KİTAP ADI: SENKRONİZE HAYATLAR VE AFORİZMALAR... (Kitap: 114. Senkronize hayatlar ve aforizmalar... author poet phılosopher yazar şair Nafiz Coşkun)

Felsefik yazılar, Aforizmalar, fikir yazıları, makaleler, şiirler, Aşk, jurnaller, kişisel gelişim, hikmet, sanat, sonnet, terapi, Sosyolojik ve psikolojik tespitler.

 https://drive.google.com/file/d/17GY8FjlRUB04PSaE1cxpSjq21Gl0L5GS/view?usp=drive_link

 KİTABI PDF OKUMAK İÇİN YUKARIDA Kİ LİNKE TIKLAYINIZ   ⬆⬆⬆

 

                                 ♛ ♣ ♡

 

 

     Senkronize hayatlar ve aforizmalar...    Kitap: 114.

 

                               ☆☆☆

 

Bâzen onlarca kumandandan ve politikacıdan

Daha çok faydalı erdemli iş yapar bilge cesur bir şair…

 

Seçimleriydi insanı iyi ya da kötü eden,

Kör aptal tâlih yoktu aslında kalbinde kaderin de insanın…

 

Düşüncelerimin, aforizmalarımın erdemleşerek olgunlaşmasın da ve hayatın içerisinde ki zorluklara cenderelere karşı cesur duruşumu gardımı alışımda benden yardımlarını geri çekmeyen meleklere teşekkür ediyorum. Ve o çok değerli tüm bilge hikmetli sanat felsefe insanlarına teşekkür etmeği kendime aziz bir vasıf olarak görmekteyim çünkü onlara gönülden teşekkür etmek bile benim gibi bir mücrimi azizleştirebilir. Ben sadece iyi insan olmaya çalışan o aziz sanatkârım olan Rab Allah’ın yarattığı Aşk ve erdem günahı işlemiş bir varlığım, sağlıcakla hoşça kalın.

                                                                   Nafiz coşkun.

                                     ☆☆☆

 

 

 

 

Yazar şair düşünür ve sanat insanı: Nafiz coşkun ile iletişim adresleri: e-posta: n.coskun006@gmail.com 

Ve ayrıca daha çok facebook Messenger,

Twitter ınstagram linkedln pinterest adreslerinden ulaşabilirsiniz.

 

 

 

Bu ve tüm kitaplarımın telif hakları, basım, yayın, satış hakları Nafiz Coşkun’a aittir. İzni alınmadan kitabın tümü, ya da bölümleri, mekanik, elektronik, manyetik ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, bastırılamaz, medyada okunamaz, şarkı türkü yapılamaz.

 

 

Baskı

Ofset baskı merkezi

 

         /

 

Matbaa sertifikası

 

ISBN:

                     ☆☆☆

Felsefik yazılar, Aforizmalar, fikir yazıları, makaleler, şiirler, Aşk, jurnaller, hikmet, sanat, kişisel gelişim, terapi,

Sosyolojik ve psikolojik tespitler ve sonnetlerin sayfa numaraları:

Sayfa: 7. ŞAİRİN(kendimin)SANAT TARZI

Sayfa: 9: Sanatı hakkında bilge şaire sorarlar… (sonneto)

Sayfa: 10: İnsanın, şirketlerin, hükümetlerin ayar taşı…

Sayfa: 13: Gerekenler yapılmalı, hazırlıklar yapılmalı…

Sayfa: 15: Erdemli bir kafa ile neden olmasın…

Sayfa: 19: Yıldızları fark edemedi aptallar…

Sayfa: 28: Hayatın içerisin de ki sorunlar ve biz…

Sayfa: 36: Boğulanlardan olmak istemem…

Sayfa: 38: Horoz öteceği vakti bilmeli…

Sayfa: 42: En güzel şiirlerinden birisi o oluverir… (sonnet)

Sayfa: 43: İhanetlerimiz karakterimizi oluşturmaktadır…

Sayfa: 51: Sen olmak ve sen kalmak…

Sayfa: 57: Aptallıklar, gafletler ve cehalet tutkunları…

Sayfa: 67: Karakterim iyi ben ne yapabilirim… (sonnet)

Sayfa: 68: İyiliği hak etmeyene yapmayın…

Sayfa: 74: Bilge şair der ki… 1 (sonnet)

Sayfa: 75: Bilge şair der ki… 2 (sonnet)

Sayfa: 76: Bilge şair der ki… 3 (sonnet)

Sayfa: 77: Bilge şair der ki… 4 (sonnet)

Sayfa: 78: Bilge şair der ki… 5 (sonnet)

Sayfa: 79: Bilge şair der ki… 6 (sonnet)

Sayfa: 80: Bilge şair der ki… 7 (sonnet)

Sayfa: 81: Bilge şair der ki… 8 (sonnet)

Sayfa: 82: Bilge şair der ki… 9 (sonnet)

Sayfa: 83: Bilge şair der ki… 10 (sonnet)

Sayfa: 84: Bilge şair der ki… 11 (sonnet)

Sayfa: 85: Bilge şair der ki… 12 (sonnet)

Sayfa: 86: Bilge şair der ki… 13 (sonnet)

Sayfa: 87: Bilge şair der ki… 14 (sonnet)

Sayfa: 88: Bilge şair der ki… 15 (sonnet)

Sayfa: 89: Bilge şair der ki… 16 (sonnet)

Sayfa: 90: Bilge şair der ki… 17 (sonnet)

Sayfa: 91: Bilge şair der ki… 18 (sonnet)

Sayfa: 92: Bilge şair der ki… 19 (sonnet)

Sayfa: 93: Bilge şair der ki… 20 (sonnet)

Sayfa: 94: Bilge şair der ki… 21(sonnet)

Sayfa: 95: Bilge şair der ki… 22 (sonnet)

Sayfa: 96: Bilge şair der ki… 23 (sonnet)

Sayfa: 97: Bilge şair der ki… 24 (sonnet)

Sayfa: 98: Bilge şair der ki… 25 (sonnet)

Sayfa: 99: Bilge şair der ki… 26 (sonnet)

Sayfa: 100: Bilge şair der ki… 27: (sonnet)

Sayfa: 101: Yazarın bugüne kadar yazdığı kitapların isimleri…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 27

 

Bir aptalın,

Bir câhilin,

Bir budalanın yönettiği

Ve bir budala hükümetin yönettiği

Binlerce, yüz binlerce,

Milyonlarca kalabalıklardan oluşan toplumlar,

Tek ve ‘bir’ olan

Aklı başında

Cesur, erdemli

Bilge bir insan tarafından 

Yerle bir edilebilir,

Kadim tarih

Yenilmez zannedilen devletlerin, imparatorlukların,

Kavimlerin, milletlerin, hükümetlerin mezarlıkları ile doludur.

 

                                                 Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

                                  ☆☆☆

 

 

 

 

 

 

Nafiz derki:

Sevgili Mikel’e, Cibril’e ve Şafağa ve sana

Ve senin için sevgilim.

Sevgili İsrafil’e,

Ölüm meleği Azrail’e ve Ruhûl Kudüs’e Teşekkür ediyorum.

Sonnet ve şiirlerimi, tane-tane,

Yavaş-yavaş ve yumuşak bir ses ile oku.

Fikir yazılarımı, makalelerimi, aforizmalarımı,

Şiirlerimi, sonnetolarımı, kelimelerimi, hikâyeciklerimi,

Jurnallerimi okurken düşünerek oku!

Anlamak istiyorsan bu dediklerimi yerine getirmelisin!

Ve unutma ki hikmetli düşünerek okumak;

Erdemlilerin, kibarların,

Asaletli,

Asil insanların aziz bir vasfıdır, karakteridir, sanatıdır unutma!

                                                      

                                                       Sonnet. Nafiz coşkun

 

 

            

                 ☆☆☆

          ŞAİRİN(kendimin)SANAT  TARZI.

 

Bu yazıyı tüm kitaplarımın baş sayfalarına yerleştiriyorum!

Beni ve sanat şiir tarzımı anlayabilmek için bu yazımı lütfen dikkatlice kendiniz ya da karşılıklı bir insanla okuyunuz ki benim yazmış olduğum eserlerimi daha iyi anlayabilmeniz mümkün olsun. Kendisine yazar şair düşünür ve sanat insanı unvanlarıyla seslenen o akılcı romantik adamın yani benim ne tarzda yazdığımı, nasıl bir nazm ölçü kullandığımı şu ifadelerle beyan etmek istiyorum. Şu aziz iki cümleyi çok irdeledim, olmak ya da olmamak ile anlamak ya da anlamamak cümlelerini. Ve anladım ki bu iki aziz cümle beyni dolmaya başlamış bir insanın tüm hayatını şekillendiren kafa kâğıdıdır, ruh haritasıdır. Düşün ve anlamaya çaba göster, olmak için ise bilgi ile meseleleri anlamak gerektiğine inandım daima. Şiiri, felsefeyi, fikirlerimi, telkini sonnet kalıbında, sonnet nazmın da birleştirdim, ha bu arada hatırlatmak isterim ki zâten kaliteli bir şiirin fikirsiz felsefesiz olması mümkün değil. Bazen de kimi yazılarımda sokak lisanını kullanmayı ihmal etmedim çünkü sokağın ayrı bir lehçesi vardır bunu inkâr edemem, iyi ya da çirkin sokağın o çok farklı argosunu bile kullandığım oldu. Her bir aklın, her bir anlayışın anlayışına göre anlatmaya çalıştım ve o sokak şairi üslubu yanında birde salon şairi ile aforizmacıların lisanını kullanmayı da ihmal etmedim. Bazen insanların o geçmişten bugüne hiç değişmemiş aynı olan ezberlerini bozmuş oldum bu farklı yazılarımla, bu farklı sanat tarzımla. Çoğunlukla bazen de insanların düşünce güçlerini artırmaya çalıştığım oldu. Hem sokak lisanını, sokak felsefesini ve hem de yüksek akademi lisanının felsefesini kullanmayı kendime has bir tarzda uygun gördüm. Aynı kitap içerisinde hem Sonnet’i, şiiri, makaleyi, jurnal yazılarını ve bazen de minik hikâyecik roman kokulu yazılarımı ve ayrıca laubali bir lisan tarzını da ihmal etmeden kullandığımı yazılarımda göreceksiniz çünkü kötülüğe karşı laubali olmamak mümkün değildir erdemli bir insan için. Ve hatta çok basit anlatılar ile süslenmiş şarkı sözü olabilecek dizeleri, şiirleri, Aşk’ı, Hikmet’i, kavgalarımı, hatalarımı, pişmanlıklarımı, halkımı, birbirinden çok farklı insan kalıplarını, farklı kültürdeki insanların isyanlarını, sohbet şiir kültürlerini, yalnızlıklarını, zaferlerini, yenilgilerini, umutlarını ve birçok şiirde olduğu gibi karamsarlığı değil, tam tersine insanları karamsarlıktan çıkartabilmenin uğraşısını göreceksiniz yazılarımda. Biliyorsunuz ki felsefi bir mesele üzerinde hikmetlice düşünmeye çalışmak insanın düşünce gücünü artırıyor. Ve işte bende Felsefik yazılar ile yoğurduğum mayaladığım şiir sonnet sanat düşünce fikir hamurumu kendime has yepyeni bir modern sanat tarzında sizlere ikram ediyorum, isteyen alabilir, alırsanız eğer zararlı asla çıkmayacaksınız emin olabilirsiz, çünkü ben de sizler gibi iyi bir insan olmaya çaba gösteren bir varlığım.

