KİTAP ADI: HIRSIZLAR KRALI VE AFORİZMALAR... (Kitap: 112. Hırsızlar kralı ve aforizmalar... author poet philosopher yazar şair Nafiz coşkun)
Felsefik yazılar, Aforizmalar, fikir yazıları, makaleler, şiirler, Aşk, jurnaller, kişisel gelişim, hikmet, sanat, sonnet, terapi, Sosyolojik ve psikolojik tespitler.
♛ ♣ ♡
Hırsızlar kralı ve
aforizmalar... Kitap: 112.
☆☆☆
Bâzen onlarca kumandandan ve
politikacıdan
Daha çok faydalı ve erdemli iş
yapar bilge cesur bir şair…
Seçimleriydi insanı
iyi ya da kötü eden,
Kör aptal tâlih yoktu
aslında kalbinde kaderin de insanın…
Düşüncelerimin,
aforizmalarımın erdemleşerek olgunlaşmasın da ve hayatın içerisinde ki
zorluklara cenderelere karşı cesur duruşumu gardımı alışımda benden
yardımlarını geri çekmeyen meleklere teşekkür ediyorum. Ve o çok değerli tüm
bilge hikmetli sanat felsefe insanlarına teşekkür etmeği kendime aziz bir vasıf
olarak görmekteyim çünkü onlara gönülden teşekkür etmek bile benim gibi bir
mücrimi azizleştirebilir. Ben sadece iyi insan olmaya çalışan o aziz sanatkârım
olan Rab Allah’ın yarattığı Aşk ve erdem günahı işlemiş bir varlığım,
sağlıcakla hoşça kalın.
Nafiz coşkun.
☆☆☆
Yazar şair düşünür ve
sanat insanı: Nafiz coşkun ile iletişim adresleri: e-posta: n.coskun006@gmail.com
Ve ayrıca daha çok
facebook Messenger,
Twitter ınstagram
linkedln pinterest adreslerinden ulaşabilirsiniz.
Bu ve tüm
kitaplarımın telif hakları, basım, yayın, satış hakları Nafiz Coşkun’a aittir.
İzni alınmadan kitabın tümü, ya da bölümleri, mekanik, elektronik, manyetik ya
da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, bastırılamaz, medyada okunamaz, şarkı türkü
yapılamaz.
…
Baskı
Ofset baskı merkezi
/
Matbaa sertifikası
ISBN:
☆☆☆
Felsefik yazılar,
Aforizmalar, fikir yazıları, makaleler, şiirler, Aşk, jurnaller, hikmet, sanat,
kişisel gelişim, terapi,
Sosyolojik ve
psikolojik tespitler ve sonnetlerin sayfa numaraları:
…
Sayfa: 7.
ŞAİRİN(kendimin)SANAT TARZI
Sayfa: 9: Hırsızlar kralı…
(sonnet)
Sayfa: 10: Erdemlice
bilen bilmeyenle bir tutulmamalı… (sonnet)
Sayfa: 11: İyi ve erdemli bir
şeyler yapmak zorundayız…
Sayfa: 20: Cennet o kadar ucuz
değil…
Sayfa: 25: Kimlere taraf, kimlerle
birliktesiniz… (sonnet)
Sayfa: 26: Hasat mevsimi ektiğini
biçer her insan… (sonnet)
Sayfa: 27: Düz mantık yapalım,
aslında çok basit… (sonnet)
Sayfa: 28: Basit bir mantık ile
doğruya ulaşmak… (sonnet)
Sayfa: 29: Haksızlığın köküne
kibrit suyu… (sonnet)
Sayfa: 30: Seyrediyor ve hazine
kasalarınızı dolduruyordunuz…
Sayfa: 33: Zaferler, güçler,
hükümetler el değiştirdiğinde…
Sayfa: 37: Dinle, anlamaya gayret
göster… (sonnet)
Sayfa: 38: Aç gözünü, önüne bak,
takılıp düşme… (sonnet)
Sayfa: 39: Kendilerini ilahi
dinden zanneden münafıklar…
Sayfa: 42: İyi günde kötü günde
kim var bak yanında…
Sayfa: 44: Dostunu eşini söyle,
senin kim olduğunu söyleyeyim…
Sayfa: 47: Hak taraftarı olmak
yerine birbirlerine taraf oldular.
Sayfa: 49: Yeni hikâyene onlarsız
başlamayı öğrenmelisin artık.
Sayfa: 51: Bize karşı düşman
ediyorlar…
Sayfa: 54: Rab intikam sahibidir…
Sayfa: 56: Aptallıkta sınırları
aştınız…
Sayfa: 58: Ayarı bozuk teraziler
de hak arama boşuna kardeş.
Sayfa: 61: Bilenler ile
bilmeyenler…
Sayfa: 65: Doğru ve haklı olan
yerde misiniz?
Sayfa: 71: Kimler tarafından
yönetiliyorsunuz…
Sayfa: 76: Ayrılıklar, zaman,
hüzünler ve biz…
Sayfa: 79: İyiler iyilere, kötüler
de kötülere… (sonnet)
Sayfa: 80: Uyuşunda büyüsün ninni
zamanınız geçmiş olmalı…
Sayfa: 84: Düz mantık ve beyin
jimnastiği…
Sayfa: 87: Hırsız krallara karşı
adalet birliği kurulmalı…
Sayfa: 91: Lider zeki mi yoksa
erdemli bir zekâda mı olmalı…
Sayfa: 94: Onlar ve sizler…
Sayfa: 97: Bencil, kibirli
insanoğlu... (Bir şarkı daha)
Sayfa: 100:
Dedikoducular ve gerçekleri… (sonnet)
Sayfa: 101: Yazarın
bugüne kadar yazdığı kitaplarının isimleri.
Dedikoducular ve
gerçekleri…
Adaletli
Bir
Hürriyet
Ancak
Adaleti
Yaşayan
O
Erdemli,
Zeki,
Bilge
Ve
Bunun yanı sıra
Cesur insanlar eliyle
sağlanabilir,
Yoksa sadece
Dedikodusunu yapanlar
ile değil.
Sonnet… Nafiz coşkun
☆☆☆
Nafiz derki:
…
Sevgili Mikel’e,
Cibril’e ve Şafağa ve sana
Ve senin için
sevgilim.
Sevgili İsrafil’e,
Ölüm meleği Azrail’e
ve Ruhûl Kudüs’e Teşekkür ediyorum.
Sonnet ve şiirlerimi,
tane-tane,
Yavaş-yavaş ve
yumuşak bir ses ile oku.
Fikir yazılarımı,
makalelerimi, aforizmalarımı,
Şiirlerimi,
sonnetolarımı, kelimelerimi, hikâyeciklerimi,
Jurnallerimi okurken
düşünerek oku!
Anlamak istiyorsan bu
dediklerimi yerine getirmelisin!
Ve unutma ki hikmetli
düşünerek okumak;
Erdemlilerin,
kibarların,
Asaletli,
Asil insanların aziz
bir vasfıdır, karakteridir, sanatıdır unutma!
Sonnet. Nafiz coşkun
☆☆☆
ŞAİRİN(kendimin)SANAT TARZI.
Bu yazıyı tüm
kitaplarımın baş sayfalarına yerleştiriyorum!
Beni ve sanat şiir
tarzımı anlayabilmek için bu yazımı lütfen dikkatlice kendiniz ya da karşılıklı
bir insanla okuyunuz ki benim yazmış olduğum eserlerimi daha iyi anlayabilmeniz
mümkün olsun. Kendisine yazar şair düşünür ve sanat insanı unvanlarıyla
seslenen o akılcı romantik adamın yani benim ne tarzda yazdığımı, nasıl bir
nazm ölçü kullandığımı şu ifadelerle beyan etmek istiyorum. Şu aziz iki cümleyi
çok irdeledim, olmak ya da olmamak ile anlamak ya da anlamamak cümlelerini. Ve
anladım ki bu iki aziz cümle beyni dolmaya başlamış bir insanın tüm hayatını
şekillendiren kafa kâğıdıdır, ruh haritasıdır. Düşün ve anlamaya çaba göster,
olmak için ise bilgi ile meseleleri anlamak gerektiğine inandım daima. Şiiri,
felsefeyi, fikirlerimi, telkini sonnet kalıbında, sonnet nazmın da
birleştirdim, ha bu arada hatırlatmak isterim ki zâten kaliteli bir şiirin
fikirsiz felsefesiz olması mümkün değil. Bazen de kimi yazılarımda sokak
lisanını kullanmayı ihmal etmedim çünkü sokağın ayrı bir lehçesi vardır bunu
inkâr edemem, iyi ya da çirkin sokağın o çok farklı argosunu bile kullandığım
oldu. Her bir aklın, her bir anlayışın anlayışına göre anlatmaya çalıştım ve o
sokak şairi üslubu yanında birde salon şairi ile aforizmacıların lisanını
kullanmayı da ihmal etmedim. Bazen insanların o geçmişten bugüne hiç değişmemiş
aynı olan ezberlerini bozmuş oldum bu farklı yazılarımla, bu farklı sanat
tarzımla. Çoğunlukla bazen de insanların düşünce güçlerini artırmaya çalıştığım
oldu. Hem sokak lisanını, sokak felsefesini ve hem de yüksek akademi lisanının
felsefesini kullanmayı kendime has bir tarzda uygun gördüm. Aynı kitap
içerisinde hem Sonnet’i, şiiri, makaleyi, jurnal yazılarını ve bazen de minik
hikâyecik roman kokulu yazılarımı ve ayrıca laubali bir lisan tarzını da ihmal
etmeden kullandığımı yazılarımda göreceksiniz çünkü kötülüğe karşı laubali
olmamak mümkün değildir erdemli bir insan için. Ve hatta çok basit anlatılar
ile süslenmiş şarkı sözü olabilecek dizeleri, şiirleri, Aşk’ı, Hikmet’i,
kavgalarımı, hatalarımı, pişmanlıklarımı, halkımı, birbirinden çok farklı insan
kalıplarını, farklı kültürdeki insanların isyanlarını, sohbet şiir
kültürlerini, yalnızlıklarını, zaferlerini, yenilgilerini, umutlarını ve birçok
şiirde olduğu gibi karamsarlığı değil, tam tersine insanları karamsarlıktan
çıkartabilmenin uğraşısını göreceksiniz yazılarımda. Biliyorsunuz ki felsefi
bir mesele üzerinde hikmetlice düşünmeye çalışmak insanın düşünce gücünü
artırıyor. Ve işte bende Felsefik yazılar ile yoğurduğum mayaladığım şiir
sonnet sanat düşünce fikir hamurumu kendime has yepyeni bir modern sanat
tarzında sizlere ikram ediyorum, isteyen alabilir, alırsanız eğer zararlı asla
çıkmayacaksınız emin olabilirsiz, çünkü ben de sizler gibi iyi bir insan olmaya
çaba gösteren bir varlığım.
Yeniden kısaca tekrar
etmem gerekirse eğer, Tüm eserlerimin kitaplarımın tarzı şöyle ki yazılarımın
büyük bir bölümünü, fikirlerimin bir kısmını sonnet kalıbı nazmında, şiirsel
kendime has Felsefik hikmetli dokunuşlarla yazdım. İşte bu bana has nazm ile
tarz birleşince dünyada bir ilk oldum desem yeridir. Ayrıca bu nazm tarz
birleşmesiyle yazılan bazı eserlerimin okunuşu konuları gibi zor, ağır
gelebilir bazılarınıza. Lütfen yazılarımı daha dikkatli, yavaş ve seçici,
tane-tane, düşünerek okuyunuz, anlamadığınız kelimelerin manaları için lütfen
sözlüğe bakınız, bir kelime insan vücudundaki iskeletin parçası gibidir
anlamını bilmeden okuyup geçerseniz hiçbir fayda göremezsiniz, zarara girmez
erdemliler, kısacası ben Şiirle felsefeyi birleştirdim!
Hırsızlar
kralı…
Hırsızlar
ve haksızlıklar kralı
Ve
aveneleri
Şöyle diyordu;
Aptal,
Câhil
toplumlar
Ve
Aptal,
Câhil
halk
Hayatta
kaldığı sürece
Bizi
Krallığımızdan
Hiçbir
kudret indiremez,
Bilge
şairde cevaben dedi ki
Zâlimler
de ara da bir doğruları söylerler.
Sonnet… Nafiz coşkun
Erdemlice bilen
bilmeyenle bir tutulmamalı…
‘’Hiç zekiler
erdemliler adaletliler
Yetenekliler bilgeler
ile
O adaletsiz erdemsiz
Aptallar bir
olabilirler mi?
