KİTAP ADI: HIRSIZLAR KRALI VE AFORİZMALAR... (Kitap: 112. Hırsızlar kralı ve aforizmalar... author poet philosopher yazar şair Nafiz coşkun)

 

Felsefik yazılar, Aforizmalar, fikir yazıları, makaleler, şiirler, Aşk, jurnaller, kişisel gelişim, hikmet, sanat, sonnet, terapi, Sosyolojik ve psikolojik tespitler.

 https://drive.google.com/file/d/1EB0p22ZZUfo5L3fH_du6NwYgNHxWshYG/view?usp=drive_link

 KİTABI PDF OKUMAK İÇİN ÜSTTEKİ LİNKİ TIKLAYIN   ⬆⬆⬆

 

                                 ♛ ♣ ♡

 

 

     Hırsızlar kralı ve aforizmalar...      Kitap: 112.

 

                               ☆☆☆

 

Bâzen onlarca kumandandan ve politikacıdan

Daha çok faydalı ve erdemli iş yapar bilge cesur bir şair…

 

Seçimleriydi insanı iyi ya da kötü eden,

Kör aptal tâlih yoktu aslında kalbinde kaderin de insanın…

 

Düşüncelerimin, aforizmalarımın erdemleşerek olgunlaşmasın da ve hayatın içerisinde ki zorluklara cenderelere karşı cesur duruşumu gardımı alışımda benden yardımlarını geri çekmeyen meleklere teşekkür ediyorum. Ve o çok değerli tüm bilge hikmetli sanat felsefe insanlarına teşekkür etmeği kendime aziz bir vasıf olarak görmekteyim çünkü onlara gönülden teşekkür etmek bile benim gibi bir mücrimi azizleştirebilir. Ben sadece iyi insan olmaya çalışan o aziz sanatkârım olan Rab Allah’ın yarattığı Aşk ve erdem günahı işlemiş bir varlığım, sağlıcakla hoşça kalın.

                                                                   Nafiz coşkun.

 

                                    ☆☆☆

 

 

 

 

Yazar şair düşünür ve sanat insanı: Nafiz coşkun ile iletişim adresleri: e-posta: n.coskun006@gmail.com 

Ve ayrıca daha çok facebook Messenger,

Twitter ınstagram linkedln pinterest adreslerinden ulaşabilirsiniz.

 

 

Bu ve tüm kitaplarımın telif hakları, basım, yayın, satış hakları Nafiz Coşkun’a aittir. İzni alınmadan kitabın tümü, ya da bölümleri, mekanik, elektronik, manyetik ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, bastırılamaz, medyada okunamaz, şarkı türkü yapılamaz.

 

 

Baskı

Ofset baskı merkezi

 

         /

 

Matbaa sertifikası

 

ISBN:             

                                         ☆☆☆

Felsefik yazılar, Aforizmalar, fikir yazıları, makaleler, şiirler, Aşk, jurnaller, hikmet, sanat, kişisel gelişim, terapi,

Sosyolojik ve psikolojik tespitler ve sonnetlerin sayfa numaraları:

Sayfa: 7. ŞAİRİN(kendimin)SANAT TARZI

Sayfa: 9: Hırsızlar kralı… (sonnet)

Sayfa: 10: Erdemlice bilen bilmeyenle bir tutulmamalı… (sonnet)

Sayfa: 11: İyi ve erdemli bir şeyler yapmak zorundayız…

Sayfa: 20: Cennet o kadar ucuz değil…

Sayfa: 25: Kimlere taraf, kimlerle birliktesiniz… (sonnet)

Sayfa: 26: Hasat mevsimi ektiğini biçer her insan… (sonnet)

Sayfa: 27: Düz mantık yapalım, aslında çok basit… (sonnet)

Sayfa: 28: Basit bir mantık ile doğruya ulaşmak… (sonnet)

Sayfa: 29: Haksızlığın köküne kibrit suyu… (sonnet)

Sayfa: 30: Seyrediyor ve hazine kasalarınızı dolduruyordunuz…

Sayfa: 33: Zaferler, güçler, hükümetler el değiştirdiğinde…

Sayfa: 37: Dinle, anlamaya gayret göster… (sonnet)

Sayfa: 38: Aç gözünü, önüne bak, takılıp düşme… (sonnet)

Sayfa: 39: Kendilerini ilahi dinden zanneden münafıklar…

Sayfa: 42: İyi günde kötü günde kim var bak yanında…

Sayfa: 44: Dostunu eşini söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim…

Sayfa: 47: Hak taraftarı olmak yerine birbirlerine taraf oldular.

Sayfa: 49: Yeni hikâyene onlarsız başlamayı öğrenmelisin artık.

Sayfa: 51: Bize karşı düşman ediyorlar…

Sayfa: 54: Rab intikam sahibidir…

Sayfa: 56: Aptallıkta sınırları aştınız…

Sayfa: 58: Ayarı bozuk teraziler de hak arama boşuna kardeş.

Sayfa: 61: Bilenler ile bilmeyenler…

Sayfa: 65: Doğru ve haklı olan yerde misiniz?

Sayfa: 71: Kimler tarafından yönetiliyorsunuz…

Sayfa: 76: Ayrılıklar, zaman, hüzünler ve biz…

Sayfa: 79: İyiler iyilere, kötüler de kötülere… (sonnet)

Sayfa: 80: Uyuşunda büyüsün ninni zamanınız geçmiş olmalı…

Sayfa: 84: Düz mantık ve beyin jimnastiği…

Sayfa: 87: Hırsız krallara karşı adalet birliği kurulmalı…

Sayfa: 91: Lider zeki mi yoksa erdemli bir zekâda mı olmalı…

Sayfa: 94: Onlar ve sizler…

Sayfa: 97: Bencil, kibirli insanoğlu... (Bir şarkı daha)

Sayfa: 100: Dedikoducular ve gerçekleri… (sonnet)

Sayfa: 101: Yazarın bugüne kadar yazdığı kitaplarının isimleri.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dedikoducular ve gerçekleri…

 

Adaletli

Bir

Hürriyet

Ancak

Adaleti

Yaşayan

O

Erdemli,

Zeki,

Bilge

Ve

Bunun yanı sıra

Cesur insanlar eliyle sağlanabilir,

Yoksa sadece

Dedikodusunu yapanlar ile değil.

 

             Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

                                 ☆☆☆

 

 

 

 

 

 

Nafiz derki:

Sevgili Mikel’e, Cibril’e ve Şafağa ve sana

Ve senin için sevgilim.

Sevgili İsrafil’e,

Ölüm meleği Azrail’e ve Ruhûl Kudüs’e Teşekkür ediyorum.

Sonnet ve şiirlerimi, tane-tane,

Yavaş-yavaş ve yumuşak bir ses ile oku.

Fikir yazılarımı, makalelerimi, aforizmalarımı,

Şiirlerimi, sonnetolarımı, kelimelerimi, hikâyeciklerimi,

Jurnallerimi okurken düşünerek oku!

Anlamak istiyorsan bu dediklerimi yerine getirmelisin!

Ve unutma ki hikmetli düşünerek okumak;

Erdemlilerin, kibarların,

Asaletli,

Asil insanların aziz bir vasfıdır, karakteridir, sanatıdır unutma!

                                                      

                                                       Sonnet. Nafiz coşkun

 

 

            

                 ☆☆☆

          ŞAİRİN(kendimin)SANAT  TARZI.

 

Bu yazıyı tüm kitaplarımın baş sayfalarına yerleştiriyorum!

Beni ve sanat şiir tarzımı anlayabilmek için bu yazımı lütfen dikkatlice kendiniz ya da karşılıklı bir insanla okuyunuz ki benim yazmış olduğum eserlerimi daha iyi anlayabilmeniz mümkün olsun. Kendisine yazar şair düşünür ve sanat insanı unvanlarıyla seslenen o akılcı romantik adamın yani benim ne tarzda yazdığımı, nasıl bir nazm ölçü kullandığımı şu ifadelerle beyan etmek istiyorum. Şu aziz iki cümleyi çok irdeledim, olmak ya da olmamak ile anlamak ya da anlamamak cümlelerini. Ve anladım ki bu iki aziz cümle beyni dolmaya başlamış bir insanın tüm hayatını şekillendiren kafa kâğıdıdır, ruh haritasıdır. Düşün ve anlamaya çaba göster, olmak için ise bilgi ile meseleleri anlamak gerektiğine inandım daima. Şiiri, felsefeyi, fikirlerimi, telkini sonnet kalıbında, sonnet nazmın da birleştirdim, ha bu arada hatırlatmak isterim ki zâten kaliteli bir şiirin fikirsiz felsefesiz olması mümkün değil. Bazen de kimi yazılarımda sokak lisanını kullanmayı ihmal etmedim çünkü sokağın ayrı bir lehçesi vardır bunu inkâr edemem, iyi ya da çirkin sokağın o çok farklı argosunu bile kullandığım oldu. Her bir aklın, her bir anlayışın anlayışına göre anlatmaya çalıştım ve o sokak şairi üslubu yanında birde salon şairi ile aforizmacıların lisanını kullanmayı da ihmal etmedim. Bazen insanların o geçmişten bugüne hiç değişmemiş aynı olan ezberlerini bozmuş oldum bu farklı yazılarımla, bu farklı sanat tarzımla. Çoğunlukla bazen de insanların düşünce güçlerini artırmaya çalıştığım oldu. Hem sokak lisanını, sokak felsefesini ve hem de yüksek akademi lisanının felsefesini kullanmayı kendime has bir tarzda uygun gördüm. Aynı kitap içerisinde hem Sonnet’i, şiiri, makaleyi, jurnal yazılarını ve bazen de minik hikâyecik roman kokulu yazılarımı ve ayrıca laubali bir lisan tarzını da ihmal etmeden kullandığımı yazılarımda göreceksiniz çünkü kötülüğe karşı laubali olmamak mümkün değildir erdemli bir insan için. Ve hatta çok basit anlatılar ile süslenmiş şarkı sözü olabilecek dizeleri, şiirleri, Aşk’ı, Hikmet’i, kavgalarımı, hatalarımı, pişmanlıklarımı, halkımı, birbirinden çok farklı insan kalıplarını, farklı kültürdeki insanların isyanlarını, sohbet şiir kültürlerini, yalnızlıklarını, zaferlerini, yenilgilerini, umutlarını ve birçok şiirde olduğu gibi karamsarlığı değil, tam tersine insanları karamsarlıktan çıkartabilmenin uğraşısını göreceksiniz yazılarımda. Biliyorsunuz ki felsefi bir mesele üzerinde hikmetlice düşünmeye çalışmak insanın düşünce gücünü artırıyor. Ve işte bende Felsefik yazılar ile yoğurduğum mayaladığım şiir sonnet sanat düşünce fikir hamurumu kendime has yepyeni bir modern sanat tarzında sizlere ikram ediyorum, isteyen alabilir, alırsanız eğer zararlı asla çıkmayacaksınız emin olabilirsiz, çünkü ben de sizler gibi iyi bir insan olmaya çaba gösteren bir varlığım.

Yeniden kısaca tekrar etmem gerekirse eğer, Tüm eserlerimin kitaplarımın tarzı şöyle ki yazılarımın büyük bir bölümünü, fikirlerimin bir kısmını sonnet kalıbı nazmında, şiirsel kendime has Felsefik hikmetli dokunuşlarla yazdım. İşte bu bana has nazm ile tarz birleşince dünyada bir ilk oldum desem yeridir. Ayrıca bu nazm tarz birleşmesiyle yazılan bazı eserlerimin okunuşu konuları gibi zor, ağır gelebilir bazılarınıza. Lütfen yazılarımı daha dikkatli, yavaş ve seçici, tane-tane, düşünerek okuyunuz, anlamadığınız kelimelerin manaları için lütfen sözlüğe bakınız, bir kelime insan vücudundaki iskeletin parçası gibidir anlamını bilmeden okuyup geçerseniz hiçbir fayda göremezsiniz, zarara girmez erdemliler, kısacası ben Şiirle felsefeyi birleştirdim!

