KİTAP ADI: KELEBEKLERİN ÖĞRETİSİ VE AFORİZMALAR... (Kitap: 110. Kelebeklerin öğretisi ve aforizmalar... Author Poet philopsoher Nafiz Coşkun)
Felsefik yazılar, Aforizmalar, fikir yazıları, makaleler, şiirler, Aşk, jurnaller, kişisel gelişim, hikmet, sanat, sonnet, terapi, Sosyolojik ve psikolojik tespitler.
♛ ♣ ♡
Kelebeklerin öğretisi ve aforizmalar... Kitap: 110.
☆☆☆
Bâzen onlarca kumandandan ve
politikacıdan daha çok
Faydalı ve erdemli iş yapar erdemli
bilge cesur bir şair…
Seçimleriydi insanı
iyi ya da kötü eden,
Kör aptal tâlih yoktu
aslında kalbinde kaderin de insanın…
Düşüncelerimin,
aforizmalarımın erdemleşerek olgunlaşmasın da ve hayatın içerisinde ki
zorluklara cenderelere karşı cesur duruşumu gardımı alışımda benden yardımlarını
geri çekmeyen meleklere teşekkür ediyorum. Ve o çok değerli tüm bilge hikmetli
sanat felsefe insanlarına teşekkür etmeği kendime aziz bir vasıf olarak
görmekteyim çünkü onlara gönülden teşekkür etmek bile benim gibi bir mücrimi
azizleştirebilir. Ben sadece iyi insan olmaya çalışan o aziz sanatkârım olan
Rab Allah’ın yarattığı Aşk ve erdem günahı işlemiş bir varlığım, sağlıcakla
hoşça kalın.
Nafiz
coşkun.
☆☆☆
Yazar şair düşünür ve
sanat insanı: Nafiz coşkun ile iletişim adresleri: e-posta: n.coskun006@gmail.com
Ve ayrıca daha çok
facebook Messenger,
Twitter ınstagram
linkedln pinterest adreslerinden ulaşabilirsiniz.
Bu ve tüm
kitaplarımın telif hakları, basım, yayın, satış hakları Nafiz Coşkun’a aittir.
İzni alınmadan kitabın tümü, ya da bölümleri, mekanik, elektronik, manyetik ya
da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, bastırılamaz, medyada okunamaz, şarkı türkü
yapılamaz.
…
Baskı
Ofset baskı merkezi
/
Matbaa sertifikası
ISBN:
☆☆☆
Felsefik yazılar,
Aforizmalar, fikir yazıları, makaleler, şiirler, Aşk, jurnaller, hikmet, sanat,
kişisel gelişim, terapi,
Sosyolojik ve
psikolojik tespitler ve sonnetlerin sayfa numaraları:
…
Sayfa: 7.
ŞAİRİN(kendimin)SANAT TARZI
Sayfa: 9: Onur ve gurur… (sonnet)
Sayfa: 10: Sorgulayın…
Sayfa: 14: İntikam alınmak için
vardır… (sonnet)
Sayfa: 15: Aklınızda kalsın gerek
duyabilirsiniz…
Sayfa: 17: Hayallerimiz ve biz…
Sayfa: 20: Kimlere kul köle
olduğunuzun farkında mısınız?
Sayfa: 24: Sitemler ve sistemin
elindeki yular…
Sayfa: 29: Sırlar, gevezeler,
suskunlar ve demini alamamışlar.
Sayfa: 32: Erdemli hikmetli aklın
hâkimiyeti ve duygularımız…
Sayfa: 37: Neden erdemsiz
kararların kurbanı oluyoruz…
Sayfa: 43: Aslanlar birlik kurana
kadar…
Sayfa: 45: Zihnimizde ki ve
hayatımız da ki gürültüler…
Sayfa: 49: Gelen fırsatlar ve
fırsat oluşturmak…
Sayfa: 51: Yerine ve kişiye göre
hamle yapmak…
Sayfa: 53: Yerine, zamana ve
kişisine göre hamle yapmak…
Sayfa: 55: Tiyatro dışında bir
tiyatro var ki gizemlerle dolu…
Sayfa: 59: Şu kış ayazının zemherinin
birde ilkbaharı var…
Sayfa: 66: Suçlu kim ve kimlerdir…
Sayfa: 70: Her kararınız
yaşamınızı etkiler…
Sayfa: 73: Öleceksiniz, elinizde
ki güç el değiştirecek…
Sayfa: 80: Zamanın kolları keskin
bir bıçak…
Sayfa: 85: Kitap ne için okunur…
Sayfa: 91: Boktan bir manzara…
Sayfa: 95: Haksızlıklar
kapınızı çaldığında… (sonnet)
Sayfa: 96: Kişi sevdiği ile
beraberdir… (Bir şarkı daha)
Sayfa: 99: Seviyorum seni… (Bir
şarkı daha)
Sayfa: 102: Yazarın
bugüne kadar azdığı kitapların isimleri…
Haksızlıklar kapınızı
çaldığında…
Dünyaya, ülke
yönetimlerine iyiliğin ve adaletin
Hâkim olmasını
istiyorsanız,
Arzuluyorsanız eğer
İyi insanlar ile bir
araya gelerek
Planlı bir çalışma
ile
Erdemlice bir çaba
sarf etmekten başka
Hiçbir çaremiz yok,
Bu çabayı sarf etmez
iseniz eğer
Ne mi olur,
Ben size ne olacağını
haber vereyim
Şöyle ki
Bir gün o tüm hızıyla
yayılan
O tüm kötülüklerden
haksızlıklardan bir kaçı
Sizin ve
sevdiklerinizin kapısını çalmaya gelebilir.
Sonnet… Nafiz
coşkun
☆☆☆
Nafiz derki:
…
Sevgili Mikel’e,
Cibril’e ve Şafağa ve sana
Ve senin için
sevgilim.
Sevgili İsrafil’e,
Ölüm meleği Azrail’e
ve Ruhûl Kudüs’e Teşekkür ediyorum.
Sonnet ve şiirlerimi,
tane-tane,
Yavaş-yavaş ve
yumuşak bir ses ile oku.
Fikir yazılarımı,
makalelerimi, aforizmalarımı,
Şiirlerimi,
sonnetolarımı, kelimelerimi, hikâyeciklerimi,
Jurnallerimi okurken
düşünerek oku!
Anlamak istiyorsan bu
dediklerimi yerine getirmelisin!
Ve unutma ki hikmetli
düşünerek okumak;
Erdemlilerin,
kibarların,
Asaletli,
Asil insanların aziz
bir vasfıdır, karakteridir, sanatıdır unutma!
Sonnet. Nafiz coşkun
☆☆☆
ŞAİRİN(kendimin)SANAT TARZI.
Bu yazıyı tüm
kitaplarımın baş sayfalarına yerleştiriyorum!
Beni ve sanat şiir
tarzımı anlayabilmek için bu yazımı lütfen dikkatlice kendiniz ya da karşılıklı
bir insanla okuyunuz ki benim yazmış olduğum eserlerimi daha iyi anlayabilmeniz
mümkün olsun. Kendisine yazar şair düşünür ve sanat insanı unvanlarıyla
seslenen o akılcı romantik adamın yani benim ne tarzda yazdığımı, nasıl bir
nazm ölçü kullandığımı şu ifadelerle beyan etmek istiyorum. Şu aziz iki cümleyi
çok irdeledim, olmak ya da olmamak ile anlamak ya da anlamamak cümlelerini. Ve
anladım ki bu iki aziz cümle beyni dolmaya başlamış bir insanın tüm hayatını
şekillendiren kafa kâğıdıdır, ruh haritasıdır. Düşün ve anlamaya çaba göster,
olmak için ise bilgi ile meseleleri anlamak gerektiğine inandım daima. Şiiri,
felsefeyi, fikirlerimi, telkini sonnet kalıbında, sonnet nazmın da
birleştirdim, ha bu arada hatırlatmak isterim ki zâten kaliteli bir şiirin
fikirsiz felsefesiz olması mümkün değil. Bazen de kimi yazılarımda sokak
lisanını kullanmayı ihmal etmedim çünkü sokağın ayrı bir lehçesi vardır bunu
inkâr edemem, iyi ya da çirkin sokağın o çok farklı argosunu bile kullandığım
oldu. Her bir aklın, her bir anlayışın anlayışına göre anlatmaya çalıştım ve o
sokak şairi üslubu yanında birde salon şairi ile aforizmacıların lisanını
kullanmayı da ihmal etmedim. Bazen insanların o geçmişten bugüne hiç değişmemiş
aynı olan ezberlerini bozmuş oldum bu farklı yazılarımla, bu farklı sanat
tarzımla. Çoğunlukla bazen de insanların düşünce güçlerini artırmaya çalıştığım
oldu. Hem sokak lisanını, sokak felsefesini ve hem de yüksek akademi lisanının
felsefesini kullanmayı kendime has bir tarzda uygun gördüm. Aynı kitap
içerisinde hem Sonnet’i, şiiri, makaleyi, jurnal yazılarını ve bazen de minik
hikâyecik roman kokulu yazılarımı ve ayrıca laubali bir lisan tarzını da ihmal
etmeden kullandığımı yazılarımda göreceksiniz çünkü kötülüğe karşı laubali
olmamak mümkün değildir erdemli bir insan için. Ve hatta çok basit anlatılar
ile süslenmiş şarkı sözü olabilecek dizeleri, şiirleri, Aşk’ı, Hikmet’i,
kavgalarımı, hatalarımı, pişmanlıklarımı, halkımı, birbirinden çok farklı insan
kalıplarını, farklı kültürdeki insanların isyanlarını, sohbet şiir
kültürlerini, yalnızlıklarını, zaferlerini, yenilgilerini, umutlarını ve birçok
şiirde olduğu gibi karamsarlığı değil, tam tersine insanları karamsarlıktan
çıkartabilmenin uğraşısını göreceksiniz yazılarımda. Biliyorsunuz ki felsefi
bir mesele üzerinde hikmetlice düşünmeye çalışmak insanın düşünce gücünü
artırıyor. Ve işte bende Felsefik yazılar ile yoğurduğum mayaladığım şiir
sonnet sanat düşünce fikir hamurumu kendime has yepyeni bir modern sanat
tarzında sizlere ikram ediyorum, isteyen alabilir, alırsanız eğer zararlı asla
çıkmayacaksınız emin olabilirsiz, çünkü ben de sizler gibi iyi bir insan olmaya
çaba gösteren bir varlığım.
Yeniden kısaca tekrar
etmem gerekirse eğer, Tüm eserlerimin kitaplarımın tarzı şöyle ki yazılarımın
büyük bir bölümünü, fikirlerimin bir kısmını sonnet kalıbı nazmında, şiirsel
kendime has Felsefik hikmetli dokunuşlarla yazdım. İşte bu bana has nazm ile
tarz birleşince dünyada bir ilk oldum desem yeridir. Ayrıca bu nazm tarz
birleşmesiyle yazılan bazı eserlerimin okunuşu konuları gibi zor, ağır
gelebilir bazılarınıza. Lütfen yazılarımı daha dikkatli, yavaş ve seçici,
tane-tane, düşünerek okuyunuz, anlamadığınız kelimelerin manaları için lütfen
sözlüğe bakınız, bir kelime insan vücudundaki iskeletin parçası gibidir
anlamını bilmeden okuyup geçerseniz hiçbir fayda göremezsiniz, zarara girmez
erdemliler, kısacası ben Şiirle felsefeyi birleştirdim!
Onur
ve gurur…
Bilge
şair dedi ki onur ve gurur kelimesinin
Anlamları
birbirine karıştırmayın...
Örnek
verecek olursak eğer, mesela
Zaten
öleceksin o halde hayatında
Erdemli
bir mücadele vererek yaşa,
İşte
onur denilen gerçek
O
mücadeleyi yerli yerinde
Ve dosdoğru
olarak yapmaktır,
Geri
çekilmek strateji için ise eğer
Bir
süreliğine o da uygundur…
Pes
etmek mi?
O ise ancak
aptallık, korkaklık, alçaklık olurdu,
Gurur
mu?
O da
ise ancak bencillik ve aşırı bir kibir hastalığıdır.
Sonnet…
Nafiz coşkun
Sorgulayın...
Sorun
kendinize,
O kim
yarı çıplak gezer bu dünyada,
Evet,
Bu
dünya da
Kimler
yarı çıplak gezerler
Diye
sorun kendinize,
Ben
size söyleyeyim,
Şöyle
ki
Birincisi
Mecburiyetten
dolayı olanlar,
Ve
fakirlerdir,
İkincisi
ise
Menfaat
ve çıkarları için
Kendisini
O
zenginlerin cinsel şehvetine
Fark
ettirmek çabasına giren
O bir
kısım
Kadınlardan
başkası değildir…
Bakın
Kaç
kişi kalmış
Fakir
düştüğünüzde
Elini
yardım için,
İsteyerek
ve bilerek,
Sevgi
ile uzatan etrafınızda,
Bakınız
lütfen kaç kişi kalmış,
Lütfen
bir bakın,
Anlamaya
çalışın,
Unutmayın
Ve
aklınızdan çıkartmayın ki
Geleceğe
en iyi yatırımlardan birisi de
Erdemli
dostlar biriktirmektir,
Erdemli
Dürüst,
Ahlaklı
bir sevgili edinmektir,
Para
kazanabileceğiniz işleri tanımak,
Yetenekler
edinmektir,
O
erdemli dostları kaybetmemek için,
O
erdemli
Ahlaklı
sevgilinizi,
Eşinizi
kaybetmemek için de
Kendinizin
de erdemli
Ve
güzel ahlaklı kalması
En
doğru kararlardan birisi olacaktır,
İşte
en iyi,
En
anlamlı yatırımlardan birisi de budur,
Erdemli
dostlarınıza,
Erdemli
sevgilinize karşı
Maddi
Ve
manevi olarak
Asla
ve asla cimri olmayın,
Eğer
sizi bir gün terk edecek olurlarsa da
Asla onlara
yalvarmayın,
Hayat
onlarsız da
Ve
yeni bir hikâye ile de yaşanabilir,
Bunu
asla unutmayın,
Hem
ayrıca
O eski
hikâyeler sona ermeden
O yeni
hikâyelere
Çok
zaman yer kalmıyor,
Bırakın
yeni bir hikâyeye
Yer
ayrılsın,
Yer
açılsın hayatınızda,
Bırakın
giden gitsin,
Sizler
erdemli,
Güzel
ahlaklı,
Adaletli
kaldığınız sürece
Bırakın
giden gitsin,
Fakat
Hayatınızdan
gidenleri sorgularken de
Onlara
karşı
Kendinizin
de erdemli dürüst olarak
Hareket
ettiğinize emin olup olmadığınızı muhasebe edin,
Eğer
hatalı iseniz,
İşte o
zaman gidenin gitmemesi için
Kendinize
bir güzel çeki düzen verin,
Sizler
yeter ki
Erdemli
yaşamayı öğrenin,
İşte o
zaman
Neyi
Ne
zaman yapmanız
Ve
nasıl yapmanız gerektiğine
En
doğru kararı verebilecek kıvam da olacaksınız,
Siz
yeter ki
Erdemli,
dürüst ve âdil olarak yaşamasını öğrenin,
Gerisi
elbet de gelir, nasıl mı?