Sorun kendinize,
Sorun birbirinize
Bunlardan
hangilerinin demokrasisi,
Bunlardan
hangilerinin hükümeti,
Hangisinin ilişkisi
Sizce daha refah ve
huzur getirir
Hayata, aile
ilişkilerine ülkeye
Ve dünyaya,
Lütfen sorun
kendinize ve birbirinize bu soruyu sorun,
Aklını doğru
kullanabilenler bilir elbet de bunun cevabını.
Sonnet… Nafiz coşkun
İyi ve
erdemli bir şeyler yapmak zorundayız…
Hayattan
değil,
Tâlihten
değil,
Kaderden
değil,
İnsanlardan,
Hükümetlerden,
Örgütlerden,
Toplumlardan,
Kavimlerden,
Milletlerden,
Devletlerden
Âdil
yaşamalarını,
Hatta
erdemleşmelerini,
Hürriyetimize
zarar vermemeleri istiyorum,
Aslında
Kötü
olan
Ve
bize zarar veren şu hayat değil,
Bize
zarar veren
Şu
dünya değil,
Bizlere
zarar verenler
Tâlih
değil,
Kader
değil,
Aslında
bize
Zarar verenler
Bir
kısım insanlardır,
Bir
kısım hükümetlerdir,
Bir
kısım örgütlerdir,
Bunların
kendilerine
Doğru
dürüst bir çeki düzen vermeleri gerekmektedir,
Ya da
biz onlara
Doğru
dürüst bir çeki düzen vermek zorundayız,
Bizlerde
diğer insanlar olarak
Erdemli
harekete ederek
Doğru
bir sistemle
Adalet
mücadelesi vermemiz gerekmekte,
İyilik
mücadelesi vermemiz gerekmekte,
Kaliteli
bir dünya düzeni,
Kaliteli
bir ülke düzeni kurmamız gerekmekte,
Bu
mücadeleyi vermediğimiz takdirde
Bir gün
bizim
Ve
sevdiklerimizin kapılarını
Zarar
vermek için çalacaklardır,
Haklarımızı
gasp etmek için çalacaklardır,
Hürriyetimizi
bizden almak için
Kapılarımız
çalınacaktır,
Kadim
tarih bunun örnekleri ile doludur,
Dedim
ya
Hayattan
değil,
İnsanlardan,
Hükümetlerden,
Örgütlerden,
Toplumlardan
Âdil
yaşamalarını
Hatta
erdemleşmelerini,
Hürriyetimize
zarar vermemeleri istiyorum,
Bunu
istemek
Hatta
bunu vermezler ise
Vermelerini
beklemeden almak da hakkımızdır,
Hürriyetsiz
insan
İnsanlıktan
çıkmış olan bir varlıktır,
Hürriyetsiz
bir varlığın
Kendisine
Ve
sevdiklerine
Hiçbir
faydası olamayacaktır,
Kurbağa
hikâyesini unutmayınız,
Kaynar
suya atılan kurbağanın
Etkiye
tepki vererek kurtulduğunu
Ve
daha sonrasında ise
O
kurbağayı
Ilık
suyun içerisine koyarak
Yavaş-yavaş
ısıyı yükselterek
Hissettirmeden
Onu
haşlayıp uyutup
Öldürmek
örneğini biliyorsunuz,
Sizin
de elinizden
Hak ve
hürriyetiniz
Yavaş-yavaş
alınmaktadır,
Bunları
düşündüğünüz olmadı mı?
Yavaş-yavaş
elinizden haklarınız
Hürriyetiniz
alınmaktadır,
Bunu
almak
Ve
korumak,
Azimle
korumak için
Mücadele
vermek en tabi hakkımızdır,
Erdemli
olmaya çalışıyorum,
Haklarımı
korumaya çaba gösteriyorum
Fakat
İnsan
tek başına
Alacağı
yol sınırlıdır
Fakat
Birlikte
daha uzun yolları aşabilir,
Daha
zor engelleri aşabilir,
Âdil
bir hürriyet sahibi olmaya gayret ediyorum,
Birlikte
hareket edebiliriz,
Birliğin
ve bilginin gücünü
Birlikte
kullanarak,
Birlikte
hareket ederek,
Hürriyetimizi
Ve
adaleti ayakta tutmak için
Güçlerimizi
birleştirebiliriz,
Erdemli
âdil olmaya gayret ediyorum,
Ancak
erdemli
Ve
âdil olmaya çaba sarf edenler ile
Daha
güzel işler başarılabilir,
Ben
bunun farkındayım,
Ben
iyi olmak için çabalayan bir insanım,
Cemiyetinde
Bu
çabayı sarf etmesi için
Onları
harekete geçirmenin
En
doğru karar olduğuna,
Bunun
kesinlikle acilen
Çok
gerekli olduğuna inanıyorum,
Eğer
Bu insanlar
Erdemli
Ve
âdil olmayı,
Erdemli
ve âdil yaşamayı tercih etmezler ise
Bu kendi
aptallıkları olacaktır,
Erdemli
âdil olmayış tercihleri
Onlar
ancak
Zarardan
ziyandan başka,
Köle
kalmaktan başka
Hiçbir
şey getirmeyecektir…
Hatta
Bir
başkalarının
Sana,
Sizlere
hürriyet,
Hatta şifa
ecza getirmesini beklemek
Doğru
bir beklenti olmayabilir,
Bunun
farkına varmalısınız,
Bunun
için mücadele vermek gerekmektedir,
Haklarınızı
almak için
Birlikte
harekete geçmek,
Bunun
için akıllıca mücadele vermeniz gerekmektedir,
Bir
başkalarının içtiği ilacın
Senin,
Sizlerin
hastalığınıza çare olmayacağı
Kesin
bir gerçektir,
Bunun
farkına varmalısınız,
Ben
mi?
Ben,
Âdil ve
erdemli durumumu,
Ben,
Tüm
kudret ve tüm şu gücümle
O hür
durumumu korumak için
Zâten
mücadele veriyorum,
Hakkımı
söke söke almak için
Mücadelemi
veriyorum,
Gerekenler
elbette yapılmalı,
Birlikte
hareket etmek ise
Elbette
en doğru karar olacaktır,
Erdemli
adaletli olmak isteyenlerin,
Âdil
bir hürriyet arzulayanların
Birlikte
hareket etmeleri
Elbette
ki
En
doğru karar olacaktır…
İyi
bir şeyler yapmak zorundayız,
Erdemli
ve geleceğe yönelik
Muhteşem
işler başarmak zorundayız,
Böyle
yırtıcı insanların arasında
Tek
bir aslan kalarak
Tek
başına hareket etmek
Çok
doğru bir karar değildir,
Aslanlar
birleşmeliler,
Birleşmek
Ve
birlikte hareket etmek zorundayız,
Erdem
ve adalet üzerine
Birlikte
harekete etmek mecburiyetindeyiz,
Birlikte
Erdem
ve adalet üzere harekete geçmez isek
Neler
olur biliyor musunuz?
Sorun
lütfen,
Kendinize
bu soruyu sorun,
Kendinize
deyin ki
Yoksa
ne mi olur,
Ne
olacağını
Ben
sizlere haber vereyim,
Bir
gün senin de,
Bir
gün sizlerin de,
Bir
gün
Benimde
Kapımızı
Hiç
istemeyeceğimiz,
Asla
arzulamayacağımız,
Kötülükler,
Onların
yaptığı
Kötülükler,
Haksızlıklar,
Onların
yaptığı
Haksızlıklar
çalabilir,
Evet,
Kapımızı
bunlar çalabilir,
Birçoğunun
kapısını çalmaya başladı bile,
Dedim
ya kadim tarih
İbretli
hikâyeler ile doludur,
Tarihten
ibret almayan ancak ziyanda değil midir?
Elbette
ziyandadır,
Unutmamalısınız
ki
O
kapısı çalınacak evlerin içinde
Sevdiklerimiz
yaşamaktadır…
İyi ve
erdemli bir şeyler yapmak zorundayız,
Bir olmak,
Erdem
ve adalet üzere bir olmak,
Birleşmek
mecburiyetindeyiz,
Şimdi
rotanızı birlikte
Erdem
ve adalet birliğine çevirin
Ve
orada birleşmek için azmedin,
Yoksa
Durum
çok endişe verici
Çok
acı verici bir hâl almak üzeredir,
Aklını
erdemlice kullanabilenler
Geleceği
görebilmektedir,
İnsanların,
Toplumların
tercihleri sebebi ile
Gittikleri
yönü görmemek aptallık olurdu,
Uçuruma
götürüyorlar bizleri,
Adaletsiz
yaşam bir uçuruma gidiştir,
Erdemsiz
yaşam
Ölümcül
bir uçuruma sürükleniştir,
Âdil
bir hürriyeti kaybetmek
Ölümcül
Acı
verici bir uçuruma sürükleniştir,
Tüm bu
anlattıklarıma rağmen
Hâlen
Kararsız
mısınız?
O
halde
Sevdiklerinizi,
Gelecek
nesillerinizi düşünün,
Onların,
O
haksızlıklar yapanların
Ellerine
mi teslim edeceksiniz sevdiklerinizi,
Gelecek
nesillerinizi,
Ormanlarınızı,
Temiz
sularınızı
O
haksızlık yapmayı,
Câhilce
yaşamayı,
Aptalca
bir hayat sürmeyi
Bir
kültür
Yaşam
biçimi hâline getirenlerin
Kirli
kanlı ellerine mi teslim edeceksiniz,
Şaşarım
aklınıza,
Uyanın,
Uyanın
artık,
Zaman,
Tek
aslan kalmak zamanı değildir,
Erdem
ve adalet üzerinde,
Âdil
bir hürriyet üzerinde birleşmek zamanıdır,
Aslanların
birleşmesi gerekmektedir,
Uyanın
artık…
Daima
demişimdir,
Yine
burada da tekrar etmek istiyorum,
Şöyle
ki
Tâlih
ya da kader değildi
Aptal
câhil zâlim olan,
Aslında
Toplumların,
Halkın,
demokrasilerin,
İnsanların,
Hükümet
Ve
örgütlerin
O
kendi karar
Ve
O
kendi tercihleriydi
Onları
aptal câhil zâlim,
Ya da
erdemli âdil yapacak olan…
Uyanın
artık,
Uyanın
da
O
erdem ve adalet üzerine birleşin,
Durum
hiç de iç açıcı değildir, uyanın artık.