Yeniden kısaca tekrar etmem gerekirse eğer, Tüm eserlerimin kitaplarımın tarzı şöyle ki yazılarımın büyük bir bölümünü, fikirlerimin bir kısmını sonnet kalıbı nazmında, şiirsel kendime has Felsefik hikmetli dokunuşlarla yazdım. İşte bu bana has nazm ile tarz birleşince dünyada bir ilk oldum desem yeridir. Ayrıca bu nazm tarz birleşmesiyle yazılan bazı eserlerimin okunuşu konuları gibi zor, ağır gelebilir bazılarınıza. Lütfen yazılarımı daha dikkatli, yavaş ve seçici, tane-tane, düşünerek okuyunuz, anlamadığınız kelimelerin manaları için lütfen sözlüğe bakınız, bir kelime insan vücudundaki iskeletin parçası gibidir anlamını bilmeden okuyup geçerseniz hiçbir fayda göremezsiniz, zarara girmez erdemliler, kısacası ben Şiirle felsefeyi birleştirdim.

Sanatı hakkında bilge şaire sorarlar…

 

Bilge şaire sorarlar derler ki neden yazılarınızın birçoğu

Genelde kısa cümleler kurarak,

Şiirsel bir dokuyla, şiirsel bir kalıpla,

Kısa anlatılar ile yazmaktasınız,

Oysaki yazılarınızın büyük çoğunluğu, kişisel gelişim,

Sosyolojik, Psikolojik tespitler, faydalı öneriler içermektedir,

Hatta felsefik, mantıksal fikirler, aforizmalar, soneler

Ve sanatsal yazılar içermektedir,

Şiir dokusunu ve kısa cümleleri

Neden sık-sık kullanmaktasınız,

Bilge şair de cevaben der ki ben sanatımı bâzen öyle,

Bâzen de böyle icra etmeyi severim de ondan,

Hem ayrıca insanların, toplumların anlayabileceği

Ve idrak edebilecekleri karakter ve kalıp da yazmayı da severim.

 

                                                      Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İnsanın, şirketlerin, hükümetlerin ayar taşı…

 

Para,

Mal,

Mülk,

Servet,

Güç,

Kudret

Ve benzeri birçok şey,

İşte bunlar

İnsanı,

Liderleri,

Politikacıları,

Şirketleri,

Örgütleri

Ve hükümetleri bozan şeyler değillerdir,

Bunlar

Ancak

Bozuk olan insanın,

Bozuk olan hükümetlerin

Bozuk olduklarını

Ortaya çıkartan şeylerdir,

Bir bakıma

Tüm bunlar,

Yâni

Para,

Mal mülk

Servet güç

Ve benzeri şeyler

Bir bakıma

‘Ayar taşı’

İnsanın

Ve hükümetlerin

Karakterinin

Gerçekte

Ne

Ve nasıl olduklarını

Ortaya çıkartan

‘Ayar taşlarıdır’

İnsanların,

Hükümetlerin,

Politikacıların,

Şirketlerin

Ve benzeri kuruluşların

Karakter ayarlarını gösterirler,

Yani

Şunu anlatmak istiyorum,

Aslında

‘Para insanı yoldan çıkartmaz’

‘Para insanın

Bozuk olup olmadığını ortaya çıkartır’

Şimdi daha iyi anladığınızı zannediyorum…

Tüm bunlara rağmen

İnsan bozuldu

Ve kendisini

Adaletli bir şekilde,

Erdemlice düzeltmiyor ise

İşte onun ayarı tamamen bozuk

Ve ondan doğru bir yol olmaz demektir,

Eğer

Tüm bu düşüp kalkmalara rağmen

Bozuldu

Ve kendisini

Dürüst olarak

Erdemli

Ve adaletli olarak düzeltebiliyor ise

İşte onun karakter ayarından

İyi anlamda

Ümit edilebilir...

Daima söylemişimdir,

Şöyle ki

İnsanların,

Şirketlerin,

Hükümetlerin

Ve politikacıların ayar taşları

Erdemli

Ve adaletli ellerde

Bir başka güzel olmakta,

Haksız mıyım?

Öğle değil mi?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gerekenler yapılmalı, hazırlıklar yapılmalı…

 

Bâzen

Yıkılması gerekli olanlar

Doğru zamanda

Ve doğru yerde,

Şartlar olgunlaşınca

Mutlaka yıkılmalı…

Bâzen de

Artık yıkılması şart olmuş yuvalar

Şartlar olgunlaştığında yıkılmalı,

Dağıtılmalı,

Darmadağın edilmeli…

Bâzen

Yapılması gereken şeyler,

Bâzen

Yapılması gerekli olan işler de

Doğru zamanda

Ve doğru yerde,

Şartlar olgunlaştığı vakit

Mutlaka yapılmalı…

Bâzen yapılması gerekli olan yuvalar da

Şartlar olgunlaşınca kurulmalı…

Bâzen de

Yeni bir hikâyeye başlamalı,

Gerçi

Hepsi olmasa da,

O eski bir kısım hikâyeler sonlandığında

Yeni bir hikâye şart ise

Şartları olgunlaştırıp

O yeni hikâyeye başlanmalı,

Peki,

Bunları doğru ve

Adaletli olarak

Erdemli bir şekilde

Nasıl yapabilir insanlar,

O en büyük mucizelerden birisi olan

Akıl

Ve kalp mucizesini

Erdemlice

Ve

Bilgece kullanarak olabilir mi?

Evet,

Neden olmasın,

Elbette yapılabilir,

Elbette ki

Gerekenleri yapmak için

İlk önce

Erdemli

Bilge bir kafa ile

Hatta

Birçok bilge

Ve

Erdemli kafalar ile

Gerekenleri yapabilmek için

Hazırlıkları da yapmak gerekli,

Evet, elbette yapılabilir,

Erdemli bilge bir kafa ile neden olmasın.

 

 

Erdemli bir kafa ile neden olmasın…

 

Yaptığınız

Ve yapmakta olduğunuz işlerde

Ayrıca

O yapmayı planladığınız işlerde,

Kimin,

Kimlerin,

Kimlerden,

Nelerden,

Nelerin

Ne gibi faydalar verebileceğini,

Ne gibi fayda görebileceğinizi,

Ne gibi zararlar görebileceğinizi

Hiç hesaba kattığınız oluyor mu?

Bâzılarınız hesap ediyordur

Fakat

Bâzılarınızın

Hiç de doğru hesap edemediği ortada

Çünkü

Dünya da bir yığın hesapsız işlerin

Zararı çok,

Acı keder dolu sonuçları ortada,

Bir düşünün

Yoksa

Yaptığınız

Ve yapmakta olduğunuz işlere

Bodoslama mı dalmaktasınız,

Bunun,

Bunların hesabını yapıyor musunuz?

Şahsi kanaatimce

Tüm bunların hesabını

Çok iyi yapmalısınız,

Çok doğru olarak yapmalısınız,

Çünkü

Hesapsız

Plansız

Bodoslama işlerde

Duvara toslamanın yüzdesi

Çok büyük ve zararlı olmaktadır,

Duvara mı toslamak istiyorsunuz,

Hiç zannetmem,

Duvara toslamak istediğinizi hiç zannetmem,

Öğle ise

Hesabınızı doğru

Ve erdemlice yapmanızı öneririm,

Hayatınızı,

Geleceğinizi etkileyecek olan

O her bir işinizde

Tüm bunların hesabını

Erdemlice yapmanızda fayda var

Çünkü

Bir işe girişirken

Fayda ve zarar görebilecek olanlar arasında

Siz,

Kendiniz

Ve sevdikleriniz de var,

İçinde yaşadığınız dünya eviniz de var,

Kimi zaman doğru zannedersiniz

Fakat

O doğru zannettiğiniz şeyi

Yaptığınız takdirde

Birçok insan

Hatta dünya eviniz,

Ağaçlar,

İçilebilir sular,

Tabiat bile zarar görebilmektedir,

Hesabınızı doğru yapın…

Şunu unutmayınız ki

Bilinçsiz, erdemsiz

Bodoslama bir yaşamın doğru olduğunu

Ancak

Aptallar

Ve câhiller savunabilir,

Elbette ki

Hesabınızı doğru,

Erdemlice,

Adaletli bir şekilde

Ve

O tüm hazırlıklarınızı da yaptıktan sonra ise

Yıkılması gerekenler yıkılmalı,

Yapılması gerekenler de yapılmalı,

Hazırlığınızı erdemli bilge bir kafa ile

Ve geleceği de hesaba katarak yaptı iseniz eğer

O halde

Yıkılması gerekenleri yıkın,

Yapılması,

İnşa edilmesi gerenleri de inşa edin,

Hatta

Şunu da unutmayınız ki

Yeni hikâyeler

Bir şeylerin sona ermesi ile

Yeniden inşa edilebilir,

Hayatınız,

Yaşantınız iyiye doğru gitmiyor mu?

Öyleyse

Yeni

Erdemli bir hikâye başlatın hayatınız da,

Yeni ve erdemli bir hikâyeden bahsediyorum,

Erdemli bilge bir kafa ile

Yeni bir hikâye mutluluk huzur

Ve sağlık getirebilir,

Peki,

Erdemli,

Hikmetli bir kafa ile

Bunlar yapıla bilir mi?

Elbette,

Neden olmasın,

Bilgelenip

Dosdoğru olduktan sonra

Neden olmasın.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yıldızları fark edemedi aptallar…

 

Erdemli bilge insanlar,

O büyük

Erdemli bilge şair ve yazarlar,

Erdemli bilge sanatkârlar

Ve erdemli bilge filozoflar

Temsili bir mecaz olarak

Göklerde ki

O parlayan göz alıcı,

Merak uyandırıcı,

Gizem dolu

Şu yıldızlar,

Şu gezegenler,

Şu galaksiler gibidirler,

Okyanus gibidirler,

Tatlı içilebilir sular gibidirler,

Onlar kimi zaman

O parladıkları uzaklıklardan

Şu evimiz olan dünyaya inerler

Fakat

Birçok insan

Bunun farkına bile varamazlar,

Onların değerlerini,

Onların büyüklüğünü kavrayamazlar,

Aptallar ve câhiller

Onların

O yüksek değerlerini anlayamazlar,

Anlayamadılar da,

Anlasalardı zâten

Dünya daha bir başka

Güzelleşmez miydi?

