ve insanların içinde ki

O her bir cinayete karşı…

Seviyorum seni,

Dur,

Lütfen,

Şiirim

Tükenmeden

Henüz daha gitme

Benim şu

Sana aşk dolu

İçerimden,

Kalbimden sevgilim...

Seviyorum seni.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazar şair nafiz coşkunun yayınlanan tüm kitaplarının isimleri

...

1: Kelebek mevsimi ve saklambaçlar şehri…

2: Elma kokuları ve yağmur zamanı…

3: Azap yağmurları…

4: Sevgili nâna ve mektupları…

5: Papatya mevsimi…

6: Gece yürüyüşü…

7: Sevgili tutya ve mektuplar…

8: Sürgün şehir…

9: Su kavmi ve Ruhûl Kudüs...

10: Şafak gemisi…

11: Gemileri yaktım Aşk ülkesinde…

12: Sürgün çocuklar…

13: Siyah incir ve mavi kelebek…

14: Sofia filo ve mektuplar…

15: İstanbul da sanat ile aşk…

16: Afili yalnızlıklar şehri…

17: Şairler anarşist olurmuş…

18: Sular kesti kılıçları…

19: Kafa kâğıdı…        

20: Hikmet ve felsefe…

21: Olmak ya da olmamak…

22: Papirüsler…

23: Meleklerin şehri…

24: İstanbul’un kanatları altın da…

25: Kırmızı yağmurlar…

26: Sobe, körebe ve saklambaç…

27: Bakır cezve…

28: Kaldırımda demlenen fikir…

29: Senfoni gülüşü…

30: Sevgiliye senfoni ve aforizmalar.

31: Ölümsüzlük senfonisi ve Felsefik yazılar.

32: Felsefe ile şiirin buluşması.

33: Çirkin kral ve fikir yazıları.

34: Ölü şairler mezarlığı.

35: Cennetin çocukları.

36: Şairler kenti ve aforizmalar.

37: Kelebekler şehri ve Felsefik notlar

38: Tutsak melekler ve fikir yazıları…

39: Şair korsanlar ve aforizmalar… 

40: Şehrin azizleri ve Felsefik yazılar…

41: Sofia filo ve aforizmalar…                            

42: Faili meçhul sevdalar ve aforizmalar…

43: Kırmızı balık ve aforizmalar…

44: İhbarlanmış aşklar ve Felsefik notlar…

45: Kılıçlar ve kalemler…

46: Pur si muove ve aforizmalar…

47: Şairlerin ölüm dansı ve aforizmalar…

48: Düşmanlar ve sevgililer…

49: Soprano ve kanlı sözler…

50: Kurşun askerler ve aforizmalar…

51: Ölüm öpücüğü ve aforizmalar…

52:Kale düştü ve felsefik yazılar…

53:Şairin kurşun kalemi ve aforizmalar…

54: Şairin seyir defteri ve aforizmalar…

55: Kartal yuvası ve aforizmalar…

56: Kelimelerle dans ve aforizmalar…

57: Yalnızlık senfonisi ve aforizmalar…

58: Aksiyon ve aforizmalar…

59: Aşk yasası, Aşk diyalektiği…

60: Sinekler lordu ve aforizmalar…

61: Kod-adı şair ve aforizmalar…

62: Su akar yatağını bulur…

63: insan ilişkileri ve aforizmalar… (karma)

64: Sokrates’in intikamı ve aforizmalar…     

65: Cehennem melekleri ve aforizmalar…       

66: Aşk töreni… (karma)

67: Arıkovanı ve aforizmalar…

68: Cadı kazanı ve aforizmalar…

69: Şairin intikamı ve aforizmalar…

70: Cadı avı ve aforizmalar…

71: Gümüş köpek balığı…

72: Ölüler şehri ve aforizmalar…

73: Taçsız kral ve aforizmalar…

74: Zehirli sarmaşıklar…

75: Mücadele sanatı ve aforizmalar

76: Kıyamet sancısı ve aforizmalar…

77: Aslanların öğretisi ve aforizmalar…

78: Kartalların öğretisi ve aforizmalar…

79: Kurtların öğretisi ve aforizmalar…

80: Katil balinanın öğretisi ve aforizmalar

81: Bilgelerin öğretisi ve aforizmalar…

82: Kalemşörler ve aforizmalar…

83: Şairlerin senfonisi ve aforizmalar…

84: Kafes demokrasisi ve aforizmalar…

85: Kukla demokrasisi ve aforizmalar…

86: Cehenneme hoş geldiniz… Aforizmalar…

87: Âraf da bir şair ve aforizmalar…

88: Tanrıların savaşı ve aforizmalar…

89: Rönesans ve aforizmalar…

90: Şair Hamlet’in intikamı ve aforizmalar…

91: Şair, Tiranlara karşı ve aforizmalar…

92: Şair, Matrix’e karşı ve aforizmalar…

93: İnsanlar, deliler ve aforizmalar…

94: Hayvan terbiyecisi ve aforizmalar…

95: Kaos düzeni ve aforizmalar…

96: Kuzey ışıkları ve aforizmalar…

97: Cesur yürek ve aforizmalar…

98: Kumpas hayatlar ve aforizmalar…

99: Gladyatörler ve aforizmalar…

100: Dolunay ve aforizmalar…

101: Cadılar, kuzular ve aforizmalar…

102: Cumhuriyetin öğretisi ve aforizmalar…

103: Öfke, bilgelik, erdem ve aforizmalar…

104: Çakalların öğretisi ve aforizmalar…

105: Tabiatın öğretisi ve aforizmalar…

106: Karıncaların öğretisi ve aforizmalar…

107: Ağaçların öğretisi ve aforizmalar…

108: Kızılderili kabilelerinin öğretisi ve aforizmalar…

109: Balarılarının öğretisi ve aforizmalar…

110: Kelebeklerin öğretisi ve aforizmalar…

111: Demokrasinin öğretisi ve aforizmalar…

112: Hırsızlar kralı ve aforizmalar…

113: Hasat mevsimi ve aforizmalar…

114: Senkronize hayatlar ve aforizmalar…                   

115: Mahşerin dört atlısı ve aforizmalar…

                

 

                           

 

                  

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİTAP ADI: ÇAKALLARIN ÖĞRETİSİ VE AFORİZMALAR... Kitap 104: author poet phılosopher yazar şair Nafiz coşkun.

KİTAP ADI: ÖLÜLER ŞEHRİ VE AFORİZMALAR... (kitap: 72. author poet yazar şair Nafiz coşkun)