Cennet
o kadar ucuz değil…
Kendilerinin
müslüman,
Hıristiyan
Ya da
Yahudi
olduğunu söyleyip,
Kendilerinin
Mesih
İsa peygamberin
Sevenleri
ve taraftarı olduğunu söyleyip,
Kendilerinin
Muhammed
peygamberin
Taraftarları
ve sevenleri olduğunu iddia edip,
Kendilerinin
Yakub
İsrail peygamberin
Sevenleri
ve taraftarları olduklarını haber verip,
Kendilerinin
Davud
peygamberin taraftarları
Ve
sevenleri olduklarını söyleyip,
Kendilerinin
Musa
peygamberin
Veya
İbrahim peygamberin
Taraftarları
ve sevenleri olduklarını söyleyerek
Böylelikle
Cenneti
hak edecekleri inancını taşıyanlar var,
Cenneti
hak etmek için
Bu
inanç üzere olmak yeterli değildir,
Cenneti
hak etmek için
Ancak
Adalet
ve hak üzere bir yaşantıyı
İçselleştirerek
Samimiyetle,
Dürüst
olarak,
Dosdoğruca,
Erdemlice
Ve
bilinçli olarak yaşamak gerekmektedir,
Şimdi
bakınız
Şu
adaletsizlik,
Haksızlık
Ve
Erdemsizlik
üzere olan,
Hükümetlere
bakınız,
Taraftarlarına,
Toplumlara
bakınız,
Örgütlere,
Partilere,
Ülkelere
bakınız,
Tarikatlara,
Cemaatlere,
Cemiyetlere
bakınız,
Bu
iddia üzere olan
Şu tüm
insanlara bir bakın da
Ne
kadarı cenneti hak etmiş,
Ne
kadarı yalancı,
Ne
kadarı
Aslında
cehennemi hak etmiş anlayacaksınız,
Yalan
söylüyorlar,
Yalanlarına
kanmayın,
Kendilerini
bile kandırıyorlar,
Kendi
yalanlarına bile
Kendilerini
inandıracak kadar
Budalaca
yaşayan
Adaletsiz
Erdemsiz,
Kaba,
Nezaketsiz,
Haksız
bir yaşam üzere olan
Şu
insanlara da bakınız,
O
kendi evleri olan
Dünya
gezegenine
Ve
insanlığa
Haksızlık
eden,
Cinayetler
işleyen
Şu
insanlara da bir bakın,
Hem
adaletsiz haksız bir yaşam üzere olacaklar,
Hem de
Adalet
erdem üzere inşa edilmiş
O
cenneti hak ettiklerini düşünecekler,
Gülerim
o budalaca düşüncelerinize ve hâlinize,
Yalan
söylüyorlar,
Cennet
ve ilahi din üzerinden
Taraftarlar
toplayarak,
Zevk
sefa lüks içinde
Bir
yaşam yaşamak için
Kendilerini
ve taraftarlarını bile kandırabilen
Şu
budalalara da bir bakın hele,
Yalan
söylüyorlar,
Şu
hükümetlerden,
Şu örgütlerden,
Şu
toplumlardan,
Şu
insanlardan kaçı
O
adalet
Ve
erdem üzere kurulan cenneti hak etmiş
Akıllıca
bir düşünmeli,
Yalan
söylüyorlar,
Utanacak
yüzleri kalmamış,
Yalan
söylüyorlar,
Yalanları
ile
O
temiz ilahi dine,
O
temiz
Peygamberlere
iftira etmiş oluyorlar,
Yalancıların
üzerine
Ancak
İblisler
şeytanlar iner,
Yalan
söylüyorlar,
Bunlar
Ancak
Şeytanların
Ve
iblislerin aveneleridir,
Hem
adaletsizlik
Erdemsizlik
Haksızlık
üzerine bir hayat yaşayacaksınız,
İnsanlara,
tabiata,
Dünyaya,
sulara, yere göğe haksızlık
Ve
adaletsizlik edeceksiniz,
Daha
sonrada cenneti hak ettiğinizi düşünerek
Hatta
hiç utanmadan rabbin dostları
Yakınları
sevenleri olduğunuzu,
İlahi
dinlerin temsilcileri olduğunuzu,
İlahi
dinlerin halifeleri olduğunuzu,
Peygamberlerin
vekilleri temsilcileri olduğunuzu
Ve
buna benzer birçok şey üzerine
İddialarda
bulunacaksınız,
Ben
sizlere inanmıyorum,
Adaletsizlik
haksızlık üzere yaşam yaşayıp da
Bu
gibi iddialarda bulunalar
Ancak
İblisin
Ve
şeytanların aveneleridir,
Bunlara
inanmayın,
Bunların
yalanlarına kanmayın,
Aldanmayın
bunlara,
Bunlar
yalan söylüyorlar…
Dedim
ya
Cennet
O
kadarda ucuz değil,
Ha bu
arada
Cehennem
de
Lüzumsuz
değil.
Kimlere
taraf, kimlerle birliktesiniz…
Size
şeytandan iblisten bahsediyorlar ya
Ben
size onun en çok nerede durduğunu haber vereyim,
Şöyle
ki adaletsiz erdemsiz ve haksız hükümetlerin,
Tarikat
ve cemaatlerin, örgütlerin,
Toplumların,
partilerin tam baş kısmın da,
Bir de
yönetiminde durmaktadırlar,
Arkalarından
ise aptal câhil kalabalıklar sürüklenmektedir,
Şimdi
hükümetlerinizin örgütlerinizin,
Tarikat
ve cemaatlerinizin
Sizi
neye ve nereye davet ettiğini
Yeniden
düşünmeye başlasanız çok daha iyi olacak,
Çünkü
adaletsizliğin sürükleyeceği yer ancak
Cehennem
olacaktır, haksız mıyım?
Aklını
erdemlice hikmetlice kullanabilene bir işaret yetemez mi?
Sonnet… Nafiz coşkun
Hasat
mevsimi ektiğini biçer her insan…
Kimlere
Tarafsınız
ya da değilsiniz,
Ve
Kimler
ile
Birliktesiniz
ya da değilsiniz,
Bunların
Hesabı
Elbette
Herkesin
Ektiğini
Biçeceği
O
hasat
Mevsimin
de gününde sorulacaktır,
Elbette
âdil olan Rab bir ilahi mahkeme kuracaktır.
Sonnet… Nafiz
coşkun
Düz
mantık yapalım, aslında çok basit…
Adalet
Hak
Erdem
Diye
Bir
Din
Var,
Bunun
Üzerine
Bilinçli
Ve
samimi
Olarak
dosdoğru
Yaşamayanlar
Ektiklerinin
karşılığını elbet de alacaklardır.
Sonnet… Nafiz
coşkun
Basit
bir mantık ile doğruya ulaşmak…
Her
insan kalben
Taraf
olduğunun
Dini
üzerinedir,
Bakınız
o taraf olduğunuz
O
insanlar,
O
örgütler,
O
hükümetler,
O
toplumlar,
O
kavimler,
O
tarikatlar, o cemaatler,
O
cemiyetler,
O
milletler neler yapıyorlar,
Unutmayınız
ki adalet hak erdem üzerine bir ilahi din,
Ve
adalet erdem hak üzerine inşa edilmiş bir cennet var.
Sonnet… Nafiz coşkun
Haksızlığın
köküne kibrit suyu…
Baktım
ki
Gelen
olmadı
Haklarım
hürriyetim adaletim
Gaspa
uğrarken,
Bende
döktüm kibrit suyunu
Köküne
şu insanlığın,
Köküne
şu halkın, tarikatın cemaatin,
Köküne
şu devletin, milletin, kavmin,
Köküne
şu dostların, ahbapların, akrabaların,
Köküne
şu arkadaşların, yoldaş zannettiklerimin,
Köküne
şu memleketin, şehirlerin, kentlerin,
Köküne
şu hükümetlerin, yönetimlerin, şirketlerin,
Ta
köküne dibine,
Çaldım
ateşi bir daha hortlamasın haksızlık diye.
Sonnet… Nafiz coşkun
Seyrediyor
ve hazine kasalarınızı dolduruyordunuz…
Gemilerimi
Artık
Batıramayacaksınız
Sularınızı
Topraklarınızı
Göğünüzü
Kuruttuğumda…
Beni
duyabiliyor musunuz?
Siz
Haklarım
gasp edilirken
Benim
tarafımda
Yoktunuz,
Ben
haksızlığa
Adaletsizliğe
uğrarken
Benim
tarafımda
Yoktunuz,
Bir
gün,
Elbet
bir gün,
O
Hasat
mevsimi geldiği vakit,
Ben
diyeceğim ki
Şimdi
Sırası
bende
Seyretmenin
vakti,
O
başınıza kederli
Ve
O
Başınıza
Acı dertler
yağdığı vakit,
Ateş
yağdığı vakit,
Gazap
Ve
azap yağdığı vakit,
Şimdi
Seyretmenin
Sırası
bende diyeceğim,
Ben
adaletsizliğe uğrarken,
Bir
kısım insanlar adaletsizliğe uğrarken,
Ben
haksızlığa uğrarken,
Bir
kısım insanlar haksızlığa uğrarken
Ancak sizler
seyrediyor
Ya da
O
kendi haksız şahsi çıkarlarınız peşinde
O haksız
zenginliklerinize
Yeni
ve haksız zenginlikler katıyordunuz,
Öğle
değil mi?
Ateş
düştüğü yeri yakıyor,
Anlamanız
için
O
ateşe girmeniz gerekiyordu,
Şimdi
Kökünüze
kibrit suyu,
Memleketimizin,
Hükümetinizin,
Örgütlerinizin,
Tarikatlarınızın,
Cemaatlerinizin,
Hakkınızın,
Taraftarlarınızın
Ve o
avenelerinizin köküne kibrit suyu…
Dedim
ya
Gemilerimi
Artık
Batıramayacaksınız,
Sularınızı,
Topraklarınızı,
Göğünüzü
kuruttuğumda…
Sadece
seyrediyordunuz,
Ben
Ve bir
kısım insanlar
Haksızlığa
Adaletsizliğe
uğrarken
Sadece
seyrediyor
Ve
Ancak
O hazine
kasalarınızı
Haksız
yere
Doldurmakla
Meşgul
oluyordunuz,
Gazap
yağmurları yağdığında üzerinize
Seyretme
sırası
Bana
da gelecek elbette,
Dedim
ya
Gemilerimi
Artık
Batıramayacaksınız,
Sularınızı,
Topraklarınızı,
Göğünüzü
kuruttuğumda…
Zaferler,
güçler, hükümetler el değiştirdiğinde…
Bir
gün
O güç
dengeleri
El
değiştirecek,
Buna
mutlaka emin olabilirsiniz,
Bir
hükümet,
Bir
örgüt,
Bir
insan,
Bir
imparatorluk
O halkın
çoğunluk desteğini alsa bile,
Yenilmez
silahlara
Sahip
olduğunu zannetseler bile,
Asla
Sonsuza
kadar
Hüküm
sürmezler,
Süremediler
de,
Mutlaka
güç
El
değiştirdi,
Değiştirecek
de,
Mutlaka
Zaferler
El
değiştirdi,
El
değiştirecek de,
İşte
ben
Sizi o
gün görürüm,
Kadim
tarih
Bu
anlattıklarımın
Ve şu
anda anlatmakta olduğumun
Habercisidir,
Bunun
acı
Ve
O ibretlik
sahneleri ile
Dolu
olan
Kadim
tarih
Buna
şahit olmaktadır,
Dileyen
İbret
alır
Adalet
hak üzere bir yaşantı edinir
Ve
böylece mutlu huzurlu olur,
İbret
almayan
Ve alamayanın
ise
Ancak
canı cehenneme,
Onunda
Köküne
Kibrit
suyu…
Bakın,
Gördünüz
mü?
Budalalar,
Aptallar,
Haksızlar
adaletsizler sürüsü,
Güç,
zenginlik
Ve
zafer
Ellerine
geçtiğinde
Nasılda
Yeniden
o haksızlıklarını,
O
adaletsizliklerini yapmaya
Ve
hazine kasalarına haksızca
Para
altın yığmaya başlıyorlar,
Budalalar
aptallar sürüsü,
Kadim
tarihte de ataları böyleydi bunların,
Şimdi,
onlar birer masal oldu,
Hatta
unutuldu gitti,
Budalalar,
Aptallar,
Haksızlar
sürüsü…
Dedim
ya
Elbet
bir gün
Güç,
Hükümet,
Zafer
El
değiştirecektir,
Ben
sizi asıl o gün görürüm…
Kadimde
Çok
azı hariç
O her
bir insanın,
Çok
azı hariç
O her
bir hükümetin,
Çok
azı hariç
O her
bir toplumun,
Çok
azı hariç
O her
bir devlet ve imparatorluğun
Eline
güç,
Zafer,
Zenginlik
geçtiğinde
Yeniden
Adaletsizliğe,
Haksızlığa
Ve
haksız yere
Hazine
kasalarını doldurmaya başladığı görüldü
Ve
böylelikle
O
yapmaya başladıkları
Adaletsizlikleri
Ve
haksızlıkları sebebi ile
Güçleri,
hükümetleri,
Zaferleri
el değiştirdi,
Hem
dünyaları
Hem de
gelecekleri
Cehenneme
döndü…
Dedim
ya
Elbet
bir gün
Güç,
Hükümet,
Zafer
El
değiştirecektir,
Ben
sizi asıl o gün görürüm.
Dinle,
anlamaya gayret göster…
Gözlem
yap,
Dinle,
anlamaya çabala,
Yetenek
edin,
Yoksa
öğrenemezsin,
Erdemli
bir kıvamda
Dem
alamaz
Ve
bilgece
Güçlenen
biri de olamazsın,
Dedim
ya gözlem yap,
Dinle,
anlamaya çabala,
Yetenek
edin,
Unutma
ki
O en
faydalı kararları, hamleleri, atılımları
Ancak
erdemli adaletli bilgeler yapar.
Sonnet… Nafiz coşkun
Aç
gözünü, önüne bak, takılıp düşme…
Geçmişe
takılı kalmayın,
Geçmişe
mahkûm kalmayın,
İlerleyemezsiniz,
Oradan
ibret alın,
Tecrübe
edinin,
Geleceğinizi
şekillendirin,
Gününüzü
faydalı yaşayın,
Geçmişten
erdemli dersler
Ve
erdemli tecrübeler edinerek
Bugüne,
Geleceğe
odaklanın,
Böyle
Daha
iyi
Ve
daha huzurlu olursunuz.