Baksanıza,
‘gece’ denen vakit görevini dosdoğru yaptığı için
O
‘aydınlık’ denen vakit de daima peşi sıra gelmiyor mu?
Dedim
ya
Sizler
yeter ki
Üzerinize
düşen görevlerinizi yapın,
O
‘gece’ denen vaktin
Hemen
sonrasın da gelen
O
‘aydınlık’ gibi
Sizlerin
O
erdemli gayretleri,
Erdemli
hikmetli çalışmaları sonucunda,
Erdemli
yaşantınız sonucunda
Elbette
Peşiniz
sıra
O
birçok güzel şey,
O
güzel olan hayat ile beraber
Size
mutlaka gelecektir,
Sizler
yeter ki
Erdemlice
yaşamanın gayretinde olun.
İntikam
alınmak için vardır…
Beni
aldatmayın,
Beni
aptal yerine koymayın,
Bana
adaletsizlik yapmayın
Ve
bana haksızlıklar yapmayın,
Ölümünüz
Benim
elimden olmasa bile
Elbette
bir gün
Ve
mutlaka
Hepiniz
öleceksiniz,
Şeytani
günahlarınız ile
O
ebedi cehennem içine girmeniz,
Benim
En
büyük intikamım olur
Böylece.
Sonnet… Nafiz coşkun
Aklınızda
kalsın gerek duyabilirsiniz...
Karanlıklardan
korkmuyorum diyerek
Öğlece
bodoslama
Salmayın
kendinizi karanlıkların
İçerisine,
içerisine doğru,
Işık
kullanmak gerekir,
Kardeşim
sen sağır mısın?
Işık
diyorum,
Aydınlık
diye bir şey var diyorum,
Işık
kullanmayı ihmal etme diyorum,
Çarparsın
sağa sola da,
Yaralarsın,
Acıtırsın,
Kanatırsın
bir yerlerini,
Aptal olma
kardeşim,
İnsan
kardeşim
Sana
sesleniyorum,
Diyorum
ki
Aptal
ve câhil olma,
Işık
kullan diyorum,
Çarparsın
sağa sola,
Yaralar,
Kanatır,
Acırsın
hayatını,
Bilgelen,
Aydınlan
faydalı kitaplardan diyorum,
Bu
ışık hem mecazen
Ve hem
de söylenildiği üzeredir,
Aydınlan
diyorum insan kardeşim,
Aydınlan
artık,
Bir
canavara dönüşüyor
Aydınlanmadığında
insan,
Dünya
evini
Ve
insan kardeşlerini
Hiç
acımadan
Kederlere
boğuyor aydınlanmadığında insan,
Hiç
acımadan yok ediyor
Aydınlanmadığında
insan,
Bir de
aydınlandığını zannedip
Cinayet
işlemesi yok mu o aptal ve câhilin,
Birde
erdemleştiğini zannedip
O
erdemliliğe aykırı olan
Tüm o cinayetleri
Hiç
düşünmeksizin
İşlemeye
başlaması yok mu o aptal ve câhilin,
İşte
en kötüsü de bu değil mi?
Aydınlan
artık,
İnsan
olabilmeyi öğren artık,
Hem
ayrıca
Cinayet
denen,
Adaletsizlik
denen,
Haksızlık
denen,
Erdemsizlik
denen
O
hiçbir şey insanlıktan değildir,
Öğren
artık bunları,
İnsan
olabilmeyi
Ve
insan kalabilmeyi öğren artık
Ey
insan kardeşim.
Hayallerimiz
ve biz…
Beklediğimiz
gibi çıkmıyor hayat,
Yaşamak
istediklerimiz ile
Yaşadıklarımız
Çok
zaman birbirinden farklı olabiliyor,
Endişe
doluyor bazen içerisi insanın,
Gelecek
kaygısına düşüyor
Baktıkça
Kötü
çirkin manzarasına
Şu
dünya insanlığının,
Ben
derim ki
Zorluklar
karşısında
Hemen
öğle söndürmemeli umudunu
Ve
söndürmemeli gayretini iyi insanlar,
Biliyorum
Ve
farkındayım,
Hayallerini
seyreder
Ve
istemediği bir hayatı yaşar
Çok
zaman insan,
Şu
aptalı
Ve şu
câhili çok dünyada,
Sevmediği
insanlar arasında
İstemediği
Bir
hayatı yaşar
Birçok
zaman insan,
Fakat
Ben
derim ki sana
Pes
etmemelisin,
Hem
baksanıza,
Az da
olsa başardı
O
birçok insan,
O bir
kaç hayalini yaşamayı başardı,
Sen de
başarabilirsin,
Hem
ayrıca
O
mücadeleden vaz geçersen eğer
Sende
biliyorsun ki
O hiç
sevmediğin mekânlarda,
Sevemeyeceğin
yerlerde,
Asla o
sevemeyeceğin insanların
O yapmacık,
Dürüst
olmayan karakterlerine bakıp
Acı
çekmeye devam edersin,
En
doğru karar
O sevebileceğin
hayat için
Erdemli
Ve
kararlı bir şekilde,
Sabırla,
Planlı
olarak
Mücadele
vermek olmalı,
Sen
başarabilirsin,
Belki
O her
bir istediğin hayaline ulaşamayacaksın
Fakat
En
azından
O
güzel faydalı hayallerinin
Birkaç
tanesine ulaşabilirsin,
Daima
kötüler mi başaracak,
Elbette
ki hayır,
Senin
gibi iyi kalpli insanlarda
Mutlaka
başarabilir,
Sen
başarabilirsin,
İyi ve
sağlıklı bir hayat için
Erdemli
bir gayret içinde olarak,
Sen başarabilirsin…
Düşenler
kalktılar,
Sen de
kalkabilirsin,
Yorulanlar
dinlendi
Ve
yeniden yollarına devam ettiler,
Sen de
yoluna devam edebilirsin,
Korkup
geri duran o birçok insan
Cesaret
buldu
Ve
ilerledi,
Sen de
yolunda ilerleyebilirsin,
Sen
yeter ki
Erdemli
yaşamanın,
Erdemli
yetenekler edinmenin gayretinde ol,
Onlar
başardılar,
Sen de
başarabilirsin.
Kimlere
kul köle olduğunuzun farkında mısınız?
Onlardan,
O
tanrılarınızdan bir iltifat,
Bir
iltifatcık almaktan,
Hatta
o iltifatı
Alabilmek
için
Birçok
zaman
Birbirinizle
büyük bir yarışa,
Birbiriniz
ile
Büyük
kavgalara bile girişebiliyorsunuz,
Bu
yaşam tarzınızla da
Mutluluk
duyan
Zavallılar
hâlina gelmektesiniz,
Birer
koyun sürüsünden farkınız
Kalıyor
mu acaba,
Bir
düşünmek gerekir,
Hatta
ve hatta
Şöyle
düşünenlerin bile sayısı
Küçümsenemeyecek
kadar çok,
Şöyle
ki
Bizler
kendimizi
Doğru
dürüst yönetmeyi başaramıyoruz diyerek
İyi
kötü ayırımını başaramadan
Sizin
hayatınızı yönetmek için,
Kararlarınızı
belirlemek için
Kendinize
birer,
İkişer,
Hatta
daha çok
Çobanlar
tâyin ediyorsunuz,
Çobansız
olarak
Doğru
düzgün hareket bile edemeyen
Sürüler
durumuna gelen bir toplum oldunuz,
Ne
erdemlice,
Ne
akıllıca,
Ne de
hikmetlice karalar alamayan,
O
karaları bir kısmınız alsanız bile,
O
câhillerin aptalların
Sayıcı
çokluğu sebebiyle
O
kararlarınızı
Azınız
hariç
Bir
türlü hayata bile geçiremiyorsunuz,
Güler
misiniz?
Ağlar
mısınız?
Nasıl
bir toplum içinde kalmışız…
Tanrılar,
Sahte
rabler,
Sahte
ilahlar
Ve
bunların hükümetleri
Size
zulmeder,
Sizden
çalarlar,
Mallarınızı,
Mülklerinizi
eksiltirler,
Oysaki
Gerçek
Rab
Size
zulmetmez,
Sizin
yapmanız gereken
Ancak
İyi
anlamda,
İyi
ile kötünün arasını ayırabilmek anlamında,
İyi
ile kötünün arasını ayırdıktan sonra
İyi
olanı tercih etmek
Ve bu
iyi tercihte
Kararlı
olmak anlamında
Kendinizi
Değiştirmeye
çabalamalısınız,
Kaderinizi
erdemli bir yaşantı ile
Değiştirmeye
gayret etmelisiniz,
Kendinizi
Kendi
elinizle
O
Sahte rablerin,
O sahte
ilahların,
O
tanrıların
Mutlu
Ve
modern köleleri durumuna düşürmeyin,
Aklını
Erdemlice
kullanabilen
O her
bir varlığın
Hürriyet
denen o gerçeği
İdrak
ederek
O
kendi yaşantısın da
Hayata
geçirmesi gerekmez mi?
Elbette
gerekir,
Her ne
kadar da
O
geçmiş kitaplarda
Hürriyet
denen o gerçeğin anlam
Ve
önemini vurgulasak da
Yeniden
o mânayı burada da hatırlatmak isterim,
Şöyle
ki
Hürriyet;
İnsanın
hem kendi o âdil erdemli haklarının
Ve hem
de diğer varlıkların
O âdil
ve erdemli haklarını bilip
Asla
ve asla hiçbir varlığın
O âdil
erdemli haklarına
Haksızlık
etmeden
Dünya
gezegenin de
Veya
şu tüm kâinat üzerinde
Bilinçli,
erdemli bir şekilde yaşamasıdır,
Bunun
dışında bir hürriyet arayışı
Varlıklara
ancak
Keder,
kavga,
Zarardan
başka bir şey getirmez.
Sitemler
ve sistemin elindeki yular…
Sistem
elinde ki o yular ile
Toplumu,
Cemiyetleri,
İnsanları,
Halkı
İstediği
yöne çevirebilmektedir,
Atlara
bağlanan yuları örnek verebilirim,
Peki,
Nedir
o yular,
Nasıl
bir güce sahiptir ki
Milyarlarca
insan
O yularlar
sayesinde
Kirli
sistemlerin,
Haksız
kazanç elde eden sistemlerin
Ve o
sistemlerin efendilerinin ellerinde
Büyük
bir kudrete dönüşmektedir…
Kötü
bir sistemin
Sizi
O baktırdığı
yöne bakmayı bırakarak,
O ipin
üzerinde oyunlar oynayan
O cambazın
dışına ki hayata bir göz atın,
İşte
tam da orada,
O sistemlerin
Sizleri
baktırmak istediği yönün dışında,
O kötü
sistemin kurucularının,
O bir
kısım kirli oyunlarını
Mutlaka
fark edip göreceksiniz,
Yeter
ki idrakiniz kuvvetli olsun,
Gerçekleri
fark edebilmek için
Siz mutlu
modern kölelerin
O
kölelik yularından kurtulup
O
baktığınız yönün dışına,
Ön
yargılarınızı
Bir
kenara bırakarak,
O
sistemin dayattığı yönlerin dışına bir bakın,
Kendinize
Erdemli,
Hikmetli
sorular sorup,
Erdemli
bir mantıkla,
Birer
veya ikişer,
Hatta
üç,
Hatta
daha fazla kişi ile bir araya gelerek,
Felsefenizi
mantıklıca kullanarak
Erdemlice
düşünmeyi,
Hikmetlice
irdelemeye,
Usta
bir çilingirci gibi
Doğruların
ne olup olmadığını kurcalayan,
Anlamaya
öğrenmeye çaba gösteren,
Hayatı
ve sistemi
O
gerçek mânası ile tanımaya,
Anlamaya
çalışan bireyler olmanız gerekmez miydi?