Hırsızlar kralı…

 

Hırsızlar ve haksızlıklar kralı

Ve aveneleri

Şöyle diyordu;

Aptal,

Câhil toplumlar

Ve

Aptal,

Câhil halk

Hayatta kaldığı sürece

Bizi

Krallığımızdan

Hiçbir kudret indiremez,

Bilge şairde cevaben dedi ki

Zâlimler de ara da bir doğruları söylerler.

 

                     Sonnet… Nafiz coşkun

 

                           

 

                  

 

 

 

 

 

 

 

 

Erdemlice bilen bilmeyenle bir tutulmamalı…

 

‘’Hiç zekiler erdemliler adaletliler

Yetenekliler bilgeler ile

O adaletsiz erdemsiz

Aptallar bir olabilirler mi?

Sorun kendinize,

Sorun birbirinize

Bunlardan hangilerinin demokrasisi,

Bunlardan hangilerinin hükümeti,

Hangisinin ilişkisi

Sizce daha refah ve huzur getirir

Hayata, aile ilişkilerine ülkeye

Ve dünyaya,

Lütfen sorun kendinize ve birbirinize bu soruyu sorun,

Aklını doğru kullanabilenler bilir elbet de bunun cevabını.

 

                                             Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İyi ve erdemli bir şeyler yapmak zorundayız…

 

Hayattan değil,

Tâlihten değil,

Kaderden değil,

İnsanlardan,

Hükümetlerden,

Örgütlerden,

Toplumlardan,

Kavimlerden,

Milletlerden,

Devletlerden

Âdil yaşamalarını,

Hatta erdemleşmelerini,

Hürriyetimize zarar vermemeleri istiyorum,

Aslında

Kötü olan

Ve bize zarar veren şu hayat değil,

Bize zarar veren

Şu dünya değil,

Bizlere zarar verenler

Tâlih değil,

Kader değil,

Aslında bize

Zarar verenler

Bir kısım insanlardır,

Bir kısım hükümetlerdir,

Bir kısım örgütlerdir,

Bunların kendilerine

Doğru dürüst bir çeki düzen vermeleri gerekmektedir,

Ya da biz onlara

Doğru dürüst bir çeki düzen vermek zorundayız,

Bizlerde diğer insanlar olarak

Erdemli harekete ederek

Doğru bir sistemle

Adalet mücadelesi vermemiz gerekmekte,

İyilik mücadelesi vermemiz gerekmekte,

Kaliteli bir dünya düzeni,

Kaliteli bir ülke düzeni kurmamız gerekmekte,

Bu mücadeleyi vermediğimiz takdirde

Bir gün bizim

Ve sevdiklerimizin kapılarını

Zarar vermek için çalacaklardır,

Haklarımızı gasp etmek için çalacaklardır,

Hürriyetimizi bizden almak için

Kapılarımız çalınacaktır,

Kadim tarih bunun örnekleri ile doludur,

Dedim ya

Hayattan değil,

İnsanlardan,

Hükümetlerden,

Örgütlerden,

Toplumlardan

Âdil yaşamalarını

Hatta erdemleşmelerini,

Hürriyetimize zarar vermemeleri istiyorum,

Bunu istemek

Hatta bunu vermezler ise

Vermelerini beklemeden almak da hakkımızdır,

Hürriyetsiz insan

İnsanlıktan çıkmış olan bir varlıktır,

Hürriyetsiz bir varlığın

Kendisine

Ve sevdiklerine

Hiçbir faydası olamayacaktır,

Kurbağa hikâyesini unutmayınız,

Kaynar suya atılan kurbağanın

Etkiye tepki vererek kurtulduğunu

Ve daha sonrasında ise

O kurbağayı

Ilık suyun içerisine koyarak

Yavaş-yavaş ısıyı yükselterek

Hissettirmeden

Onu haşlayıp uyutup

Öldürmek örneğini biliyorsunuz,

Sizin de elinizden

Hak ve hürriyetiniz

Yavaş-yavaş alınmaktadır,

Bunları düşündüğünüz olmadı mı?

Yavaş-yavaş elinizden haklarınız

Hürriyetiniz alınmaktadır,

Bunu almak

Ve korumak,

Azimle korumak için

Mücadele vermek en tabi hakkımızdır,

Erdemli olmaya çalışıyorum,

Haklarımı korumaya çaba gösteriyorum

Fakat

İnsan tek başına

Alacağı yol sınırlıdır

Fakat

Birlikte daha uzun yolları aşabilir,

Daha zor engelleri aşabilir,

Âdil bir hürriyet sahibi olmaya gayret ediyorum,

Birlikte hareket edebiliriz,

Birliğin ve bilginin gücünü

Birlikte kullanarak,

Birlikte hareket ederek,

Hürriyetimizi

Ve adaleti ayakta tutmak için

Güçlerimizi birleştirebiliriz,

Erdemli âdil olmaya gayret ediyorum,

Ancak erdemli

Ve âdil olmaya çaba sarf edenler ile

Daha güzel işler başarılabilir,

Ben bunun farkındayım,

Ben iyi olmak için çabalayan bir insanım,

Cemiyetinde

Bu çabayı sarf etmesi için

Onları harekete geçirmenin

En doğru karar olduğuna,

Bunun kesinlikle acilen

Çok gerekli olduğuna inanıyorum,

Eğer

Bu insanlar

Erdemli

Ve âdil olmayı,

Erdemli ve âdil yaşamayı tercih etmezler ise

Bu kendi aptallıkları olacaktır,

Erdemli âdil olmayış tercihleri

Onlar ancak

Zarardan ziyandan başka,

Köle kalmaktan başka

Hiçbir şey getirmeyecektir…

Hatta

Bir başkalarının

Sana,

Sizlere hürriyet,

Hatta şifa ecza getirmesini beklemek

Doğru bir beklenti olmayabilir,

Bunun farkına varmalısınız,

Bunun için mücadele vermek gerekmektedir,

Haklarınızı almak için

Birlikte harekete geçmek,

Bunun için akıllıca mücadele vermeniz gerekmektedir,

Bir başkalarının içtiği ilacın

Senin,

Sizlerin hastalığınıza çare olmayacağı

Kesin bir gerçektir,

Bunun farkına varmalısınız,

Ben mi?

Ben,

Âdil ve erdemli durumumu,

Ben,

Tüm kudret ve tüm şu gücümle

O hür durumumu korumak için

Zâten mücadele veriyorum,

Hakkımı söke söke almak için

Mücadelemi veriyorum,

Gerekenler elbette yapılmalı,

Birlikte hareket etmek ise

Elbette en doğru karar olacaktır,

Erdemli adaletli olmak isteyenlerin,

Âdil bir hürriyet arzulayanların

Birlikte hareket etmeleri

Elbette ki

En doğru karar olacaktır…

İyi bir şeyler yapmak zorundayız,

Erdemli ve geleceğe yönelik

Muhteşem işler başarmak zorundayız,

Böyle yırtıcı insanların arasında

Tek bir aslan kalarak

Tek başına hareket etmek

Çok doğru bir karar değildir,

Aslanlar birleşmeliler,

Birleşmek

Ve birlikte hareket etmek zorundayız,

Erdem ve adalet üzerine

Birlikte harekete etmek mecburiyetindeyiz,

Birlikte

Erdem ve adalet üzere harekete geçmez isek

Neler olur biliyor musunuz?

Sorun lütfen,

Kendinize bu soruyu sorun,

Kendinize deyin ki

Yoksa ne mi olur,

Ne olacağını

Ben sizlere haber vereyim,

Bir gün senin de,

Bir gün sizlerin de,

Bir gün

Benimde

Kapımızı

Hiç istemeyeceğimiz,

Asla arzulamayacağımız,

Kötülükler,

Onların yaptığı

Kötülükler,

Haksızlıklar,

Onların yaptığı

Haksızlıklar çalabilir,

Evet,

Kapımızı bunlar çalabilir,

Birçoğunun kapısını çalmaya başladı bile,

Dedim ya kadim tarih

İbretli hikâyeler ile doludur,

Tarihten ibret almayan ancak ziyanda değil midir?

Elbette ziyandadır,

Unutmamalısınız ki

O kapısı çalınacak evlerin içinde

Sevdiklerimiz yaşamaktadır…

İyi ve erdemli bir şeyler yapmak zorundayız,

Bir olmak,

Erdem ve adalet üzere bir olmak,

Birleşmek mecburiyetindeyiz,

Şimdi rotanızı birlikte

Erdem ve adalet birliğine çevirin

Ve orada birleşmek için azmedin,

Yoksa

Durum çok endişe verici

Çok acı verici bir hâl almak üzeredir,

Aklını erdemlice kullanabilenler

Geleceği görebilmektedir,

İnsanların,

Toplumların tercihleri sebebi ile

Gittikleri yönü görmemek aptallık olurdu,

Uçuruma götürüyorlar bizleri,

Adaletsiz yaşam bir uçuruma gidiştir,

Erdemsiz yaşam

Ölümcül bir uçuruma sürükleniştir,

Âdil bir hürriyeti kaybetmek

Ölümcül

Acı verici bir uçuruma sürükleniştir,

Tüm bu anlattıklarıma rağmen

Hâlen

Kararsız mısınız?

O halde

Sevdiklerinizi,

Gelecek nesillerinizi düşünün,

Onların,

O haksızlıklar yapanların

Ellerine mi teslim edeceksiniz sevdiklerinizi,

Gelecek nesillerinizi,

Ormanlarınızı,

Temiz sularınızı

O haksızlık yapmayı,

Câhilce yaşamayı,

Aptalca bir hayat sürmeyi

Bir kültür

Yaşam biçimi hâline getirenlerin

Kirli kanlı ellerine mi teslim edeceksiniz,

Şaşarım aklınıza,

Uyanın,

Uyanın artık,

Zaman,

Tek aslan kalmak zamanı değildir,

Erdem ve adalet üzerinde,

Âdil bir hürriyet üzerinde birleşmek zamanıdır,

Aslanların birleşmesi gerekmektedir,

Uyanın artık…

Daima demişimdir,

Yine burada da tekrar etmek istiyorum,

Şöyle ki

Tâlih ya da kader değildi

Aptal câhil zâlim olan,

Aslında

Toplumların,

Halkın, demokrasilerin,

İnsanların,

Hükümet

Ve örgütlerin

O kendi karar

Ve

O kendi tercihleriydi

Onları aptal câhil zâlim,

Ya da erdemli âdil yapacak olan…

Uyanın artık,

Uyanın da

O erdem ve adalet üzerine birleşin,

Durum hiç de iç açıcı değildir, uyanın artık.