Sonnet… Nafiz coşkun
Kendilerini
ilahi dinden zanneden münafıklar…
Bu
memleketin,
Bu
hükümetin
Ve
bunların taraftarlarının
İçleri,
kalpleri
Kendisini
Müslüman
zannedenlerin yaşadığı
Münafıklıklar
ile dolu,
Ya siz
kusun
Artık
içinizde ki
O tüm
pisliği
Ya da
Zâten
Ben
O hem kirli,
O hem
adaletsiz hâlinizden dolayı
Kusuyorum,
Soruyorlar,
Diyorlar
ki
Münafık
nedir,
Bilge
şaire
Münafığın
ne olduğunu soruyorlar,
Bilge
şair de
Onlara
cevaben diyor ki
O
kendi kalbinde gerçekte
Aslında
olmayan bir vasfı
Varmış
gibi etrafına gösteren,
Hile
amacı ile ikiyüzlü,
Sahtekâr,
Şeklen
hile yapmak amacı ile taklitçi,
Olmadığı
şeyi olmuş gibi gösteren,
Yapmadığı
iyiliği
Yapmış
gibi gösteren,
Adaletsiz
ve haksızlık yapan,
Kötü
emelleri uğruna
Yalan
söylemeği meslek edinmiş,
Adaletsizliği
haksızlığı seven,
Adaletsiz
paylaşım hem yapar hem de yaptırır,
Adaletsizlik
yapanlara da taraf destek olur,
Hayatını
hile üzerine inşa eden,
İlahi
dini
O
kendi şahsi çıkar ve
O
kendi menfaatleri için kullanan,
Zenginliğine
zenginlik katmak için
Dindar
görünen
Hatta
o dinlerin ibadetlerini
Fazlası
ile yapabilen,
İşte
bu özelliklere sahip olanlara
Münafık
denir dedi bilge şair,
Şimdi
Bakın
aynaya,
Var
mı?
Sizin
de üzerinizde
Bu
vasıflardan
Özelliklerden
her hangi biri!
Var
ise eğer
Siz
münafıksınız demektir,
Ben
mi?
Ben
adalet erdem hak dini üzereyim,
Ben
sizlerden değilim,
Sizden
biri değilim,
Sizde
benden değilsiniz,
Olay
bu kadar basit,
İşte
alın size düz mantık…
Hep
söylemişimdir,
Doğru
soruları sorarak
Gerçeğe,
Gerçek
Ve
doğru cevaplara ulaşmanız mümkün diye,
Daima
söylemişimdir,
Aynalar,
Vicdan
aynası
İnsana,
Hükümetlere,
Toplumlara,
Devletlere,
Cemiyetlere
savcı olarak yetmez mi?
Elbette
ki yeter…
Budalalar,
Ben
size demiştim,
Cennet
O
kadar ucuz değil,
Ha bu
arada,
Cehennem
de lüzumsuz değil…
İyi
günde kötü günde kim var bak yanında…
Yola
çıktım gelmediler,
Fakat
Savaşı
kazanan ben oldum,
Zordu,
Güç de
olsa başardım,
Kişi
sevdiği ile beraberdir,
İyi
günde ve kötü günde de,
Kişi
sevdiği ile birliktedir,
Kimse
kendisini kandırmasın,
Baksın
bir etrafına
Kimi
seviyorsa
Onun
yanındadır aslında,
O
zamanlar etrafıma baktığımda
Yanımda
sadece
Sanatkârım
ve
Yaradanım
olan
O Rab
vardı,
O
sahte Rablardan bahsetmiyorum,
Âlemlerin
rabbinden bahsediyorum,
Bu
saatten sonra ise
Asla acımıyorum
O benimle
kalmayanların
O düştüğü
Ve
düşecekleri acı hâllere,
Üzerlerine
ateş yağacakmış,
Üzerlerine
gazap yağmurları yağacakmış,
Üzerlerine
cehennem yağacakmış,
Peki,
Bu
saatten sonra
Acaba
benim umurumda olur mu?
Elbette
ki olmaz,
Acıyor
muyum?
Elbette
ki acımıyorum,
İşin
gerçeği
Bu
saatten sonra
Üzerlerine
gazap yağacakmış,
Hiç de
umurumda değil,
Hepsinin
köküne
Kibrit
suyu,
Çalın
gitsin,
Yakın
gitsin.
Dostunu
eşini söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim…
Aptallar
ile
Câhiller
ile
Kaba
insanlar ile
Anlayışsız
İdraksiz
O
budala insanlar ile
Yakınlık
oluşturup
Mutluluk
beklemeyin boşuna,
Dertten,
Kederden,
Beladan,
Huzursuzluktan
başka
Hiç bir
şey bulamazsın onların yanında
Ve onların
kalplerinde
Size
karşı gerçek bir sevgi,
Gerçek
bir mutluluk bulamazsınız,
Unutmayın
ki
Su
kabının aldığı rengi gösterir,
Hangi
kaba,
Hangi
insana,
Hangi
topluluğa gidersen
Sana da
ancak
O
yansımaya başlar,
Kendilerine
ait olan
O
kendilerinin renklerini
Sana yansıtmaya
başlarlar,
Sana
Ya
dertleri,
Ya
belaları,
Ya
adaletsizlikleri,
Ya
haksızlıkları,
Ya
kötülükleri bulaşır,
Ya da
O neyi
yaşıyorlar ise
İşte o
bulaşır,
O
renge girersin,
Benim
sana önerim şudur ki
Şimdi
Yeniden
kontrol et arkadaşını,
Dostunu,
sevgilini, aileni,
Hatta
çevreni,
Kimdir,
Nedir,
Câhil
midir?
Aptal
mıdır?
Hırsız
mıdır?
Arsız
mıdır?
Münafık
mıdır?
Adaletsiz
midir?
Karakteri
bozuk mudur?
Hilekâr
mıdır?
Kötü
müdür?
İyi
midir?
Korkak
mıdır?
Yalancı
mıdır?
Kimdir,
Yoksa
erdemli midir?
Kimdir,
Kime
taraftır diye
Erdemlice
Ve
bilgece muhasebeni yap,
Bu
ömrü bir kere yaşıyorsun,
Hiç
değilse
O bir
kere yaşayacağın ömrünü de
Dürüst,
Âdil,
Erdemli
Ve
bilgece yaşa,
Ne işi
olur dürüst insanın,
Adaletsiz,
Erdemsiz
insanlar ile
Öğle
değil mi?
Sen
bana arkadaşını dostunu eşini söyle
Bende
sana kim olduğunu haber vereyim,
Sen
bana hükümetini söyle
Bende
sana kim olduğunu söyleyeyim,
Sen
bana tarikatını cemaatini söyle
Bende
sana kim olduğunu söyleyeyim,
Sen
bana hayallerini
Ve o
hayaller ile neler yapmak arzuladığını haber ver
Ben de
sana karakterinin ne olduğunu
Sana
haber vereyim…
Dedim
ya
Bana
dostunu,
Bana
eşini,
Bana
taraf olduğun şeyleri söyle
Bende
sana
Senin
kim olduğunu söyleyeyim.
Hak
taraftarı olmak yerine birbirlerine taraf oldular…
Hangi
dinden,
Hangi
ırktan,
Hangi
örgütten,
Hangi
hükümetten
Ve
hangi
Milletten
olurlarsa olsunlar,
Adaletin,
Hakkın
taraftarı olmak yerine,
Birbirlerinin
Tarafını
tuttular
Ve
böylece
Cehenneme
sürüklenenlerden oldular,
Hakkın
hatırı âli idi
Bunun
yerine
O
birbirlerinin hatırlarını üstün gördüler
Ve
böylece dünyalarını da
Geleceklerini
de cehenneme çevirdiler,
Herkes
ektiğini biçecektir,
O
günün gelmesini bekliyoruz,
Hasat
mevsimi mutlaka olacaktır,
O
hasat mevsiminde
Herkes
Eline
ne geçtiğine,
Nelerin
geçmediğine bakacak,
Görecektir,
Her
bir insan
Yaptıklarının
Ve
yapmadıklarının hesabını
İşte
O
hasat mevsiminde
Mutlaka
biçerek alacaktır,
Ben
mi?
Ben
adalet erdem
Ve hak
dini üzerineyim,
Ne
ailemin,
Ne
akrabalarımın,
Ne
devletimin,
Ne
milletimin,
Ne
kavmimin,
Ne
hükümetin dini üzerine değil,
Ben,
Adalet
erdem
Ve hak
dini üzereyim,
Dedim
ya
Herkes
ektiğini biçecektir,
Benim
günahım bana,
Sizin
günahlarınız size,
Benim
hatalarım bana,
Sizin
hatalarınız da size,
Sizin
dininiz size,
Benim dinim
de bana,
Sizin
felsefeniz size,
Benim
felsefem de bana,
İşte
düz mantık,
Aslında
olay bu kadar net
Ve
basit.
Yeni
hikâyene onlarsız başlamayı öğrenmelisin artık…
Seninle
kalmak
Ve seninle
olmak istemeyenlere deki
Seni
sevmeyenlere
Ve
seni sevmeyecek olanlara de ki
Tamam,
Bizler
bir süre eğlendik,
Hatta
mutlu olmaya çalıştık,
Kim
bilir belki başardık
Ya da
belki başaramadık,
Şimdi
Ben;
Sen
Ve
sizler olmadan
Hayatım
da
Daha
güzel bir hikâye başlatmaya gidiyorum,
Benim
buna gücüm var,
Bu
yeni hikâyeye başlamak gücüm
Ve
arzum var de
Ve
O yeni
hikâyene
Kararlı
bir şekilde başla,
Artık
başlat,
Hayatında
yeni bir hikâye başlat,
Kararlı
ol...
Unutma
Aklını
erdemlice
Ve
hikmetlice kullanabilenler için
O her
zaman
Yeni
Ve
daha mükemmel hikâyeler
Mutlaka
başlayabilir,
Yeter
ki kararlı ol,
Yeter
ki istekli davran,
Bu
hikâye için
Kendini
Ve
şartları olgunlaştır,
Bilgilen,
Yetenek
edin,
Geliştir
kendini,
Gardını
al kötülüklere karşı,
Adaletsiz
insanlara taraf olma,
Dedim
ya
Yeter
ki kararlı ol
Ve
seni mutsuz etmelerine izin verme artık,
Rotanı
belirle,
Senin
buna gücün yeter,
Ben
sana inanıyorum,
Sen
bunu başarabilirsin,
Unutma
ki
Eski
ve kötü hikâyeler son bulmadıkça
Yeni
ve güzel bir hikâyeye başlamak imkânsız olabilir,
Bırak
gitsinler ve sen yeni ve güzel bir hikâyeye başla,
Zor
olabilir fakat sen başarabilirsin,
Haydi,
Sağlıcakla,
hoşça kal,
Selametle.
Bize
karşı düşman ediyorlar…
Bana
hükmedemeyen,
Beni
hükmü altına anlamayanların
O
diğer insanları
Bana karşı,
Bize
karşı
Düşman
etmeye çabaladıklarına
Ben
şahit oldum,
Bizleri,
Beni
O
başkalarının gözünde
Kötü
biri olarak göstermeye çalışıyorlar,
Bize
hükmedemeyenler,
Bizim
üzerimizde hâkimiyet kuramayanların
Yaptıkları
kirli hamlelerden biriside budur,
Hakkımız
da iftiralar
Yalanlar
uydurarak
O
diğer insanları bizlere karşı,
Bana
karşı düşman yapmak,
Tanımaya
çalışın,
Aranızdalar,
Yanı
başınız da yaşıyorlar,
Örgütleşiyorlar,
Aptal
rolünü oynuyorlar birçoğu da,
Aslında
tüm bunlara ne gerek var öğle değil mi?
İnsan
gibi
Ve âdil
olarak bir arada yaşamak dururken,
Merhametli
şefkatli gibi görünüyorlar,
Oysaki
Bir
kaşık suda boğulmamızı
Hasretle
bekliyorlar,
Ruh
hastaları bunlar,
Dindarların
içinde bile bunlardan var,
Küçümsenemeyecek
kadar sayıca çoklar,
Düşünüyorum
da
Sizin de
hayatınızda
Mutlaka
böyle birileri olabilir,
Gardınızı,
Tedbirinizi
ona göre alın,
Dünya
Bir
mücadele meydanıdır,
Düşen
değil,
Asıl
Vaz
geçen kaybeder,
Her ne
olursa olsun
Eğer
ki
Haklı
olduğuna eminsen,
Haklı
olduğuna
Erdemli
bir kafa ile düşünüp
Kanaat
getiriyor isen
Öğleyse
O
doğru olduğunu düşündüğün yoluna
Yine
erdemlice devam et,
Adaletten
taviz verme,
Adaletli
yaşamaya gayret et,
Anadolu
da bir laf vardır,
Şöyle
ki
“İt
ürür
Buna
rağmen
Kervan
yine de yoluna devam eder”
O kervanını
güçlendirmelisin,
Kervanını
güçlendir,
Kervan
nasıl mı güçlendirilir,
Ben
sana haber vereyim,
Şöyle
ki
Kervanını
bilgi
Ve
yetenekler ile güçlendir,
Bilgiyi
ve yeteneklerini de
Doğru
zaman
Ve
doğru yerde kullan,
Unutma
ki
Su
akar yatağını bulur,
Su
kadar olabilmeyi öğren,
Haydi,
Şimdilik
diyeceklerim bu kadar,
Kal
selametle.