O zaman

Elbette

Dünya

Daha başka bir güzelleşirdi…

Şu insanoğlunun çoğunluğu

Gözlerinin önünde duran

O parlayan yıldızları,

O okyanusları

Fark bile edemiyorlar,

Neden acaba,

Onları neden fark edememiş olabilirler ki

Acaba

Aptal

Ve câhil oldukları için olabilir mi?

Gerçekte

Erdemli adaletli bir bilgenin,

Gerçekte

Erdemli bilge bir insanın

Nasıl olduğunu kavrayıp

Ona saygı hürmet duyacak,

Ona saygısızlık yapmayacak kadar

Yüksek anlayış ve güzel ahlaka

Sahip olamadıkları için

Olabilir mi?

Bu sebeplerle

Onları görememiş olabilirler mi?

Neden olmasın,

Evet,

Bu sebeplerden dolayı olabilir,

Aptallık ve cehalette

Tercih edilen bir sebeptir,

Ne yazık ki

İnsanların kimisi bu aptal tercihi yapabiliyor,

Aptal ve cehalet içinde kalmak tercihini

Ne yazık ki yapabiliyor…

Yıldızlara benzettiğim,

Okyanuslara benzettiğim,

Gökyüzüne benzettiğim

O gibi

İyi ve erdemli insanların

O yüksek değerlenin

İnsanlığın çoğunluğu tarafından

Anlaşılamayışının sebebini düşündüm

Ve aklıma ilk gelen bir sebebi

Sizin ile paylaşmak istedim

Şöyle ki

O aptal ve câhil insanların

Anlayışlarının,

İdrak ediş kabiliyetlerinin

Hem eksik

Hem de düşük olmasından dolayı olabilir mi?

Diye

Bir soru sordum kendime,

Evet,

Olabilir,

Neden olmasın ki

Öğle değil mi?

Aklı,

İdraki eksik olan

Aslında bir bakıma ruhen de kördür,

Nasıl mı anladım

Ruhen kör olduklarını

Ben nasıl mı anladım,

Çok kolay

Şöyle ki

Çünkü

Birçok zaman yanlarında duran

Ve

Gözlerinin önünden geçen

O yıldızları(bilge erdemli insanları)

O okyanus gibi

Bereketli

Değerli insanları

Fark bile edemiyorlardı da

Ondan dolayı anladım,

Zâten gerçekten fark edebilselerdi eğer

Aptal câhil

Ve kibirli olmazlardı,

O hükümet yaptıkları

Hırsız adaletsiz kibirli

Politikacıların şirketlerin yerine

O erdemli âdil bilgelerin

İzlerini tâkip ederlerdi,

Haksız mıyım?

Haklıyım elbette

Bunun sizde farkındasınız…

Daima söylemişimdir,

‘Anlamak ya da anlamamak

İşte bütün mesele bu’

Hem ayrıca

O aptallar,

O câhiller,

O kibirliler,

Onların,

O yıldızların(erdemli bilgelerin)

O okyanus gibi

Bereketli olan insanların

Yüksek erdemli değerlerini

Anlayabilselerdi eğer

O kendileri gibi,

Aptal,

Câhil,

Hırsız,

Adaletsiz,

Haksız hükümetleri,

Şirketleri,

İnsanları tercih etmezlerdi,

Onlar ile iş yapmazlardı,

Onlara güvenmezlerdi,

O gibileri seçmek yerine,

O gibileri iktidara hükümete getirmek yerine,

O bilge âdil erdemli insanların

Yollarını

İzlerini tâkip ederlerdi,

Tercihleri daha güzel ve sağlıklı olurdu,

Hem âdil,

Hem bilge,

Hem de

Erdemli insanların

Fikir ve düşüncelerini tâkip ederek

Hem kendilerine,

Hem dünyaya,

Hem sevdiklerine,

Hem gelecek nesillere,

Hem tabiata,

Hem karakterlerine

Ve hem de yaşantılarına

Adaleti,

Erdemi getirir

Mutlu sağlıklı,

Adaletli,

Ve barışçıl bir küresel düzen oluştururlardı,

Bakın dünyaya,

Bakın bu ülkeye

Kimler kimleri tercih etmekte,

Anlarsınız,

Öğle değil mi?

Her şey görülmüyor mu zâten,

Kimin ne kadar aptal olduğu,

Kimin ne kadar câhil olduğu,

Kimlerin

Ne kadar kibirli olduğu,

Kimlerin erdemli bir bilgi yerine

Zanları ile hareket ettiği,

Kimin ne kadar adaletsiz olduğu da görül müyor mu?

Elbette ki görülmektedir…

Düşünün lütfen,

Hiç görenler ile görmeyenler

Bir olabilirler mi?

Hiç anlayanlar ile anlayamayanlar

Bir olabilirler mi?

Bunlar bir tutulabilirler mi?

Elbette ki bir olamazlar,

Elbette ki bir tutulamazlar…

Bakmak ile görmek arasında

Fark olduğu kadar

Anlamak ile

Anladığını zannetmek arasında da

Kocaman

Dağlar kadar fark vardır,

Bu dağlar kadar olan farkı

O fark edemeyenlere

Aptal

Ve câhil denmesinde

Peki,

Ya ne densin,

Kibirli budala denmesinde

Peki,

Ya ne densin,

Haksız mıyım?

Öğle değil mi?

Erdemli

Ve adaletli bir hamle yapmak ile

Aptalca cehalet dolu

Ve kibirli olarak işler ve hamleler yaparak

Dünyayı

Ve ülkeleri

Yaşanmaz bir duruma getirmek arasında

Fark olduğu gibi,

Fark edebiliyor musunuz?

Ben fark edebiliyorum…

Farkı sizler görebiliyor musunuz?

Ben görebiliyorum,

Dağ ile ovayı ayırabilecek kadar

Basit,

Net ve açık olarak görülmektedir…

Peki,

Sen görebiliyor musun?

Peki,

Sizler görebiliyor musunuz?

Peki,

Onlar görebiliyorlar mı?

Peki,

Görebiliyor iseniz

Bugüne kadar

Ne yaptınız,

Bugüne kadar

Neleri yapmadınız

Bunu hiç düşündüğünüz oldu mu?

Benim düşündüğüm oldu,

Çünkü

Bu dünya da

Ben ve sevdiğim insanlar yaşamakta,

Oysaki

Erdemsiz, adaletsiz, haksız

Ve düşüncesiz hamlelerin,

Adaletsiz hamlelerin,

Erdemsiz yaşamların

Dünyaya,

Gelecek nesillere,

Dünya evimize

Ve bizlere

Ne gibi zararlar verdiği

Net olarak görülmektedir,

Bunu fark edemeyene

Aptal

Ve

Câhil denmesinde

Peki,

Öğle ise ya ne densin…

Kulağınızı yaklaştırın bana,

Sizlere bir şey fısıldamak istiyorum,

Şöyle ki

Câhili

Aptalı çok

Şu dünya da

Yıldızları fark edemediler,

Bereket dolu okyanuslara benzeyen

O erdemli bilge insanları fark edemediler,

Kendi bildikleri,

Kendi arzuladıkları zararları işlediler

Ve başlarına büyük belalar aldılar…

Peki,

Sen fark edebildin mi?

Sizler fark edebiliyor musunuz?

Ben fark edebiliyorum.

 

 

Hayatın içerisin de ki sorunlar ve biz…

 

Hayatın içerisinde ki sorunlar ile

Hayatın içerisinde ki problemler ile

Yaşantımızın içerisinde ki sıkıntılar ile

Yaşantımızın içerisinde ki stres ile

Nasıl başa çıkabileceğiniz

Sizlerin

Olgun

Ve erdemli olup olmadığınızı gösterir,

Eğer ki

Başarılı bir şekilde

O sorunlar ile başa çıkabiliyor iseniz

Siz erdemli olgun

Güçlü karakterde bir insan olmaya

Yaklaşıyorsunuz demektir,

Kendinizi gözlemleyin,

Kendinizin muhasebesini yapın,

Bu gözlem ve muhasebeden sonra

Eğer ki hâlen

Sorunlar ile problemler ile

Stres ile

Baş edebilmeyi,

Onlarla başa çıkabilmeyi öğrenemedi iseniz

Mutlaka yeniden kendinizi

Hayatın içerisinde ki o sorunlar ile

O problemler ile başa çıkabilecek,

Onlarla baş edebilecek bir olgunluğa getirin,

Bun un eğitimini veren

Tecrübeli bilgili birçok uzman bulabilirsiniz,

Bu konular hakkında yazılmış olan

Birçok değerli faydalı kitaplardan da faydalanmalısınız,

Bu kendinize yapacağınız öğreti

Sizin ve sevdiklerinizin hayatında

Olumlu olarak,

İyi olarak

Büyük değişikliklere vesile olacaktır,

Bu hayat kurtaracak olan bir meseledir,

Sorunlar

Ve problemler karşısında,

Zorluklar,

Sıkıntılar karşısında

İnsanlar ya düşer

Ya da

Onlar ile başa çıkarak

Hem sevdiklerini

Hem de kendilerini korurlar,

Eğer ki

Kendilerini koruyamaz iseler

Eğer ki

Sevdiklerini,

Sorumlulukları altında ki insanları koruyamaz iseler

Düştükleri yerden kalkamaz

Ve böylece

Sıkıntıların içerisinde,

Problemlerin içerisinde,

Sorunların içerisinde boğulup kalırlar,

Kendileri boğulmakla birlikte

O sorumlulukları altında bulunan insanları da

Boğulmaları için arkalarından sürüklerler,

Dedim ya

Bu hayati bir meseledir,

Ruhunuzu,

Aklınızı,

Duygularınızı,

Kalbinizi

Şu hayatın içerisinde ki problemler ile

Sorunlar ile

Sıkıntılar ile

Zorluklar ile başa çıkabilecek bir seviyeye,

Bir güce ulaştırmayı başarmak zorundasınız,

Kimse sizin için bu mücadeleyi vermez,

Vermeyecektir de,

Haydi,

Diyelim ki

Birilerinden yardım aldınız,

Birileri size birkaç defa yardım yaptı

Fakat

O birileri

Her zaman yanınız da olmayacaklardır,

Bunu öğrenin,

Bunun farkına varın,

Başarmak için geçmeniz gereken engeller var ise

Onların nasıl geçilmesi gerektiğini öğrenin

Kararlı bir mücadele verin, gayret ve çaba gösterin,

Yorulmadan bir şehirden

Diğer bir şehre gidilmiyor,

İyi bir emek harcanmadan,

İyi bir hamle yapmadan

Ulaşmak istediğiniz yerlere ulaşamıyorsunuz,

Mücadele vermek zorundasınız,

Başarmak istediğiniz işler için

O işler ile alakalı şartların olgunlaşması için

Bilgi tecrübe edinmek ve

Çabalamak zorundasınız,

Tüm çabalardan sonra

Daha emin olarak,

Daha kuvvetli olarak

Hayatı yürümeye başlarsınız,

Düşmek ve

O düştüğünüz yerden

Kalkmamak mı istiyorsunuz,

O düştüğünüz yerde

Rezil olup kalmak mı istiyorsunuz,

Hayır,

Hiç zannetmiyorum,

O düştüğünüz yerden kalkmayı

Ve başarmayı istediğinize eminim,

Şimdi kalkın

Ve doğru bir mücadele için

Yeniden hazırlanın,

Bugüne kadar edindiğiniz

O tüm yenilgileri,

O tüm başarısızlıkları

Bir tecrübe olarak ayaklarınızın altına koyun

Ve istediğiniz yüksekliğe yükselin,

Şimdi o engelleri aşın,

Ne dersiniz,

Sorunlar ile

Sıkıntılar ile

Zorluklar ile

Başarılı bir şekilde

Başa çıkmak,

Onlar ile baş edebilmek

Aslında

Sizin eliniz de

Ve sizler bilgilendikçe

Sorunlar

Zorluklar ile

Daha kolay baş edebilir

Güçlü bir duruma gelebilirsiniz,

Ne dersiniz,

Haksız değilim

Öğle değil mi?