Cennet o kadar ucuz değil…

 

Kendilerinin müslüman,

Hıristiyan

Ya da

Yahudi olduğunu söyleyip,

Kendilerinin

Mesih İsa peygamberin

Sevenleri ve taraftarı olduğunu söyleyip,

Kendilerinin

Muhammed peygamberin

Taraftarları ve sevenleri olduğunu iddia edip,

Kendilerinin

Yakub İsrail peygamberin

Sevenleri ve taraftarları olduklarını haber verip,

Kendilerinin

Davud peygamberin taraftarları

Ve sevenleri olduklarını söyleyip,

Kendilerinin

Musa peygamberin

Veya İbrahim peygamberin

Taraftarları ve sevenleri olduklarını söyleyerek

Böylelikle

Cenneti hak edecekleri inancını taşıyanlar var,

Cenneti hak etmek için

Bu inanç üzere olmak yeterli değildir,

Cenneti hak etmek için

Ancak

Adalet ve hak üzere bir yaşantıyı

İçselleştirerek

Samimiyetle,

Dürüst olarak,

Dosdoğruca,

Erdemlice

Ve bilinçli olarak yaşamak gerekmektedir,

Şimdi bakınız

Şu adaletsizlik,

Haksızlık

Ve

Erdemsizlik üzere olan,

Hükümetlere bakınız,

Taraftarlarına,

Toplumlara bakınız,

Örgütlere,

Partilere,

Ülkelere bakınız,

Tarikatlara,

Cemaatlere,

Cemiyetlere bakınız,

Bu iddia üzere olan

Şu tüm insanlara bir bakın da

Ne kadarı cenneti hak etmiş,

Ne kadarı yalancı,

Ne kadarı

Aslında cehennemi hak etmiş anlayacaksınız,

Yalan söylüyorlar,

Yalanlarına kanmayın,

Kendilerini bile kandırıyorlar,

Kendi yalanlarına bile

Kendilerini inandıracak kadar

Budalaca yaşayan

Adaletsiz

Erdemsiz,

Kaba,

Nezaketsiz,

Haksız bir yaşam üzere olan

Şu insanlara da bakınız,

O kendi evleri olan

Dünya gezegenine

Ve insanlığa

Haksızlık eden,

Cinayetler işleyen

Şu insanlara da bir bakın,

Hem adaletsiz haksız bir yaşam üzere olacaklar,

Hem de

Adalet erdem üzere inşa edilmiş

O cenneti hak ettiklerini düşünecekler,

Gülerim o budalaca düşüncelerinize ve hâlinize,

Yalan söylüyorlar,

Cennet ve ilahi din üzerinden

Taraftarlar toplayarak,

Zevk sefa lüks içinde

Bir yaşam yaşamak için

Kendilerini ve taraftarlarını bile kandırabilen

Şu budalalara da bir bakın hele,

Yalan söylüyorlar,

Şu hükümetlerden,

Şu örgütlerden,

Şu toplumlardan,

Şu insanlardan kaçı

O adalet

Ve erdem üzere kurulan cenneti hak etmiş

Akıllıca bir düşünmeli,

Yalan söylüyorlar,

Utanacak yüzleri kalmamış,

Yalan söylüyorlar,

Yalanları ile

O temiz ilahi dine,

O temiz

Peygamberlere iftira etmiş oluyorlar,

Yalancıların üzerine

Ancak

İblisler şeytanlar iner,

Yalan söylüyorlar,

Bunlar

Ancak

Şeytanların

Ve iblislerin aveneleridir,

Hem adaletsizlik

Erdemsizlik

Haksızlık üzerine bir hayat yaşayacaksınız,

İnsanlara, tabiata,

Dünyaya, sulara, yere göğe haksızlık

Ve adaletsizlik edeceksiniz,

Daha sonrada cenneti hak ettiğinizi düşünerek

Hatta hiç utanmadan rabbin dostları

Yakınları sevenleri olduğunuzu,

İlahi dinlerin temsilcileri olduğunuzu,

İlahi dinlerin halifeleri olduğunuzu,

Peygamberlerin vekilleri temsilcileri olduğunuzu

Ve buna benzer birçok şey üzerine

İddialarda bulunacaksınız,

Ben sizlere inanmıyorum,

Adaletsizlik haksızlık üzere yaşam yaşayıp da

Bu gibi iddialarda bulunalar

Ancak

İblisin

Ve şeytanların aveneleridir,

Bunlara inanmayın,

Bunların yalanlarına kanmayın,

Aldanmayın bunlara,

Bunlar yalan söylüyorlar…

Dedim ya

Cennet

O kadarda ucuz değil,

Ha bu arada

Cehennem de

Lüzumsuz değil.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kimlere taraf, kimlerle birliktesiniz…

 

Size şeytandan iblisten bahsediyorlar ya

Ben size onun en çok nerede durduğunu haber vereyim,

Şöyle ki adaletsiz erdemsiz ve haksız hükümetlerin,

Tarikat ve cemaatlerin, örgütlerin,

Toplumların, partilerin tam baş kısmın da,

Bir de yönetiminde durmaktadırlar,

Arkalarından ise aptal câhil kalabalıklar sürüklenmektedir,

Şimdi hükümetlerinizin örgütlerinizin,

Tarikat ve cemaatlerinizin

Sizi neye ve nereye davet ettiğini

Yeniden düşünmeye başlasanız çok daha iyi olacak,

Çünkü adaletsizliğin sürükleyeceği yer ancak

Cehennem olacaktır, haksız mıyım?

Aklını erdemlice hikmetlice kullanabilene bir işaret yetemez mi?

 

                                                   Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hasat mevsimi ektiğini biçer her insan…

 

Kimlere

Tarafsınız ya da değilsiniz,

Ve

Kimler ile

Birliktesiniz ya da değilsiniz,

Bunların

Hesabı

Elbette

Herkesin

Ektiğini

Biçeceği

O hasat

Mevsimin de gününde sorulacaktır,

Elbette âdil olan Rab bir ilahi mahkeme kuracaktır.

 

                                      Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Düz mantık yapalım, aslında çok basit…

 

Adalet

Hak

Erdem

Diye

Bir

Din

Var,

Bunun

Üzerine

Bilinçli

Ve samimi

Olarak dosdoğru

Yaşamayanlar

Ektiklerinin karşılığını elbet de alacaklardır.

 

                              Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Basit bir mantık ile doğruya ulaşmak…

 

Her insan kalben

Taraf olduğunun

Dini üzerinedir,

Bakınız o taraf olduğunuz

O insanlar,

O örgütler,

O hükümetler,

O toplumlar,

O kavimler,

O tarikatlar, o cemaatler,

O cemiyetler,

O milletler neler yapıyorlar,

Unutmayınız ki adalet hak erdem üzerine bir ilahi din,

Ve adalet erdem hak üzerine inşa edilmiş bir cennet var.

 

                                         Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haksızlığın köküne kibrit suyu…

 

Baktım ki

Gelen olmadı

Haklarım hürriyetim adaletim

Gaspa uğrarken,

Bende döktüm kibrit suyunu

Köküne şu insanlığın,

Köküne şu halkın, tarikatın cemaatin,

Köküne şu devletin, milletin, kavmin,

Köküne şu dostların, ahbapların, akrabaların,

Köküne şu arkadaşların, yoldaş zannettiklerimin,

Köküne şu memleketin, şehirlerin, kentlerin,

Köküne şu hükümetlerin, yönetimlerin, şirketlerin,

Ta köküne dibine,

Çaldım ateşi bir daha hortlamasın haksızlık diye.

 

                                  Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Seyrediyor ve hazine kasalarınızı dolduruyordunuz…

 

Gemilerimi

Artık

Batıramayacaksınız

Sularınızı

Topraklarınızı

Göğünüzü  

Kuruttuğumda…

Beni duyabiliyor musunuz?

Siz

Haklarım gasp edilirken

Benim tarafımda

Yoktunuz,

Ben haksızlığa

Adaletsizliğe uğrarken

Benim tarafımda

Yoktunuz,

Bir gün,

Elbet bir gün,

O 

Hasat mevsimi geldiği vakit,

Ben diyeceğim ki

Şimdi

Sırası bende

Seyretmenin vakti,

O başınıza kederli

Ve

O

Başınıza

Acı dertler yağdığı vakit,

Ateş yağdığı vakit,

Gazap

Ve azap yağdığı vakit,

Şimdi

Seyretmenin

Sırası bende diyeceğim,

Ben adaletsizliğe uğrarken,

Bir kısım insanlar adaletsizliğe uğrarken,

Ben haksızlığa uğrarken,

Bir kısım insanlar haksızlığa uğrarken

Ancak sizler seyrediyor

Ya da

O kendi haksız şahsi çıkarlarınız peşinde

O haksız zenginliklerinize

Yeni ve haksız zenginlikler katıyordunuz,

Öğle değil mi?

Ateş düştüğü yeri yakıyor,

Anlamanız için

O ateşe girmeniz gerekiyordu,

Şimdi

Kökünüze kibrit suyu,

Memleketimizin,

Hükümetinizin,

Örgütlerinizin,

Tarikatlarınızın,

Cemaatlerinizin,

Hakkınızın,

Taraftarlarınızın

Ve o avenelerinizin köküne kibrit suyu…

Dedim ya

Gemilerimi

Artık

Batıramayacaksınız,

Sularınızı,

Topraklarınızı,

Göğünüzü kuruttuğumda…

Sadece seyrediyordunuz,

Ben

Ve bir kısım insanlar

Haksızlığa

Adaletsizliğe uğrarken

Sadece seyrediyor

Ve

Ancak

O hazine kasalarınızı

Haksız yere

Doldurmakla

Meşgul oluyordunuz,

Gazap yağmurları yağdığında üzerinize

Seyretme sırası

Bana da gelecek elbette,

Dedim ya

Gemilerimi

Artık

Batıramayacaksınız,

Sularınızı,

Topraklarınızı,

Göğünüzü kuruttuğumda…

 

Zaferler, güçler, hükümetler el değiştirdiğinde…

 

Bir gün

O güç dengeleri

El değiştirecek,

Buna mutlaka emin olabilirsiniz,

Bir hükümet,

Bir örgüt,

Bir insan,

Bir imparatorluk

O halkın çoğunluk desteğini alsa bile,

Yenilmez silahlara

Sahip olduğunu zannetseler bile,

Asla

Sonsuza kadar

Hüküm sürmezler,

Süremediler de,

Mutlaka güç

El değiştirdi,

Değiştirecek de,

Mutlaka

Zaferler

El değiştirdi,

El değiştirecek de,

İşte ben

Sizi o gün görürüm,

Kadim tarih

Bu anlattıklarımın

Ve şu anda anlatmakta olduğumun

Habercisidir,

Bunun acı

Ve

O ibretlik sahneleri ile

Dolu olan

Kadim tarih

Buna şahit olmaktadır,

Dileyen

İbret alır

Adalet hak üzere bir yaşantı edinir

Ve böylece mutlu huzurlu olur,

İbret almayan

Ve alamayanın ise

Ancak canı cehenneme,

Onunda

Köküne

Kibrit suyu…

Bakın,

Gördünüz mü?

Budalalar,

Aptallar,

Haksızlar adaletsizler sürüsü,

Güç, zenginlik

Ve zafer

Ellerine geçtiğinde

Nasılda

Yeniden o haksızlıklarını,

O adaletsizliklerini yapmaya

Ve hazine kasalarına haksızca

Para altın yığmaya başlıyorlar,

Budalalar aptallar sürüsü,

Kadim tarihte de ataları böyleydi bunların,

Şimdi, onlar birer masal oldu,

Hatta unutuldu gitti,

Budalalar,

Aptallar,

Haksızlar sürüsü…

Dedim ya

Elbet bir gün

Güç,

Hükümet,

Zafer

El değiştirecektir,

Ben sizi asıl o gün görürüm…

Kadimde

Çok azı hariç

O her bir insanın,

Çok azı hariç

O her bir hükümetin,

Çok azı hariç

O her bir toplumun,

Çok azı hariç

O her bir devlet ve imparatorluğun

Eline güç,

Zafer,

Zenginlik geçtiğinde

Yeniden

Adaletsizliğe,

Haksızlığa

Ve haksız yere

Hazine kasalarını doldurmaya başladığı görüldü

Ve böylelikle

O yapmaya başladıkları

Adaletsizlikleri

Ve haksızlıkları sebebi ile

Güçleri, hükümetleri,

Zaferleri el değiştirdi,

Hem dünyaları

Hem de gelecekleri

Cehenneme döndü…

Dedim ya

Elbet bir gün

Güç,

Hükümet,

Zafer

El değiştirecektir,

Ben sizi asıl o gün görürüm.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinle, anlamaya gayret göster…

 

Gözlem yap,

Dinle, anlamaya çabala,

Yetenek edin,

Yoksa öğrenemezsin,

Erdemli bir kıvamda

Dem alamaz

Ve bilgece

Güçlenen biri de olamazsın,

Dedim ya gözlem yap,

Dinle, anlamaya çabala,

Yetenek edin,

Unutma ki

O en faydalı kararları, hamleleri, atılımları

Ancak erdemli adaletli bilgeler yapar.

 

                           Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Aç gözünü, önüne bak, takılıp düşme…

 

Geçmişe takılı kalmayın,

Geçmişe mahkûm kalmayın,

İlerleyemezsiniz,

Oradan ibret alın,

Tecrübe edinin,

Geleceğinizi şekillendirin,

Gününüzü faydalı yaşayın,

Geçmişten erdemli dersler

Ve erdemli tecrübeler edinerek

Bugüne,

Geleceğe odaklanın,

Böyle

Daha iyi

Ve daha huzurlu olursunuz.