Rab
intikam sahibidir…
Sizlerin
rableri,
Sizlerin
tanrıları,
Sizlerin
ilahları zulmeder,
Haksızlık
yapar,
Fakat
gerçek olan Rab
Sizlerden
Ve
tanrılarınızdan
Mutlaka
intikam almaya güç yetirendir…
Ben
size
O sahte
rablerinizden bahsetmiyorum,
Fakat
O
güvendiğinizi
Ve
O inandığınızı
söylediğiniz
O gerçek
olan
O Rab
var ya
İşte
O
sizin zulümlerinizi,
O
sizlerin haksızlıklarınızı
Asla ve
asla
Unutmayacak
olan
İntikam
sahibidir,
Fakat
Şunu
da
Çok
iyi bilin ki
O size
güvenmiyor,
O size
inanmıyor,
Sizlerin
O yaptığınız
haksızlıkları
O
gerçek olan Rab
Asla sizin
yanınıza kâr bırakmayacak,
Sizin
o yaptığınız
Ve
yapageldiğiniz,
Hatta
yapacağınız
O tüm haksızlıkları
Sizin
yanınıza
Azla
bir fayda olarak bırakmayacak,
Rab
sabırlıdır,
Günü
geldiğinde
Hepinizi
kudret eliyle kavrayarak
Yerle
bir edecektir,
Bunu
istediği şekilde yapabilir,
Çünkü
o üstün kudret sahibidir,
Ben
ona inanıyorum,
Ben
haksızlık yapmıyorum,
Haksızlık
yapanlara karşı da
Nefret
ve kin besliyorum,
İntikam
besliyorum,
Düşünüyorum
da
Rab,
O mazlumların(adaletsizliğin
yapıldığı insanlar)
Onların
intikamını
Er ya
da geç
Mutlaka
alacaktır,
Buna
da
Her
bir varlık şahit olacaktır…
Ben ona
inanıyorum.
Aptallıkta
sınırları aştınız…
Âdil
olmayan
Ve
haksızlık yapan
O
sizlerin,
O
gerçek rabbin cennetine
Girmeyi
umut edişinize
Ve
kendinizin,
Devletinizin,
Liderlerinizin,
Önderlerinizin
O
gerçek olan Rabbin
Temsilcileri
zannedişinize
Kargalar
Götleriyle
gülüyorlar,
O
gerçek dininin
Temsilcileri
zannedişinize
Kargalar
Götleriyle
gülüyorlar,
Kendilerinizi
O
ilahi dinlerin
Halifeleri
zannedişinize
O
siyah popolu kuzgunlar
Ve tüm
şu kargalar
Sizlerin
o yalanlarınıza,
O
aptallıklarınıza
Götleriyle
gülüyorlar…
Nasıl
oluyor da
Adaletli
bir ilahi dine
İnandıklarını
açıklayıp
Daha
sonrasında da
Adaletsizlik
haksızlık yaparak
Kendilerini
Gerçek
rabbin temsilcileri,
Kendilerini
Peygamberlerin
temsilcileri vekilleri,
Kendilerini
İlahi
dinlerin halifeleri
Temsilcileri
zannediyorlar,
Ancak
olsa-olsa
Bu
gibi insanlar,
Bu
gibi örgütler,
Bu
gibi ülkeler,
Bu
gibi tarikat ve cemaatler
Aptallıkta
O tüm
sınırları aşmışlar…
Peki,
Bu
gibi insanlar ile
Aynı
dünyayı paylaşmak
Nasıl
bir duygu
Bunu
hiç düşündüğünüz oldu mu?
Eminim
ki olmuştur.
Ayarı
bozuk teraziler de hak arama boşuna kardeş…
Bu
memleketin
Ve
birçok memleketin
Terazi
ayarı bozuk,
Ben
derim ki
Boşu-boşuna
İşte o
bozuk terazide
Asla tartmayın,
Çünkü
adaleti
Böyle
bir terazi ile sağlayamazsınız,
Böyle
bir terazi adaleti gerçekleştiremez,
Aslında
Bunun
sizler de farkındasınız
Fakat
Hırsızlık
yapmaya,
Haksızlık
yapmaya
Ve
bunlara göz yummaya
O
kadar çok alışmışsınız ki
O
ayarı bozuk teraziye,
O düzeni
bozuk teraziye
Şu
memleketi
Şu
memleketin insanlarını,
Ekonomilerini,
Düşüncelerini,
Hürriyetlerini,
Haklarını,
Hukukunu,
Arzularını,
İsteklerini,
Alın
terlerini,
Çalışmalarını
koymaya devam ediyorsunuz,
Bilge
bir insanın dediği gibi,
Şöyle
ki
O
ayarı bozuk terazi de
Asla
adalet gerçekleşmez,
O ayarı
bozuk terazi de
Bir
veya birçok kalbin tartılması,
Bir
yüreğin ve birçok yüreğin tartılması dürüst olmaz,
Ayarı
bozuk teraziye
Koyduğun
her bir alın teri
Sahibini
bulmayacaktır,
Ayarı
bozuk terazide
Tüm
zenginlik,
Tüm
kazanç
Ancak
Terazinin
ayarını bozanların,
Terazinin
ayarını bozuk tutanların
O
hazine kasalarına gidecektir,
Onlar
nemalanacaklardır,
Bu
ekonomide de böyledir,
Hükümet
Devlet
işlerinde de böyledir,
İş ve
aile işlerinde de böyledir,
Bu
gönül işlerinde de böyledir,
Bu
ticaret,
Alış
veriş işlerinde de böyledir,
Varın
örnekleri siz düşünün,
Konuşun
çoğaltın,
Anlarsınız
Ne de
çok
Ayarı
bozuk terazi sahibi olan var
Anlar
Ve
görmeye başlarsınız,
Daima
derim,
Ne iş
yaparsanız yapın,
Gardınızı,
Tedbirinizi
almadan,
İşinizi
sağlama bağlamadan
Adımlarınız
atmayın,
Yoksa
hiç acımadan
Düşüşünüzü
seyrederler,
Sadece
seyrederler…
Yeniden
tekrarlıyorum,
Şöyle
ki
Ayarı
bozuk teraziler de
Hak
aramayın boşuna,
Ne iyi
bir kalp,
Ne de
iyi bir gönül
O
terazilerde
Kârlı
Ve
haklı çıkmaz.
Bilenler
ile bilmeyenler…
Bilenler
Ve o
bildikleri ile
Doğru
zamanda,
Doğru
yerde
Doğru
hamleler yapanlar
Kazanıyorlar,
Başarıya
ulaşabiliyorlar,
Ya da
Cümleyi
şöyle de kurabiliriz,
Şöyle
ki
Erdemli
bilenler,
Hikmetli
bilenler
O
erdem
Ve
hikmet ile bildikleri
O
doğru yerlerde,
O doğru
zamanlarda
Erdemlice,
Bilgece
hamleler yapanlar
Hem
kazanıp
Ve hem
de
Başarılı
olabiliyorlar,
Peki;
Nedir
o doğru olanlar,
Peki,
Nedir
o doğru zamanlar,
Peki,
Nedir
o doğru olan yerler,
Peki,
Erdem
nedir,
Peki,
Hikmet
nedir,
Tüm
bunları kendinize,
Birbirinize
sorduğunuz,
Düşündüğünüz
oldu mu?
Emin
olun ki
Bunları
bilmeden
O
bildiklerinizin
Ne
önemi kalıyor ki
Haksız
mıyım?
Öğle
değil mi?
Büyük meseleleri
düşünmeye başlayınca,
Onlar
hakkında
Fikir
üretmek işine koyulmaya başlayınca
İnsan
anlıyor ki
Bilgelik
ne de zor iş imiş,
Haksız
mıyım?
Öğle
değil mi?
Fakat
Bilgelik
Bir o
kadar da güzel,
Bir o
kadar da muhteşem,
Bir o
kadar da lezzetli,
Leziz,
Harikulade,
Bilgelik
bir o kadar da
Mutluluk
verici,
Huzur
Ve
güven verici,
Hem ayrıca
sizler
O
güçlü kanatlara sahip olmadan
Nasıl
anlayabilir
Ve
hissedebilirsiniz ki
Kartalın
uçarken aldığı
O
muhteşem mutluluğu
Nasıl
anlayabilir,
Nasıl idrak
edebilirsiniz ki
Öğle
değil mi?
Haksız
mıyım?
Sadece
tat organı o dil değildir,
Sadece
damak değildir,
Sadece
dudaklar değildir,
Ruh da
tat alır,
Kalpte
tat alır,
Akıl,
Duygular,
Hisler
de tat alır,
Tatları
onlar algılayabilirler,
Hiç
Bilmeyenler
Bu
tatları bilenlerin anlayıp
İdrak
ettiği gibi idrak edip anlayabilirler mi?
Tabi
ki de anlayamazlar,
Şimdi
düşünün bir
Aşkı,
erdemli adaletli
Bilge
bir insan mı daha iyi anlayabilir,
Daha
mükemmel yaşayıp faydasını görebilir
Yoksa
aptal budala
Öğlesine
bodoslama yaşayanlar mı?
Ya da
Şöyle
düşünün;
Bildikleri
ile
Doğru
faydalı işler yapanlar mı daha mutlu olur
Ve bu
mutluluğun idrakinde olur
Ya da
öğlesine aptalca,
Kötü
niyetle yaşayanlar mı?
Ya da
Şöyle
düşünelim;
Bildikleri
erdemli bilgiler ile
Doğru
zamanda
Ve
doğru yerde
O
doğru insanlar ile
Doğru
işler yapanlar mı faydaya erip başarılı olur
Yoksa
Bilgisizler
mi?
Yoksa
Bilgiyi
Doğru
olmayan zaman da,
Doğru
olmayan insanlar ile değerlendirip
Kullanmaya
çalışanlar mı?
Haydi,
Düz
mantık,
Karar
sizin.
Doğru
ve haklı olan yerde misiniz?
Halk
doğru yerde değil,
Hükümler
ise zâten
Hiç
doğru değil,
Doğru
yerde olmayı,
O
doğru olan yerde kalmayı başaramayan,
O
doğru olan tercihi
Samimiyet
ve dürüstlükle
Birlikte
hareket ederek
Erdemlice,
doğruca yapmayı başaramayan,
O
doğru tercihi yapamayan
İnsanların,
Cemiyetlerin,
Toplumların
Ve halkın
O tercih
edeceği hükümetler
Ve
O
hükümetlerin,
O
tercih edecekleri örgütlerin
Hatta
Tercih
edecekleri
Sivil
toplum kuruluşlarının
Kendilerine,
Bizlere
ve
Dünya
evimize
Ne
kadar faydası olabilir ki
Tüm
bunları erdemlice,
Erdemli
bir kafa ile düşünmek gerekmez mi?
Anlamak
için
O doğru
yerde durmak,
O doğru
yerde yürümek gerekir,
Anlamak
istiyorsanız eğer
O
doğru yerde durmalısınız,
Yoksa
kirli gürültüler
Anlamanızı,
İdrakinizi
zayıflatır,
Şimdi
düşünün lütfen,
İşte o
doğru yer neresidir,
Eğer
ki
Zihinlerinizi,
İdrakinizi
köle etmeseydiniz
Olayları,
Meseleleri
Daha
net olarak anlayabilirdiniz,
Birbirinizi
daha iyi anlayabilir,
Sorunları
daha iyi anlayabilir,
Çözümlere
daha kolay ulaşabilirdiniz,
Mantığı
ve hikmeti
Erdemlice
kullanmayı başarabilseydiniz
Daha
iyi anlayabilirdiniz birbirinizi,
İlişkileriniz
daha anlamalı
Daha
güzel olabilirdi,
Şunu
bilmelisiniz ki
Zihinleriniz
köle oldu olalı
O
birilerine karşı,
Olaylara
karşı,
Meselelere
karşı
Erdemlice
düşünebilmek kabiliyetini,
Hikmetlice
düşünebilmek yeteneğini kaybettiniz,
Kendi
zihinlerinizi
O
kendi ellerinizle köleleştiriyorsunuz,
Kendi
akıllarınızı
Bir
başka insanların,
Bir
başak hükümetlerin,
Bir
başka örgütlerin ellerine akıllarına
Kiraya
veriyorsunuz,
Akıllarınız
onların emri altında
Ne
duruma geliyor hiç düşünebiliyor musunuz?