Elbette
ki gerekli,
Anlamaya
gerek yok diye düşünüyorsanız eğer,
Bende
size derim ki
O
sistemlerin size dayattığı er bir şeyi,
Sistemlerin
sizi yönlendirdiği o yönleri,
Sizin
zihinlerinizi o baktırdığı yönleri
Eğer gerçek
anlamıyla tanımaya
Gayret
ve büyük bir çaba göstermez iseniz
O
kirli sistemler sizleri
Mutlu
modern köleleri yapmaya,
Sizleri
birer inek gibi sağmaya devam edeceklerdir,
Mallarınızı
gasp etmeye,
Haklarınızı
gasp etmeye devam edeceklerdir,
Unutmayın
ki
O tüm
kötü sitemler,
O tüm
zararlı olan sistemler
Ve o tüm
kirli sistemlerin kurucuları,
Hikmetli
bir felsefe ile
O hayatı
O
sistemi sorgulayan insanların
Var
olmasını
Asla ve
asla arzulamazlar,
Çünkü
Bilirler
ki
Hikmet
ve erdemli sorgulayan o her bir insan,
O her
bir toplum,
O her
bir cemiyet sayısı
Çoğaldıkça,
Arttıkça,
Onların,
Kirli
sistem yöneticilerinin ellerinde ki
O güç
ve kuvvet azalacak,
Hatta
ve hatta onların ellerinde ki
Haksız
olarak elde ettikleri
Tüm o
kudret,
Tüm o
haksız güç devrilip yerle bir olacak,
O
haksızlıkların üzerine inşa ettikleri,
Ve
cinayetlerin üzerine kurdukları saltanatları,
Haksızlık
üzerine kurulan
O tüm
zenginlikleri
Zaman
içerisinde yerle bir olacak,
İşte
onlar
Bunların
farkındalar,
İşte
bu
Ve
bunlara benzer sebepler ile
Sizlerin
boyunlarına
Çözemeyeceğinizi
zannettikleri yularlar takmayı
Kendilerine
Büyük
bir görev hâline getirmişlerdir,
O
yular sizin boyunlarınızda olduğu sürece
Ve o
yular onların ellerinde olduğu sürece
Size,
Siz
dediğim
Şu
topluma,
Şu
cemiyetlere,
Şu
halkın büyük bir kesimine,
İnsanların
birçoğuna güvenmek
Asla
mümkün değildir,
O
yular sizin boyunlarınızda
Ve
onların ellerinde kaldığı müddetçe
Sizler
onların modern mutlu köleleri olmaya
Devam
edeceksiniz,
Düşünün,
Hikmetli
Ve
mantıklı bir felsefe öğrenerek düşünün,
Anlarsınız
işte o zaman
Aslında
O
yaşadığınız
O
birçok şeyin size dayatılan,
O
tercih ettiğiniz
O
birçok şeyin
Size
dayatılan şeyler olduğunu,
Zihinlerinizi
Algılarınızı,
Akıllarınızı,
Duygularınızı
Bakın
görün ki
Nasılda
yönlendirebilmek bilgisine,
Kudretine
sahipler
Öğle
değil mi?
Peki,
Onlar
derslerine çok çalışarak
Bu
gibi bilgi ve kudretleri elde ederlerken,
Sizler
neden çok çalışıp,
Bilgi
yetenek edinerek
Kendinizin
erdemli bir efendisi olmayasınız ki
Oysaki
Dünya
gezegenimizi
Ve
insanlığı
Refaha,
Sağlıklı
bir hayata,
Zenginliğe,
huzurlu bir yaşama,
Hatta
zamanı geldiğinde sağlıklıca huzur içinde ölmeye
Adaletli
bir yaşam tarzına taşıyacak olan
Erdemli
bilge bir yaşam,
Erdemli,
bilinçli, ahlaklı ve haklı bir hürriyet değil midir?
Sırlar,
gevezeler, suskunlar ve demini alamamışlar…
Saklanması
Gerekli
olan
Ve
Ancak
Saklayarak
Baş
edebileceğiniz
O
sırlarınızı paylaşmayınız,
Saklayınız
Ve böylece
mutlu kalınız,
Aslında
hepimiz biliriz ki
O en
güzel sır saklayan Rab’dır,
O
budala sahte rablerden,
O
sahte aptal tanrılarınızı kastetmiyorum,
Gerçek
rabbimizden bahsediyorum,
Ondan
başkasına
Asla
ve asla o açılmaması gerekli olan sırlarınızı açmayın
Ve
böylece mutlu,
Huzur
içinde,
Güven
içinde kalın,
Canınız
konuşmak mı istedi,
Sırlarınızdan
başka konuşulabilecek
O
kadar çok konu
Ve
mesele var ki
Elbette
ki insanlar
Erdemli
bir ölçü ile konuşmalı,
Elbette
ki insan zarar görebileceği kadar
Uzun
süre yalnız kalmamalı,
Elbette
ki insanlar içinde,
Toplum
içinde sosyal ve faydalı bir ilişki,
Faydalı
bir iletişim içinde olmalı,
Elbette
ki kitaplar sadece okunmak
Ve bir
tarafa yığmak için değildir,
Okunup
o içerisinde ki faydalı bilgiler
Ve faydalı
işler uygulanmak içindir,
O
halde
Kitap
okuyun
Ve o
kitabı
Bir
kişi ile
İki
kişi ile
Üç
Veya
Dört
kişi ile
Hatta
daha fazla kişi
Daha
çok arkadaş ile
Bir
araya gelerek
İyi
yanlarını konuşun,
Hatta
erdemlice eleştirin o kitabı,
Eleştiri
dediğimiz şey
Bir
şeyin doğru ve hatalı taraflarını
Hikmetlice,
Felsefi
bir mantıkla anlayıp
Konuşmak
anlatmak sanatıdır,
İrdeleyin,
Onun
üzerine hikmet dolu bir sohbet yapın,
Bir
araya geldiğiniz de
Zor ya
da
Basit
Fakat
Anlamlı
oyunlar oynayın,
Bir
araya geldiğiniz de
Faydalı
olabilecek
Basit
Veya
zor işleri yapmaya çabalayın,
Aslında
yalnızken
Ve
kalabalıkken uğraşacak,
Öğrenecek,
Yapacak
Konuşulacak
o kadar çok faydalı şey var ki
Tüm
bunlar dururken
Neden
zararlı işlere adım atarsınız ki
Neden
Sizleri
sıkıntıya sokacak
O
saklı kalması gereken
O
açılmaz sırlarınızı paylaşırsınız ki
Acaba
bunun sebebi
Hâlen
Erdemli
Ve
olgun bir insan kıvamına,
Erdemli
bir insan demine
Ulaşamadığınız
için olabilir mi?
Bakınız
Şu
toplum içinde insan demini bulamamış
O
kadar çok insan görünümlü varlık var ki
Onlara
rağmen
Bizler
insan kalmaya çaba gösteriyoruz,
Peki,
Ya sizler.
Erdemli
hikmetli aklın hâkimiyeti ve duygularımız…
Duygu
ve hislerinizi bastırın demiyorum,
Duygu
ve hislerinizi yok edin de demiyorum,
Duygu
ve hislerinizi erdemlice
Ve
sağlıklı bir şekilde kontrol altına almayı,
Onlar
ile doğru hamleler yapmayı öğrenin,
Bu yol
ile daha mutlu olursunuz,
Eğer ki
başaramaz iseniz
Onlar,
O
duygu ve hisleriniz size hükmeden olurlar,
Eğer
ki
Duygu
ve hisleriniz ağırlıklı yönlendiriliyor iseniz,
Eğer
ki
Erdemli
bir akıldan,
Erdemli
düşünen bir kalpten
Ve
erdemli bir vicdandan daha çok
Duygu
ve hisleriniz ile hareket eden bir birey iseniz,
Eğer
ki
Erdemli
bir akıldan,
Erdemli
düşünen bir kalpten
Ve
erdemli bir vicdandan daha çok
Duygu
ve hisleri ile
Hareket
eden bir toplum iseniz
O
halde
O
duygu ve hisleriniz
Erdemsiz,
Zararlı
olurlar ise
İşte o
zaman
Bodoslama
Ve çok
sert kayalara çarparak
Zarara
uğrar
Ve çok
büyük yaralar alırsınız,
Böyle
bir durumda
Ne o
beden yaralarınız
Ne de
o ruhunuz da açılan yaralarınız
Uzun
süre,
Belki
de hiç kapanmayacak,
Bir
ömür acı, keder çekeceksiniz,
Duygularımız
hislerimiz elbette çok önemlidir,
Fakat
ağır yaralar almamak için,
Bunun
en mükemmel çözümü
Şöyle
ki
Duygu
ve hislerinizi
Erdemli
Ve
hikmetli bir aklın eline verin,
O
duygu ve hislerinizi
Erdemli
ve hikmetli bir aklın hâkimiyeti içine verin,
Elbette
ki o akıl bir başkasının değil,
Sizin
aklınız olacak,
Aklınız
henüz erdem ve hikmet ile demlenmedi ise
O
halde kendinizi eğitin,
Kendinizi
bilgeleştirin,
İşte o
zaman
Duygularınız,
hisleriniz,
Sağlıklı
bir dem bulup
Sizi
büyük zararlara sokacak durumlardan da
Uzak
kalacaktır…
Düşünün
bir
Şu
demini alamayan
O
duygu ve hislerimiz sebebi ile
O kaç
insan
O
aldığı beden ve ruh yaraları ile
Çok
zor durumlara,
Çok
kötü hallere,
Çok
fazla zarara düşmektedir,
Kurcalayın
hatıralarınızı,
Geçmişinizi
kurcalayın,
Toplumu
inceleyin,
Göreceksiniz
bu gerçeği,
Kendinizi
muhasebeye çekin,
Göreceksiniz
O demini
alamayan duygular
Ve o
demini alamayan hisler sebebi ile
O
erdemli olamayan akılların
Yönetmeyi
başaramadığı
O
demsiz duygular,
O
demsiz hisler sebebi ile
Ne çok
zararlar gördü insan ve cemiyet…
Hatta
erdemlice demini alamayan bir halkın,
Kendi
içerisinden
O
demini alamamış
Bir
hükümet kurması ancak
O
toplumu zarardan başka
Nereye
sürükleyebilir ki
Tüm
bunları erdemli ve demini almış bir akılla,
Erdemli
ve demini almış bir duygu ile
Erdemli
ve demini almış bir kalp ile düşünün,
Gerçeğin
farkına vardığınızda
İşte o
vakit bana teşekkür edeceksiniz,
Hem
ayrıca
Bilmiyor
musunuz ki
Demini
alamayan
O her
bir çeşit çay bile,
Hatta
su bile
Ancak
ve ancak
Mide
bulandırır,
Hasta
eder,
İnsanın
Ve
toplumun ağzının tadını bozar,
Şimdi
varın siz kıyas edin,
Düşünün,
Ne
dersiniz,
Kararlarınızın,
Tercihlerinizin,
Sevgilerimizin,
Duygularınızın,
Hislerinizin,
Fikir
ve düşüncelerinizin,
Aşklarınızın,
İlişkilerinizin,
İşlerinizin,
Tecrübe
ve kararlarınızın
Erdemli
bir şekilde
Dem
almak vakti gelmedi mi?
Eğer
vaktidir diyorsanız
Öğleyse
aklınızı,
Kalbinizi
O
faydalı bilgiler ile eğitin
Ve o
bilgileri
Doğru
zaman içinde değerlendirip kullanın,
Unutmayınız
ki
O
faydalı
Ve
demini almış olan her bir bilgi
Büyük
bir kudret
Ve
büyük bir güçtür,
İşte
Duygu
ve hislerinizde
Güçlü
olduğunda ve demini aldığında
Size
Ve
sevdiklerinize,
Hatta
toplumlara fayda verecektir…
Dedim
ya
Demini
alamamış
Çay
bile
Ancak
İnsanın
ağzının tadını bozmaktan başka
Hiçbir
işe yaramaz,
Mide
bulandırır,
Kokusu
bile hoş olmaz,
Şimdi
varın
Bu
örneğimi
Siz
Tüm
hayatınıza
Kıyas
edin.