 

                     Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kendilerini ilahi dinden zanneden münafıklar…

 

Bu memleketin,

Bu hükümetin

Ve bunların taraftarlarının

İçleri, kalpleri

Kendisini

Müslüman zannedenlerin yaşadığı

Münafıklıklar ile dolu,

Ya siz kusun

Artık içinizde ki

O tüm pisliği

Ya da

Zâten

Ben

O hem kirli,

O hem adaletsiz hâlinizden dolayı

Kusuyorum,

Soruyorlar,

Diyorlar ki

Münafık nedir,

Bilge şaire

Münafığın ne olduğunu soruyorlar,

Bilge şair de

Onlara cevaben diyor ki

O kendi kalbinde gerçekte

Aslında olmayan bir vasfı

Varmış gibi etrafına gösteren,

Hile amacı ile ikiyüzlü,

Sahtekâr,

Şeklen hile yapmak amacı ile taklitçi,

Olmadığı şeyi olmuş gibi gösteren,

Yapmadığı iyiliği

Yapmış gibi gösteren,

Adaletsiz ve haksızlık yapan,

Kötü emelleri uğruna

Yalan söylemeği meslek edinmiş,

Adaletsizliği haksızlığı seven,

Adaletsiz paylaşım hem yapar hem de yaptırır,

Adaletsizlik yapanlara da taraf destek olur,

Hayatını hile üzerine inşa eden,

İlahi dini

O kendi şahsi çıkar ve

O kendi menfaatleri için kullanan,

Zenginliğine zenginlik katmak için

Dindar görünen

Hatta o dinlerin ibadetlerini

Fazlası ile yapabilen,

İşte bu özelliklere sahip olanlara

Münafık denir dedi bilge şair,

Şimdi

Bakın aynaya,

Var mı?

Sizin de üzerinizde

Bu vasıflardan

Özelliklerden her hangi biri!

Var ise eğer

Siz münafıksınız demektir,

Ben mi?

Ben adalet erdem hak dini üzereyim,

Ben sizlerden değilim,

Sizden biri değilim,

Sizde benden değilsiniz,

Olay bu kadar basit,

İşte alın size düz mantık…

Hep söylemişimdir,

Doğru soruları sorarak

Gerçeğe,

Gerçek

Ve doğru cevaplara ulaşmanız mümkün diye,

Daima söylemişimdir,

Aynalar,

Vicdan aynası

İnsana,

Hükümetlere,

Toplumlara,

Devletlere,

Cemiyetlere savcı olarak yetmez mi?

Elbette ki yeter…

Budalalar,

Ben size demiştim,

Cennet

O kadar ucuz değil,

Ha bu arada,

Cehennem de lüzumsuz değil…

 

 

 

 

 

İyi günde kötü günde kim var bak yanında…

 

Yola çıktım gelmediler,

Fakat

Savaşı kazanan ben oldum,

Zordu,

Güç de olsa başardım,

Kişi sevdiği ile beraberdir,

İyi günde ve kötü günde de,

Kişi sevdiği ile birliktedir,

Kimse kendisini kandırmasın,

Baksın bir etrafına

Kimi seviyorsa

Onun yanındadır aslında,

O zamanlar etrafıma baktığımda

Yanımda sadece

Sanatkârım ve

Yaradanım olan

O Rab vardı,

O sahte Rablardan bahsetmiyorum,

Âlemlerin rabbinden bahsediyorum,

Bu saatten sonra ise

Asla acımıyorum

O benimle kalmayanların

O düştüğü

Ve düşecekleri acı hâllere,

Üzerlerine ateş yağacakmış,

Üzerlerine gazap yağmurları yağacakmış,

Üzerlerine cehennem yağacakmış,

Peki,

Bu saatten sonra

Acaba benim umurumda olur mu?

Elbette ki olmaz,

Acıyor muyum?

Elbette ki acımıyorum,

İşin gerçeği

Bu saatten sonra

Üzerlerine gazap yağacakmış,

Hiç de umurumda değil,

Hepsinin köküne

Kibrit suyu,

Çalın gitsin,

Yakın gitsin.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dostunu eşini söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim…

 

Aptallar ile

Câhiller ile

Kaba insanlar ile

Anlayışsız

İdraksiz

O budala insanlar ile

Yakınlık oluşturup

Mutluluk beklemeyin boşuna,

Dertten,

Kederden,

Beladan,

Huzursuzluktan başka

Hiç bir şey bulamazsın onların yanında

Ve onların kalplerinde

Size karşı gerçek bir sevgi,

Gerçek bir mutluluk bulamazsınız,

Unutmayın ki

Su kabının aldığı rengi gösterir,

Hangi kaba,

Hangi insana,

Hangi topluluğa gidersen

Sana da ancak

O yansımaya başlar,

Kendilerine ait olan

O kendilerinin renklerini

Sana yansıtmaya başlarlar,

Sana

Ya dertleri,

Ya belaları,

Ya adaletsizlikleri,

Ya haksızlıkları,

Ya kötülükleri bulaşır,

Ya da

O neyi yaşıyorlar ise

İşte o bulaşır,

O renge girersin,

Benim sana önerim şudur ki

Şimdi

Yeniden kontrol et arkadaşını,

Dostunu, sevgilini, aileni,

Hatta çevreni,

Kimdir,

Nedir,

Câhil midir?

Aptal mıdır?

Hırsız mıdır?

Arsız mıdır?

Münafık mıdır?

Adaletsiz midir?

Karakteri bozuk mudur?

Hilekâr mıdır?

Kötü müdür?

İyi midir?

Korkak mıdır?

Yalancı mıdır?

Kimdir,

Yoksa erdemli midir?

Kimdir,

Kime taraftır diye

Erdemlice

Ve bilgece muhasebeni yap,

Bu ömrü bir kere yaşıyorsun,

Hiç değilse

O bir kere yaşayacağın ömrünü de

Dürüst,

Âdil,

Erdemli

Ve bilgece yaşa,

Ne işi olur dürüst insanın,

Adaletsiz,

Erdemsiz insanlar ile

Öğle değil mi?

Sen bana arkadaşını dostunu eşini söyle

Bende sana kim olduğunu haber vereyim,

Sen bana hükümetini söyle

Bende sana kim olduğunu söyleyeyim,

Sen bana tarikatını cemaatini söyle

Bende sana kim olduğunu söyleyeyim,

Sen bana hayallerini

Ve o hayaller ile neler yapmak arzuladığını haber ver

Ben de sana karakterinin ne olduğunu

Sana haber vereyim…

Dedim ya

Bana dostunu,

Bana eşini,

Bana taraf olduğun şeyleri söyle

Bende sana

Senin kim olduğunu söyleyeyim.

Hak taraftarı olmak yerine birbirlerine taraf oldular…

 

Hangi dinden,

Hangi ırktan,

Hangi örgütten,

Hangi hükümetten

Ve hangi

Milletten olurlarsa olsunlar,

Adaletin,

Hakkın taraftarı olmak yerine,

Birbirlerinin

Tarafını tuttular

Ve böylece

Cehenneme sürüklenenlerden oldular,

Hakkın hatırı âli idi

Bunun yerine

O birbirlerinin hatırlarını üstün gördüler

Ve böylece dünyalarını da

Geleceklerini de cehenneme çevirdiler,

Herkes ektiğini biçecektir,

O günün gelmesini bekliyoruz,

Hasat mevsimi mutlaka olacaktır,

O hasat mevsiminde

Herkes

Eline ne geçtiğine,

Nelerin geçmediğine bakacak,

Görecektir,

Her bir insan

Yaptıklarının

Ve yapmadıklarının hesabını

İşte

O hasat mevsiminde

Mutlaka biçerek alacaktır,

Ben mi?

Ben adalet erdem

Ve hak dini üzerineyim,

Ne ailemin,

Ne akrabalarımın,

Ne devletimin,

Ne milletimin,

Ne kavmimin,

Ne hükümetin dini üzerine değil,

Ben,

Adalet erdem

Ve hak dini üzereyim,

Dedim ya

Herkes ektiğini biçecektir,

Benim günahım bana,

Sizin günahlarınız size,

Benim hatalarım bana,

Sizin hatalarınız da size,

Sizin dininiz size,

Benim dinim de bana,

Sizin felsefeniz size,

Benim felsefem de bana,

İşte düz mantık,

Aslında olay bu kadar net

Ve basit.

 

 

Yeni hikâyene onlarsız başlamayı öğrenmelisin artık…

 

Seninle kalmak

Ve seninle olmak istemeyenlere deki

Seni sevmeyenlere

Ve seni sevmeyecek olanlara de ki

Tamam,

Bizler bir süre eğlendik,

Hatta mutlu olmaya çalıştık,

Kim bilir belki başardık

Ya da belki başaramadık,

Şimdi

Ben;

Sen

Ve sizler olmadan

Hayatım da

Daha güzel bir hikâye başlatmaya gidiyorum,

Benim buna gücüm var,

Bu yeni hikâyeye başlamak gücüm

Ve arzum var de

Ve

O yeni hikâyene

Kararlı bir şekilde başla,

Artık başlat,

Hayatında yeni bir hikâye başlat,

Kararlı ol...

Unutma

Aklını erdemlice

Ve hikmetlice kullanabilenler için

O her zaman

Yeni

Ve daha mükemmel hikâyeler

Mutlaka başlayabilir,

Yeter ki kararlı ol,

Yeter ki istekli davran,

Bu hikâye için

Kendini

Ve şartları olgunlaştır,

Bilgilen,

Yetenek edin,

Geliştir kendini,

Gardını al kötülüklere karşı,

Adaletsiz insanlara taraf olma,

Dedim ya

Yeter ki kararlı ol

Ve seni mutsuz etmelerine izin verme artık,

Rotanı belirle,

Senin buna gücün yeter,

Ben sana inanıyorum,

Sen bunu başarabilirsin,

Unutma ki

Eski ve kötü hikâyeler son bulmadıkça

Yeni ve güzel bir hikâyeye başlamak imkânsız olabilir,

Bırak gitsinler ve sen yeni ve güzel bir hikâyeye başla,

Zor olabilir fakat sen başarabilirsin,

Haydi,

Sağlıcakla, hoşça kal,

Selametle.

 

 

Bize karşı düşman ediyorlar…

 

Bana hükmedemeyen,

Beni hükmü altına anlamayanların

O diğer insanları

Bana karşı,

Bize karşı  

Düşman etmeye çabaladıklarına

Ben şahit oldum,

Bizleri,

Beni

O başkalarının gözünde

Kötü biri olarak göstermeye çalışıyorlar,

Bize hükmedemeyenler,

Bizim üzerimizde hâkimiyet kuramayanların

Yaptıkları kirli hamlelerden biriside budur,

Hakkımız da iftiralar

Yalanlar uydurarak

O diğer insanları bizlere karşı,

Bana karşı düşman yapmak,

Tanımaya çalışın,

Aranızdalar,

Yanı başınız da yaşıyorlar,

Örgütleşiyorlar,

Aptal rolünü oynuyorlar birçoğu da,

Aslında tüm bunlara ne gerek var öğle değil mi?