Şaşarım
o aklınızın
O
yitik durumuna,
Düşünün
artık,
Erdemlice
düşünmeyi öğrenin,
Hikmetlice
düşünmeyi öğrenin,
Erdemlice
sorgulamayı öğrenin,
Kendinize
Ve
birbirinize doğru sorular sormayı öğrenin artık,
Haklıyı
haksızı ayırabilmeyi öğrenin artık,
Bana
diyorlar ki
Biz
zâten biliyoruz haklıyı haksızı ayırabilmeyi,
Öğleyse
Neden
o seçtiğiniz örgütler,
O
seçtiğiniz hükümetler,
O
seçtiğiniz tarikat cemaatler
Vatanın
milletin toplumun
Malını
mülkünü hırsızlıyor soyuyor,
Peki,
Mâdem
iyi ile kötüyü ayırabiliyordunuz,
Mâdem
haklı ile haksızı ayırabilmeyi başardığınızı
İddia
ediyordunuz da
Peki,
Neden
onlar gibi hırsızları,
Onlar
gibi haksızları,
Onlar
gibi yalancıları tercih edip seçtiniz
Ve
başınıza taç hükümet yaptınız öğleyse,
Neden,
soruyorum,
Demek
ki bilmiyorsunuz,
Kabul
edin artık
Sizler
iyi ile kötüyü ayıramıyorsunuz,
Sizler
haklı ile haksızı ayıramıyorsunuz,
Çünkü
Kadimden
beri
O
kendi akıllarınızı
Onların
eline teslim etmişsiniz,
Onlar
sizin yerinize düşünüyor,
Onlar
sizlerin yerine karar veriyor,
Neden
onlar sizlerin yerine düşlünsün ki
Neden
onlar sizlerin yerine kararlar alsınlar ki
Siz
hür bir irade ile neden düşünmeyesiniz ki
Siz
hür bir irade ile
Neden
kendi kararlarınızı kendiniz almayasınız ki
Neden
akıllarınız köleleştiriyorsunuz,
Lütfen
kendi düşüncelerinizi oluşturun artık,
Kendi
aklınızı erdemlice,
Hikmetlice
kullanabilmeyi öğrenin artık,
Zorlayın
biraz,
Biraz
daha zorlayın,
Düşünmek
a
Tefekkür
etmek,
Fikir
üretmeye çalışmak,
İyi
bir şeyler başarmak için
Düşünce
tarlalarında gezinmek
Aklı
başında olan insanların beyin spordur,
O
beyin sporu olmadan
İnsanlığınız
yitik demektir,
Bu
hürriyeti kaybeden
İnsanlıktan
çıkmış demektir,
Unutmayınız
ki
Ancak düşünebilenler
var olabilir,
Sizler
sadece var olduğunuzu zanneden
Koyun
sürüleri durumuna
Kendinizi
düşürmüşsünüz,
O düştüğünüz
yerden
İnsan
olarak kalkmayı başarın derim,
Zorlayın
biraz,
İlham
verici,
Fikir
üretici kitaplar okuyun,
Bilgelerin
konuşmalarını dinleyin,
Zorlayın
biraz,
Biraz
fikir sancısı çekmenin
Hiçbir
zararı olmayacaktır,
Dedim
ya
Ancak
erdemlice
Hikmetlice
düşünebilenler var olacaklardır,
Gerisi
ise birer koyun sürüsü olarak kalacaklardır,
Anlatabiliyor
muyum?
Eminim
ki anlayabilenleriniz vardır içiniz de,
Bir
kişiyi bile o aptallık
O
cehalet uykusundan uyandırmak bile işe yarar,
Uyanın
ve düşünmeyi,
Erdemlice
hikmetlice düşünmeyi öğrenin…
İşte
şimdi
Tüm bu
anlattıklarımdan sonra
Sorun
kendinize,
Birbirinize
sorun,
Deyin
ki
Halk
doğru yerde mi?
Toplumlar
doğru olan yer de mi?
Örgütler
doğru yerde mi?
Hükümetler
doğru yerde mi?
İnsanlar
doğru yerde mi?
Cemiyetler
doğru yerde mi?
Sen
doğru yerde misin?
Bu
soruları soran biz doğru yerde miyiz?
Lütfen
sorun kendinize,
Birbirinize
sorun artık,
Erdemlice
düşünüp,
Erdemlice
soru sormayı öğrenin artık,
Usta
bir çilingirci gibi
Fikir
kapılarını açmayı,
Meseleleri
sorunları çözmeyi öğrenin artık,
Çözüm
odaklı buluşmayı öğrenin artık,
Dedim
ya karar sizin,
Hayatta
sizin,
İster
akıllarınız başkalarına teslim edip
Aptal
yaşar birer koyun sürüsü olmaya devam edersiniz,
İster
erdemlice hikmetlice
Bilgece
cesur olarak düşünüp hamleler yapmayı öğrenir
İnsan(erdemli)
kalırsınız…
Karar
sizin.
Kimler
tarafından yönetiliyorsunuz…
Aptalların,
Câhillerin;
Delilerin,
Şu
erdemli insanları
Yönetmeye
Tâlip
olduklarını gördüm,
Şaşırdım
kaldım,
Bu ne
cesaret dedim
Kendi
kendime,
Demek
ki
Budalalar
Ve
deliler bu kadar cesur olabiliyorlar imiş,
Hayret
doğrusu,
Câhil
cesareti dedikleri bu olsa gerek…
Yöneticilik
Ve
memuriyet işlerine uygun olarak
Erdemli
Ve o âdil
insanlar var iken,
Aklı
başında
Dürüst
insanlar var iken,
Dürüst
Ve
yetenekli insanlar var iken
O
yarım akıllı
Ve
anlayışı kıt insanların
Yönetici
olduğunu gördüm,
Memur
olduklarını gördüm,
Emanetlerin
onlara teslim edildiğini gördüm,
Böylece
Bir
ülkenin nasılda battığını
Can-canlı
Gözlerimle
gördüm,
Câhil
cesareti dedikleri bu olsa gerek,
Toplumların
Ve
sayıca çok olan
O bir
kısım insanların
Kendi
elleri ile kendilerini
O
kendi cellatlarına teslim ettiklerini
Ve yine
kendi elleri ile kendilerini
Onlara
bile isteye seve
Köle
yaptıklarını gördüm,
Hayret
ettim,
Şaşırdım
kaldım,
Demek
ki
Aptallık
dedikleri şey
Bu
olsa gerek dedim kendi-kendime,
Kendilerine
efendi sahip seçtikleri
O
patronlarından,
O önderlerinden,
O imamlarından
Bir
iltifat almayı bile
Cennete
gitmekle
Eş
değer zannedecek kadar
Sevinen
Ve
bununla övünen
Aptallar
budalalar gördüm,
Sayıları
da küçümsenemeyecek kadar çoktu,
İşin
en kötü tarafı da
İşte bu
gibi insanların
O her
geçen gün
Sayıca
daha da çoğaldıklarını gördüm,
Şimdi
bana diyeceksiniz ki
Hem o
dediğin de nedir ki
Ey
bilge şair,
Bizler,
Zâlimlerin
hükümet olduklarını gördük,
Zâlimlerin
memuriyet aldıklarını gördük diye
O
dediğinizi duyar gibiyim
Fakat
Benim
amacım
Size bunları
yeniden düşündürmekti,
Zâten
bende sizlerin
O
görmüş olduklarınızı zâten görüyorum,
İnsanoğlu
unutkandır,
Gerçekleri,
O bir
kısım gerçekleri hatırlatmak istedim,
Sadece
uykunuzdan uyandırmak,
Gaflet
uykusundan,
Aptallık
uykusundan uyandırmak,
İdraksizlik
uykusundan uyandırmak,
Cehalet
uykusundan uyandırma istedim,
Gerçekler
hatırlanmadığında,
Fark
edilmediğinde
İnsanoğlu
Bozuk
bir düzenin içinde
Uçuruma
doğru sürüklenir,
Sâdece
o uçurumu doğru,
İnsanoğlunun
O
uçuruma doğru gittiğini göstermek istedim,
Tedbir
alarak
Kendinizi
Ve
birbirinizi
Belki
kurtarmak isteyebilirsiniz diye düşündüm,
Uçurumun
kenarındasınız,
Aptallar
sayıca çok olurlarsa,
Câhiller
sayıca size üstün gelirlerse eğer
Siz
aklı başında olanlar bile
Uçurumun
Kenarındasınız
demektir,
Bir
rüzgâr yetebilir
Sizleri
bile o uçurumdan aşağı düşürmeye…
Gardınızı,
Tedbirlerinizi
ona göre almak isteyebilirsiniz
Diye
düşündüm,
Karar
sizlerin,
Bir
gün
Hiç
hak etmediğiniz,
Hiç
sevmediğiniz
O
kötülükler kapılarınızı çaldığında,
O
haksızlıklar kapılarınızı çaldığında
Bana
demeyin daha sonra
Ey
bilge şair neden bizi uyarmadın diye,
Uyarıyorum
işte,
Uçurumun
kenarındasınız,
Câhilin
aptalın, geri zekâlının,
İdraksizin
oyları ile yapılan tercihleri
Sizleri
etkiler, öğle bir etkiler ki
Aklınız
şaşar bu işe,
Bakın
o aptalların seçtiği
Ve
kurduğu örgütlere ve hükümetlere
Anlarsınız
beni
Ve
dediklerimi,
Bakınız
O
aptalların
Ve
câhillerin seçtiği
Ve
kurdukları
Tarikatlara
Ve
cemaatlere
Anlarsınız
beni
Ve
dediklerimi,
İş
işten geçmeden
Aptalını
câhilini ya uyandırın
Ya da
Elle
tutulur gözle görülür
Faydalı
erdemli, hikmet dolu
Yatırımlar
Tedbirler
inşa edin,
Yoksa
Uçurumun
kenarından
Hep
birlikte yuvarlanacaksınız aşağı,
Dedim
ya
Bir
gün haksızlıklar
Ve
kötülükler çaldığında
Sizin
ve sevdiklerinizin kapısını
Anlarsınız
da
Umarım
iş işten geçmiş olmaz,
Şimdi
uyanabildiniz mi?
Düşünün
konuşun bir veya birkaç aklı başında insanla.
Ayrılıklar,
zaman, hüzünler ve biz…
Bâzı
ayrılıklar
Ve
O kimi
vedalar
Haksızlık
ve hüzün verir,
Tamam,
Kabul
ediyorum
Elbette
kalptir hüzün dolabilir,
Gözdür
ağlayabilir
Fakat
Çabuk
toparlanmak gerekli,
Çünkü
hayat davam ediyor,
Hem de
çok hızlı devam ediyor,
Hatta
O
birçok yer
Ve o
birçok zaman içinde
Düşüp
de
Toparlanamayanı
hiç affetmiyor,
Düştün
kalk,
Kederlendin
çabuk toparlan,
Olması
gereken de bu,
İnsanların
kötü olanları düşenden faydalanmaya
Nemalanmaya
çalışıyorlar,
Çabuk
toparlanmak da fayda var…
Ayrıca
birde
O her
ayrılık o
O her
veda
Haksızlık
demek değildir,
Belki
de
O
birçok veda,
O
birçok ayrılık
O yeni
Ve
O
güzel bir hikâyenin
İlk başlangıcı
olabilir,
Kim
bilir,
Fakat
Yeter
ki
O
ayrılık sonrası,
O veda
sonrası
Sizler
toparlanarak
Yeniden
güzel bir hikâyeye başlayabilin,
Yeter
ki
O ânı
daha iyi
Ve
Daha
çok faydalı yaşamasını öğrenin,
Başarabileceğinizi
düşünüyorum,
Toparlanabileceğinizi
düşünüyorum,
Zaman
ve
Zamanın
o en küçük birimi olan
O ‘an’
Çok
değerli
Ve çok
büyük bir hazine olabiliyor,
Bir
‘an’ da ya bir yaşam ölebiliyor,
Ya da
O bir
‘an’ dediğimiz zaman diliminde
Her
bir hikâyenizi güzelleştirecek
Bir
hayat kurtulabiliyor,
İşte o
zaman denen,
O an
denen
Vakitlerinizi,
Hazinelerinizi
Erdem
ve bilgelikle
Sevilmeye
lâyık insanlar ile değerlendirin,
Onu
kederler ile saçıp savurup
İsraf
etmeyin,
Saçma-sapan
İşe
yaramaz şeyler ile
İşe
yaramaz insanlar ile
Boşu-boşuna
harcamayın,
Çünkü
dün denen vakti
Asla
satın alamıyorsunuz…
Düşün,
Erdemlice
düşünün
Ve
zaman denen hazinelerinizi
Çok
iyi faydalı değerlendirin,
Haydi,
Selametle,
Hoşça
kalın,
Sağlıcakla
kalın.