Unutmayınız ki

Başarabilenler,

Sorunlar ile baş edebilenler,

Zorluklar karşısında

Başa çıkabilenler de

Sizin gibi birer insan,

Onlardan tek eksiğiniz

Biraz daha gayret etmeyişiniz,

Biraz daha yetenek

Ve biraz daha bilgi edinmeyişinizdir,

Şimdi bilgilenmenin, yetenek

Zorluklar karşısında yılmadan

Gayret etmenin tam zamanı değil de

Peki, ya nedir söyler misiniz?

Haydi,

Bir adım daha,

O adım seni güçlendirecek,

Haydi,

Bir adım daha,

Küçük adımlar ile

O aşılmayan mesafelerin aşılabildiği gerçeğini

Aklınızdan çıkartmayınız,

Bir örnek mi vermemi istiyorsunuz,

Alınız size bir örnek,

Şöyle ki

İnsan adımlarına benzeyen

O bir su damlasının

Yukarıdan damlayarak

O kırılmaz zannedilen

Mermerlerin

Granit taşlarının göğsünde

Nasılda delikler açtığını unutmayınız,

Hatta

Bir yolcu uçağının

Amazonların üzerinden uçarken

Arızalanıp

Amazonlara düştüğünde

İçerisinden sadece

Genç kadın bir yolcu kurtularak,

Kırık bacağına rağmen

Dünyanın

O en zorlu şartları altında bulunan

Amazon ormanları içinden

Sağ sağlim

Ve tek başına

Kurtulmayı başarabildiğini

Birçok insan bilmekte,

Hatta bu olay filmlere bile konu olmuştur,

Bir örnek daha mı istiyorsunuz

Alın sizlere bir örnek daha,

Şöyle ki

Bir yol inşası için

Dağın göğsünde

Çok uzun

Ve yorucu olacak olan

Gayret gerektiren

Zorlu bir tünel açılması gerekmekte,

Dağın içerisinden

Yol geçirmek için

İş makineleri

Bir gün de,

Yani yirmi dört saat içerisin de

Ancak

Elli ve ya

Yüz kilo civarında taş çıkartabilmekte,

Bunu,

Yani elli yüz kilo taş çıkarmak işlemini

İnsana göre

Bir adım mesafesi olarak düşünün

Fakat bu çalışmayı

Hiç durdurmaksızın her gün yaptıklarında

Yıllar sonra kilometrelerce uzunluğunda

Zorlu bir tünelin

Kayalık bir dağın içerisinden açıldığı gerçeğini

Sizlerde bilmektesiniz,

Gayret edin,

Yetenek edinmek için gayret edin,

Bilgilenmek için gayret edin,

Zorluklar ile baş edebilmek

Onlarla başa çıkabilmek için gayret edin,

Stres ile mücadele edebilmek için çaba gösterin,

Hayatın

Sizin karşınıza çıkarttığı,

İnsanların

Ve hükümetlerin

Sizin karşınıza çıkarttığı

O tüm zorluklar

Problemler ile başa çıkabilmeyi öğrenmek için

Gayret edin,

Haydi,

Bir adım daha,

Her gayretli adım

Sizi

Aylar yıllar sonra

Tünelin ucuna götürecektir,

Tünelin sonunda ki

Aydınlık size kolaylık,

Başarı, mutluluk, kuvvet,

Huzur getirecektir,

Haydi,

Bir adım daha.

 

 

 

 

 

Boğulanlardan olmak istemem…

 

Bir şair yazar olarak ben,

Onların

Sahtekârlıklarını,

Cinayetlerini fark edince

İnsanların dinlerini terk ettim,

Daha sonrasında ise

Ne mi yaptım,

Şöyle ki

Adalet,

Hakkaniyet,

Erdem,

Faydalı bilgi,

Hikmetli bilgelik

Ve aşk dolu olan

Bir dini tercih ettim,

Mesih İsa’da Musa gibi Tevrat’ta,

Davut da İncil gibi

O dinden bahsetmişti Zebur da,

İbrahim de

Muhammed gibi,

Kuran’ı kerim kadar

Bahsetmişti

Adalet ve erdem dolu bir yaşamdan,

Onlar adaletten,

Onlar hakkaniyetten,

Onlar dürüstlükten,

Onlar erdemdem,

Onlar hikmetli doğru bilgelikten,

Onlar faydalı bilgiden

Ve aşk dolu bir hayattan bahsetmişlerdi

İşte ben de

Onların bahsettiği dine inanmaya karar verdim,

Şu insanların

Yaşam tarzları ile

O ilahi kitaplarda emredilenler

Birbirleri ile

Asla uyuşmuyorlardı,

Fakat

Bakıyorum da

Şu kendilerinin

İlahi dinlerden olduklarını

İddia edenlerin yaşam tarzlarına bakıyorum da,

Şunların karakterlerine bir bakıyorum da,

Adalet yerine adaletsizlik,

Erdem yerine erdemsizlik,

Dürüstlük yerine dolandırıcılık,

Aşk yerine çirkin arzular,

Hakkaniyet yerine ise hırsızlık görmekteyim,

Toplumları da,

Toplumlarının seçtikleri hükümetleri de

O aynı adaletsizliğin içerinde yürümekteler,

Bu yürüyüşleri hiç de hayra alâmet değil,

Boğuluyorlar,

Gemileri batıyor,

Boğuluyorlar,

Onların gemilerinde olmak istemiyorum,

Bu sebeple onları terk ediyorum,

Ben boğulanlardan olmak istemem.

Horoz öteceği vakti bilmeli…

 

Ben,

İhanet etmek için

Doğmadım elbet de,

Elbette

Yola çıktıklarıma

İhanet etmek için de

Gelmedim dünyaya,

Fakat

Eğer ki

Adaletsizlik yaparsanız,

Erdemsizlik yapar iseniz

İşte o zaman

Benden

Mutlaka ihanet beklemelisiniz,

Çünkü

Adalet

Ve erdem

Karakterimdir benim,

İki seçeneğim var

Şöyle ki

Ya sizin adaletsizliğinize

Ve erdemsizliğinize ihanet edeceğim

Ya da

Erdemli

Adaletli karakterime ihanet edeceğim,

Sordum kendime,

Kendime dedim ki

Adalet

Ve erdem olan

O kendi karakterine

İhanet eder misin?

Hayır,

Dedim,

Kendime ihanet etmem,

Fakat hangi kendime,

Adaletli

Ve erdemli bir karaktere sahip olan kendime,

O halde

O iki seçenekten birisi olan

Sizin adaletsizliğinize ihanet etmeyi tercih ettim

İşte

Doğru olan da buydu,

Ben doğru olanı,

Mantıklı olanı yapıyorum,

Sizlerde biliyorsunuz ki

Mantık;

Lügat mânası itibari ile

Doğru olan fikri bulmak sanatıdır,

Zâten

Doğru olan da

O benim tercihimdi,

Yâni

Adaletten

Ve erdemli bir yaşantıdan taraf olmak,

Bakınız etrafınıza lütfen,

Ne kadar da çoklar sayıca adaletsizlik yapan,

Erdemsizce yaşayan insanlar,

Aptallığı

Kendilerine

Bir kültür edinen,

Cehaleti kendilerine

Bir yaşam biçimi edinen

Şu toplumlara,

Şu cemiyetlere,

Şu kavimlere de bir bakın,

Aslında

Adaletli

Ve erdemli bir yaşantıyı tercih ederken bile

Ne kadar güzel

Ve ne kadar zor bir hayatı tercih ettiğiniz anlaşılır,

Neden zor biliyor musunuz?

Çünkü

Sayıca çoğunluğu

Câhil,

Aptal,

Adaletsiz bir toplum içinde

Adaleti

Ve erdemi

Kendisine bir yaşam biçimi edinenlere

Deli tuhaf uzaylı gözü ile bakılıyor da ondan,

Doğru olanı tercih etmek gerekiyordu

Ben de doğru olanı tercih ederek

Adaletsizlik yapanların

O adaletsizliğine ihanet etmeyi tercih ettim,

İşte olay bu kadar basit,

Mesele tercih meselesidir,

Her insanın tercihi

Ve hamleleri

O kendi karakterine şekillendirmektedir,

Her insan

Sorsun kendisine

Neyi

Neleri tercih etti diye,

Neleri

Ve neyi reddetti diye,

Peki,

Siz neleri tercih ettiniz,

Siz neleri reddettiniz

Bunun muhasebesini yaptınız mı?

Şu ömrü hayatınızda,

Yapmadı iseniz yapın o zaman,

Yapın ki

Karakterinizin ayarı

İyi mi kötü mü?

Çıksın ortaya…

Bâzen de susarım,

Konuşmam hiç,

Hem ayrıca

Sustuğuma bakmayın,

Ara sıra

Ben yaparım bunu,

Gözlemlerim kendimi

Ve insanları,

Doğru bir mesafeye çekilerek

Gözlemlerim,

Dinlerin dünyayı,

Hem ayrıca o her doğru da her yerde söylenmez ki

Horoz öteceği zamanı bilmeli öğle değil mi?

En güzel şiirlerinden birisi o oluverir…

 

Sordular bilge şaire

Dediler ki

Senin

O en güzel şiirlerinden

Ve en güzel hikâyelerinden birisi nedir diye,

Bilge şair de onlara cevaben dedi ki

Dünyanın

O en güzel ve o en mükemmel

Şiirlerimden

Birisidir

Sevgilimin beni sevmesi,

Onun kalbinde olduğumu bilmek

İşte

Benim o en güzel hikâyelerimden birisi oluverir.