İnsan gibi

Ve âdil olarak bir arada yaşamak dururken,

Merhametli şefkatli gibi görünüyorlar,

Oysaki

Bir kaşık suda boğulmamızı

Hasretle bekliyorlar,

Ruh hastaları bunlar,

Dindarların içinde bile bunlardan var,

Küçümsenemeyecek kadar sayıca çoklar,

Düşünüyorum da

Sizin de hayatınızda

Mutlaka böyle birileri olabilir,

Gardınızı,

Tedbirinizi ona göre alın,

Dünya

Bir mücadele meydanıdır,

Düşen değil,

Asıl

Vaz geçen kaybeder,

Her ne olursa olsun

Eğer ki

Haklı olduğuna eminsen,

Haklı olduğuna

Erdemli bir kafa ile düşünüp

Kanaat getiriyor isen

Öğleyse

O doğru olduğunu düşündüğün yoluna

Yine erdemlice devam et,

Adaletten taviz verme,

Adaletli yaşamaya gayret et,

Anadolu da bir laf vardır,

Şöyle ki

“İt ürür

Buna rağmen

Kervan yine de yoluna devam eder”

O kervanını güçlendirmelisin,

Kervanını güçlendir,

Kervan nasıl mı güçlendirilir,

Ben sana haber vereyim,

Şöyle ki

Kervanını bilgi

Ve yetenekler ile güçlendir,

Bilgiyi ve yeteneklerini de

Doğru zaman

Ve doğru yerde kullan,

Unutma ki

Su akar yatağını bulur,

Su kadar olabilmeyi öğren,

Haydi,

Şimdilik diyeceklerim bu kadar,

Kal selametle.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Rab intikam sahibidir…

 

Sizlerin rableri,

Sizlerin tanrıları,

Sizlerin ilahları zulmeder,

Haksızlık yapar,

Fakat gerçek olan Rab

Sizlerden

Ve tanrılarınızdan

Mutlaka intikam almaya güç yetirendir…

Ben size

O sahte rablerinizden bahsetmiyorum,

Fakat

O güvendiğinizi

Ve

O inandığınızı söylediğiniz

O gerçek olan

O Rab var ya

İşte

O sizin zulümlerinizi,

O sizlerin haksızlıklarınızı

Asla ve asla

Unutmayacak olan

İntikam sahibidir,

Fakat

Şunu da

Çok iyi bilin ki

O size güvenmiyor,

O size inanmıyor,

Sizlerin

O yaptığınız haksızlıkları

O gerçek olan Rab

Asla sizin yanınıza kâr bırakmayacak,

Sizin o yaptığınız

Ve yapageldiğiniz,

Hatta yapacağınız

O tüm haksızlıkları

Sizin yanınıza

Azla bir fayda olarak bırakmayacak,

Rab sabırlıdır,

Günü geldiğinde

Hepinizi kudret eliyle kavrayarak

Yerle bir edecektir,

Bunu istediği şekilde yapabilir,

Çünkü o üstün kudret sahibidir,

Ben ona inanıyorum,

Ben haksızlık yapmıyorum,

Haksızlık yapanlara karşı da

Nefret ve kin besliyorum,

İntikam besliyorum,

Düşünüyorum da

Rab,

O mazlumların(adaletsizliğin yapıldığı insanlar)

Onların intikamını

Er ya da geç

Mutlaka alacaktır,

Buna da

Her bir varlık şahit olacaktır…

Ben ona inanıyorum.

 

Aptallıkta sınırları aştınız…

 

Âdil olmayan

Ve haksızlık yapan

O sizlerin,

O gerçek rabbin cennetine

Girmeyi umut edişinize

Ve kendinizin,

Devletinizin,

Liderlerinizin,

Önderlerinizin

O gerçek olan Rabbin

Temsilcileri zannedişinize

Kargalar

Götleriyle gülüyorlar,

O gerçek dininin

Temsilcileri zannedişinize

Kargalar

Götleriyle gülüyorlar,

Kendilerinizi

O ilahi dinlerin

Halifeleri zannedişinize

O siyah popolu kuzgunlar

Ve tüm şu kargalar

Sizlerin o yalanlarınıza,

O aptallıklarınıza

Götleriyle gülüyorlar…

Nasıl oluyor da

Adaletli bir ilahi dine

İnandıklarını açıklayıp

Daha sonrasında da

Adaletsizlik haksızlık yaparak

Kendilerini

Gerçek rabbin temsilcileri,

Kendilerini

Peygamberlerin temsilcileri vekilleri,

Kendilerini

İlahi dinlerin halifeleri

Temsilcileri zannediyorlar,

Ancak olsa-olsa

Bu gibi insanlar,

Bu gibi örgütler,

Bu gibi ülkeler,

Bu gibi tarikat ve cemaatler

Aptallıkta

O tüm sınırları aşmışlar…

Peki,

Bu gibi insanlar ile

Aynı dünyayı paylaşmak

Nasıl bir duygu

Bunu hiç düşündüğünüz oldu mu?

Eminim ki olmuştur.

 

 

 

 

 

 

 

 

Ayarı bozuk teraziler de hak arama boşuna kardeş…

 

Bu memleketin

Ve birçok memleketin

Terazi ayarı bozuk,

Ben derim ki

Boşu-boşuna

İşte o bozuk terazide

Asla tartmayın,

Çünkü adaleti

Böyle bir terazi ile sağlayamazsınız,

Böyle bir terazi adaleti gerçekleştiremez,

Aslında

Bunun sizler de farkındasınız

Fakat

Hırsızlık yapmaya,

Haksızlık yapmaya

Ve bunlara göz yummaya

O kadar çok alışmışsınız ki

O ayarı bozuk teraziye,

O düzeni bozuk teraziye

Şu memleketi

Şu memleketin insanlarını,

Ekonomilerini,

Düşüncelerini,

Hürriyetlerini,

Haklarını,

Hukukunu,

Arzularını,

İsteklerini,

Alın terlerini,

Çalışmalarını koymaya devam ediyorsunuz,

Bilge bir insanın dediği gibi,

Şöyle ki

O ayarı bozuk terazi de

Asla adalet gerçekleşmez,

O ayarı bozuk terazi de

Bir veya birçok kalbin tartılması,

Bir yüreğin ve birçok yüreğin tartılması dürüst olmaz,

Ayarı bozuk teraziye

Koyduğun her bir alın teri

Sahibini bulmayacaktır,

Ayarı bozuk terazide

Tüm zenginlik,

Tüm kazanç

Ancak

Terazinin ayarını bozanların,

Terazinin ayarını bozuk tutanların

O hazine kasalarına gidecektir,

Onlar nemalanacaklardır,

Bu ekonomide de böyledir,

Hükümet

Devlet işlerinde de böyledir,

İş ve aile işlerinde de böyledir,

Bu gönül işlerinde de böyledir,

Bu ticaret,

Alış veriş işlerinde de böyledir,

Varın örnekleri siz düşünün,

Konuşun çoğaltın,

Anlarsınız

Ne de çok

Ayarı bozuk terazi sahibi olan var

Anlar

Ve görmeye başlarsınız,

Daima derim,

Ne iş yaparsanız yapın,

Gardınızı,

Tedbirinizi almadan,

İşinizi sağlama bağlamadan

Adımlarınız atmayın,

Yoksa hiç acımadan

Düşüşünüzü seyrederler,

Sadece seyrederler…

Yeniden tekrarlıyorum,

Şöyle ki

Ayarı bozuk teraziler de

Hak aramayın boşuna,

Ne iyi bir kalp,

Ne de iyi bir gönül

O terazilerde

Kârlı

Ve haklı çıkmaz.

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilenler ile bilmeyenler…

 

Bilenler

Ve o bildikleri ile

Doğru zamanda,

Doğru yerde

Doğru hamleler yapanlar

Kazanıyorlar,

Başarıya ulaşabiliyorlar,

Ya da

Cümleyi şöyle de kurabiliriz,

Şöyle ki

Erdemli bilenler,

Hikmetli bilenler

O erdem

Ve hikmet ile bildikleri

O doğru yerlerde,

O doğru zamanlarda

Erdemlice,

Bilgece hamleler yapanlar

Hem kazanıp

Ve hem de

Başarılı olabiliyorlar,

Peki;

Nedir o doğru olanlar,

Peki,

Nedir o doğru zamanlar,

Peki,

Nedir o doğru olan yerler,

Peki,

Erdem nedir,

Peki,

Hikmet nedir,

Tüm bunları kendinize,

Birbirinize sorduğunuz,

Düşündüğünüz oldu mu?

Emin olun ki

Bunları bilmeden

O bildiklerinizin

Ne önemi kalıyor ki

Haksız mıyım?

Öğle değil mi?

Büyük meseleleri düşünmeye başlayınca,

Onlar hakkında

Fikir üretmek işine koyulmaya başlayınca

İnsan anlıyor ki

Bilgelik ne de zor iş imiş,

Haksız mıyım?

Öğle değil mi?

Fakat

Bilgelik

Bir o kadar da güzel,

Bir o kadar da muhteşem,

Bir o kadar da lezzetli,

Leziz,

Harikulade,

Bilgelik bir o kadar da

Mutluluk verici,

Huzur

Ve güven verici,

Hem ayrıca sizler

O güçlü kanatlara sahip olmadan

Nasıl anlayabilir

Ve hissedebilirsiniz ki

Kartalın uçarken aldığı

O muhteşem mutluluğu

Nasıl anlayabilir,

Nasıl idrak edebilirsiniz ki

Öğle değil mi?

Haksız mıyım?

Sadece tat organı o dil değildir,

Sadece damak değildir,

Sadece dudaklar değildir,

Ruh da tat alır,

Kalpte tat alır,

Akıl,

Duygular,

Hisler de tat alır,

Tatları onlar algılayabilirler,

Hiç  

Bilmeyenler

Bu tatları bilenlerin anlayıp

İdrak ettiği gibi idrak edip anlayabilirler mi?

Tabi ki de anlayamazlar,

Şimdi düşünün bir

Aşkı, erdemli adaletli

Bilge bir insan mı daha iyi anlayabilir,

Daha mükemmel yaşayıp faydasını görebilir

Yoksa aptal budala

Öğlesine bodoslama yaşayanlar mı?

Ya da

Şöyle düşünün;

Bildikleri ile

Doğru faydalı işler yapanlar mı daha mutlu olur

Ve bu mutluluğun idrakinde olur

Ya da öğlesine aptalca,

Kötü niyetle yaşayanlar mı?

Ya da

Şöyle düşünelim;

Bildikleri erdemli bilgiler ile

Doğru zamanda

Ve doğru yerde

O doğru insanlar ile

Doğru işler yapanlar mı faydaya erip başarılı olur

Yoksa

Bilgisizler mi?

Yoksa

Bilgiyi

Doğru olmayan zaman da,

Doğru olmayan insanlar ile değerlendirip

Kullanmaya çalışanlar mı?

Haydi,

Düz mantık,

Karar sizin.

 

 

 

 

 

 

Doğru ve haklı olan yerde misiniz?

 

Halk doğru yerde değil,

Hükümler ise zâten

Hiç doğru değil,

Doğru yerde olmayı,

O doğru olan yerde kalmayı başaramayan,

O doğru olan tercihi

Samimiyet ve dürüstlükle

Birlikte hareket ederek

Erdemlice, doğruca yapmayı başaramayan,

O doğru tercihi yapamayan

İnsanların,

Cemiyetlerin,

Toplumların

Ve halkın

O tercih edeceği hükümetler

Ve

O hükümetlerin,

O tercih edecekleri örgütlerin

Hatta

Tercih edecekleri

Sivil toplum kuruluşlarının

Kendilerine,

Bizlere ve

Dünya evimize

Ne kadar faydası olabilir ki

Tüm bunları erdemlice,

Erdemli bir kafa ile düşünmek gerekmez mi?

Anlamak için

O doğru yerde durmak,

O doğru yerde yürümek gerekir,

Anlamak istiyorsanız eğer

O doğru yerde durmalısınız,

Yoksa kirli gürültüler

Anlamanızı,

İdrakinizi zayıflatır,

Şimdi düşünün lütfen,

İşte o doğru yer neresidir,

Eğer ki

Zihinlerinizi,

İdrakinizi köle etmeseydiniz

Olayları,

Meseleleri

Daha net olarak anlayabilirdiniz,

Birbirinizi daha iyi anlayabilir,

Sorunları daha iyi anlayabilir,

Çözümlere daha kolay ulaşabilirdiniz,

Mantığı ve hikmeti

Erdemlice kullanmayı başarabilseydiniz

Daha iyi anlayabilirdiniz birbirinizi,

İlişkileriniz daha anlamalı

Daha güzel olabilirdi,

Şunu bilmelisiniz ki

Zihinleriniz köle oldu olalı

O birilerine karşı,

Olaylara karşı,

Meselelere karşı

Erdemlice düşünebilmek kabiliyetini,

Hikmetlice düşünebilmek yeteneğini kaybettiniz,

Kendi zihinlerinizi

O kendi ellerinizle köleleştiriyorsunuz,

Kendi akıllarınızı

Bir başka insanların,

Bir başak hükümetlerin,

Bir başka örgütlerin ellerine akıllarına

Kiraya veriyorsunuz,

Akıllarınız onların emri altında

Ne duruma geliyor hiç düşünebiliyor musunuz?