İyiler
iyilere, kötüler de kötülere…
Mükemmel
dost, mükemmel iş, mükemmel arkadaş ararsın,
Sevgilini
gerektiğin de bir ömür ararsın,
Çünkü
mükemmel bir sevgili istersin,
Kendini
mükemmel bir sevgiliye lâyık görüyorsundur,
Peki,
sen mükemmel olmak yolunda mısın?
İyi
bir insan olsun istersin
Fakat
sen iyi bir insan mısın?
Diye
düşündüğün oldu mu?
Zeki,
aklını doğru erdemli kullanabilen
Âdil
bir insan istersin
Fakat
sen âdil, aklını doğru kullanabilen
İyi
bir insan olabildin mi?
Diye
düşündüğün oluyor mu?
Benim
oluyor.
Sonnet… Nafiz coşkun
Uyuşunda
büyüsün ninni zamanınız geçmiş olmalı…
Onca
kalabalığına zenginliğine rağmen
Birçok
insanı
Artık
bir yerden
O
diğer bir yere
Sadece
yalnızlığı uğurluyor,
Sadece
yalnızlığı yolcu ediyor,
Ne
tuhaf bir şeydir ki
Buna
rağmen insanlar
Gülmeye,
Kahkahalar
atmaya,
Mutluluk
rolü yapmaya devam ediyorlar
Tâ ki
O gece
yarıları
Sessiz
sedasız bir şekilde
Kimselerin
görmediği
O bir
yerlerde
Yastıklarına
O
yalnızlıklarıyla beraber
Kederler
ile
O acı
dolu gözyaşlarını boşaltana dek...
Elbette
ki
Ben
Burada
Gülmeyi,
Kahkahalar
atmayı kötülemiyorum,
Diyorum
ki
Onca
kalabalığına
Ve onca
zenginliğine rağmen dünyanın
Fakat
O
birileri
O çok
kederli
Ve çok
yalnızlar,
Lütfen
sorun kendinize,
Birbirinize
sorun,
Ne
için yaşıyoruz,
Yalnız
kalmak için mi?
Ve
birilerini yalnız bırakmak için mi?
Bunun
için mi yaşıyoruz,
Ne
için kitap okuyoruz,
Yalnız
kalmak için mi?
Kitaplar
insan beynini,
İnsan
zihnini
Yalnız
kalmaya mı yönlendiriyor,
Ne
için çalışıyoruz
Ve ne
için mücadele ediyoruz,
Biz
nereye doğru gidiyoruz,
Birileri
neden insan(erdemli) olmayı
Ve
insan(erdemli) kalmayı başaramıyor,
Neden
o insan olmayı başaramayanların sayıları
İnsan(erdemli
iyi) olanlara kıyasla daha fazla,
İnsanoğlu
nereye doğru gidiyor,
Acaba
İnsanoğlu
Hayvanlıktan
aşağı denen yöne doğru mu?
Lütfen
Bunu
düşünün,
Sorun
kendinize,
Birbirinize
sorun lütfen,
Düz
mantık bulabilirsiniz,
Aklıselim
kafa düz mantıkla çözüm üretebilir,
Üretilen
çözümler neden acaba
Fiiliyata
geçirilmiyor,
Sorun
kendinize,
Birbirinize
sorun lütfen,
Kendinize
sormanız gerekip de
O sormadığınız
O her
bir erdemli soruların,
O her
bir hayati önem taşıyan soruların,
Cevapları
olduğu halde,
O
cevap bulunamadığını zannederek,
Aklınızı
başınıza almayarak
Uçuruma
doğru gitmektesiniz,
Görünen
gerçek tablo budur,
Anadolu
da bir laf vardır
Şöyle
ki
‘’Görünen
köy kılavuz istemez’’
Uçuruma
doğru gidiyorsunuz…
Hey,
Uyanın
artık,
Hayatı
daha dikkatli
Ve şu
hayatınızı
Daha
erdemli,
Daha
iyi düşünerek,
Âdil
olarak yaşamak
Emin
olunuz ki size fayda verecektir,
Hey,
Sizlere
söylüyorum,
Beni
deli falan mı zannediyorsunuz,
Ben
deli deliğim,
Beni
Aklından
zoru olanlardan mı zannediyorsunuz,
Hayır,
Benim
aklımdan zorum da yok,
Ben
kendimi biliyorum,
Ve kendimin
ne istediğini de bilmekteyim,
Erdemli
bir şeylerle birlikte
Daha
çok erdemli bir şeyler yapılmalı demeye çalışıyorum,
Çünkü
Yapılan
o sayıda ki erdemli bir şeyler yeterli gelmiyor,
Kötülükler
daha fazla,
Yeterli
olamıyor insanlar,
Sizlere
söylüyorum,
Hey,
Uyanın
artık,
Daha
kaç yıl uyuyarak yürümeye,
Daha
kaç sene
Aptal ve
sersem olarak
Şu
çöllerde gezinmeye devam edeceksiniz…
Uyanın
artık.
Düz
mantık ve beyin jimnastiği…
Işık
veren
Bir
medeni âletin içindeki
O
ışığı
Nasıl
Ve ne yönden
yansıttığınız çok önemli,
Yanlış
yönden gelen
O her
bir şey kadar
O
Yanlış
yönden gelen
Işık da
zarar verebilir,
Görüşünüzü
engeller,
Göremeyen
zarar görebilir,
Düz
mantık yapmaya çalışıyorum,
İlgi,
Bilgi,
Tecrübe,
Yetenek,
Güç,
Kudret,
Sanat,
Bilim
Vesaire-vesaire
İşte
bunlar
Ve
daha birçok sıralayıp
Sayabileceğimiz
gerçekler,
İşte
bunlar
Ve
bunlar gibi
Daha
birçok gerekli olan,
Daha
birçok önemli olan
O tüm
şeylerde
Aynı o
ışık veren
Gerekli
âletler gibidir,
Aynı o
ışık veren
O âletten
çıkan
İşte
ışık gibidir,
O
ışığı
Ve o
gerekli şeyleri
Nasıl
kullandığınız,
Kime,
Kimin
için,
Ne
ölçüde,
Kimler
için,
Ne
için
Ve ne
yöne doğru kullanmanız gerektiği
Çok
önemlidir,
Dedim
ya
Yanlış
yönden gelen ışık
Elbette
ki zarara yol açabilir,
Mecazen
Ve
gerçekte
Gittiğiniz
Ve
gitmeyi düşündüğünüz
O tüm
yollar,
O tüm
yolculuklar önemli,
Düz
mantık yapın,
Mantık
ilmi
Doğruyu
bulmak sanatıdır,
Düz
mantık yapın,
Işığınızı
açın,
Unutmayınız
ki
Gözlerini
kapatan
Ancak
Kendisine
karanlık yapar âlemi,
Kendisine
karanlık yaptığı yetmez miş gibi
O
kendi aptallığı sayesinde
Yön
gösterdiği
O her
bir insan da
O
karanlığın ardından sürüklenir,
Açın
aklınızın ışıklarınızı,
Uyanın
yeni bir sabaha,
Fakat
Bu
defa aptalların
O sizi
yönlendirmek istediği yöne doğru değil,
Erdemli
kararlar alarak
Doğru
bir yöne doğru ilerleyin…
Artık
Bundan
sonra
O
ışığı doğru yönden yansıtmaya
Çabalayacağından
şüphe duymuyorum,
Aç
şimdi erdemli aklının ışığını
Ve
ilerle.
Hırsız
krallara karşı adalet birliği kurulmalı…
Kimi
zaman hükümetlerin eliyle,
Kimi
zaman örgütlerin,
Bireylerin,
Kimi
cemiyetlerin eliyle,
Kimi
zaman da
Mafya
örgütlerinin,
Bâzı
Tarikatların,
Cemaatların
eliyle
Kötülükler,
Haksızlıklar,
Adaletsizlikler,
Yolsuzluklar,
Haksızca
paylaşımlar
O
olanca hızıyla ilerliyor,
Hiç
durmaksızın
Devam
ediyor,
Bir
gün
Bu
kötülükler
Sizin
de,
Sevdiklerinizin
de
Kapısını
çalmadan önce
Artık
iyi
Ve
erdemli insanlar,
Adaletli
insanlar
Bir
olmaya
Ve
beraber olup
Aynı
kararlılıkla
Ve
âdil olarak,
Erdemlice,
Birbirimize
haksızlık etmeden,
Onlara
benzemeden,
Hikmetli
bir felsefe ile
Hareket
edebiliriz,
Düşünün
lütfen
Akıllıca
hareket etmek zamanı gelmedi mi?
Erdemli
Ve
selim bir akılla
Birlikte
el-ele harekete etmenin
Zamanı
geldi de geçiyor bile,
Haksız
mıyım?
Öğle
değil mi?
Sen
bana ne dersen,
Ben
bana ne dersem,
O bana
ne derse,
Kim
engelleyecek haksızlıkları,
O
haksızlıklar,
Adaletsizlikler
çoğaldığında,
Durdurulamaz
bir duruma geldiğinde
Senin de
Ve benim
de
O hürriyet
Ve o
diğer haklarımız
Elimizden
alınmayacak mı?
Eğer
ki aklıselim olarak
Hareket
etmek zamanı geldi diyorsanız,
Eğer
ki
Erdemli
olarak
Birlikte
hareket etmek zamanı geldi diyorsanız
O
halde
Daha
neyi bekliyorsunuz,
Birbirinizi
bulun
Ve
birbirinize destek olun,
Birbirinize
yardım edin,
Düşenlerinizi
kaldırın,
Birbirinize
göz kulak olun,
Birbirinizi
koruyun,
Birbirinizi
kollayın,
Böylece
Dürüst,
Samimi
Ve cömert
bir kardeşlik ilişkisi başlar,
Böylelikle
Dürüst
bir dostluk,
Sağlıklı
bir arkadaşlık ilişkisi başlar
Ve
birliğiniz kuvvet bulur,
Rüzgârınızı
kuvvetle estirirsiniz,
Kuvvetli,
cesur,
İnançlı,
sevgi dolu,
Kararlı
Ve erdemli
birlikler
Sayıca
az bile olsalar yenilmezler,
Düşenler
değil vaz geçenler yenilirler,
Vaz
geçmeyin,
Erdemli
olmaktan vaz geçmeyin,
Erdemli
âdil birlikler kurmaktan
Ve
birlikte hareket etmekten vaz geçmeyin,
Hem
yenilmek,
Düşmek,
Ölmek,
Hatta yara
almak
Yenilgi
demek değildir,
Asıl
yenilgi
Erdemli,
Âdil
Ve dürüst
bir mücadeleden vazgeçmektir...
Vaz
geçmeyin,
Yoksa
insanlığını (erdemli oluşunu) yitirirsiniz,
İnsanlığınızı(erdemli
şerefli oluşunuzu) yitirirsiniz,
Bâzı
yitikler vardır ki
Kaybolunca
bulunamayabilir,
Vaz
geçmeyin…
Uyanın,
Uyanının
artık,
Sizi
uyandırmaya çabalıyorum,
Birbirinizi
yalnız bırakıyorsunuz,
Bu çok
tehlikeli,
Rüzgârınız
kuvvetten düşer,
Uyanın
artık,
Sıkıca
tutunun,
Güçlü
bir adalet birliği kurun,
Uyanın
artık.
Hırsız
adaletsiz hükümetlere
Ve
hırsız zâlim örgütlere karşı
Güçlü
bir adalet birliği kurulmalı,
Uyanın
ve birleşin artık.
Lider
zeki mi yoksa erdemli bir zekâda mı olmalı…
Erdemli,
Hikmetli
Tecrübe
dolu,
Zeki,
Cesur,
Âdil
Ve bilge
bir insan liderlik yapabilir
Fakat
Sadece
yüksek bir zekâ özelliğine sahip olan insanlar
O kendi
yeteneklerine göre
Başarılar
gösterseler bile
O her
zeki insan lider olamaz,
Her
bir liderin yüksek bir zekâya ihtiyacı elbette vardır,
Fakat
o her bir zeki insan
Liderlik
özelliğini taşıyamaz...
Erdemli,
Hikmetli,
Tecrübe
dolu,
Zeki,
Aklıselim,
Cesur,
Adaletli
Ve
bilge bir insan mutlaka
İyi
bir insandır
Fakat
O her
zeki insana
İyi
bir insandır denemez,
Denirse
de bu elbette doğru olmaz,
O
halde
Birileri
Ben
zeki insanları tercih ederim düşüncesinin yanında
Ayrıca
Ben
zeki olanı
Fakat
Erdemli
karakterde olan
O zeki
insanları tercih ederim düşüncesine
İltifat
etseler
Şahsi
kanaatimce
Daha
doğru bir mantık olurdu,
Karar
sizin,
Benim
ki sadece
Mâsum
Ve
faydalı olacak bir öneridir,
Dedim
ya
Tercih
size ait,
Sonradan
Ya hu
Şair
Neden
bizi uyarmadın demeyin,
Uyarıyoruz
işte…
Şimdi
sorun kendinize,
Lider
zeki mi?