 

                                Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İhanetlerimiz karakterimizi oluşturmaktadır…

 

Bilge şaire

İhanet hakkında sordular,

Bilge şair de cevaben

Onlara dedi ki

Ben

Şeytana ihanet ettim,

Şeytanın

Avenelerine de ihanet ettim,

Ben

Haksızlıklara karşı ihanet ettim,

Onlar da

Sahte olmayan

O gerçek

Rablerine karşı ihanet ettiler,

Onlarda

Adalete karşı ihanet ettiler,

Hem zâten

Onlar

Sahte rableri ile

Hem fikirlerdi,

Onlar

O sahte rableri ile

Birlikte hareket ediyorlardı,

Her devirde

Sahte tanrılar kadar,

Sahte rableri de vardır insanların,

Her devir de

Sahte tanrıları kadar

Sahte ilahları da vardır insanların,

Birbirlerini rab edinerek,

Birbirlerini

İlah edinerek

O

Gerçek rablerine karşı

Büyük bir

İhanet içerisine giriştiler

Sanki hiç ölmeyecekler gibi,

Sanki

O gerçek rablerinin huzuruna

Çıkmayacaklar gibi

Ona büyük bir ihanet içerisine girdiler,

Birbirlerini

Tanrı edinerek,

Birbirlerini ilah edinerek

Adalete karşı ihanet ettiler,

Toplumların mallarından eksilttiler,

Tabiatın dengesini bozdular,

Hırsızlıklarını

Haksızlıklarını

Erdemmiş gibi yaşamaya başladılar

Oysa ki erdem hırsızlık demek değildi…

Bilge şaire sordular dediler ki

İnsanlar birbirlerini

Nasıl ilah edinir,

İnsanlar birbirlerini

Nasıl

Rab edinmekteler,

İnsanlar birbirlerini

Nasıl tanrı edinmektedirler

Bunu bizi açıklar mısın?

Bilge şair de

Cevaben onlara dedi ki

Aptal ve câhil insanlar,

Aptal ve câhil toplumlar,

O

Gerçek olan

Rablerinin,

Bir arada

Adaletle,

Hakkaniyetle

Ve erdemle yaşayın emirlerini

Boş vererek,

Bu yüce emri yerine getirmeyerek

Onu dürüst olarak yaşamayarak,

O kendilerinin

Hırsızlıklarını

Cehaletlerini yaşamayı tercih ettiler,

O kendilerinin

Aptalca yaşam tarzlarını,

Adaletsizliklerini,

Erdemsizliklerini

Bir yaşam tarzı hâline getirerek,

Kendi çirkin yaşam ve kültürlerini

Sahte bir din hâline getirerek

O gerçek rabbe hem ihanet etmiş oldular,

Hem de birbirlerini rab edinmiş oldular,

Birbirlerinin

O adaletsizliklerine,

O birbirlerinin

Haksızlıklarına taraf olarak

Böylece

Birbirlerini rab edinmiş oldular,

Böylelikle

Birbirlerini ilah da edinmiş oldular,

Bu haksız çirkin yolları tercih ederek

Böylelikle

Birbirlerini de tanrı edinmiş oldular

Ve o kendi sahte Rabları ile

O kendi sahte ilahları ile

O kendi tanrıları ile de

Cehenneme sürüklenirler,

Daima demişimdir,

Her insan

O kendi ektiklerini

Er ya da geç

Mutlaka biçecektir…

Aramızda kalsın

Ben bu arada

Kötülüklere karşı,

Cehalete karşı,

Aptallık dolu

Kültürlere karşı,

Budalaca dinlere karşı

Erdemli bir mücadele vererek

İblise ve avenelerine(yardımcılarına) ihanet etmiş oldum,

Bu ihanetten de çok zevk aldım,

Hatta kahkahalar attım mutluluktan,

Siyah kargalar,

Kuzgunlar bile

Kahkahalarıma eşlik ettiler benim,

Aman ha aramız da kalsın tüm bunlar,

Yerin kulağı vardır,

Yayılmasın ihanetim etrafa,

Anlaştık mı?

Anlaştığımızı zannediyorum,

Hem ayrıca

Ben

Şu

İnsanların

Haksızlıklarına karşı mücadele vererek

Onlara da

O ihanetlerinden dolayı

İhanet ettiğim için çok bahtiyarım,

Onlarla benim aramda ki fark

İşte tam da bu noktadadır

Şöyle ki

Onlar hem bana,

Hem de

O benim karakterim olan

Adaletsizliğe,

Erdemli olmaya   

Ve aşka ihanet ettiler,

Ben de onların

O adaletsizliklerinden dolayı

Hem onlara,

Hem taraftarlarına

Ve hem de iblislerine ihanet ettim,

İşte onlarla farkımız

Tam da buradadır,

Tam da bu noktadadır,

Bunun için hem mutlu

Ve hem de memnunum,

Onlara ihanet içinde olduğum için

Çok mutlu oluyorum,

Bu aramız da kalsın

Sakın kimseler duymasın,

Anlaşabildik mi?

Her insanın bir

Ve birden çok ihaneti olabilir,

Kimisi dürüstlüğe ihanet eder,

Kimisi erdemli bir yaşama ihanet eder,

Kimileri hükümet olur

Halkına ihanet eder,

Kimi, onurlu bir yaşama ihanet eder,

Kimileri

Gerçek rabbine karşı ihanet eder,

Kimisi sevgilisine dostuna ihanet eder,

Kimisi doğrulara ihanet eder,

Kimisi de adaletsizlik yapanlara karşı

O adaletsizliklerinden dolayı

İhanet ederler,

Her insan seçmeli bence

İhanet edeceği o yeri…

Daima söylemişimdir

Yolumuz,

Karakterimiz

Ve yaşantımız

Adalette,

Hakkaniyette,

Erdemli bir yaşamda birleşmediği

Kesişmediği sürece,

Benim onlara karşı ihanetim

Ebediyen sürecektir,

Ve bende

O kendi ihanetimden dolayı

Zevk almaya,

Mutlu olmaya devam edeceğim…

Her ne ise

Sözlerimizi şöyle toparlayalım

Şöyle ki

Onların felsefeleri onlara

Benim felsefem bana,

Onların dinleri onlara

Benim dinim de bana,

Onların fikirleri onlara

Benim fikirlerim de bana,

Onların ihanetleri onlara

Benim ihanetlerim de bana,

Hepimizin birçok ihaneti vardır,

Ben cesurca

Yaptığım

Ve yapmakta olduğum ihanetlerimi sıraladım

Var mı sizin de

Yaptığınız o ihanetlerinizi

Anlatmaya,

O ihanetlerinizi sıralamaya,

O ihanetlerinizi

Açıp ortaya dökmeye,

O ihanetlerinizin

Çuvalınız sökmeye

Ve o çuvalın içindekileri

Ortaya dökmeye,

Bunu yapmaya,

Bunları yaparak

Pişmanlık duymaya

Sizlerin cesaretinizin olacağını

Asla ve asla hiç zannetmiyorum,

Çünkü

Sizler o dürüst cesarete bile ihanet ettiniz,

Şimdi hep birlikte

Sürüklenin cehennemin dibine,

Cehenneme kadar yolunuz var.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sen olmak ve sen kalmak…

 

O

Kendi arzumuz,

O

Kendi hür irademiz dışında

Acaba

Sizler

Ve bizler

Birilerinin,

O bir kısım örgütlerin,

O bir kısım hükümetlerin,

O bir kısım

Cemiyetlerin,

O bir kısım şirketlerin

İstediği,

Arzuladığı

İnsanlara mı dönüşmekteyiz,

Dönüştürülmekteyiz,

Asimile olmak da bunlardan birisidir,

O kendi hür irademiz ile

Tercih ettiğimizi

Zannettiğimiz

O şeylerin

Aslında

Birilerinin

Bizim aklımızı

Zihinlerimizi

Yönlendirmesi ile mi tercih etmekteyiz,

Bunu hiç düşündüğünüz oldu mu?

Kimileriniz

Elbette bunu düşünmüşlerdir,

Peki,

Ya sonuç,

Ne gibi

Bir sonuca vardınız,

Acaba

Bizler

O birilerinin

Modern

Ve mutlu

Köleleri durumuna mı getirilmek isteniyoruz,

Yoksa

O

Kendi hür irademize

Hâlen

Tam olarak,

Yüzde yüz olarak sahip miyiz?

Hürriyetimiz

Kendi elimiz de mi?

Yoksa

O birilerinin elinde mi?

Bunu hiç düşündüğünüz oldu mu?

Bu konu ile alakalı

Bir de şöyle bir felsefik mantık yapalım,

Şöyle ki

Olay,

Ya da konu

Aslında çok basit,

Neden mi?

Şöyle ki

Ben

Sizlerin

O benim

Olmamı istediğiniz

Arzuladığınız

O kişi,

O sizlerin olmamı

İstediğiniz

Vasıflarda ki kişi

Olmayacağım,

Neden mi?

Çünkü

Ben

Sizler gibi

Aptal

Ve câhil

Olmak

Ve öğlece

Aptal,

Câhil kalmak istemiyorum da ondan,

Neden mi?

Lütfen bir bakın yeryüzüne,

Toplumların tercih ettiği hükümetlere bir bakın,

Bu yaşadığınız ülkenin

Çoğunluk olan toplumuna bir bakın,

Yaşam tarzlarına,

Kültürlerine,

Tercihlerine,

Sohbetlerine,

Dilleri ile kalplerinin

Birbirlerine

İhanet içinde olup olmadığına bir bakın,

Dürüst olup olmadıklarına,

Adaletli hakkaniyetli olup olmadıklarına,

Erdemli yaşayıp yaşamadıklarına bir bakın

Anlayacaksınız ne demek istediğimi…

Bu hayatta

Ya sen olur sen kalırsın,

Ya da sen kalmak

Sen olmak yerine,

Daima

O birilerinin

Yönlendirdiği,

Daima

O birilerinin şekillendirdiği

Modern

Ve mutlu bir köle oluverirsin,

Hangisini tercih ederdiniz,

Elbette ki

Yaşarken

Ve kendimizi şekillendirirken

İyi birilerini

Erdemli birilerini örnek almak güzel şeydir,

Ben bundan bahsetmiyorum,

Erdemli birilerini örnek almaktan

Ve o erdemli birilerine benzemekten bahsetmiyorum,

Ben diyorum ki,

Birileri

O kötü emelleri için

İnsanları

O kendileri olmaktan çıkartıp,

O kendileri olmaktan soyundurup

O kendi şahsi

Ve kötü menfaatleri için

Ve o kendi kötü çıkarları uğruna

Toplumların

İnsanların

Hem akıllarını,

Hem zihinleri,

Hem de kalplerini köleleştirmekteler,

Bunu hiç düşündüğünüz oldu mu?