Şaşarım o aklınızın

O yitik durumuna,

Düşünün artık,

Erdemlice düşünmeyi öğrenin,

Hikmetlice düşünmeyi öğrenin,

Erdemlice sorgulamayı öğrenin,

Kendinize

Ve birbirinize doğru sorular sormayı öğrenin artık,

Haklıyı haksızı ayırabilmeyi öğrenin artık,

Bana diyorlar ki

Biz zâten biliyoruz haklıyı haksızı ayırabilmeyi,

Öğleyse

Neden o seçtiğiniz örgütler,

O seçtiğiniz hükümetler,

O seçtiğiniz tarikat cemaatler

Vatanın milletin toplumun

Malını mülkünü hırsızlıyor soyuyor,

Peki,

Mâdem iyi ile kötüyü ayırabiliyordunuz,

Mâdem haklı ile haksızı ayırabilmeyi başardığınızı

İddia ediyordunuz da

Peki,

Neden onlar gibi hırsızları,

Onlar gibi haksızları,

Onlar gibi yalancıları tercih edip seçtiniz

Ve başınıza taç hükümet yaptınız öğleyse,

Neden, soruyorum,

Demek ki bilmiyorsunuz,

Kabul edin artık

Sizler iyi ile kötüyü ayıramıyorsunuz,

Sizler haklı ile haksızı ayıramıyorsunuz,

Çünkü

Kadimden beri

O kendi akıllarınızı

Onların eline teslim etmişsiniz,

Onlar sizin yerinize düşünüyor,

Onlar sizlerin yerine karar veriyor,

Neden onlar sizlerin yerine düşlünsün ki

Neden onlar sizlerin yerine kararlar alsınlar ki

Siz hür bir irade ile neden düşünmeyesiniz ki

Siz hür bir irade ile

Neden kendi kararlarınızı kendiniz almayasınız ki

Neden akıllarınız köleleştiriyorsunuz,

Lütfen kendi düşüncelerinizi oluşturun artık,

Kendi aklınızı erdemlice,

Hikmetlice kullanabilmeyi öğrenin artık,

Zorlayın biraz,

Biraz daha zorlayın,

Düşünmek a

Tefekkür etmek,

Fikir üretmeye çalışmak,

İyi bir şeyler başarmak için

Düşünce tarlalarında gezinmek

Aklı başında olan insanların beyin spordur,

O beyin sporu olmadan

İnsanlığınız yitik demektir,

Bu hürriyeti kaybeden

İnsanlıktan çıkmış demektir,

Unutmayınız ki

Ancak düşünebilenler var olabilir,

Sizler sadece var olduğunuzu zanneden

Koyun sürüleri durumuna

Kendinizi düşürmüşsünüz,

O düştüğünüz yerden

İnsan olarak kalkmayı başarın derim,

Zorlayın biraz,

İlham verici,

Fikir üretici kitaplar okuyun,

Bilgelerin konuşmalarını dinleyin,

Zorlayın biraz,

Biraz fikir sancısı çekmenin

Hiçbir zararı olmayacaktır,

Dedim ya

Ancak erdemlice

Hikmetlice düşünebilenler var olacaklardır,

Gerisi ise birer koyun sürüsü olarak kalacaklardır,

Anlatabiliyor muyum?

Eminim ki anlayabilenleriniz vardır içiniz de,

Bir kişiyi bile o aptallık

O cehalet uykusundan uyandırmak bile işe yarar,

Uyanın ve düşünmeyi,

Erdemlice hikmetlice düşünmeyi öğrenin…

İşte şimdi

Tüm bu anlattıklarımdan sonra

Sorun kendinize,

Birbirinize sorun,

Deyin ki

Halk doğru yerde mi?

Toplumlar doğru olan yer de mi?

Örgütler doğru yerde mi?

Hükümetler doğru yerde mi?

İnsanlar doğru yerde mi?

Cemiyetler doğru yerde mi?

Sen doğru yerde misin?

Bu soruları soran biz doğru yerde miyiz?

Lütfen sorun kendinize,

Birbirinize sorun artık,

Erdemlice düşünüp,

Erdemlice soru sormayı öğrenin artık,

Usta bir çilingirci gibi

Fikir kapılarını açmayı,

Meseleleri sorunları çözmeyi öğrenin artık,

Çözüm odaklı buluşmayı öğrenin artık,

Dedim ya karar sizin,

Hayatta sizin,

İster akıllarınız başkalarına teslim edip

Aptal yaşar birer koyun sürüsü olmaya devam edersiniz,

İster erdemlice hikmetlice

Bilgece cesur olarak düşünüp hamleler yapmayı öğrenir

İnsan(erdemli) kalırsınız…

Karar sizin.

Kimler tarafından yönetiliyorsunuz…

 

Aptalların,

Câhillerin;
Delilerin,

Şu erdemli insanları

Yönetmeye

Tâlip olduklarını gördüm,

Şaşırdım kaldım,

Bu ne cesaret dedim

Kendi kendime,

Demek ki

Budalalar

Ve deliler bu kadar cesur olabiliyorlar imiş,

Hayret doğrusu,

Câhil cesareti dedikleri bu olsa gerek…

Yöneticilik

Ve memuriyet işlerine uygun olarak

Erdemli

Ve o âdil insanlar var iken,

Aklı başında

Dürüst insanlar var iken,

Dürüst

Ve yetenekli insanlar var iken

O yarım akıllı

Ve anlayışı kıt insanların

Yönetici olduğunu gördüm,

Memur olduklarını gördüm,

Emanetlerin onlara teslim edildiğini gördüm,

Böylece

Bir ülkenin nasılda battığını

Can-canlı

Gözlerimle gördüm,

Câhil cesareti dedikleri bu olsa gerek,

Toplumların

Ve sayıca çok olan

O bir kısım insanların

Kendi elleri ile kendilerini

O kendi cellatlarına teslim ettiklerini

Ve yine kendi elleri ile kendilerini

Onlara bile isteye seve

Köle yaptıklarını gördüm,

Hayret ettim,

Şaşırdım kaldım,

Demek ki

Aptallık dedikleri şey

Bu olsa gerek dedim kendi-kendime,

Kendilerine efendi sahip seçtikleri

O patronlarından,

O önderlerinden,

O imamlarından

Bir iltifat almayı bile

Cennete gitmekle

Eş değer zannedecek kadar

Sevinen

Ve bununla övünen

Aptallar budalalar gördüm,

Sayıları da küçümsenemeyecek kadar çoktu,

İşin en kötü tarafı da

İşte bu gibi insanların

O her geçen gün

Sayıca daha da çoğaldıklarını gördüm,

Şimdi bana diyeceksiniz ki

Hem o dediğin de nedir ki

Ey bilge şair,

Bizler,

Zâlimlerin hükümet olduklarını gördük,

Zâlimlerin memuriyet aldıklarını gördük diye

O dediğinizi duyar gibiyim

Fakat

Benim amacım

Size bunları yeniden düşündürmekti,

Zâten bende sizlerin

O görmüş olduklarınızı zâten görüyorum,

İnsanoğlu unutkandır,

Gerçekleri,

O bir kısım gerçekleri hatırlatmak istedim,

Sadece uykunuzdan uyandırmak,

Gaflet uykusundan,

Aptallık uykusundan uyandırmak,

İdraksizlik uykusundan uyandırmak,

Cehalet uykusundan uyandırma istedim,

Gerçekler hatırlanmadığında,

Fark edilmediğinde

İnsanoğlu

Bozuk bir düzenin içinde

Uçuruma doğru sürüklenir,

Sâdece o uçurumu doğru,

İnsanoğlunun

O uçuruma doğru gittiğini göstermek istedim,

Tedbir alarak

Kendinizi

Ve birbirinizi

Belki kurtarmak isteyebilirsiniz diye düşündüm,

Uçurumun kenarındasınız,

Aptallar sayıca çok olurlarsa,

Câhiller sayıca size üstün gelirlerse eğer

Siz aklı başında olanlar bile

Uçurumun

Kenarındasınız demektir,

Bir rüzgâr yetebilir

Sizleri bile o uçurumdan aşağı düşürmeye…

Gardınızı,

Tedbirlerinizi ona göre almak isteyebilirsiniz

Diye düşündüm,

Karar sizlerin,

Bir gün

Hiç hak etmediğiniz,

Hiç sevmediğiniz

O kötülükler kapılarınızı çaldığında,

O haksızlıklar kapılarınızı çaldığında

Bana demeyin daha sonra

Ey bilge şair neden bizi uyarmadın diye,

Uyarıyorum işte,

Uçurumun kenarındasınız,

Câhilin aptalın, geri zekâlının,

İdraksizin oyları ile yapılan tercihleri

Sizleri etkiler, öğle bir etkiler ki

Aklınız şaşar bu işe,

Bakın o aptalların seçtiği

Ve kurduğu örgütlere ve hükümetlere

Anlarsınız beni

Ve dediklerimi,

Bakınız

O aptalların

Ve câhillerin seçtiği

Ve kurdukları

Tarikatlara

Ve cemaatlere

Anlarsınız beni

Ve dediklerimi,

İş işten geçmeden

Aptalını câhilini ya uyandırın

Ya da

Elle tutulur gözle görülür

Faydalı erdemli, hikmet dolu

Yatırımlar

Tedbirler inşa edin,

Yoksa

Uçurumun kenarından

Hep birlikte yuvarlanacaksınız aşağı,

Dedim ya

Bir gün haksızlıklar

Ve kötülükler çaldığında

Sizin ve sevdiklerinizin kapısını

Anlarsınız da

Umarım iş işten geçmiş olmaz,

Şimdi uyanabildiniz mi?

Düşünün konuşun bir veya birkaç aklı başında insanla.

 

Ayrılıklar, zaman, hüzünler ve biz…

 

Bâzı ayrılıklar

Ve

O kimi vedalar

Haksızlık ve hüzün verir,

Tamam,

Kabul ediyorum

Elbette kalptir hüzün dolabilir,

Gözdür ağlayabilir

Fakat

Çabuk toparlanmak gerekli,

Çünkü hayat davam ediyor,

Hem de çok hızlı devam ediyor,

Hatta

O birçok yer

Ve o birçok zaman içinde

Düşüp de

Toparlanamayanı hiç affetmiyor,

Düştün kalk,

Kederlendin çabuk toparlan,

Olması gereken de bu,

İnsanların kötü olanları düşenden faydalanmaya

Nemalanmaya çalışıyorlar,

Çabuk toparlanmak da fayda var…

Ayrıca birde

O her ayrılık o

O her veda

Haksızlık demek değildir,

Belki de

O birçok veda,

O birçok ayrılık

O yeni

Ve

O güzel bir hikâyenin

İlk başlangıcı olabilir,

Kim bilir,

Fakat

Yeter ki

O ayrılık sonrası,

O veda sonrası

Sizler toparlanarak

Yeniden güzel bir hikâyeye başlayabilin,

Yeter ki

O ânı daha iyi

Ve

Daha çok faydalı yaşamasını öğrenin,

Başarabileceğinizi düşünüyorum,

Toparlanabileceğinizi düşünüyorum,

Zaman ve

Zamanın o en küçük birimi olan

O ‘an’

Çok değerli

Ve çok büyük bir hazine olabiliyor,

Bir ‘an’ da ya bir yaşam ölebiliyor,

Ya da

O bir ‘an’ dediğimiz zaman diliminde

Her bir hikâyenizi güzelleştirecek

Bir hayat kurtulabiliyor,

İşte o zaman denen,

O an denen

Vakitlerinizi,

Hazinelerinizi

Erdem ve bilgelikle

Sevilmeye lâyık insanlar ile değerlendirin,

Onu kederler ile saçıp savurup

İsraf etmeyin,

Saçma-sapan

İşe yaramaz şeyler ile

İşe yaramaz insanlar ile

Boşu-boşuna harcamayın,

Çünkü dün denen vakti

Asla satın alamıyorsunuz…

Düşün,

Erdemlice düşünün

Ve zaman denen hazinelerinizi

Çok iyi faydalı değerlendirin,

Haydi,

Selametle,

Hoşça kalın,

Sağlıcakla kalın.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İyiler iyilere, kötüler de kötülere…

 

Mükemmel dost, mükemmel iş, mükemmel arkadaş ararsın,

Sevgilini gerektiğin de bir ömür ararsın,

Çünkü mükemmel bir sevgili istersin,

Kendini mükemmel bir sevgiliye lâyık görüyorsundur,

Peki, sen mükemmel olmak yolunda mısın?