Yoksa
Erdemli
bir zekâda mı olmalılar
İnsanlar
zeki mi?
Yoksa
İyi,
Erdemli,
Bilgili,
Sağlıklı
kültüre sahip,
Ve
dürüst bir zekâda mı olmalılar,
Kararı
siz verin,
Kimseyi
burada zorlamıyorum,
Kimseyi
kitabımda
Zorla
alıkoymuyorum,
Tercih
sizin,
Öncelik
beden yüz güzelliği mi?
Yoksa
erdemli dürüst
Ve
bununla birlikte zeki bir insan mı?
Hangisini
tercih ederdiniz,
Zeki
olup da
Kötülük
zorbalık yapan bir çok insan var,
Yakışıklı,
Bakımlı
Veya
güzel yüzlü olup da
Zâlimlik
Kötülük
yapan birçok insan var,
Tüm
bunları düşünerek,
Adaletli
yaşamayı seven, erdemli, bilgili, cesur
Ve
bununla birlikte zeki olanı
Daha
tercih edilir gibi değil mi sizce de,
Dedim
ya karar sizin,
Ben
sadece bir şairim,
Gerçeklere
açmaktır gözünüzü,
Uyandırmaktır
aklınızı kalbinizi.
Onlar
ve sizler…
Gerçekte
sizler kimlersiniz
Bunu
hiç muhasebe ettiniz mi?
Bu
ülkede,
Birçok
ülke de,
Sosyalist,
Komünist,
Müslüman,
Hıristiyan,
Erdemli,
Adaletli,
İyi
insan
Ve iyi
örgütler
Neredeyse
‘yok’ denecek kadar
Sayıca
azlar,
Azaltılıyorlar,
Sesleri
kesiliyor,
Kimler
mi vardır,
Ben
sizlere daha çok kimlerin olduğunu haber vereyim,
Şöyle
ki
Sadece
kendilerini
Sosyalist
zannedenler vardır,
Sadece
kendilerini
Komünist
zannedenler vardır,
Sadece
kendilerini
Müslüman
Hıristiyan
Zannedenler
vardır,
Sadece
kendilerini
Erdemli
adaletli
İyi
zannedenler vardır,
Bunlar
sadece zannetmektedirler,
Aslında
Neredeyse
Bunların
hepsi de
Bencil,
Kibirli,
Kendilerini
iyi zanneden
Mutlu
mutsuz birer kapitalistlerdir,
O
‘şeyin’
(olduklarını
iddia ettikleri şeylerin) şartlarını
Samimiyetle
dürüstlükle
Yerine
getiremeyenler
O
söyledikleri
Düşündükleri
‘şeyler’ olamazlar,
Bakınız
lütfen,
Dinleyiniz,
Bu
yukarıda sıraladığım o ‘şeyler’
Erdemli
ve âdil bir paylaşımı
Dürüstlükle
yapmayı ideal edinmiş ‘şeylerdir’
Şimdi
düşünün,
Mantıklıca
düşünün,
Var mı
aranız da
O her
bir işinde
Erdemli
adaletli dürüst olan,
Siz de
biliyorsunuz ki ya yoktur,
Ya da
çok azdır,
Buda
demek oluyor ki
Sizler
Ve
onlar
Bencil,
Kibirli,
Cimri,
Adaletsiz
paylaşım yapan
Birer
Kapitalist
uşak
Ve
Mutlu
Mutsuz
Kölelersiniz…
Bu
cümlelerim acıttı mı canınızı,
Sizler
kim bilir
Kaç
insanın,
Kaç
toplumun canını acıttınız
O
yaptığınız haksızlıklar
Ve
aptallıklar ile.
Dedikoducular ve
gerçekleri…
Adaletli
Bir
Hürriyet
Ancak
Adaleti
Yaşayan
O
Erdemli,
Zeki,
Bilge
Ve
Bunun yanı sıra
Cesur insanlar eliyle
sağlanabilir,
Yoksa sadece
Dedikodusunu yapanlar
ile değil.
Sonnet… Nafiz coşkun
Bencil,
kibirli insanoğlu... (Bir şarkı daha)
Bir
garip derde düştüm ki
Herkes
gider yoluna,
İmdat
etsem
Kimse
dönüp de bakmaz
Şu
kederli hâlime,
Ancak
yankılanır
O
kendi avazım
Yine
kendime,
Şimdi
bilemedim
Nere,
Kime
gitsem,
Hem
Gitsem
bile
O
gittiğim kimselere
Ne
söylesem,
Nasıl
anlatsan,
Nasıl
söylesem,
Söylesem
de hem
Anlarlar
mı?
Şu
içinden çıkılması güç
Kederli
hâlimden,
Düşündüm,
İlacım
Eczam
nedir diye düşündüm,
Kimdedir,
Nerededir
şifa diye düşündüm,
Kaç
sabah,
Çaç
akşam,
Kaç
gece,
Kaç
yıl geçti
Arandım
Çok
zaman böylece,
İmdat istedim,
Kendi
kalbime sitem ettim,
Feryat
ettim
Duyanı
olmadı avazımın,
Sesimin
duyanı olmadı
Bir
türlü,
Anladım
Çok
geç oldu
Kalpler
taş olmuş da
Haberim
yokmuş meğer
Yankılandı
avazım
Çarparak
O
taştan kalplere
Döndü
geldi
Sesim
Yine
kendime,
Dedim
ya
Bir
garip derde düştüm
Herkes
gider yoluna,
İmdat
etsem
Kimse
dönüp de bakmaz
Benim
şu kederli hâlime,
Uyandım,
Hikmetli,
Erdemli
bir bilgiye sarılarak,
Uyandım
Tüm o
karanlık dünyadan
Anladım
ki
Şu derdime
Yine
Kendim
ilaç olmalıymışım,
Bilgelikten
dem alıp
Soyundum
o gün bugündür
O
kapımı çalan dertlerden,
Soyundum
Ve
Yudum,
Yıkandım
Vurdumduymaz
Şu
insanoğlunun
O tüm
bencilliğinden…
Bir
garip derde düştüm ki
Herkes
gider yoluna,
İmdat
etsem
Kimse
dönüp de bakmaz
Şu
benim kederli hâlime,
Ancak
yankılanır
O
kendi
Dertli
avazım
Yine
kendime,
Ve
bundan böyle anladım ki
Şifa
Erdemli
aklımın
O kendi
elimden yine kendime!
Yazar şair nafiz coşkunun
yayınlanan tüm kitaplarının isimleri
...
1: Kelebek mevsimi ve
saklambaçlar şehri…
2: Elma kokuları ve
yağmur zamanı…
3: Azap yağmurları…
4: Sevgili nâna ve
mektupları…
5: Papatya mevsimi…
6: Gece yürüyüşü…
7: Sevgili tutya ve
mektuplar…
8: Sürgün şehir…
9: Su kavmi ve Ruhûl
Kudüs...
10: Şafak gemisi…
11: Gemileri yaktım
Aşk ülkesinde…
12: Sürgün çocuklar…
13: Siyah incir ve
mavi kelebek…
14: Sofia filo ve
mektuplar…
15: İstanbul da sanat
ile aşk…
16: Afili
yalnızlıklar şehri…
17: Şairler anarşist olurmuş…
18: Sular kesti
kılıçları…
19:
Kafa kâğıdı…
20: Hikmet ve
felsefe…
21: Olmak ya da
olmamak…
22: Papirüsler…
23: Meleklerin şehri…
24: İstanbul’un
kanatları altın da…
25: Kırmızı
yağmurlar…
26: Sobe, körebe ve
saklambaç…
27: Bakır cezve…
28: Kaldırımda
demlenen fikir…
29: Senfoni gülüşü…
30: Sevgiliye senfoni
ve aforizmalar.
31: Ölümsüzlük
senfonisi ve Felsefik yazılar.
32: Felsefe ile
şiirin buluşması.
33: Çirkin kral ve
fikir yazıları.
34: Ölü şairler
mezarlığı.
35: Cennetin
çocukları.
36: Şairler kenti ve
aforizmalar.
37: Kelebekler şehri
ve Felsefik notlar
38: Tutsak melekler
ve fikir yazıları…
39: Şair korsanlar ve
aforizmalar…
40: Şehrin azizleri
ve Felsefik yazılar…
41: Sofia filo ve
aforizmalar…
42: Faili meçhul
sevdalar ve aforizmalar…
43: Kırmızı balık ve
aforizmalar…
44: İhbarlanmış
aşklar ve Felsefik notlar…
45: Kılıçlar ve
kalemler…
46: Pur si muove ve
aforizmalar…
47: Şairlerin ölüm
dansı ve aforizmalar…
48: Düşmanlar ve
sevgililer…
49: Soprano ve kanlı
sözler…
50: Kurşun askerler
ve aforizmalar…
51: Ölüm öpücüğü ve
aforizmalar…
52:Kale düştü ve
felsefik yazılar…
53:Şairin kurşun
kalemi ve aforizmalar…
54: Şairin seyir
defteri ve aforizmalar…
55: Kartal yuvası ve
aforizmalar…
56: Kelimelerle dans
ve aforizmalar…
57: Yalnızlık
senfonisi ve aforizmalar…
58: Aksiyon ve
aforizmalar…
59: Aşk yasası, Aşk
diyalektiği…
60: Sinekler lordu ve
aforizmalar…
61: Kod-adı şair ve
aforizmalar…
62: Su akar yatağını
bulur…
63: insan ilişkileri
ve aforizmalar… (karma)
64: Sokrates’in
intikamı ve aforizmalar…
65: Cehennem
melekleri ve aforizmalar…
66: Aşk töreni…
(karma)
67: Arıkovanı ve aforizmalar…
68: Cadı kazanı ve aforizmalar…
69: Şairin intikamı ve aforizmalar…
70: Cadı avı ve aforizmalar…
71: Gümüş köpek balığı…
72: Ölüler şehri ve aforizmalar…
73: Taçsız kral ve aforizmalar…
74: Zehirli sarmaşıklar…
75: Mücadele sanatı ve aforizmalar…
76: Kıyamet sancısı ve aforizmalar…
77: Aslanların öğretisi ve aforizmalar…
78: Kartalların öğretisi ve aforizmalar…
79: Kurtların öğretisi ve aforizmalar…
80: Katil balinanın öğretisi ve aforizmalar
81: Bilgelerin öğretisi ve aforizmalar…
82:
Kalemşörler ve aforizmalar…
83:
Şairlerin senfonisi ve aforizmalar…
84:
Kafes demokrasisi ve aforizmalar…
85:
Kukla demokrasisi ve aforizmalar…
86:
Cehenneme hoş geldiniz… Aforizmalar…
87: Âraf da bir şair ve aforizmalar…
88:
Tanrıların savaşı ve aforizmalar…
89:
Rönesans ve aforizmalar…
90:
Şair Hamlet’in intikamı ve aforizmalar…
91: Şair, Tiranlara karşı ve aforizmalar…
92: Şair, Matrix’e karşı ve aforizmalar…
93:
İnsanlar, deliler ve aforizmalar…
94:
Hayvan terbiyecisi ve aforizmalar…
95:
Kaos düzeni ve aforizmalar…
96:
Kuzey ışıkları ve aforizmalar…
97:
Cesur yürek ve aforizmalar…
98:
Kumpas hayatlar ve aforizmalar…
99: Gladyatörler
ve aforizmalar…
100:
Dolunay ve aforizmalar…
101:
Cadılar, kuzular ve aforizmalar…
102:
Cumhuriyetin öğretisi ve aforizmalar…
103:
Öfke, bilgelik, erdem ve aforizmalar…
104:
Çakalların öğretisi ve aforizmalar…
105:
Tabiatın öğretisi ve aforizmalar…
106:
Karıncaların öğretisi ve aforizmalar…
107:
Ağaçların öğretisi ve aforizmalar…
108:
Kızılderili kabilelerinin öğretisi ve aforizmalar…
109:
Balarılarının öğretisi ve aforizmalar…
110:
Kelebeklerin öğretisi ve aforizmalar…
111:
Demokrasinin öğretisi ve aforizmalar…
112:
Hırsızlar kralı ve aforizmalar…
113:
Hasat mevsimi ve aforizmalar…
114:
Senkronize hayatlar ve aforizmalar…
115: Mahşerin dört atlısı ve aforizmalar…
Yorumlar
Yorum Gönder