Peki,

Ya ne gibi bir sonuca vardınız,

Ya bilge şair boş ver

Öğle ya da böyle

Her bir durumda

Eğlenip zevk alıp yaşayalım gidelim mi diyorsunuz,

Yoksa

Bir gün insanların bu duyarsızlıkları

Bu erdemsiz yaşamları,

Bu kölece yaşamları insanların başına

Çok fena işler açacak

En iyisi mi bizler

Erdemleşmek için

O kendi hürriyetimizi

O birilerinin ellerinden

O kendi elimize alalım mı diyorsunuz,

Evet,

Peki,

Siz bu mesele hakkında ne derdiniz,

Sizler ne düşünüyorsunuz,

Evet,

Söyleyin lütfen,

‘’Erdemli olup sen kalmak mı?’’

Yoksa

O birilerinin

Modern

Ve mutlu zannedilen

Köleleri olmak

Ve öğle kalmak mı?

Hangisini tercih ederdiniz,

Söyleyin,

Düşünün lütfen…

Ha

Bu arada

Erdemli

Ve adaletli bir ‘sen’

Nasıl oluşturulur,

Bunu da bilemeyen bir insan

Bu yukarıda yaptığımız

Mantık felsefesini

Asla anlayamaz,

Anlatabiliyor muyum?

İlk önce erdemli ve adaletli bir insan

Nasıl olur, nasıl yaşar meselesi bilinmeli ki

O aptal, câhil, modern mutlu zannedilen köleler ile

Arada ki fark da böylece anlaşılabilsin…

Okey.

 

Aptallıklar, gafletler ve cehalet tutkunları…

 

Birileri gelerek

Bilge şaire hitaben,

Bizler

Ve birçok toplum

Aptallıklarımız sebebi ile

Gafletlerimiz sebebi ile

Hatta

Cehaletlerimiz sebebi ile

Çok zarar görmekteyiz,

Bu konu hakkında

Senin düşüncelerini öğrenmek istiyoruz,

Kısaca bize

O kendi düşüncelerinden

Bir şeyler söyleyebilir misin?

Bilge şair

Cevaben

Onlara dedi ki

Ah şu lânet olası aptallık,

Ah şu lânet olası gafletler,

Ah şu lânet olası cehalet,

İşte bunların

Telafi edilemeyen

Büyük boyutta olanları

Dünyayı,

Ülkeleri bir karmaşanın,

Adaletsizliğin,

Savaşın içerisine sokar ki

Her insan zarara uğrayabilir…

Bilge şair

Sözlerine şöyle devam etti

Şöyle ki

Ah şu lânet olası aptallık,

Ah şu lânet olası gaflet,

Ne bizlerin üzerinden

Ne de

Şu câhil toplumların üzerinden

Gitmiyor bir türlü,

İstemez miydim?

Acaba

Terk edip de gitmesini

Bizi ve toplumları…

Bilge şair

Sözlerine şöyle devam etti

Dedi ki

Kimi zaman bizlerde yaparız,

Farkında olmadan yaparız,

Zararsız aptallıklar(anlayışsızlıklar) yaparız,

Zararsız gafletlere düşeriz kimi zaman,

O kadar basit aptallıklardır ki

O kadar basit

Ve

Kayda değer olmayan

Gafletlerdir ki bunlar

Hatta

Basit oluşlarından dolayı

Farkına bile varamayız,

Farkına vardığımız da ise

Telafi etmeye çabalarız,

Aklını erdemlice kullanabilenler

Hatalarını telafi edenlerdir,

Biz telafi etmeye çaba gösteririz,

Küçük,

Zararsız gafletler(dikkatsizlikler) yaparız,

O kadar küçük

Ve o kadar basit gafletlerdir ki bunlar

Farkına bile varamadığımız olur,

Farkına da vardığımız da

Telafi etmeye çabalarız,

Çünkü

Erdem

Hataları

Telafi etmeyi gerektirmektedir,

Gerekeni yapmaya gayret ederiz,

Bu basit

Küçük aptallıklarımız

Kimi zaman

Dalgınlıklarımızdan dolayı kaynaklanabilir,

Kimi vakitte

Bir işe karşı acemilikten,

Ya da

Heyecandan bile kaynaklanabilir,

Hatta

Bâzen

Çok yorgun bir zihin ânın da,

Kimi vakit

Bir akıl karışıklığında,

Duygularımızın

Hislerimizin

Darbe gördüğü vakitlerde,

Bâzen de

Bir şeylerden pes ettiğimiz de

O küçük

Ve

O basit aptallıkları,

O basit gafletleri yaptığımız olmaktadır,

Fakat

Bizim bu küçük

Ve basit aptallıklarımızın yanında,

Bizim bu basit küçük gafletlerimizin yanında

Bir de

Aptallığı,

Cehaleti  

Ve gafleti

Tepeden tırnağa kadar

Bir kültür hâline getiren,

Aptallığı,

Cehaleti

Ve gafleti

Bir yaşam biçimi hâline getiren

İnsanlar var,

Toplumlar var,

Cemiyetler var,

Tarikatlar var,

Kavimler var,

Hükümetler var,

Örgütler var,

Bunları ben gördüm,

Onları gördüm ben,

Ben bunlara şahit oldum,

Gözlerimle

Kulaklarımla

Şahit oldum,

Hatta iğrendim,

Onların

O büyük aptallıkları sebebi ile

Batan şehirleri,

Batan ekonomileri,

Batan ülkeleri,

Batan güzel ahlakı gördüm

Ve iğrendim,

Sizlerde bu gibi

Çirkin oluşumları fark etmişsinizdir,

En basitinden

Bu gibi toplumlara,

Bu gibi yapılanmalara

Gözle görülür bir örnek verecek olursak eğer

Şöyle ki

Adaletsiz ve

Hakkaniyetsiz toplumları

Hükümet

Lider

Önder seçecek kadar

Aptal olan,

Câhil olan

Ve gaflet içinde olup

Bu aptallıklarına,

Bu gafletlerine,

O cehaletlerine

Durmaksızın

Tutku ile bağlı toplumları

İnsanları örnek gösterebiliriz,

Bundan daha elle tutulur

Gözle görülür bir örnek

Nerede görülebilir ki

Öğle değil mi?

Haksız mıyım?

Bu gibi büyük aptalları tanıdıktan sonra,

O gibi büyük gaflet yapanları gördükten sonra,

O gibi

Câhil insanları fark ettikten sonra

Bu gibi

Büyük gafletlerin içine girenleri tanıdıktan sonra

O hiç yapmayı istemediğim

Ve sevmediğim

Ve dalgınlıktan kaynaklanan

O küçücük basit aptallıkları bile

Normal olarak karşılamaya başladım,

Oysaki

Erdemli insanların

Heyecandan dolayı kaynaklanan

O küçük

Basit anlayışsızlıkları

Gafletleri

Zararsız ve telafi edilebilmekteydi,

Onların o büyük cehaletleri aptallıkları ise

Neredeyse

Telafi bile edilemiyordu,

Her ne ise nerede kalmıştık,

O gibi zararlı aptallık yapanları tanıdıktan sonra

O çok nadir olarak

Heyecan

Ve dalgınlıktan kaynaklanan

Küçük

Basit aptallıklarımı

O basit dikkatsizliklerimi

Normal karşılamaya başladım,

Neden mi?

Çünkü

Benim

O dalgınlıktan

Heyecandan

Ve bir işe karşı

Acemilikten kaynaklanan

O basit küçük aptallıklarım

Ancak

Zararsızdı,

Telafisi mümkündü,

Utanılacak bir şeyi olmayan

Ve

Hatta

Acemice bir dürüstlük bile taşıyordu da ondan…

Aptallık

Ve gaflet

Öyle sevilecek şeyler değillerdir,

Çünkü

Öğle büyük zararlara yol açarlar ki

Ülke batırır,

Dünyayı

Savaşa bile sürüklerler,

Tabiatımızı zehirler,

Sularımızı

İçilmez bir duruma bile getirirler,

İlişkileri harap ederler,

Evlilikleri şiddete çevirirler,

Dostlukları mahvederler,

Ülkeler

Milletler arası

Kargaşaya bile sebep olurlar,

Fakat şu toplumların

Büyük cehaletleri,

Büyük aptallıkları,

Büyük gafletleri karşısında

Benim

O dalgınlıktan,

Heyecandan

Veya

Bir işe karşı olan

Acemice heyecanlarımdan kaynaklanan

Ve

Çok nadir olarak yaptığım

O basit küçük aptallıklar,

O küçük gafletler,

O küçük hatalarım

Onların o büyük aptallıkları yanında

Çocuk oyuncağı kalmaktaydı,

Devede kulak kalmaktaydı,

Daima söylemişimdir,

Burada yine tekrar edeyim

Şöyle ki

Aptalların,

Aptallıkların,

Câhillerin,

Câhilliklerin,

Gafletlerin,

Gâfillerin

O her yaptığı

O her bir kötü işten

Rabbime sığınırım,

Onlar gibi davranmak

Çok çirkin bir vaziyet

Ben bunun farkındayım,

Erdemli insanlar,

Erdemli yaşamayı arzu edenler

Onların yaptıkları,

Yaşadıkları o büyük aptallıkları,

O büyük gafletleri

Asla yaşamak istemezler,

Çünkü

Dediğim gibi

Onların o büyük aptallıkları

Tabiatında,

Dünyanın da,

İlişkilerinde,

İşlerinde,

Ülkelerinde,

Ekonominin de,

Kısacası

Her bir şeyin de dengesini bozup

Harap etmekte,

O

Hangi aklı başında olan

İster ki öğle kötü durumlara düşmeyi

Öğle değil mi?

Haksız mıyım?

Bilge şair son olarak dedi ki

Ah şu lânet olası aptallıklar

Ve ah şu lânet olası düşmanlarım

Ne türlü belalar açıyorlar

İnsanlığın

Ve dünyamızın başına

Haksız mıyım?

Öğle değil mi?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Karakterim iyi ben ne yapabilirim…

 

Bilge şaire dediler ki

Hak etmedikleri halde iyisin,

Dürüstsün ve âdilsin,

Hak etmedikleri halde iyilik yapmaktasın,

Bilge şairde cevaben onlara dedi ki

Adaleti, erdemi, iyilikleri

Kendim için

Ve

Karakterim gereği yapıyorum,

Bende biliyorum

Hiçbir insanın

Bu iyiliklerimi

Ve

Erdemimi hak etmeyeceğini!

 

                          Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İyiliği hak etmeyene yapmayın…

 

Hak etmeyecek olanlara

İyilik yapmayın

Neden mi?