Neden
erdemsiz kararların kurbanı oluyoruz…
Bilge
şair dedi ki
Başkalarının
kötülüklerini,
Başkalarının
aldığı kötü kararları
Yaşamak
zorunda bırakıyorlar sizi,
Hatta
Hepimizi
O kötü
kararların,
O
erdemsiz kararların,
Haksız
yasaların
Kurbanları
yapıyorlar,
Hükümetler,
Aileler,
Arkadaş
ortamları
Bunlar
için birer örnektir,
Böyle
olunca da
Geleceğimiz
çok zaman
Demsiz
Ve
hastalıklı olarak
Bozuk
şekilleniyor,
Düzenlerimiz
Bozuk
ve hastalıklı oluşuyor,
İlişkilerimiz
bile sıkıcı,
Rahatsız
edici,
Huzursuz
olabiliyor,
Çünkü
bize demini almamış
Erdemsiz
bir yaşam,
Demini
almamış
Erdemsiz
bir eğitim veriliyor,
Demini
almamış
Sevgiler
sunuluyor içerimize,
Demini
almamış
Düzensiz
Ve
haksız işler yaptırılıyor bizlere,
Sürekli
haksız olarak
Bir
şeyler dayatılıyor
Câhil
bir toplum tarafından,
Erdemsiz
haksız hükümetler tarafından,
Demsiz,
Erdemsiz
ve haksız aile bireyler tarafından,
Demsiz,
Bilgisiz,
Erdemsiz
Ve haksız
memurlar tarafından
O
demsiz haksız kural ve yasaları
Sürekli
bir dayatma ile
Hayatımıza
sokmaya,
Sokturmaya
çabalıyorlar,
Başkalarının
o aptallık dolu,
O
cehalet dolu cehennemini,
O
aptal tercihlerini
Yaşamak
zorunda bıraktırıyorlar sizi,
Bilge
şair sözlerine devam ederek
Dedi
ki
Erdemlice,
Bilgece
kendinizi yapılandırın,
Kendinizi
Erdemle
ve hikmetle şekillendirin,
Bunu
toplum olarak yapmalısınız,
Yoksa ‘el
’âlem ne derse diyerek
Yaşamaya
başlarsınız
Zarar
görebilirsiniz,
Yoksa
Sürekli
olarak
O birilerinin
dayatmaları ile yaşayıp
Bunun
neticesinde de
Ancak
Zararlar
görebilirsiniz,
Eğer
ki o bahsedilen el ‘âlem dediğimiz şey
Faydalı
bir toplumun bireylerinden oluşuyor ise eğer
Ve
sizler kötü bir şeyler yapıyor
Ve o faydalı
erdemli olan el ‘âlem ne der,
Yaptığımız
ayıptır,
Yaptığımız
hatalıdır,
Yaptıklarımız
zarar getirir diyerek düşünürseniz eğer
İşte o
vakit
Böyle
bir düşüncenin
Hiçbir
zararı yok,
Fakat
dediğim gibi
Eğer
ki o el’ âlem dediğimiz
Erdemli
bir toplum ise
Ve
kötü bir şeyler planlayıp yapmakta iseniz
El
’âlem ne der düşüncesi
İşte o
zaman
Ancak
böyle fayda getirebilir,
Fakat
Bozuk
bir toplumun,
Bozuk
düşüncelerde olan
O el’
âlem dediğimiz kalabalığı
Siz
iyi bir şeyler yapıyor
Fakat
O
bozuk düşüncelerde olan
O el
‘âlem sebebi ile
O yapmak
istediğiniz
O
birçok şeyden vazgeçiyor iseniz
Bu
size ve yaşantınıza
Ancak zarar
verecektir,
Hatta
o âdil olan hürriyetinizi,
Faydalı
iş yapmak kabiliyetinizi bile yok edecektir,
Körelecek,
Yeteneklerinizi
bile kaybedecek durumlara getirecektir sizi,
O
erdemsiz el ‘âlem dediğimiz toplumlar,
O
erdemsiz el ‘âlem dediğimiz insan kalabalıkları
Hürriyet
ve kâbiliyetinizi,
Hatta
mutluluğunuzu da
Sınırlayacaktır,
Zaman
içerisinde
Onlara
benzemeye,
Onların
kültürüne göre hareket etmeye başlayarak,
Kendinizi
kaybedecek duruma bile düşebilirsiniz,
Böyle kötü
bir şeylerin olmasını istemiyorsanız eğer
Bozuk
düşüncede olan,
Çirkin
kültür sahibi toplumların dayatmaları sizi yıldırmasın,
Yapmak
istediğiniz güzel faydalı şeylerden uzaklaştırmasın,
O zararlı
olduğundan emin olduğunuz
Toplumun
o el ‘âlem ne der dayatmaları
Sizi
ayıplamak düşünceleri,
Benimle
alay ederler düşünceleri
Sizi o
yapmak istediğiniz
O
güzel ve faydalı şeylerden uzaklaştırmamalı,
Hürriyetinizi
Aptal
ve câhil bir toplum sebebi ile kısıtlamayın,
Ağzınızın
tadını bozmalarına izin vermeyin,
Yok,
etmeyin hürriyetinizi,
Eğer
zorba dayatmalara göre şekillendirir iseniz hayatı
Bu
sizi ancak
Zarara,
mutsuzluğa,
Depresyona,
strese sürükler,
Siz
erdemli,
Âdil
bir hayat,
Faydalı,
Sağlıklı,
Güzel
bir hayat yaşamak istediğiniz sürece
Asla
ve asla
O el
‘âlem ne der düşüncesine göre değil,
Erdem
ve sağlık ölçüsüne göre yaşayın,
Adalet
ve faydalılık ölçüsüne göre yaşayın,
Huzur,
faydalı bir sevgi ölçüsüne gör yaşayın,
Doğru
bir mantık felsefesi ölçüsüne göre yaşayın,
Erdemli
sıhhat dolu ilişkiler kurarak yaşayın,
Hatta
ben derim ki boş verin gitsin
O
demini erdemlice alamayan toplumların,
O
demini erdemlice alamayan hükümetlerin
Size
zorla bir şeyleri dayatmalarını boş verin gitsin,
Siz
deminizi erdemlice aldıysanız eğer,
Onların
zorlamaları dayatmaları ancak
Vız
gelir tırıs gider,
Deyin
gitsin…
Yeniden
düşün,
Zorba
erdemsiz toplumlara,
Zorba
erdemsiz hükümetlere göre şekillenen
Ve daima
bir başkalarının istediği gibi
Kukla bir
insan modeli olarak
Köle
olarak mı ömrünüzü tamamlamak istersiniz,
Bu mu
istediğiniz hayat,
Hiç
zannetmem,
Eminim
ki sizler
Erdem
ve bilgelik konusun da
Demini
almış
Bir
toplum olmayı,
Bir
insan(erdemli) olmayı
Ve bu
âdil hürriyet içinde yaşamayı
Arz
talep ve arzu eden
Güzel,
Faydalı
bir birey,
Güzel
faydalı bir toplum olmak isterdiniz,
Haksız
da değilim öğle değil mi?
Aslanlar
birlik kurana kadar…
Aslanlar
meydanları terk edince
Çakallar
Kendilerini
Dünyanın
Efendileri
Kralları
zannederlermiş,
Bu aynı
şuna benzer;
Kötü
niyetli insanlar,
Ahlakı
bozuk insanlar,
Erdemsiz
insanlar,
Mafya
Ve
terör örgütleri,
Hırsız
hükümetler,
Câhil
memurlar
Ortamları,
Meydanları
boş bulduklarında
Kendilerini
O
meydanların,
O
ortamların efendileri
Kralları
zannederler,
Ta ki
İyi
niyetli,
Erdemli,
Adaletli
Ve
cesur insanlar
Güçlü
bir birlik içinde
Örgütlenerek,
Teşkilatlanıp,
Meydanlara,
Ortamlara
akın-akın gelene kadar…
Geçmişte
de,
Günümüzde
de
Bu
gibi örnekler
Tüm o
çıplaklığı ile
Tamda gözlerimizin
önünde değil mi?
Tüm
bunlardan neden ders almıyor insanlar,
Bilge
bir şairin dediği gibi;
Geçmişten,
Kadimden
Yeterince
ders,
Yeterince
tecrübe
Ve
ibret alınsaydı
Onca
kederi,
Onca
acıyı
Onca
zarara düşer miydi insanlık…
Düşünüyorum
da
Hâlen
neden bulmaya çaba göstermez acaba
İyi
niyetli insanlar birbirlerini,
Neden
darmadağınıklar,
Neden
ortak doğrularda birleşip
Adaletli
Ve
erdemlice bir hükümet oluşturmazlar,
Neden acaba
erdemlice ve âdilce yaşamazlar
Diye
düşünmeden edemiyorum,
Yoksa kalmadı
mı hiçbir iyi insan
Birkaç
yazar, bir kaç şair, bir kaç sanatçıdan başka.
Zihnimizde
ki ve hayatımız da ki gürültüler…
Gürültüler
var aklımızın içerisinde,
Gürültüler
patırtılar var kalbimizin içerisinde,
Duygularımızı
Ve
hislerinizi bile sarmalıyor,
O
duymamız gereken
O birçok
şeyi bize tam olarak hissettirmiyor,
Tam
olarak duymamızı engelliyor,
O
gürültülerden dolayı
O bazı
gerçekleri,
O kimi
doğruları,
O
mantıklı olan şeyleri
Tam
olarak fark edemiyoruz
O
gürültüler patırtılar sayesinde,
Tam
olarak kavrayamıyoruz,
Peki,
O
gürültüler neler olabilir,
Aklımızın,
Kalbimizin
içerisine
Onlar nasıl
giriyorlar,
Oralara
nasıl yerleşebiliyorlar,
Biz
izin vermeden de
Oralarda
nasıl olurda tüneyebiliyorlar,
Acaba biz
mi sokuyoruz onları içeri,
İçerimize,
Kalbimize,
Aklımıza,
Duygu
ve hislerimize
Onları,
O
gürültüleri
Biz mi
sokuyoruz,
Kirli
fikirleri,
Çirkin
düşünceleri,
Çirkin
sesleri,
Kirli
anlaşmaları,
Rahatsız
edici gürültüleri
Acaba
biz mi davet ediyoruz içerimize,
Ya da
O bir
kısmı
Başkaları
tarafından mı içerimize sokulmaktadır,
Peki,
Nelerdir
o gürültüler,
Gerçekleri,
Ve
doğruları tam olarak
Bize
fark ettirmeyen
O
gürültüler neler olabilir,
Bunları
düşünmekte fayda var,
Hayta
bir kere yaşanıyor,
Zaman
kıymetli bir hazine,
Hayatı
yaşarken
Bilinçli
Ve bir
şeylerin farkında olarak yaşamakta
Büyük
fayda var öğle değil mi?
Bilmeden,
Anlamadan,
Fark
etmeden
Nasıl
iyileşebilir hastalık,
Nasıl
tedavi olunabilir,
Nasıl
engellenebilir
Kötülükler
ve gürültüler
Öğle
değil mi?
Stres yaptığımız,
Depresyona
girdiğimiz
O
birçok olay,
O
birçok
Maddi
mânevi hastalıklar,
Yolsuzluklar,
Haksız
kazançlar,
Hükümetlerin
Ve
memurların
Adaletsiz
olan kötü yönetimi,
Memurların
kabalığı,
Mafya
örgütler,
Şehir
eşkıyaları,
Gelecek
kaygıları,
Daha
çok sayabileceğimiz
O
birçok mesele
İçerimizde
bir gürültü oluşturuyor,
Onlara
yöneliyoruz,
Aklımız
hep onlarda kalıyor,
O
gürültülerin içerisinden çıkamıyoruz,
Şehrin
gürültüleri,
Modern
hayatın gürültüleri,
Binaların
içerisinde oluşan gürültüler,
Yüksek
amperli lambaların gürültüleri,
Araçların
gürültüleri,
Kaba
insanların gürültüleri,
Kısacası
hiç dinmeyen bir
Gürültü
kalabalığı
Zihinlerimizi
kölesi yapmış
Ve
asıl
O
konsantre(yoğunlaşmak) olmamız gereken şeylere,
O asıl
yönelmemiz gereken doğrulara
Ve
asıl o yaşamamız gereken
O
kendi hayatımıza,
O
kendiişlerimize,
Sevdiklerimize,
Doğru
düzgün
Yönlenmemizi
bile engellemekteler,
Gürültülerin
içerisinde
Sesini
duyuramayan
Birçok
insan
Stres
depresyon dolu bir hayatı
Yaşamak
zorunda bıraktırılıyor,
Acaba
Bunun
için ne gibi önlemler,
Ne
gibi tedbirler alınabilir,
Bilim
insanlarının,
Uzmanların
Bu
tehlike hakkında
Ne
gibi önerileri var
Araştırmakta
fayda var derim,
Onca
lüzumsuz işlerinizden bir kaçını terk ederek
Bu
gibi hayati önem taşıyan bir meseleyi
Hem
kendiniz ve hem de sevdikleriniz için
Araştırıp
öğrenmenizde fayda var derim,
Karar
sizin,
Hayatta
sizin.
Gelen
fırsatlar ve fırsat oluşturmak…
Hamlelerinizi
yerinde
Ve hamlelerinizi
Zamanın
da yapın
Yoksa
Çok geç
kalıp
O güzelim
Faydalı
fırsatları kaçırabiliyorsunuz,
O bâzı
fırsatlar,
O bâzı
imkânlar vardır ki
Bir
ömürde
Çok az
çıkıyor insanın karşısına,
O
fırsatları,
O
imkânları
Ancak
bilgelik ve yetenekler sayesinde,
Uyanıklık
sayesinde ele geçirebiliyorsunuz,
Cesur olmalısınız,
İstediğiniz
şeylerde
Bilgili
tecrübe sahibi olmalısınız,
Yeteneklerinizi
geliştirin,
Daha
sonra da
Önünüze
çıkan fırsatları
İmkânları
onun la değerlendirip kazançlar elde edin,
Kimi
zamanda fırsatları,
İmkânları
sizler oluşturmak zorundasınızdır,
Aklınız
olduğu sürece,
Bilgi
size yol gösterecektir,
Daima
söylemişimdir,
Fırsat
oluşturabilmek için
Bu
alanda
Yüksek
bilgi ve tecrübeye sahip insanların
O
yazmış olduğu,
O
kaleme aldığı
Değerli
faydalı olan kitaplarını okuyun,
Gerekirse
onların
Eğitim
seminerlerine katılın,
Eğitici
ders programlarına katılın,
İnternet
çağındayız,
Bir
tıkla
Kendi
alanların da
O
birçok uzmanın yazısına,
O
birçok uzmanın
Videosuna
ulaşabilmekteyiz,
Tecrübeli
Ve
bilgi sahibi insanların anlatıları
Büyük
birer hazine gibidir,
Dedim
ya aklınız yerinde olduğu sürece
Bilgi
size
Hamlelerinizi
Ne
zaman yapmanız gerektiği hakkında
Yön ve
yol gösterecektir,
Yeter
ki kararlı olun,
Yeter
ki öğrenin
Ve
yeter ki bilgilenin,
Daha
sonra mı?
Daha
sonrasında ise
Hamle
yapmak sanatı devreye giriyor,
Öğrendi
iseniz eğer
Artık
hamleni yapabilirsiniz.
Yerine,
zamana ve kişisine göre hamle yapmak…
O içerinizde
ki canavarı öldürün demiyorum,
O
canavarı
Size
ve sevdiklerinize karşı
Cinayet
işleyecek olanlara karşı
Erdemlice,
Akıllıca
kullanmanızı öneriyorum,
O
içinizde ki
Gizli
kapaklı
O bir mahzende
Saklı
kalsın,
Bunun
yanı sıra
O içerinizde
ki
Mâsum
çocuğu da
Asla
öldürmeyen,
(‘Mâsum
çocuk’ tâbirini burada
İyi
niyetlilik,
Şefkatli
olmak,
Sevgi
ile muamelede bulunmak,
Merhametli
olmak mânasın da kullandık)
Onu da
iyi insanlara,
Ailenize,
Sevdiklerinize
karşı
Merhamet
göstermek için
O
içerinizde daima saklı tutmanızı tavsiye ediyorum,
Elbette
ki
O her
bir insana karşı merhamet gösterilmez,
Bununla
beraber
Elbette
ki
O her
bir insana da sevgi ile muamele edilmez,
O
ayarı,
O
dereceyi siz belirleyeceksiniz,
Kime
karşı
Nasıl
davranıp davranmayacağınızı
Siz
belirleyeceksiniz,
Nasıl
mı?