İyi bir insan olsun istersin

Fakat sen iyi bir insan mısın?

Diye düşündüğün oldu mu?

Zeki, aklını doğru erdemli kullanabilen

Âdil bir insan istersin

Fakat sen âdil, aklını doğru kullanabilen

İyi bir insan olabildin mi?

Diye düşündüğün oluyor mu?

Benim oluyor.

 

                                              Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Uyuşunda büyüsün ninni zamanınız geçmiş olmalı…

 

Onca kalabalığına zenginliğine rağmen

Birçok insanı

Artık bir yerden

O diğer bir yere

Sadece yalnızlığı uğurluyor,

Sadece yalnızlığı yolcu ediyor,

Ne tuhaf bir şeydir ki

Buna rağmen insanlar

Gülmeye,

Kahkahalar atmaya,

Mutluluk rolü yapmaya devam ediyorlar

Tâ ki

O gece yarıları

Sessiz sedasız bir şekilde

Kimselerin görmediği

O bir yerlerde

Yastıklarına

O yalnızlıklarıyla beraber

Kederler ile

O acı dolu gözyaşlarını boşaltana dek...

Elbette ki

Ben

Burada

Gülmeyi,

Kahkahalar atmayı kötülemiyorum,

Diyorum ki

Onca kalabalığına

Ve onca zenginliğine rağmen dünyanın

Fakat

O birileri

O çok kederli

Ve çok yalnızlar,

Lütfen sorun kendinize,

Birbirinize sorun,

Ne için yaşıyoruz,

Yalnız kalmak için mi?

Ve birilerini yalnız bırakmak için mi?

Bunun için mi yaşıyoruz,

Ne için kitap okuyoruz,

Yalnız kalmak için mi?

Kitaplar insan beynini,

İnsan zihnini

Yalnız kalmaya mı yönlendiriyor,

Ne için çalışıyoruz

Ve ne için mücadele ediyoruz,

Biz nereye doğru gidiyoruz,

Birileri neden insan(erdemli) olmayı

Ve insan(erdemli) kalmayı başaramıyor,

Neden o insan olmayı başaramayanların sayıları

İnsan(erdemli iyi) olanlara kıyasla daha fazla,

İnsanoğlu nereye doğru gidiyor,

Acaba

İnsanoğlu

Hayvanlıktan aşağı denen yöne doğru mu?

Lütfen

Bunu düşünün,

Sorun kendinize,

Birbirinize sorun lütfen,

Düz mantık bulabilirsiniz,

Aklıselim kafa düz mantıkla çözüm üretebilir,

Üretilen çözümler neden acaba

Fiiliyata geçirilmiyor,

Sorun kendinize,

Birbirinize sorun lütfen,

Kendinize sormanız gerekip de

O sormadığınız

O her bir erdemli soruların,

O her bir hayati önem taşıyan soruların,

Cevapları olduğu halde,

O cevap bulunamadığını zannederek,

Aklınızı başınıza almayarak

Uçuruma doğru gitmektesiniz,

Görünen gerçek tablo budur,

Anadolu da bir laf vardır

Şöyle ki

‘’Görünen köy kılavuz istemez’’

Uçuruma doğru gidiyorsunuz…

Hey,

Uyanın artık,

Hayatı daha dikkatli

Ve şu hayatınızı

Daha erdemli,

Daha iyi düşünerek,

Âdil olarak yaşamak

Emin olunuz ki size fayda verecektir,

Hey,

Sizlere söylüyorum,

Beni deli falan mı zannediyorsunuz,

Ben deli deliğim,

Beni

Aklından zoru olanlardan mı zannediyorsunuz,

Hayır,

Benim aklımdan zorum da yok,

Ben kendimi biliyorum,

Ve kendimin ne istediğini de bilmekteyim,

Erdemli bir şeylerle birlikte

Daha çok erdemli bir şeyler yapılmalı demeye çalışıyorum,

Çünkü

Yapılan o sayıda ki erdemli bir şeyler yeterli gelmiyor,

Kötülükler daha fazla,

Yeterli olamıyor insanlar,

Sizlere söylüyorum,

Hey,

Uyanın artık,

Daha kaç yıl uyuyarak yürümeye,

Daha kaç sene

Aptal ve sersem olarak

Şu çöllerde gezinmeye devam edeceksiniz…

Uyanın artık.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Düz mantık ve beyin jimnastiği…

 

Işık veren

Bir medeni âletin içindeki

O ışığı

Nasıl

Ve ne yönden yansıttığınız çok önemli,

Yanlış yönden gelen

O her bir şey kadar

O

Yanlış yönden gelen

Işık da zarar verebilir,

Görüşünüzü engeller,

Göremeyen zarar görebilir,

Düz mantık yapmaya çalışıyorum,

İlgi,

Bilgi,

Tecrübe,

Yetenek,

Güç,

Kudret,

Sanat,

Bilim

Vesaire-vesaire

İşte bunlar

Ve daha birçok sıralayıp

Sayabileceğimiz gerçekler,

İşte bunlar

Ve bunlar gibi

Daha birçok gerekli olan,

Daha birçok önemli olan 

O tüm şeylerde

Aynı o ışık veren

Gerekli âletler gibidir,

Aynı o ışık veren

O âletten çıkan

İşte ışık gibidir,

O ışığı

Ve o gerekli şeyleri

Nasıl kullandığınız,

Kime,

Kimin için,

Ne ölçüde,

Kimler için,

Ne için

Ve ne yöne doğru kullanmanız gerektiği

Çok önemlidir,

Dedim ya

Yanlış yönden gelen ışık

Elbette ki zarara yol açabilir,

Mecazen

Ve gerçekte

Gittiğiniz

Ve gitmeyi düşündüğünüz

O tüm yollar,

O tüm yolculuklar önemli,

Düz mantık yapın,

Mantık ilmi

Doğruyu bulmak sanatıdır,

Düz mantık yapın,

Işığınızı açın,

Unutmayınız ki

Gözlerini kapatan

Ancak

Kendisine karanlık yapar âlemi,

Kendisine karanlık yaptığı yetmez miş gibi

O kendi aptallığı sayesinde

Yön gösterdiği

O her bir insan da

O karanlığın ardından sürüklenir,

Açın aklınızın ışıklarınızı,

Uyanın yeni bir sabaha,

Fakat

Bu defa aptalların

O sizi yönlendirmek istediği yöne doğru değil,

Erdemli kararlar alarak

Doğru bir yöne doğru ilerleyin…

Artık

Bundan sonra

O ışığı doğru yönden yansıtmaya

Çabalayacağından şüphe duymuyorum,

Aç şimdi erdemli aklının ışığını

Ve ilerle.

 

 

 

 

 

 

 

Hırsız krallara karşı adalet birliği kurulmalı…

 

Kimi zaman hükümetlerin eliyle,

Kimi zaman örgütlerin,

Bireylerin,

Kimi cemiyetlerin eliyle,

Kimi zaman da

Mafya örgütlerinin,

Bâzı

Tarikatların,

Cemaatların eliyle

Kötülükler,

Haksızlıklar,

Adaletsizlikler,

Yolsuzluklar,

Haksızca paylaşımlar

O olanca hızıyla ilerliyor,

Hiç durmaksızın

Devam ediyor,

Bir gün

Bu kötülükler

Sizin de,

Sevdiklerinizin de

Kapısını çalmadan önce

Artık iyi

Ve erdemli insanlar,

Adaletli insanlar

Bir olmaya

Ve beraber olup

Aynı kararlılıkla

Ve âdil olarak,

Erdemlice,

Birbirimize haksızlık etmeden,

Onlara benzemeden,

Hikmetli bir felsefe ile

Hareket edebiliriz,

Düşünün lütfen 

Akıllıca hareket etmek zamanı gelmedi mi?

Erdemli

Ve selim bir akılla

Birlikte el-ele harekete etmenin

Zamanı geldi de geçiyor bile,

Haksız mıyım?

Öğle değil mi?

Sen bana ne dersen,

Ben bana ne dersem,

O bana ne derse,

Kim engelleyecek haksızlıkları,

O haksızlıklar,

Adaletsizlikler çoğaldığında,

Durdurulamaz bir duruma geldiğinde

Senin de

Ve benim de

O hürriyet

Ve o diğer haklarımız

Elimizden alınmayacak mı?

Eğer ki aklıselim olarak

Hareket etmek zamanı geldi diyorsanız,

Eğer ki

Erdemli olarak

Birlikte hareket etmek zamanı geldi diyorsanız

O halde

Daha neyi bekliyorsunuz,

Birbirinizi bulun

Ve birbirinize destek olun,

Birbirinize yardım edin,

Düşenlerinizi kaldırın,

Birbirinize göz kulak olun,

Birbirinizi koruyun,

Birbirinizi kollayın,

Böylece

Dürüst,

Samimi

Ve cömert bir kardeşlik ilişkisi başlar,

Böylelikle

Dürüst bir dostluk,

Sağlıklı bir arkadaşlık ilişkisi başlar

Ve birliğiniz kuvvet bulur,

Rüzgârınızı kuvvetle estirirsiniz,

Kuvvetli, cesur,

İnançlı, sevgi dolu,

Kararlı

Ve erdemli birlikler

Sayıca az bile olsalar yenilmezler,

Düşenler değil vaz geçenler yenilirler,

Vaz geçmeyin,

Erdemli olmaktan vaz geçmeyin,

Erdemli âdil birlikler kurmaktan

Ve birlikte hareket etmekten vaz geçmeyin,

Hem yenilmek,

Düşmek,

Ölmek,

Hatta yara almak

Yenilgi demek değildir,

Asıl yenilgi

Erdemli,

Âdil

Ve dürüst bir mücadeleden vazgeçmektir...

Vaz geçmeyin,

Yoksa insanlığını (erdemli oluşunu) yitirirsiniz,

İnsanlığınızı(erdemli şerefli oluşunuzu) yitirirsiniz,

Bâzı yitikler vardır ki

Kaybolunca bulunamayabilir,

Vaz geçmeyin…

Uyanın,

Uyanının artık,

Sizi uyandırmaya çabalıyorum,

Birbirinizi yalnız bırakıyorsunuz,

Bu çok tehlikeli,

Rüzgârınız kuvvetten düşer,

Uyanın artık,

Sıkıca tutunun,

Güçlü bir adalet birliği kurun,

Uyanın artık.

Hırsız adaletsiz hükümetlere

Ve hırsız zâlim örgütlere karşı

Güçlü bir adalet birliği kurulmalı,

Uyanın ve birleşin artık.

 

 

Lider zeki mi yoksa erdemli bir zekâda mı olmalı…

 

Erdemli,

Hikmetli

Tecrübe dolu,

Zeki,

Cesur,

Âdil

Ve bilge bir insan liderlik yapabilir

Fakat

Sadece yüksek bir zekâ özelliğine sahip olan insanlar

O kendi yeteneklerine göre

Başarılar gösterseler bile

O her zeki insan lider olamaz,

Her bir liderin yüksek bir zekâya ihtiyacı elbette vardır,

Fakat o her bir zeki insan

Liderlik özelliğini taşıyamaz...

Erdemli,

Hikmetli,

Tecrübe dolu,

Zeki,

Aklıselim,

Cesur,

Adaletli

Ve bilge bir insan mutlaka

İyi bir insandır

Fakat

O her zeki insana

İyi bir insandır denemez,

Denirse de bu elbette doğru olmaz,

O halde

Birileri

Ben zeki insanları tercih ederim düşüncesinin yanında

Ayrıca

Ben zeki olanı

Fakat

Erdemli karakterde olan

O zeki insanları tercih ederim düşüncesine

İltifat etseler

Şahsi kanaatimce

Daha doğru bir mantık olurdu,

Karar sizin,

Benim ki sadece

Mâsum

Ve faydalı olacak bir öneridir,

Dedim ya

Tercih size ait,

Sonradan

Ya hu

Şair

Neden bizi uyarmadın demeyin,

Uyarıyoruz işte…

Şimdi sorun kendinize,

Lider zeki mi?

Yoksa

Erdemli bir zekâda mı olmalılar

İnsanlar zeki mi?