Çünkü

Maraz(hastalık)

Doğuyor,

Yâni

O yapacağınız iyilikten size

Ve topluma karşı

Bir kötülük meydana gelebiliyor…

Mesela

Adaletsiz

Ve çok kötü karakterli bir hırsıza

Arsıza,

Nâmussuza  

Bir iyilik mi yapmak istiyorsunuz

O halde

Onu âdil mahkemeler de yargılanması için

Kolluk kuvvetlerine,

Savcılara şikâyet edin,

Ona,

O gibilere yapabileceğiniz

O en güzel iyilik de bu olurdu,

En azından

Âdil mahkemelerce yargılanarak

Hapse atılarak

O kötülükleri

Bir süreliğine yapamaz,

Hem kendi temizlenmek

Arınmak imkânı,

Islah olmak imkânı bulurdu,

Hem de

Toplum

O gibilerden arınmış olur,

Toplum

Derin

Huzurlu bir nefes alırdı,

Gerçi

O âdil mahkemeleri,

O âdil hâkimleri,

Adaletli hükümetleri,

O âdil savcıları bulmak

Artık bu zamanda

Neredeyse imkânsız

Fakat

Haydi,

Her ne ise,

Lafı da

Gediğine oturttuk diyelim böylece

Laf nereye giderse gitsin,

Buda birilerine

Kapak oluversin

Öğle değil mi?

Bu örneğimi

Siz varın

Siyasete,

Topluma,

Örgütlere,

Câhil cemiyetlere,

Câhil tarikat

Ve cemaatlere,

Hükümetlere,

Şirketlere

Ve halkın tüm geneline karşı düşünün,

Ne demek istediğimi anlayacaksınızdır,

Bilmem anlatabiliyor muyum?

Hak etmeyene iyilik yaparsanız eğer

Başka ne olur biliyor musunuz?

Ne mi olur,

Ne olacağını ben sizlere haber vereyim

Şöyle ki

Memur olur,

Hükümet olur,

Güçlü olur,

Kudretli olur,

Zengin olur,

Örgütleşir,

Teşkilatlanır

Ve

Gelir de

Hem senin başına

Ve

Hem de sevdiklerinin başına

Bin bir türlü bela olur,

Kötülük işler,

Başına türlü kötülükler bulaştırır,

Huzurunu kaçırır,

Sıhhatini kaçırır,

Rahatını bozar senin,

İşte tamda bunlar oluverir,

Deliye

Ve kâtile

Silah,

Güç,

Kuvvet verirseniz eğer

Ne yapacağını zannediyordunuz ki

O gücünü

Kuvvetini

Silahını

Sizin üzerinizde deneyecek,

Tatmin olmaya çalışacak

Ve böylece

Ağzınızın tadını kaçıracak,

Bilmem

Anlatabiliyor muyum?

Siz varın bu örneklerimi,

Hükümetleri,

Örgütleri,

Aptalları,

Câhilleri

Ve bunları

Düşüncesizce baş tacı edenleri

Hesap ederek düşünün

Anlarsınız

Benim de ne demek istediğimi

Bilmem

Anlatabiliyor muyum?

Aklını erdemlice kullanabilenlere

Bir işaret yetmez mi?

Elbette ki bir işaret yeter

Fakat

Üniversite okumuş c

O bir kısım câhilleri de görünce,

Kolej,

Üniversite mezunu

O bir kısım

Budalaları,

Aptalları,

Câhilleri

Sayıları küçümsenemeyecek kadar

Çoğunluk olarak da görünce

Aranızda ki

Aklını erdemlice kullanabilenlere

Başka ne diyebilirim ki

Dedim ya

İyilikleri

Ancak

Hak edenleri araştırıp yapınız,

Yarın öbür gün

Kafanıza silah dayayacak olanlara

Ve

Hayatınıza zehir katacak olanlara değil,

İyilikleri

Hak edenlere yapınız,

İyilikleri

Hak edenlere

Cimri olmayı terk edin artık,

Cimrilik ve israf ancak budalalık olur,

Hem ayrıca

İyilikleri,

Sevgiyi,

Cömertliği,

Parayı,

Malı,

Mülkü vererek

Hak etmeyenlere

Yapılacak her bir yardım destek

Ancak

İsraf etmekten başka bir şey olmayacaktır,

Hak edenlere de

Yapılmayan her bir yardım

Cimrilikten başka bir şey olmayacaktır,

Dedim ya

Erdemli kararlar verin

Ve hak edenlere destek olun,

Câhillere,

Aptallığı kültür

Yaşam biçimi edinenlere değil,

Hayatınızı

Zehir edecek olanlara değil,

Ormanları,

Tabiatı,

İçilebilir sularımızı,

Yaşantımızı

Harap edecek olanlara değil,

Hak edenlere destek olun,

Yoksa hâlen iyiliği hak edecek olanları ayıran bir akıl seviyesine, Zekâ seviyesine ulaşamayanlardan mısınız?

Bilge şair der ki…1

 

Sizi mutsuz yapmalarına

İzin vermeyin,

Hayatınızı

Yeniden

Ve

O kendi yetenekli aklınız ve elleriniz ile

Erdemlice şekillendirin,

Bu defa o hayatınızı mahvedenler olmadan

Ve iyi birileri ile

Ne dersiniz

Buna değmez mi?

Bence hayatınız yeniden düzenlenmeye değecek kadar

Güzel olabilir,

Haydi, yeniden başla.

 

                                       Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 2

 

Hayatın,

Senin karşına çıkarttığı

O her bir zorluğa karşı

Tedbirler al,

Yıkılma,

Yılma,

İlerle,

O zorluklardan

Tecrübe olabilecek

Dersler ile

Fırsatlar üret,

Fırtına ile yeniden yön belirle gemine, rotana…

Haydi, stratejini belirle ve

Gardını al artık.

 

                             Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 3

 

Kendilerinden olanlara bile

Acımadılar,

Kendilerinden olanların bile

Haklarına,

Hürriyetlerine,

Mallarına,

Mülklerine

Hatta kadınlarına bile zarar verdiler,

Tecavüz ettiler,

Sizlere acıyacaklarınız mı zannediyorsunuz…

Peki,

Bunlar kimler mi?

Düşman çok sinsidir, senin kılığına bile benzeye bilir,

Aklını erdemlice kullanabilenlere bir işaret yetmez mi?

 

                                       Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 4

 

Hazır

Olmakla

Ancak

İlerleyebilirsiniz,

Hazırlanın,

Şartları

Olgunlaştırın,

Korkak

Olmayın,

Erdemlice, bilgece hamleler yapın,

Sizler

Almaz iseniz onlar zirveye çıkıp

Sizi alaşağı edecekler,

İnsanoğlu çok zâlim.

 

            Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 5

 

Onlar göremezler, sizler görün,

Sizler görmelisiniz,

Erdemli hikmetli bir vizyonunuz olsun,

Vizyonun ne anlama geldiğini

Zâten biliyorsunuz

Fakat ben sizlere yeniden hatırlatayım, vizyon,

Şöyle ki

Göz haricinde, zihinsel olarak görebilmek,

Algılayabilmek fenomenine(olgu, olay)

Ve bu fenomende ki

İmajlar(imge, görünüşü değiştirmek, etki, çağrışımlar)

Bütününe verilen addır,

Dedim ya onlar göremezler, sizler görün,

İyi bir vizyonunuz olsun.

 

                                      Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 6

 

Değişmesi

Gerekenler

Değişmeli,

Bu

Sen

Ve

Fikirlerin

Bile

Olsa

Onları değiştir,

İşte

Bu değişim

Doğru, âdil, sağlıklı, erdemli

Ve bilgece yapılırsa doğru olur.

 

         Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 7

 

İnsanların hatalarından dersler alın,

Ülkelerin hatalarından dersler alın,

Bu size zaman kazandıracaktır,

Zaman çok değerli bir hazine biliyorsunuz,

Fazla hata yaparak zaman kaybediyordunuz,

Bu sizin onların düştüğü

O hatalara düşmeyerek

Başarıya, zirveye çıkabilmek için,

Veya daha basit,

Kolay

Ve huzurlu bir hayata ulaşmanızı sağlar,

İbret alın,

Ders çıkartın, bu size fayda sağlayacak olan

İyi bir tavsiyedir, bunu duymamazlıktan gelemezsiniz.

 

                                        Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 8

 

Ne istediğinizi bilmelisiniz ki

Rüzgârlar çıkıp sert esmeye başladıklarında

Hayat, yaşam geminizi

Rüzgârların yardımı ile güven dolu limanlara veya

Gerekirse açık ve güvenilir denizlere götürebilesiniz,

Kimi zaman açık denizler limanlardan daha güvenilir olabiliyor,

Fırsatları değerlendirin,

Bu çok sert rüzgârlar bile olsa değerlendirmeyi öğrenin,

Dümen sizlerin elinde,

Bırakırsanız, ne istediğinizi bilemez iseniz,

Sert rüzgârlar sizleri sağa sola savurur devrilirsiniz,

Ne istediğini bilmeyenlere, kararsız olanlara,

O dümen ne fayda verebilir ki öğle değil mi?

Dalgalarda serseri gibi savrulmaktan başka!

 

                                                Sonnet… Nafiz coşkun

 

        

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 9

 

Hayatlarını anlamlı kılacak olan

Kendilerine

Ait

Erdemli,

Âdil

Kararları

Olmayanlar

İnsan da

Olamazlar,

Ancak

Birilerinin

Köleleri

Olabilirler

Onlar.

 

            Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 10

 

Amacınızla

Anlam

Kazanırsınız,

O amacınız

İyi erdemli ise

İyi anlam kazanırsınız,

O amacınız

Kötü ise

Kötü bir anlam kazanırsınız,

İşte buna yaşamak diyoruz,

Bunun gerisi,

Bunun sağı, bunun solu,

Bunun üzeri, bunun alt tarafı

Ölüler ve köleler diyarıdır.

 

        Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 11

 

Ancak

Gayret

Etmeyi

Terk

Edenler

Kaybedenlerdir,

Ancak

Gayret

Etmekten

Vazgeçenler

Ulaşmak

İstedikleri

O yere

Ulaşamayanlardır.

 

    Sonneto… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 12

 

Çözümler nerededir biliyor musun?

Çözümler, sorunlarının

Problemlerinin tam da içerisindedir,

Onlardan

Hem kurtulmak

Hem çözmek istiyorsun

Hem de görmemezlikten geliyorsun,

Bu bir çelişkidir senin için,

Görmemezlikten gelmek yerine

O sorunları

Problemleri incele, analiz et, bilgilen,

İnsanların senin karşına çıkarttığı

Ve asla kaçamayacağın o bir kısım sorunları

Çözmek en doğru karar değil mi?

 

                             Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 13

 

Sürekli olarak

O aynı hataları,

O aynı yanlışları yapanlara,

Aptal diyorlar,

Öğle aptallar tanıdım ki

Aptallığı

Ve cehaleti

Bir yaşam biçimi edinerek

Kendilerine de

Kendi gibi hükümetler seçiyorlardı,

Kendileri gibi liderler seçiyorlardı,

Böylece dünyaya aptallık virüsü yayılmaya devam ediyordu,

Eğriler doğru kabul edilmeye başlanıldığında

Aptalların yönetiminin içerisinde olduğunuzu anlayabilirsiniz.