Bilgi
ve tecrübe ile
Erdemli
bir karaktere sahip olmaya çaba göstererek,
Erdemleşen
bir kafaya sahip olarak,
Erdemleşen
bir akla,
Erdemleşen
bir kalbe sahip olarak,
Faydalı
bilgiler edinerek,
Faydalı
tecrübeler edinerek,
Geçmişten
Ve
gördüklerinden
İbretlik
dersler çıkartabilen
O
kafanızla,
O
aklınızla yapacaksınız bunu,
Nihayetinde
ise
O her
türlü durumda,
Yani
iyi ve kötü durumlarda
O her bir
duruma olaya karşı
Erdemlice,
bilgece
Ve
hikmetlice hamle yapmanın
En iyi
şey olduğunu fark edeceksiniz,
Aklınızda
bulunsun diye anlattım,
Bir
gün bu bilgi işinize çok yarayacaktır…
Dedim
ya ben bir şairim,
İnsanlara
değerli bir şeyler önermek de
Şairlerin
mesleğindendir,
Bir
bilgeden duymuştum,
Demişti
ki
O her
bir doğru
O her
bir yerde,
O her
bir insana,
O her
bir hükümete,
O her
bir örgüte söylenmez,
O her
bir sertlik,
O her
bir saygısızlık,
O her
bir laubalilik de
O her
bir yerde
O her
bir insana uygulanmaz,
Daima
Doğrular
Yerinde
Ve
zamanında yapılmalı,
Hamleler
Daima
yerinde
Ve
zamanında yapılmalı
Yapılmalı
ki
Büyük
bir hazineye,
Büyük
bir faydaya dönüşsün,
Peki,
Doğru
zamanı nasıl belirleyeceğiz,
Elbette
ki doğru olan zamanı
Belirleyebilmek
için de
İnsan
ve insanlar kendilerini faydalı kitaplarla,
Tecrübe
kazanmışların anlatı ve kitapları ile
Erdemli
bilgece bir eğitimle yetiştirmeye başlayarak
Bunu
başarabilirler…
Düşen
kalkar,
Tecrübe
edinir,
Düşmek
bir zarara girmek fiilidir,
Bunu
bilerek yapmak aptallıktır,
Strateji
olsun diye,
Sosyal
bir araştırma için
O bazı
sıkıntılara katlanmak fiili ise
Elbette
aptallık değil
Faydalı
bir araştırmadır,
Sizler
Bugüne
kadar edindiğiniz
O tüm tecrübelerinizi,
O tüm
hatalarınızı alarak
Onlardan
Faydalı
dersler çıkartıp,
Daha
sonrada onları üst üste koyarak
O
tırmanmak istediğiniz zirveye,
O yere
tırmanıp yükselebilirsiniz,
O yere
tırmanırken
Edindiğiniz
bilgiler
Ve
erdem size yardımcı olacaktır,
Dedim
ya
Düşen
kalkar, akıllıca dersler çıkartır,
Tecrübe
edinir ve bilgelikle hamlesini de yapar…
Haydi,
Kolaylıklar
gelsin,
Rast
gele,
Kalın
sağlıcakla.
Tiyatro
dışında bir tiyatro var ki gizemlerle dolu…
Birileri
Çok
iyi oynuyor,
Birileri
Çok
mükemmel bir şekilde
O oyunlarını
oynamakta,
O
kadar mükemmel
Ve
O
kadar planlı oynamaktalar ki
Yoksa
O birçok
yalanın,
O
birçok zararın,
O
birçok hilenin arkasından
O bâzı
insanlar,
O bâzı
guruplar,
O bâzı
toplumlar,
Hatta
O
birçok cemiyet
Nasıl
olurda
O
olayların ardından,
O
insanların ardından,
O
sahtekârların arkasından,
O
örgütlerin,
O
hükümetlerin ardından
Bu
kadar kolayca sürüklene bilirler ki
Öğle
değil mi?
Ya
insanlar çok aptal,
Ya da
O
birileri
Çok mükemmel
bir düzeyde
Ve
Çok
mükemmel bir planlı oynamaktalar,
Bu
büyük bir sanattır,
Sanatın
iyisi
Ve
sanatın kötüsü vardır,
Dedim
ya bu büyük bir sanattır,
İster
buna iyi sanat desinler,
İster
buna kötü,
Adaletsiz
sanat deyin
En
nihayetinde
Birileri
binlerce,
Milyonlarca,
Hatta
milyarlarca insanı
İyi ve
kötü olabilen
O
birçok şeyin ardından
İstedikleri
gibi yönlendirip
Sürüklemektedirler,
Bu bir
deha işidir,
Bu
büyük bir aklın işidir,
Bunlara
karşı tedbirler almak,
Bu
gibi şeylerden
İyi
anlamda nemalanmak,
İyi
anlamda faydalanmak ise
Yine
bilgelik,
Büyük
bir idrak,
Büyük
bir akıl çalışması gerektirir,
Bu
söylediklerim;
Bir
kısım şirketler için,
Bir
kısım örgütler için,
Bir
kısım partiler için,
Bir
kısım tarikatlar,
Bir
kısım cemaatler,
O bir
kısım hükümetler için,
Dünya
sistemi,
Küresel
sistem,
Matrix
için,
Yapay
zekâ,
Mafya,
Dolandırıcı
insanlar,
Dolandırıcı
örgütler için
Ve
ayrıca
O bir
kısım
Çeteler
için düşünülebilir…
Sakın
ola ki
Gardınız
Almadan
Sokağa
Ve
hayata çıkmayın,
Gard
almak
He
bedenen
Hem de
mânevi olarak,
Hem
akıl,
Hem de
kalp olarak gerekli,
Bilgi
bir güçtür,
Onu
fayda kazanç için kullanmak,
Onu
yerinde ve zamanın da kullanmak ise
En
büyük güçlerden birisidir,
İşte
tam da bunu öğrenin,
Büyük
bir sabır ve karalılıkla öğrenin,
Fakat
daima iyi bir insan olarak kalın,
Fakat
daima âdil bir insan olarak kalın,
Fakat
daima dürüst bir insan olarak kalın,
Tiyatro
dışında
Öğle
bir tiyatro oyunları var ki
İşte
onlar gizemlerle doludur,
Bende
tam da
Onlardan
bahsediyorum,
Bu
konular hakkında
Birçok
sinema filmi yapıldı,
Birçok
tiyatro eseri
Gerçek
sahnesinde
Seyircisi
karşısında sahnelendi,
Bu
konular hakkında
Birçok
dizi film yapıldı,
Kitapları
yazıldı,
Bâzı
insan hayatları merkez edinilerek
Belgeseller
ile anlatıldı,
Şimdi
gardınızı alarak
Şu
hayatı yaşamanın,
Şu
hayatı
Ve bir
kısım gizemleri,
Oyunları
Anlamaya
çalışmanın vakti geldi sanırım,
Doğru
sorular insanı doğru cevaplara yönlendirir,
Doğru
sorular ise ancak erdem ve bilgelikle sorabilirsiniz,
Haydi,
Kolay
gelsin.
Şu kış
ayazının zemherinin birde ilkbaharı var…
Elbette
ki
Şu
kışın bir baharı
Ve bir
de yaz mevsimi var,
Bu her
yerde olmasa bile
O birçok
yerde böyledir,
Ben
bunu mecaz olarak kastetmekteyim,
Elbette
ki
O birçok
yerde
O birçok
gecenin
O birde
aydınlık sabahı var,
Fakat
o baharın gelmesi
Ve o
sabah aydınlığının oluşması için
Şu
dünya,
Şu
güneş,
Şu
gezegenler görevlerini
Ve hamlelerini
Dosdoğru
yapmaktadırlar,
Peki,
Siz
O kendi
hayatınıza,
O sevdiklerinizin
hayatına
O
aydınlık
Ve o
ilkbahar mevsimini,
O yaz mevsimini
getirmek için
Erdemli
hamleler yapıyor musunuz?
Erdemli
akıllıca çalışmalar
Ve hamleler
yapıyor musunuz?
Erdemli
planlar yapıyor musunuz?
Elbette
ki
Ben
bunu yukarıda da söylediğim gibi
Mecaz
olarak kastetmekteyim,
Yâni
sizler
Kendiniz
Ve
sevdikleriniz için,
İyi
bir hayat yaşamak için,
Dünya
gezegeninizi korumak için,
Ormanları
korumak için,
İçilebilir
tatlı suları korumak için,
İnsanlığın
erdemli bir hayatı yaşamasına
Katkıda
bulunmak için
Acaba
sizlerde
Erdemli
çalışmalar yapmakta mısınız?
Dedim
ya
Güneş,
Dünya,
Gecenin
Gündüzün
Ve
mevsimlerin oluşması için
Görevlerini
mükemmel bir şekilde yaparlarken
Sizler
de o üzerinize düşen
İnsanlık
vazifelerinizi yapıyor musunuz?
Yoksa
O
birileri gibi
Aman
boş ver diyerek
O kötülere
terk edenlerden mi oldunuz dünyayı
Ve
ülkenizi,
Fakat
şunu da bilmelisiniz ki
Yapmanız
gereken şeyleri yapmak hususun da
Aman
boş ver bana ne ki demenin,
İhmal
etmemeniz gereken şeyleri ihmal etmenin
En
nihayetinde
Ülkeniz,
Dünyanız
Sayıca
çoğunlukta olan
O kötü
niyetli insanlar tarafından
Tamamen
ele geçirildiğinde
Sizin
Ve
sevdiklerinizin kapısını
Elbette
çalmaya geleceklerdir,
Kötülükler,
Haksızlıklar
O bir
gün
Sizin
Ve
sevdiklerinizin kapısını çaldığında
Her
hangi bir hazırlığınız olacak mı?
Aklınız
kullanmayı
Erdemlice
biliyor iseniz eğer
Şu
dünya üzerinde yaşayan
O tüm
iyi kalpli insanlar ile
Küresel
anlamda
Adalet
etrafında bir birliktelik oluşturun derim,
Yoksa
hem maddi,
Hem
bedenen, hem mânevi,
Hem
ruhen,
Hem
psikolojik,
Hem de
sosyolojik anlam da olabilen
O
birçok kötülükler
O
kadar çok hızla ilerliyor ki
Şu
dünyanın içerisinde ki
Şu
insanların gürültüleri sebebi ile
Onların,
O
kötülüklerin,
O
zararların
O
birçoğunu göremiyor
Ve
fark edemiyorsunuz,
O fark
edemediğiniz felaketler
Ve o
fark edemediğiniz kötülükler
Bir
gün
Hem
ülkenizin
Ve hem
de sizin kapınıza
Bir
gün dayanabileceğini
Hiç
hesaba katmadı iseniz
Çok
yanılıyorsunuz demektir…
Düşünün
Ve
gerçeklerin farkına varın,
Dünya
evinden başka gidecek bir yer yok,
Olsa
bile sizleri götürmezler,
Ormanlarınıza,
Ağaçlarınıza,
İçilebilir
sularınıza,
Güzel
ahlakınıza,
Güzel
faydalı sanata,
Faydalı
bilgiye,
Faydalı
sevgiye,
İyi
insanlar olarak,
Erdemli
insanlar olarak
Ve
birbirinize iyi anlamda sahip çıkmalısınız,
Yoksa
gelecek şu kötü niyetli insanlar eliyle
Çok
büyük büyük bir felaket getirebilir,
Endişeleniyorum
Çünkü
Gerçeklerin
farkındayım,
Çünkü
Anlayabiliyorum,
Çünkü
Umursuyorum,
Çünkü
Benim
hayatım değerli,
Çünkü
Sevdiklerimin
hayatı
Ve
sağlığı değerli,
Daha
birçok değer sayabiliriz,
O
birçok kıymetli değer için
İyi
bir şeyler yapmak gerekir,
Düşünün,
Erdemli
bir kafa ile düşünün
Ve iyi
bir hamle yapın,
O
hamlenin
Size
Ve
sevdiklerinize,
Dünyaya,
Tabiata
mutlaka bir faydası olsun,
Nereden
birliyorsunuz ki
Belki
de sizin o yapacağınız
O en
küçük iyilik hamlesi ile
Dünya
ve insanlık anlamında
Kurtarılacak
sağlıklı erdemli bir yaşamın başlamayacağını…
Bir
şair,
Bir
yazar,
Bir
sanatkâr,
Bir
ziraatçı,
Bir
düşünür,
Bir
filozof,
Bir
öğrenci,
Bir
bilge,
Bir
öğretmen,
Bir
kadın,
Bir
çocuk,
Bir
insan
Öğle
bir iyilik hamlesi yapar ki
Dünya
ve tabiat,
Ahlak
ve güzel yaşam,
Adalet
ve hakkaniyet
Yeniden
dengesini bulur
Ve
yeniden iyileşir gezegenimiz,
Her
bir iyi insanın,
O her
yeni günde,
O her
bir yapacağı,
O her
bir iyilik hamlesinin toplamları
Dünyayı,
Dünya
insanlığını
Neden
sağlıklı bir duruma getirmesin ki
Haksız
mıyım?
Öğle
değil mi?
Dedim
ya
Şu kış
ayazının zemherinin
Birde
ilkbaharı var,
Haydi,
Sen de
Erdemli
Ve iyi
bir insan olabilmek için
Bilinçli
olarak,
Âdil
bir insan olarak yaşa şu hayatı,
Sevdiklerin
için,
O sana
yıllardır
İyilik
yapan tabiat için,
O sana
yıllardır hizmet eden ağaçlar,
Sular,
Bitkiler
için,
Seni
bir ömür omuzları üzerinde
Güvenle
tutan dünya gezegeni için,
Kendin
için,
Hayallerin
için
Fakat
uyanık bir birey olarak,
Fakat
bilinçli bir birey olarak,
Erdemli,
Adaletli
Ve iyi
hamleler yapmayı
Sakın
ihmal etme...