Yoksa

İyi,

Erdemli,

Bilgili,

Sağlıklı kültüre sahip,

Ve dürüst bir zekâda mı olmalılar,

Kararı siz verin,

Kimseyi burada zorlamıyorum,

Kimseyi kitabımda

Zorla alıkoymuyorum,

Tercih sizin,

Öncelik beden yüz güzelliği mi?

Yoksa erdemli dürüst

Ve bununla birlikte zeki bir insan mı?

Hangisini tercih ederdiniz,

Zeki olup da

Kötülük zorbalık yapan bir çok insan var,

Yakışıklı,

Bakımlı

Veya güzel yüzlü olup da

Zâlimlik

Kötülük yapan birçok insan var,

Tüm bunları düşünerek,

Adaletli yaşamayı seven, erdemli, bilgili, cesur

Ve bununla birlikte zeki olanı

Daha tercih edilir gibi değil mi sizce de,

Dedim ya karar sizin,

Ben sadece bir şairim,

Gerçeklere açmaktır gözünüzü,

Uyandırmaktır aklınızı kalbinizi.

 

 

 

Onlar ve sizler…

 

Gerçekte sizler kimlersiniz

Bunu hiç muhasebe ettiniz mi?

Bu ülkede,

Birçok ülke de,

Sosyalist,

Komünist,

Müslüman,

Hıristiyan,

Erdemli,

Adaletli,

İyi insan

Ve iyi örgütler

Neredeyse ‘yok’ denecek kadar

Sayıca azlar,

Azaltılıyorlar,

Sesleri kesiliyor,

Kimler mi vardır,

Ben sizlere daha çok kimlerin olduğunu haber vereyim,

Şöyle ki

Sadece kendilerini

Sosyalist zannedenler vardır,

Sadece kendilerini

Komünist zannedenler vardır,

Sadece kendilerini

Müslüman

Hıristiyan

Zannedenler vardır,

Sadece kendilerini

Erdemli adaletli

İyi zannedenler vardır,

Bunlar sadece zannetmektedirler,

Aslında

Neredeyse

Bunların hepsi de

Bencil,

Kibirli,

Kendilerini iyi zanneden

Mutlu mutsuz birer kapitalistlerdir,

O ‘şeyin’

(olduklarını iddia ettikleri şeylerin) şartlarını

Samimiyetle dürüstlükle

Yerine getiremeyenler

O söyledikleri

Düşündükleri ‘şeyler’ olamazlar,

Bakınız lütfen,

Dinleyiniz,

Bu yukarıda sıraladığım o ‘şeyler’

Erdemli ve âdil bir paylaşımı

Dürüstlükle yapmayı ideal edinmiş ‘şeylerdir’

Şimdi düşünün,

Mantıklıca düşünün,

Var mı aranız da

O her bir işinde

Erdemli adaletli dürüst olan,

Siz de biliyorsunuz ki ya yoktur,

Ya da çok azdır,

Buda demek oluyor ki

Sizler

Ve onlar

Bencil,

Kibirli,

Cimri,

Adaletsiz paylaşım yapan

Birer

Kapitalist uşak

Ve

Mutlu

Mutsuz

Kölelersiniz…

Bu cümlelerim acıttı mı canınızı,

Sizler kim bilir

Kaç insanın,

Kaç toplumun canını acıttınız

O yaptığınız haksızlıklar

Ve aptallıklar ile.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dedikoducular ve gerçekleri…

 

Adaletli

Bir

Hürriyet

Ancak

Adaleti

Yaşayan

O

Erdemli,

Zeki,

Bilge

Ve

Bunun yanı sıra

Cesur insanlar eliyle sağlanabilir,

Yoksa sadece

Dedikodusunu yapanlar ile değil.

 

             Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bencil, kibirli insanoğlu... (Bir şarkı daha)

 

Bir garip derde düştüm ki

Herkes gider yoluna,

İmdat etsem

Kimse dönüp de bakmaz

Şu kederli hâlime,

Ancak yankılanır

O kendi avazım

Yine kendime,

Şimdi bilemedim

Nere,

Kime gitsem,

Hem

Gitsem bile

O gittiğim kimselere

Ne söylesem,

Nasıl anlatsan,

Nasıl söylesem,

Söylesem de hem

Anlarlar mı?

Şu içinden çıkılması güç

Kederli hâlimden,

Düşündüm,

İlacım

Eczam nedir diye düşündüm,

Kimdedir,

Nerededir şifa diye düşündüm,

Kaç sabah,

Çaç akşam,

Kaç gece,

Kaç yıl geçti

Arandım

Çok zaman böylece,

İmdat istedim,

Kendi kalbime sitem ettim,

Feryat ettim

Duyanı olmadı avazımın,

Sesimin duyanı olmadı

Bir türlü,

Anladım

Çok geç oldu

Kalpler taş olmuş da

Haberim yokmuş meğer

Yankılandı avazım

Çarparak

O taştan kalplere

Döndü geldi

Sesim

Yine kendime,

Dedim ya

Bir garip derde düştüm

Herkes gider yoluna,

İmdat etsem

Kimse dönüp de bakmaz

Benim şu kederli hâlime,

Uyandım,

Hikmetli,

Erdemli bir bilgiye sarılarak,

Uyandım

Tüm o karanlık dünyadan

Anladım ki

Şu derdime

Yine

Kendim ilaç olmalıymışım,

Bilgelikten dem alıp

Soyundum o gün bugündür

O kapımı çalan dertlerden,

Soyundum

Ve

Yudum,

Yıkandım

Vurdumduymaz

Şu insanoğlunun

O tüm bencilliğinden…

Bir garip derde düştüm ki

Herkes gider yoluna,

İmdat etsem

Kimse dönüp de bakmaz

Şu benim kederli hâlime,

Ancak yankılanır

O kendi

Dertli avazım

Yine kendime,

Ve bundan böyle anladım ki

Şifa

Erdemli aklımın

O kendi elimden yine kendime!

 

 

Yazar şair nafiz coşkunun yayınlanan tüm kitaplarının isimleri

...

1: Kelebek mevsimi ve saklambaçlar şehri…

2: Elma kokuları ve yağmur zamanı…

3: Azap yağmurları…

4: Sevgili nâna ve mektupları…

5: Papatya mevsimi…

6: Gece yürüyüşü…

7: Sevgili tutya ve mektuplar…

8: Sürgün şehir…

9: Su kavmi ve Ruhûl Kudüs...

10: Şafak gemisi…

11: Gemileri yaktım Aşk ülkesinde…

12: Sürgün çocuklar…

13: Siyah incir ve mavi kelebek…

14: Sofia filo ve mektuplar…

15: İstanbul da sanat ile aşk…

16: Afili yalnızlıklar şehri…

17: Şairler anarşist olurmuş…

18: Sular kesti kılıçları…

19: Kafa kâğıdı…        

20: Hikmet ve felsefe…

21: Olmak ya da olmamak…

22: Papirüsler…

23: Meleklerin şehri…

24: İstanbul’un kanatları altın da…

25: Kırmızı yağmurlar…

26: Sobe, körebe ve saklambaç…

27: Bakır cezve…

28: Kaldırımda demlenen fikir…

29: Senfoni gülüşü…

30: Sevgiliye senfoni ve aforizmalar.

31: Ölümsüzlük senfonisi ve Felsefik yazılar.

32: Felsefe ile şiirin buluşması.

33: Çirkin kral ve fikir yazıları.

34: Ölü şairler mezarlığı.

35: Cennetin çocukları.

36: Şairler kenti ve aforizmalar.

37: Kelebekler şehri ve Felsefik notlar

38: Tutsak melekler ve fikir yazıları…

39: Şair korsanlar ve aforizmalar… 

40: Şehrin azizleri ve Felsefik yazılar…

41: Sofia filo ve aforizmalar…                            

42: Faili meçhul sevdalar ve aforizmalar…

43: Kırmızı balık ve aforizmalar…

44: İhbarlanmış aşklar ve Felsefik notlar…

45: Kılıçlar ve kalemler…

46: Pur si muove ve aforizmalar…

47: Şairlerin ölüm dansı ve aforizmalar…

48: Düşmanlar ve sevgililer…

49: Soprano ve kanlı sözler…

50: Kurşun askerler ve aforizmalar…

51: Ölüm öpücüğü ve aforizmalar…

52:Kale düştü ve felsefik yazılar…

53:Şairin kurşun kalemi ve aforizmalar…

54: Şairin seyir defteri ve aforizmalar…

55: Kartal yuvası ve aforizmalar…

56: Kelimelerle dans ve aforizmalar…

57: Yalnızlık senfonisi ve aforizmalar…

58: Aksiyon ve aforizmalar…

59: Aşk yasası, Aşk diyalektiği…

60: Sinekler lordu ve aforizmalar…

61: Kod-adı şair ve aforizmalar…

62: Su akar yatağını bulur…

63: insan ilişkileri ve aforizmalar… (karma)

64: Sokrates’in intikamı ve aforizmalar…     

65: Cehennem melekleri ve aforizmalar…       

66: Aşk töreni… (karma)

67: Arıkovanı ve aforizmalar…

68: Cadı kazanı ve aforizmalar…

69: Şairin intikamı ve aforizmalar…

70: Cadı avı ve aforizmalar…

71: Gümüş köpek balığı…

72: Ölüler şehri ve aforizmalar…

73: Taçsız kral ve aforizmalar…

74: Zehirli sarmaşıklar…

75: Mücadele sanatı ve aforizmalar

76: Kıyamet sancısı ve aforizmalar…

77: Aslanların öğretisi ve aforizmalar…

78: Kartalların öğretisi ve aforizmalar…

79: Kurtların öğretisi ve aforizmalar…

80: Katil balinanın öğretisi ve aforizmalar

81: Bilgelerin öğretisi ve aforizmalar…

82: Kalemşörler ve aforizmalar…

83: Şairlerin senfonisi ve aforizmalar…

84: Kafes demokrasisi ve aforizmalar…

85: Kukla demokrasisi ve aforizmalar…

86: Cehenneme hoş geldiniz… Aforizmalar…

87: Âraf da bir şair ve aforizmalar…

88: Tanrıların savaşı ve aforizmalar…

89: Rönesans ve aforizmalar…

90: Şair Hamlet’in intikamı ve aforizmalar…

91: Şair, Tiranlara karşı ve aforizmalar…

92: Şair, Matrix’e karşı ve aforizmalar…

93: İnsanlar, deliler ve aforizmalar…

94: Hayvan terbiyecisi ve aforizmalar…

95: Kaos düzeni ve aforizmalar…

96: Kuzey ışıkları ve aforizmalar…

97: Cesur yürek ve aforizmalar…

98: Kumpas hayatlar ve aforizmalar…

99: Gladyatörler ve aforizmalar…

100: Dolunay ve aforizmalar…

101: Cadılar, kuzular ve aforizmalar…

102: Cumhuriyetin öğretisi ve aforizmalar…

103: Öfke, bilgelik, erdem ve aforizmalar…

104: Çakalların öğretisi ve aforizmalar…

105: Tabiatın öğretisi ve aforizmalar…

106: Karıncaların öğretisi ve aforizmalar…

107: Ağaçların öğretisi ve aforizmalar…

108: Kızılderili kabilelerinin öğretisi ve aforizmalar…

109: Balarılarının öğretisi ve aforizmalar…

110: Kelebeklerin öğretisi ve aforizmalar…

111: Demokrasinin öğretisi ve aforizmalar…

112: Hırsızlar kralı ve aforizmalar…

113: Hasat mevsimi ve aforizmalar…

114: Senkronize hayatlar ve aforizmalar…                   

115: Mahşerin dört atlısı ve aforizmalar…

 

 

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİTAP ADI: KELEBEKLERİN ÖĞRETİSİ VE AFORİZMALAR... (Kitap: 110. Kelebeklerin öğretisi ve aforizmalar... Author Poet philopsoher Nafiz Coşkun)

KİTAP ADI: ÇAKALLARIN ÖĞRETİSİ VE AFORİZMALAR... Kitap 104: author poet phılosopher yazar şair Nafiz coşkun.

KİTAP ADI: ÖLÜLER ŞEHRİ VE AFORİZMALAR... (kitap: 72. author poet yazar şair Nafiz coşkun)