Şimdi
Tüm o
kötü insanlara karşı
Maddi
manevi olarak gardını, tedbirlerini al
Ve
yürü hayatı
Bilinçli
ve cesurca!
Haydi,
Kolay
gelsin,
Sağlıcakla
kal.
Suçlu
kim ve kimlerdir…
Cinayetleri
kimler işlemekte,
İşleten
mi?
İşlemesine
sebep olanlar mı?
Onun
O suça
doğru sürüklenmesine
Ön
ayak olanlar mı?
Onun o
kötülüğü yapması için
Açık
kapılar bırakanlar mı?
Haksız
yasaları çıkartan hükümetler mi?
Haklı
yasalar ışığında
İşlerini
yapmayan
Ve ya
yapamayan memurlar mı?
Veya
da
Daha
çok
O
şirketleri,
Patronları,
Politikacıları
Ve
onların hazinelerini
Korumak
amacı için teşkilatlandırılan
Zenginleri
kollayan
O
kolluk görevlilerimi?
Lütfen
düşün,
O bâzı
insanlar
Bir
zarar yaparken,
O bâzı
insanlar
Bir kötülük yaparken,
O kimi
insanlar
Bir
cinayet yaparlarken
Acaba
Sâdece
O suç
kendisinin midir?
Yoksa
O suç
Hem toplumun,
Hem birkaç
insanın,
Hem
bir gurubun
Ya da bir
insanın mıdır?
Ya da
tüm toplumun
Onu o
zarara
O
suça,
O
kötülüğe iteklemek,
Onu
O suça
sürüklemek gibi,
Onu
Oraya
doğru,
O suça
doğru,
O
kötülüğe doğru yönlenmesine
Katkıda
bulunmak gibi,
Tüm
bunlara sebep olmak gibi
Bir
katkısı olmakta mıdır?
İnsanların
hepsinin olmasa da
O
birçok insanı
Suç
işlemeye yönlendiren,
Suç
işlemesine sebep olan
O şeylerden
birisi de
Bir
insanın
Veya
O diğer
insanların,
Hatta toplumun
Ve
Hatta
Hükümetlerin
O yanlış
tutumları
Ve hatalı
hamleleri,
Haksız
yasaları,
Suskunlukları,
Umursamazlıkları,
Bana
ne aman demeleri,
Tavır ve
davranışları olabilir mi?
Yaptıkları
Ve hâlen
yapmaya devam ettikleri
O haksızlıkları
olmakta olabilir mi?
Hâlen
Şu
insanlığın
Yapmaya
devam ettiği
Adaletsizlikler
olabilir mi?
İnsanları
suça yönlendiren,
İnsanı
kötülüğe yönlendiren
O
birçok sebep bunlar
Veya
bunlardan bir kaçı olabilir mi?
Bunu
kayıt dışı tutamazsınız,
Bu
gerçeği saklayıp da
O tek
kişiyi
Veya
bir gurubu suçlamak
Hiç de
dil değil,
Her
insan,
Her bir
hükümet görevlisi
Mutlaka
kendisini sorgulamalı,
Kimse
ak sütten çıkmış bir ak kaşık değil,
Siz
günahsız değilsiniz,
Vicdanınız
Size
bir savcı olarak,
Size
bir hâkim olarak yetmektedir,
Yeter
ki
Onu,
O
vicdanınızı
Baskı
altında tutmayınız,
Unutmayınız
ki
Bir
gün
Sizin
de kapınızı,
Sevdiklerinizin
de kapısını
Bir
kötülük çaldığında,
Ateşin
düştüğü yeri
Nasıl
yaktığının
O gün
farkına varacaksınızdır,
O gün
gelmeden önce
Her
bir insanın
O her
bir hükümetin
Erdemlice
bir yaşantı bilincini
Hem
kendilerine,
Hem de
insanlığa öğretmesi,
İçselleştirmesi
gerektirmektedir,
Yoksa
Öğle
bir ilerleyiş ile ilerliyor ki suç ve kötülük,
Onun
önünde çelikten dağları olsa devrilir,
Karar
sizin,
Ben
gerçekleri fark edin istedim,
Gerçekleri
fark etmek hayatını kurtarabilir.
Her
kararınız yaşamınızı etkiler…
Düşün
ki
Silahın
da on beş kurşun var
Ve kim
kime üstün gelirse
Mantığı
mı daha doğru,
Yoksa
Gerçekte
Faydalı,
Sağlıklı
bir fikrim var
Diyerek,
O
faydalı fikri paylaşıp,
Kavgasız
savaşsız
Hepimiz
O
faydalı fikirlerden faydalanalım,
Ve
böylece de
Kimseler
zarar görmeden
Hep
birlikte
Mutlu
olalım
Mantığı
mı daha doğru
Ve
böyle bir mantık mı daha dürüst,
Daha
doğru olurdu,
Ya da
Her
iki hamle de
Ve her
iki mantık da
Yerine
Ve zamanına
göre,
Koşullarına
Ve
oluşabilecek şartlara göre
Bu her
iki görüş de daha doğru
Ve
daha mantıklı mı olurdu,
Peki,
Sizin kararınız
ne olurdu,
Şunu
da unutmayın ki
Kişi,
İnsan,
Hükümetler,
Demokrasiler
Daima
ektiklerini
Er ya
da geç biçeceklerdir,
Ne
gibi kararlar,
Ne
gibi tercihler yaptığınıza
Çok
dikkat edin
Çünkü
verdiğiniz her bir karar
Geleceğinizi,
Yaşamınızı,
Mutlu
olup olmayacağınızı,
Huzurlu
yaşayıp yaşamayacağınızı,
Sağlıklı
kalıp kalamayacağınızı,
Zengin
olup olmayacağınızı belirlemektedir,
Başarıp
başarmayacağınızı belirlemektedir,
Aldığımız
her bir karar
Ve her
bir tercihimiz,
Sonrasında
ki hamlelerimiz
Yaşamımızı
etkileyerek
Şekillendirebilmekte,
Küçük
ve basit bir örnek daha mı istiyorsunuz,
Alın
size bir örnek daha,
Şöyle
ki
Karşınıza
iki gurup arkadaş ortamı çıksa,
Bir
gurup neşeli,
Eğlenceli,
Cana
yakın
Fakat
İnsanın
bedenine ve ruhuna zarar verici
Bir
takım kötü alışkanlıklar kullanmakta,
Eroin,
esrar, sarhoş edici aşırı içki, sigara gibi,
Bir
takım alışkanlıklar edinmiş
Ve bu
alışkanlıklarını da
Kendileri
ile arkadaşlık kuranlar ile paylaşmayı
Onlara
da önermeyi ısrarla desteklemektedirler,
Diğer
bir gurup arkadaşlar ise,
Hem
eğlenceli,
Hem
dürüst,
Hem
cana yakın,
Hem de
kendilerine fayda sağlayan
Bir
takım kitaplar okumaktalar,
Faydalı
sanat faaliyetleri yapmaktalar,
Fayda getirici
bilimsel araştırmalar gibi
Bir
takım işleri kendilerine yaşam tarzı edinmişler,
Ve
kendileri ile arkadaşlık kuranlara da
Bu
çalışmalarını anlatarak sevdirmeye çalışmaktalar
Binlerce
örnek vermek mümkün,
Peki,
O en
yukarıda ki verdiğim örnek ile
Bu
örnek konusunda sizler
Hangi
mantığı,
Hangi
fikri tercih etmeniz daha doğru olurdu, sizce…
Şimdi
sizlerde örnekleri çoğaltmaya başlayabilirsiniz,
Unutmayınız
ki alacağınız her bir karar geleceğinizi etkilemekte.
Öleceksiniz,
elinizde ki güç el değiştirecek…
Şuna
emin olmalısınız ki
İnsanların
Ve
hükümetlerin ellerinde ki güç,
Kudret
Sadece
ölünce değil,
Ölmeden
önce de el değiştirmektedir,
Kadim
tarih de
Bunun
örnekleri
İbret
dolu olarak ortadadır,
Kulağını
ver o on binlerce yıldır ayakta kalmış olan
O taş
duvarlara
Anlatsın
sizlere neler olduğunu,
Ne
gibi acılar yaşandığını,
Yapılan
kötülüklerin,
Yapılan
adaletsizlerin
Hiçbir
kimsenin yanına
Asla
kâr kalmayacağını…
Fâni
olan
O
hiçbir güç,
O
hiçbir kuvvet,
O
hiçbir hükümet,
O
hiçbir saltanat
Ve fâni
olan
O
hiçbir kudret
Asla
ve asla kalıcı değildir,
Er ya da
geç ölmektedirler,
Devrilmektedirler,
Saltanatlar
el değiştiriyor,
Hükümetler
her ne yaparsanız yapın
Mutlaka
el değiştiriyor,
Tanrılar
bile ölüyor,
Sahte
rabler ölüyor,
Sahte
ilahlar ölüyorlar,
İnsanların
biat ettiği
O
sahte ilahlar,
O
sahte rabler bile toprak olup dağılacaklar,
Zamanı
geldiğinde
O her
bir tanrı,
O her
bir sahte rab,
O her
bir sahte ilah,
O her
bir kötülük
Sonbahar
yaprakları gibi
Rüzgârların
ellerinde bir oyanı bir bu yanı
Savrularak
Toprağın
içerisine alacak kendilerini,
Bakınız
O
yenilmez zannedilen
O
yıkılmaz,
Devrilmez
zannedilen ordulara bakınız,
Bir
masal olup savrulmadılar mı?
Ellerinde
mevsim rüzgârlarının...
O
ordulara sahip olan
O
ihtişamlı,
O
görkemli imparatorlukların bile
O hükmettiği
insanların nesilleri
Şimdi
o yenilmez zannedilen
Ve
yenilmiş,
Ve o yok
olmuş,
Ve o
masal olmuş imparatorluğun
O
kirli sokaklarında
Başka-başka
ülkeler kurup,
Masallar
okuyarak,
Şarkılara
söyleyerek,
Sarhoş
olup naralar atarak
O
imparatorluk sokaklarının
Üzerlerine
kusup işiyorlar,
Üzerlerine
kusup sıçıyorlar,
İşte
sonuç,
Dedim
ya
Zaferler
el değiştirdi,
Değiştirecek
de...
Dünya
Kış
mevsimini yaza çevirmek için
Hiç durmaksızın
görevini,
Hiç
durmaksızın hamlelerini,
Hiç
durmaksızın çalışmalarını yaparken,
Acaba
sizler,
Peki,
Siz
üzerinize düşen
O
olması gereken
Faydalı
ve doğru çalışmaları
Ve üzerinize
düşen
Faydalı
ve doğru olan hamleleri yapıyor musunuz?
Yoksa yapmıyor
musunuz?
Lütfen
bakarak
Şu
geçmişten günümüze miras kalmış
Binlerce,
On
binlerce yıllık yaşam alanlarına,
Düşünün,
Neyi
yapıp yapmadığınızı düşünün asıl...
Dedim
ya
O fâni
olan
O
hiçbir kimse yenilmez değildir,
O fâni
olan
O
hiçbir imparatorluk,
Hükümet
yenilmez yok olmaz değildir,
Bakınız,
O
gözle görülmeyen
Küçücük
bir virüs
O
yenilmez zannedilen orduları,
O
yenilmez zannedilen liderlerin yaşamlarını
Yerle
bir etmedi mi?
Mesih
İsa’nın
On
Veya
O on
bir havarisi
O yenilmez
zannedilen
O
yıkılmaz zannedilen,
O
devrilemez zannedilen orduları,
Liderlerini,
Saltanatlarını,
Silahlarını,
Kuvvetlerini,
Hem de
silahsız oldukları halde
Darmadağın
etmediler mi?
Geçmişten,
Kadim
tarihten sağlıklı ibret alamayan
O
hükümetlerin,
O
imparatorlukların,
O
devletlerin,
O
kavimlerin,
O
insanların hikâyeleri
Büyük
acılara,
Büyük
kederlere düşmektedir,
İnsanoğlu
dersini
Faydalı
bir şekilde almadığı takdirde,
Gelecek
nesiller
Ya
arkalarından küfredip sövecek,
Ya da
geleceğe
İyi
faydalı bir miras bıraktığı için
Ona
teşekkür edeceklerdir,
Her
karar,
Her
hamlemiz geleceğimizi etkiliyor,
İmparatorlukların
Ve
hükümetlerin de her bir kararı
Kendilerinin
Ve
içerisinde bulunan toplumların,
Varlıkların
gelecek yaşamlarını
Etkileyerek
şekillendirmektedir,
Unutmayınız
ki
O
eliniz de ki kudret kalıcı değildir,
O
eliniz de ki güç,
Zenginlik
kalıcı olmamaktadır,
Öğleyse
İnsanlar
Ve
hükümetler olarak,
İmparatorluklar
Ve
zenginler olarak
Daha
iyi bir yaşam,
Daha
sağlıklı,
Daha
âdil bir yaşam,
Daha
erdemli
Ve
daha dürüst bir yaşam yaşamanın,
Bu
yönde iyi tercihler yapmanın
Daha
doğru olacağına
Sizde
kanaat getirmelisiniz,
Çünkü
doğru olan karar budur,
Gelecekte
Her
bir varlık
Yaptıklarının
Ve
yapmadıklarının hesabını
Mutlaka
düşünmek zorunda kalacaktır,
Dedim
ya
Herkes
mutlaka ektiğini
Öğle
ya da böyle biçecektir,
Öleceksiniz
Ve o
asla ölmeyecek olan
Gerçek
rabbin huzurunda toplanacaksınız,
Yaptıklarınızın
Ve
yapmadıklarınızın hesabını vereceksiniz,
Şu tüm
kadim tarihe baktığınızda
En
doğru kararın
Erdemlice,
Adaletli
olarak yaşamanın,
Bu
faydalı olumlu yönde işler yapmanın
En
doğru kanaat,
En
doğru olduğunu
Aklını
erdemlice kullanabilenler
Elbette
anlayacaklardır…
Dedim
ya
Mutlaka
öleceksiniz,
Öğleyse
Dürüst,
erdemli
İyi
bir zengin olarak,
Dürüst,
adaletli bir hükümet olarak,
Dürüst,
adaletli bir imparatorluk olarak,
Dürüst,
adaletli
Erdemli
bir demokrasi olarak yaşamak
Çok
daha doğru olmaz mıydı?
Elbette
ki olurdu,
Dedim
ya bu söylediklerimi ancak
Aklını
erdemlice
Ve doğru
olarak kullanabilenler
Elbette
ki anlayacaklardır…
Karar
sizin,
Hür
düşünce, hür fikir olarak
Kimsenin
kanatlarını
Ve kimsenin
aklını kopartmış değilim,
Dedim ya
Karar
sizin.
Zamanın
kolları keskin bir bıçak...
Zaman
denen o şey
Keskin
bir makas gibi
Açmış
kollarını
Ve tüm
o kudret
Ve tüm
o haşmeti ile
İhtişamı
ile
Ve hem
de
Ta
öncesinden başlayarak
O geçmişimizi
kesip
Hiç
durmadan biçmektedir,
Hem de
hiç acımadan yapıyor bunu,
O bir
zâlim değil,
O
üzerine düşen görevini yapmaktadır,
Artık bundan
geriye
Ancak
ve ancak
Arkamızda
kalan
O
Dikiş
tutmaz dünler,
Dünler
ile hiçbir bağlantımız kalmıyor
Hatıralar
Ve
düşüncelerimizden başka,
Dönemiyoruz
o düne,
Geçmişi
değiştiremişyoruz,
Arkamızda
O
Hiç
bir terazinin,
Hiçbir
terzinin
Ve hiç
bir zaman,
Hiçbir
vakit
Asla
bir araya getiremeyeceği,
O hiç
bir makinenin
Asla
ve asla bir araya getiremeyeceği,
Yakasını
bir araya getirip de
Asla
ilikleyemeyeceği
Birçok
günler,
Birçok
dünler,
Birçok
saatler,
Birçok
vakitleri bırakmaktayız gerilerde,
Bakın
arkanızda ki o kadim tarihe
Bunu
sizlerde fark edeceksiniz,
Su
gibi akıp geçmekte ömür
Öğle
değil mi?
Duygularımıza,
Hislerimize,
Aklımıza
Ve
kalbimize göre,
Acılarımıza,
Sevinçlerimize,
Düşüncelerimize
Ve
mücadelemize göre çekilir
Veya
çekilmez bir duruma geldiğini zannettiğimiz
O
zaman denen şey,
O
vakit denen şey
Açmış
yine
Bakın
da görün
O
keskin makas gibi kollarını,
Yine
bir an ötemizde
O her
ne var ise
O keskin
kolları ile kesmektedir,
Dünde,
Bir an
öncesinde kalan
Tüm o
bağlarımızı bizden kopartıp
O
geçmişe hapsetmektedir,
Geriye
dönüşü imkânsızlaştırmaktadır,
O hiç
bir terzi makinesinin
Asla
ve asla bir araya getirip de
Dikemeyeceği
dünlerimizi
Ve geri
getiremeyeceği geçmişimizi
Bizden
kopartıp almakta,
Haydi,
Kolaysa
eğer getirin getirebilirseniz
O
geçmişte ki tek bir günü…
Görünen
odur ki
Tek
çare
Geleceğe
emin adımlar ile
Geçmişten
sağlıklı
İbretlik
dersler çıkartarak yürümek,
Erdemli
adımlarla
Şu
güneş sisteminde ki dünyamız gibi,
Hem
onun etrafında,
Hem
kendi etrafında,
Hem de
ikinci bir defa
Yine o
kendi etrafında yarımdan
Biraz
daha az bir dönüşle
Fakat
daima ileri bir zamana yürümekte olan
O
dünyamız gibi ileriye doğru ilerlemek zorundayız,
Bu
gerçeğin bilincinde olarak
Hiç
değilse
Erdemli
adımlar,
Sağlıklı
adımlar atarak yürürsek
Hiç fena
olmayacak
Öğle
değil mi?
Kim
bilir
Belki
de geçmişe dönebilmek için
Birçok
araştırma yapılmakta,
Bilim
insanlarının araştırmaları,
Bu
konuda ki meraklıların
Araştırmaları,
Kâşiflerin,
Bilim
insanlarının,
Mucitlerin
O tüm
icatları
O gelecekte
insanoğlunun başına
Ne
gibi faydalar
Veya
da ne gibi belalar açacağı da
Büyük
bir merak konusu
Öğle
değil mi?
Fakat
büyük bir gerçek daha var ki
Geçmişe
giden bir kapı bulunmuş olsa bile,
Önemli
olan
İnsanların
doğru tercihler yapması değil mi?
Eğer
doğru tercihler yapamayan bu insanların
O
kapıyı,
Geçmişe
giden o kapıyı bulduklarını bir düşünsenize,
Kim
bilir başımıza, kendi başlarına,
Gelecek
nesillerin, dünyanın
Ve
tabiatın başına ne gibi felaketler getirecekler…
Her ne
olursa olsun yine de zamanın
O
keskin kollarından
O dün
denen vakit asla kurtulamıyor,
Öğle
değil mi?
O
vakti satın alabilecek kudretin,
Zenginliğiniz
var mı?
Yok,
tabi ki de
O
halde değerini bilin
Ve
dosdoğru,
Erdemlice,
Âdil
olarak yaşayın,
Ağzımızın
tadını da bozmayın artık.
Kitap
ne için okunur...
Yalnızlaşmak
için mi kitap okuyoruz,
Birbirimizden
kopmak için mi?
Birbirimizi
ötelemek için mi?
Birbirimizden
nefret etmek için mi?
Birbirimize
karşı
Adaletsizlik
yapmak için mi?
Yoksa
Birbirimize
karşı mükemmel,
Laubali
Ve
saygısız laflarla sözlerle
Birbirimizi
yaralamak,
Birbirimizi
incitmek için mi?
Bununun
için mi okuyoruz kitapları,
Okulları
bunun için mi okuyoruz,
Ölümcül
füzeler icat edip
Birbirimizin
üzerlerine atmak için mi?
Ya da
birbirimize zarar vermek,
Düşman
olmak için mi?
Birbirimizin
hürriyetine tecavüz etmek için mi?
Birbirimize
Hiç
durmaksızın haksızlıklar,
Hileler
yapabilmeyi öğrenmek için mi?
Ne
için kitap okuyoruz,
Kimyayı
ölümcül bir silah olarak
Nasıl
kullanırız diye mi okuyoruz,
Mesela
kavga etmek için mi evlenmekteyiz,
Bunun
için evlenmeye gerek yok öğle değil mi?
Kavgaları
bir kenara bırakıp
Mutlu
bir hayat yaşamak içindir evlilikler,
Acaba
insanlar kitapları
Evliliklerde,
İnsan
ilişkilerinde
Birbirlerine
karşı kullanmak amacı ile
Daha
ne gibi kavgalar,
Ne
gibi zararlar verebilirim diye mi okumaktalar,
Lütfen
bir düşünsenize
Neden
kitap okuyoruz,
Yapayalnız
kalmak için mi?
Bunu
bir düşünün lütfen,
Oysaki
Erdemli
olmak için okunmalı değil mi kitaplar,
Erdemlilik
birbirimiz ile
İnsani
ilişkiler kurmak değil mi?
Dünya
denen evimizi sağlıklı olarak korumak,
Ormanlarımızı
korumak için değil mi?
İçilebilir
sularımızı israf etmek için değil mi?
Ne
için okuyoruz kitapları,
Çocuklarımızın,
Gelecek
nesillerimizin hayatını
Zehirlemek
için mi okuyoruz kitapları,
Fabrikaları
bunun için mi kuruyoruz,
Şirketler
savaş çıkartmak için mi varlar,
Kitaplarda
bunlar mı yazıyor,
Lütfen
düşünüp söyler misiniz?
Bizler
neden kitap okuyoruz,
Faydalı
kitaplarda yazan
O
faydalı işleri,
Faydalı
ilişkileri uygulamadıktan sonra
Ne
önemi kaldı
Söyleyebilir
misiniz?
Kitap okumanın
Ne
önemi kaldı
Birbirimiz
ile
İnsani
ilişkiler kuramadıktan sonra,
Erdemli
olamadıktan sonra
Ve
birbirimiz ile
Erdemli
ilişkiler oluşturamadıktan sonra
Kitaplarda
ki bilgileri,
Hatta
faydalı bilgileri bile
Bir
eşek gibi heybemizde
Taşımaktan
başka ne yapıyoruz.
Bir
katır,
Bir
kambur,
Keskin
bir satır gibi,
Lütfen
söyleyebilir misiniz?
Bizler
neden kitap okuyoruz
Ve ya
da
Bizler
niye kitap okumalıyız,
Yalız
kalmak için mi?
Kötülük
yapmak için mi?
Erdemli
olmak için mi?
Sevgilimize
karşı şiddet uygulamak,
Onu
her geçen gün
Daha
fazla üzmek,
İncitmek
yıpratmak için mi?
Arkadaşlarımıza
Ve
dostlarımıza
Daha
fazla ne kadar zarar verebilirim diye
Bir
kısım bilgileri
Öğrenebilmek
için mi?
Aile
fertlerimizi
Bir
canavar hâline
Nasıl
getirebilirim diye mi okuyoruz kitapları,
Gıdaları
suları zehirleyip
İnsanları
hasta etmek için mi okuyoruz kitapları,
Savaşlar
çıkartıp
İnsanlığı
Birbirinden
nefret ettirmek için mi?
Gelecek
nesillere
Hiç
durmadan komşu ülkelerin toplumlarını
Bir
öcü gibi göstermek için mi?
Hükümetleri
Hırsızların
ellerine teslim etmek için mi?
Memur
koltuklarına
Aptalları,
Merhametsizleri
koymak için mi?
Câhilleri
yönetici yapmak
Ve
başımıza türlü belalar açsınlar diye mi?
Ne
için okuyoruz kitapları
Lütfen
söyler misiniz?
Toplumu
ahlaksızlaştırmak için mi?
Yoksa
kaderimizi erdemlice bilgece
Sağlıklıca
yazmayı öğrenmek
Ve bu
yolda birlikte emin adımlar atmak için mi?
Tek
başınıza, iki kişi olarak
Ve
daha fazla kişi olarak bunu bir düşünseniz
Hiç
fena olmayacak…
Söyler
misiniz?
Bizler
neden kitap okuyoruz,
Baksanıza
Dünya
evimiz
Ve
kalp evlerimiz
Her
geçen gün kirleniyor,
Zehirleniyor,
Aile
hayatı zehir zemheriye dönüyor,
İnsan
ilişkileri zehir zemheriye dönüyor,
İsterseniz
yine son bir defa daha
Burada
tekrar edelim,
Şöyle
ki
Tek
başınıza,
İki
kişi olarak
Ve
daha fazla kişi olarak
Lütfen
bunu
Erdemli
bir kafa ile
Bilinçli
olarak,
Hep
birlikte düşünseniz
Hiç
fena olmayacak…
Söyler
misiniz?
Bizler
neden kitap okuyoruz,
Bizler
neden kitap okumalıyız,
Bizler
ne tür kitaplar okuyup
Ne
gibi hamleler yapmalıyız,
Bizler
neden kitap yazıyoruz,
Lütfen
söyleyebilir misiniz?
Bizler
neden kitap okuyoruz,
Birbirimize
zulmetmek için mi?
Yoksa
erdemli bireyler olup
Adaletli
bir cemiyet,
Dünya
sistemi oluşturmak için mi?
Peki,
Şu an
Karşımızda
görünen
Manzaraya
bakarak
Söyler
misiniz?
Okuduğunuz
kitapların
Sizleri
Ve
dünyamızı
Getirdiği
yer neresidir,
Lütfen
bunu bir düşünün,
Şimdi
yeniden soruyorum,
Şöyle
ki
Büyük,
kaliteli fikirler ile dolu
Ve çok
değerli bir hazine olan
O
faydalı kitapları
Bizler
neden okuyoruz,
Evet,
Lütfen
söyler misiniz?
Neden.
Boktan
bir manzara…
Sizlere
Boktan
bir manzaradan
Haber
vereyim mi?
Şöyle
ki
O
birçok ülkede
İstihbarat
teşkilatı,
Polisler,
Askerler,
Hâkimler,
Gladyatörler,
Silahlar,
Savcılar
neden vardır
Biliyor
musunuz?
Ben
sizlere haber vereyim,
Şöyle
ki
Haklarını
Haklı
olarak arayan
O
fakir toplumlara,
O fakir
insanlara,
Faydalı
Fakir
emekçilere karşı;
O
hırsız hükümetleri,
O
hırsız politikacıları,
O
hırsız zengin şirketlerin patronlarını
Korumak
için vardırlar...
İşte
Ben
Böyle
Çirkin
Ve
Adaletsiz
düzenin
Ta
içine sıçayım…
Bu
düzeni
Nesilden
nesillere
Devam
ettirmeye çalışan
O her
bir sistemin,
O her
bir insanın
Ta
içine sıçayım…
Bunun
için
Kurulan
O her
bir okulun,
Bunun
için yazılan
O her
bir kitabın,
Bunun
için çalışan
O her
bir insan aklının
Ta
içine sıçayım…
Dedim
ya
O her
insan
Er ya
da geç
Bir
gün ektiklerini
Ve
ekmedikleri biçecek,
Elbet
O her
bir insan
Hasat
mevsimi geldiğinde
O hasadını
mutlaka alacaktır,
O her
bir insan
Mutlaka
ölecek
Ve
Mutlaka
O yaptıklarının
Ve
yapmadıklarının karşılığı
Onlara
elbette
Gerçek
rab eliyle verilecektir…
Ey iyi
kalpli insanlar,
Çok
çalışın
Ve
gardınızı da ona göre alın,
Çünkü
Çok
zâlim bir sistemin içerisindeyiz,
Kötü
kalpli insan sayısı
İyi
kalpli insanlara kıyasla
Çok
fazla,
Erdemli
kalmayı ihmal etmeyin,
O
kötülere benzemeyin,
O kötü
kalpli insanlara benzemeyin,
İyi
Ve
erdemli insanları bulun
Ve
onlarla
Erdemli
ilişkiler içinde olun,
Erdemli
dostlar,
Erdemli
arkadaşlıklar biriktirin,
Cesur
olun
Adaleti
yaşatmak için
Ve
sistemi adaletli bir sisteme çevirtmek için
Mücadele
verin,
Mücadele
veremeyen kazanamaz,
Mücadeleyi
terk eden kaybeder,
Düşen
kaybetmez,
Yaralanan
kaybetmez,
Ölen
kaybetmez,
Gerçek
şu ki
Mücadeleyi
ter edenler kaybederler,
Erdemli
olmayı öğrenin
Ve
erdemli bir mücadele verin,
İşte o
zaman kazanacaksınızdır,
Hiçbir
saltanat bâki değil,
Kudret,
Hükümetler,
Saltanatlar
el değiştirirler,
Bu bir
gerçektir,
Kendinizi
eğitin
Ve
erdemli ilişkiler içinde olun,
Erdemli
adaletli dostlarla
Daha
güçlü olursunuz,
Karşımızda
adaletsiz hükümetler,
Adaletsiz
sistemler var,
Adaletsiz
ve bencil insanlar var karşımızda,
Güç ve
zenginlik
Çoğunluk
olarak onların elinde,
Şu
boktan manzarayı
Birlik
olup
İyi
ile değiştirmek mümkün olabilir,
Mücadele
verin, okuyun, kitap okuyun,
Erdemli
dostlar edinin.
Haydi,
Kalın
sağlıcakla.
Haksızlıklar kapınızı
çaldığında…
Dünyaya, ülke
yönetimlerine iyiliğin ve adaletin
Hâkim olmasını
istiyorsanız,
Arzuluyorsanız eğer
İyi insanlar ile bir
araya gelerek
Planlı bir çalışma ile
Erdemlice bir çaba
sarf etmekten başka
Hiçbir çaremiz yok,
Bu çabayı sarf etmez
iseniz eğer
Ne mi olur,
Ben size ne olacağını
haber vereyim
Şöyle ki
Bir gün o tüm hızıyla
yayılan
O tüm kötülüklerden
haksızlıklardan bir kaçı
Sizin ve
sevdiklerinizin kapısını çalmaya gelebilir.
Sonnet… Nafiz
coşkun
Kişi
sevdiği ile beraberdir… (Bir şarkı daha)
Kendimi
O bâzı
günler
Alı
koyamıyorum seni düşünmekten,
İşte o
günlerden biri daha,
Bugün
İşte o
günlerden birisi daha,
Yağmurlu
bir mevsim
Ve
sonbahar,
Arada
bir yağmur yağdığı
Olmuyor
değil hani
Yüzüme
gözlerimden,
Başıma
bulutlardan
Yağmıyor
değil hani,
Düşünüyorum
da
Meğer
Ne de
çok sevmişim beni seni,
Peki,
Ya sen…
Şimdi
itiraf ediyorum sana,
O her güzel
hayâlime ben
Mutlaka
senide yazardım,
Hatta
O her
bir hayâlim de
Baş
tacı olurdun sen,
Benim
Hayâlimdeki
O
En
güzel yerlere
Seni
ben yazıyordum
Fakat
Merak
ediyorum da
Acaba
Ben
senin
Hayâllerinin
neresindeydim,
Arada
bir hatırlana bir yerlerinde mi?
Yoksa
O en
güzel köşesinde
Kalbinin
her bir yerinde miyim?
Beni
sevdiğini
Senin
arkadaşların bana söylerlerdi,
Bunu
bana
O en
yakın arkadaşların
Arada
bir karşılaştıkça,
Eskileri
andıkça söylerlerdi,
Fakat
Olsun,
Yine
de
Ben
merak ediyorum
Acaba
ben senin hayâllerinin
Neresindeydim,
Hayallerinin
Eğer o
en güzel yerinde
Ben
olmuş olsaydım,
Sen de
biliyorsun ki
“Kişi
sevdiği ile beraberdir”
Mantığından
yola çıkarak düşünüyorum da
Yanında,
Yanı
başında,
Yanımda
olmalı değil miydin?
Sen
benim
Şu yanı
başımda olmalı değil miydin?
Bana
hep sorulurdu
Neden
senden uzaklaştığım çok defa,
Susardım
söylemezdim,
Fakat
İşte
Tamda
bu sebeple,
Sevdiğini
söylerdin
Fakat
Sen
yanımda olmazdın,
Unutma
ki
‘Kişi
sevdiği ile beraberdir’
Şimdi
bir bak etrafına
Kimlerlesin,
Kiminlesin,
Unutma
ki
‘Kişi
sevdiği ile beraberdir’
Bak
şimdi etrafına
Kimlerlesin.
Seviyorum
seni... (Bir şarkı daha)
Seviyorum
seni
Her
sabah
Yeni
bir umutla başlayıp güne...
Ne zaman
seni düşünsem
Güzelleşiyorum
Onca
çirkinliğine rağmen
Şu insanlığın,
Mesela
Yeniden
başlıyorum hayata,
Daha
bir sıkı tutunuyorum yaşamaya
Ve
Sana
Daha
bir aşkla geliyorum,
Daha
bir tutkuyla gülümsüyorum,
Daha
bir
Dik
duruyorum acılara karşı,
Seviyorum
seni...
Ne
zaman seni düşünsem
Ruhumu
saran
O
Tüm
hastalıklardan iyileşiyorum,
Mesela
Ne
zaman seni düşünsem
İçerimde
çölleşen
O tüm
yaşam sevinci yeniden
Şu
içerimde
Can
buluyor,
Böylece,
Hayata
Ve
sana
Daha
bir sıkı tutunuyorum
Sevgilim...
Seviyorum
seni,
Güne
bakan
O ayçiçekleri
gibi
Senin
yüzüne dönüp
Aydınlanıyorum,
Erdemleşiyorum,
Ağzımın
tadı güzelleşiyor,
Böylece,
Daha
güzel bir insan oluyorum sevgilim,
Ne
zaman seni düşünsem
İniyor
damla damla yağmur
Tenime,
Toprağıma
can veriyor,
Ağaçlarım
Şifalı
meyveler büyütüyor dallarında,
Ne
zaman seni düşünsem
Rüzgârlar
döllüyor çiçekleri bir-bir
Yeni
bir doğuma hazırlayarak mevsimleri,
Ben de
sana geliyorum sevgilim,
İçerimde
ki tüm o coşku ve istekle
Sana koşuyorum,
Atların
kırlarda koşmaları gibi
Bende
sana koşuyorum,
Tabiatı
güzel kokular sarıyor birden
Sen
geldiğinde şehrime,
Sen
geldiğinde fikirlerime,
Hayatımın
o
Her
bir şeyi cennete dönüşüyor,
Acılar
unutuluyor birden,
Seviyorum
seni...
Ne
zaman seni düşünsem
Daha
bir cesur oluyorum
Karanlıkların
Ve
insanların içinde ki
O her
bir cinayete karşı…
Seviyorum
seni,
Dur,
Lütfen,
Şiirim
Tükenmeden
Henüz
daha gitme
Benim
şu
Sana
aşk dolu
İçerimden,
Kalbimden
sevgilim...
Seviyorum
seni.
Yazar şair nafiz
coşkunun yayınlanan tüm kitaplarının isimleri
...
1: Kelebek mevsimi ve
saklambaçlar şehri…
2: Elma kokuları ve
yağmur zamanı…
3: Azap yağmurları…
4: Sevgili nâna ve
mektupları…
5: Papatya mevsimi…
6: Gece yürüyüşü…
7: Sevgili tutya ve
mektuplar…
8: Sürgün şehir…
9: Su kavmi ve Ruhûl
Kudüs...
10: Şafak gemisi…
11: Gemileri yaktım
Aşk ülkesinde…
12: Sürgün çocuklar…
13: Siyah incir ve
mavi kelebek…
14: Sofia filo ve
mektuplar…
15: İstanbul da sanat
ile aşk…
16: Afili
yalnızlıklar şehri…
17: Şairler anarşist
olurmuş…
18: Sular kesti
kılıçları…
19:
Kafa kâğıdı…
20: Hikmet ve
felsefe…
21: Olmak ya da
olmamak…
22: Papirüsler…
23: Meleklerin şehri…
24: İstanbul’un
kanatları altın da…
25: Kırmızı
yağmurlar…
26: Sobe, körebe ve
saklambaç…
27: Bakır cezve…
28: Kaldırımda
demlenen fikir…
29: Senfoni gülüşü…
30: Sevgiliye senfoni
ve aforizmalar.
31: Ölümsüzlük
senfonisi ve Felsefik yazılar.
32: Felsefe ile
şiirin buluşması.
33: Çirkin kral ve
fikir yazıları.
34: Ölü şairler
mezarlığı.
35: Cennetin
çocukları.
36: Şairler kenti ve
aforizmalar.
37: Kelebekler şehri
ve Felsefik notlar
38: Tutsak melekler
ve fikir yazıları…
39: Şair korsanlar ve
aforizmalar…
40: Şehrin azizleri
ve Felsefik yazılar…
41: Sofia filo ve
aforizmalar…
42: Faili meçhul
sevdalar ve aforizmalar…
43: Kırmızı balık ve
aforizmalar…
44: İhbarlanmış
aşklar ve Felsefik notlar…
45: Kılıçlar ve
kalemler…
46: Pur si muove ve
aforizmalar…
47: Şairlerin ölüm
dansı ve aforizmalar…
48: Düşmanlar ve
sevgililer…
49: Soprano ve kanlı
sözler…
50: Kurşun askerler
ve aforizmalar…
51: Ölüm öpücüğü ve
aforizmalar…
52:Kale düştü ve
felsefik yazılar…
53:Şairin kurşun
kalemi ve aforizmalar…
54: Şairin seyir
defteri ve aforizmalar…
55: Kartal yuvası ve
aforizmalar…
56: Kelimelerle dans
ve aforizmalar…
57: Yalnızlık
senfonisi ve aforizmalar…
58: Aksiyon ve
aforizmalar…
59: Aşk yasası, Aşk
diyalektiği…
60: Sinekler lordu ve
aforizmalar…
61: Kod-adı şair ve
aforizmalar…
62: Su akar yatağını
bulur…
63: insan ilişkileri
ve aforizmalar… (karma)
64: Sokrates’in
intikamı ve aforizmalar…
65: Cehennem
melekleri ve aforizmalar…
66: Aşk töreni…
(karma)
67: Arıkovanı ve aforizmalar…
68: Cadı kazanı ve aforizmalar…
69: Şairin intikamı ve aforizmalar…
70: Cadı avı ve aforizmalar…
71: Gümüş köpek balığı…
72: Ölüler şehri ve aforizmalar…
73: Taçsız kral ve aforizmalar…
74: Zehirli sarmaşıklar…
75: Mücadele sanatı ve aforizmalar…
76: Kıyamet sancısı ve aforizmalar…
77: Aslanların öğretisi ve aforizmalar…
78: Kartalların öğretisi ve aforizmalar…
79: Kurtların öğretisi ve aforizmalar…
80: Katil balinanın öğretisi ve aforizmalar
81: Bilgelerin öğretisi ve aforizmalar…
82:
Kalemşörler ve aforizmalar…
83:
Şairlerin senfonisi ve aforizmalar…
84:
Kafes demokrasisi ve aforizmalar…
85:
Kukla demokrasisi ve aforizmalar…
86:
Cehenneme hoş geldiniz… Aforizmalar…
87: Âraf da bir şair ve aforizmalar…
88:
Tanrıların savaşı ve aforizmalar…
89:
Rönesans ve aforizmalar…
90:
Şair Hamlet’in intikamı ve aforizmalar…
91: Şair, Tiranlara karşı ve aforizmalar…
92: Şair, Matrix’e karşı ve aforizmalar…
93:
İnsanlar, deliler ve aforizmalar…
94:
Hayvan terbiyecisi ve aforizmalar…
95:
Kaos düzeni ve aforizmalar…
96:
Kuzey ışıkları ve aforizmalar…
97: Cesur
yürek ve aforizmalar…
98:
Kumpas hayatlar ve aforizmalar…
99:
Gladyatörler ve aforizmalar…
100:
Dolunay ve aforizmalar…
101:
Cadılar, kuzular ve aforizmalar…
102:
Cumhuriyetin öğretisi ve aforizmalar…
103:
Öfke, bilgelik, erdem ve aforizmalar…
104: Çakalların
öğretisi ve aforizmalar…
105:
Tabiatın öğretisi ve aforizmalar…
106:
Karıncaların öğretisi ve aforizmalar…
107:
Ağaçların öğretisi ve aforizmalar…
108:
Kızılderili kabilelerinin öğretisi ve aforizmalar…
109:
Balarılarının öğretisi ve aforizmalar…
110:
Kelebeklerin öğretisi ve aforizmalar…
111:
Demokrasinin öğretisi ve aforizmalar…
112:
Hırsızlar kralı ve aforizmalar…
113:
Hasat mevsimi ve aforizmalar…
114:
Senkronize hayatlar ve aforizmalar…
115: Mahşerin dört atlısı ve aforizmalar…
Yorumlar
Yorum Gönder