 

                                                  Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 14

 

Korkularınıza

Direnin,

Yürekli

Olun,

Aptallardan

Öneri

Almayın,

Câhillerden

Tavsiye almayın,

Eğer ki

Aptalların çoğunlukta olduğu

Bir memlekette iseniz

Yolunuzu daima

Erdem ve bilgelik felsefesi ile aydınlatın.

 

                     Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 15

 

Sen onlardan

Olmasan bile,

Onlar gibilerini hiç sevmesen bile,

Kimi zaman

Onlar seni

Kendilerindenmiş gibi gösterirler,

Neden mi?

Çünkü

Kendilerinden biriymişsin gibi

Seni hedef göstererek, seni asıl

O senin taraftarlarına sevenlerine karşı düşman ederler,

Senin gücünü bu sayede zayıflatarak yalnızlaştırırlar,

Daha sonrada seni itibarsızlaştırırlar,

Hileli oyunları hiç de tükenmiyor düşmanın öğle değil mi?

 

                                             Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 16

 

Eğer ki

Başarmak

İstiyorsan,

Öyleyse

Yap,

Olmadı mı?

Plan

Değiştir,

Olmadı mı?

Şimdi

Daha çok

Tecrübe kazandın,

Plan değiştir

Ve uygula.

 

      Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 17

 

Şansa inanma,

Yapabilmek

Ve

Başarabilmek

İçin

Bilgilen, bilgelen,

Yetenekler edin, bunlar için gayret sarf et,

Ve

İşte

Şimdi,

Artık

Hamlelerini erdemlice yapabilirsin,

Çünkü doğru zamanın ne zaman olacağını

Artık biliyorsun demektir.

 

                           Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 18

 

Unutma ki

Ancak

Gayret

Etmeyi

Terk

Edenler

Kaybedenlerden

Olacaklardır,

Kazanmak mı istiyorsunuz,

O halde

Yapmak istediğiniz

O iyi işler için

Bilgilenin

Ve gayret gösterin, başarı yakındır.

 

               Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 19

 

Daha

Önceden de

Söylemiştim,

Çözümler

O

Sorunlarınızın

Problemlerinizin

İçerisindedir

Bilgilenin,

Faydalı kitaplar okuyun,

Uzmanlardan yardım isteyin,

Tecrübe

Kazanın

Ve onları çözmenin yollarını arayın.

 

               Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 20

 

Karnınız mı aç,

Ya da

Bir işi başarmak mı istiyorsunuz,

Ne dersiniz

Balık tutabilmek için

Balık tutmayı öğrenmek

Ve balık yakalamak için

Gerekli olan malzemeleri

Araç gereçleri almak,

Toparlamak gerekmez miydi?

O halde bilgilenin, cesur olun,

Biraz ıslanmaktan çekinmeyin,

Ne de olsa balık tutmaya gittiniz

Ve balık tutmanız gerekmekte öğle değil mi?

 

                          Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 21

 

Tedbirler

Alınarak

Birçok

Zaman,

Kimi

Vakit

Yüzleşmek

Gerekir,

Yüzleşmek

İçinde

Cesur

Olmak

Ve

Bilgilenmek gerekir.

 

    Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 22

 

Ancak

Nereye

Gideceklerini

Bilenler

Varabilirler,

Geri kalanları ise

Ancak

Ya serseri

Başıboştur,

Ya da

Bir oradan

Bir şuraya

Savrulan

Sonbahar yaprakları gibidirler.

 

         Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 23

 

Bazı yerler

Vardır ki

Hata

Yapmaya

Asla

Müsait

Yerler

Değillerdir,

İnsanoğlu

Zâlimdir,

Ne mi yapman gerekir,

Bilgilen,

Tecrübe kazan,

Gardını al ve hamlelerini erdemlice yap.

 

                     Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 24

 

Kaygı hastalığını

Tedavi

Etmeyi

Öğrenmelisiniz

Son zamanların

En acımasız

Hastalıklarından birisi de bu oldu,

Mutlaka bunu tedavi etmeyi öğrenmek zorundasınız,

Çünkü hayatınızı zehir zemheri yapabilecek kuvvete sahiptir,

Stres, depresyon

Ve kaygı hastalığı,

Bunlara en çok sebep olan etkenler arasında

Adaletsiz yasalar çıkartan hırsız hükümetler

Ve budala taraftarlarıdır.

 

                            Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 25

 

İnsanlar

Aptalları, zâlimleri,

Câhilleri, adaletsizleri

Ve çirkin ahlaklı insanları

Örnek alarak ve

Kendilerine

Onlar gibileri kahraman edindikleri için

Alın

Sizlere

Gelecek de ki

İnsanlığın

Ve dünya denen evimizin gezegenimizin durumu,

Aklını erdemlice kullanabilenler

Tabiatın ve insan ruhunun ne denli zarar gördüğünü görmektedir.

 

                                                      Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 26

 

Kendilerine

Ve kendi çocuklarına

Zengin aptalları,

Zengin câhilleri,

Zengin

Ahlaksızları

Eş,

Arkadaş,

Dost olarak veren

Ailelerin

Hatalarını da

Unutmamak gerekir

Hayatı

Ve yaşamı olumsuz etkileyen unsurları sıralarken!

 

                                    Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilge şair der ki… 27

 

Bir aptalın,

Bir câhilin,

Bir budalanın yönettiği

Ve bir budala hükümetin yönettiği

Binlerce, yüz binlerce,

Milyonlarca kalabalıklardan oluşan toplumlar,

Tek ve ‘bir’ olan

Aklı başında

Cesur erdemli

Bilge bir insan tarafından 

Yerle bir edilebilir,

Kadim tarih

Yenilmez zannedilen devletlerin, imparatorlukların,

Kavimlerin, milletlerin, hükümetlerin mezarlıkları ile doludur.

 

                                                 Sonnet… Nafiz coşkun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazar şair nafiz coşkunun yayınlanan tüm kitaplarının isimleri

...

1: Kelebek mevsimi ve saklambaçlar şehri…

2: Elma kokuları ve yağmur zamanı…

3: Azap yağmurları…

4: Sevgili nâna ve mektupları…

5: Papatya mevsimi…

6: Gece yürüyüşü…

7: Sevgili tutya ve mektuplar…

8: Sürgün şehir…

9: Su kavmi ve Ruhûl Kudüs...

10: Şafak gemisi…

11: Gemileri yaktım Aşk ülkesinde…

12: Sürgün çocuklar…

13: Siyah incir ve mavi kelebek…

14: Sofia filo ve mektuplar…

15: İstanbul da sanat ile aşk…

16: Afili yalnızlıklar şehri…

17: Şairler anarşist olurmuş…

18: Sular kesti kılıçları…

19: Kafa kâğıdı…        

20: Hikmet ve felsefe…

21: Olmak ya da olmamak…

22: Papirüsler…

23: Meleklerin şehri…

24: İstanbul’un kanatları altın da…

25: Kırmızı yağmurlar…

26: Sobe, körebe ve saklambaç…

27: Bakır cezve…

28: Kaldırımda demlenen fikir…

29: Senfoni gülüşü…

30: Sevgiliye senfoni ve aforizmalar.

31: Ölümsüzlük senfonisi ve Felsefik yazılar.

32: Felsefe ile şiirin buluşması.

33: Çirkin kral ve fikir yazıları.

34: Ölü şairler mezarlığı.

35: Cennetin çocukları.

36: Şairler kenti ve aforizmalar.

37: Kelebekler şehri ve Felsefik notlar

38: Tutsak melekler ve fikir yazıları…

39: Şair korsanlar ve aforizmalar… 

40: Şehrin azizleri ve Felsefik yazılar…

41: Sofia filo ve aforizmalar…                             

42: Faili meçhul sevdalar ve aforizmalar…

43: Kırmızı balık ve aforizmalar…

44: İhbarlanmış aşklar ve Felsefik notlar…

45: Kılıçlar ve kalemler…

46: Pur si muove ve aforizmalar…

47: Şairlerin ölüm dansı ve aforizmalar…

48: Düşmanlar ve sevgililer…

49: Soprano ve kanlı sözler…

50: Kurşun askerler ve aforizmalar…

51: Ölüm öpücüğü ve aforizmalar…

52:Kale düştü ve felsefik yazılar…

53:Şairin kurşun kalemi ve aforizmalar…

54: Şairin seyir defteri ve aforizmalar…

55: Kartal yuvası ve aforizmalar…

56: Kelimelerle dans ve aforizmalar…

57: Yalnızlık senfonisi ve aforizmalar…

58: Aksiyon ve aforizmalar…

59: Aşk yasası, Aşk diyalektiği…

60: Sinekler lordu ve aforizmalar…

61: Kod-adı şair ve aforizmalar…

62: Su akar yatağını bulur…

63: insan ilişkileri ve aforizmalar… (karma)

64: Sokrates’in intikamı ve aforizmalar…     

65: Cehennem melekleri ve aforizmalar…       

66: Aşk töreni… (karma)

67: Arıkovanı ve aforizmalar…

68: Cadı kazanı ve aforizmalar…

69: Şairin intikamı ve aforizmalar…

70: Cadı avı ve aforizmalar…

71: Gümüş köpek balığı…

72: Ölüler şehri ve aforizmalar…

73: Taçsız kral ve aforizmalar…

74: Zehirli sarmaşıklar…

75: Mücadele sanatı ve aforizmalar

76: Kıyamet sancısı ve aforizmalar…

77: Aslanların öğretisi ve aforizmalar…

78: Kartalların öğretisi ve aforizmalar…

79: Kurtların öğretisi ve aforizmalar…

80: Katil balinanın öğretisi ve aforizmalar

81: Bilgelerin öğretisi ve aforizmalar…

82: Kalemşörler ve aforizmalar…

83: Şairlerin senfonisi ve aforizmalar…

84: Kafes demokrasisi ve aforizmalar…

85: Kukla demokrasisi ve aforizmalar…

86: Cehenneme hoş geldiniz… Aforizmalar…

87: Âraf da bir şair ve aforizmalar…

88: Tanrıların savaşı ve aforizmalar…

89: Rönesans ve aforizmalar…

90: Şair Hamlet’in intikamı ve aforizmalar…

91: Şair, Tiranlara karşı ve aforizmalar…

92: Şair, Matrix’e karşı ve aforizmalar…

93: İnsanlar, deliler ve aforizmalar…

94: Hayvan terbiyecisi ve aforizmalar…

95: Kaos düzeni ve aforizmalar…

96: Kuzey ışıkları ve aforizmalar…

97: Cesur yürek ve aforizmalar…

98: Kumpas hayatlar ve aforizmalar…

99: Gladyatörler ve aforizmalar…

100: Dolunay ve aforizmalar…

101: Cadılar, kuzular ve aforizmalar…

102: Cumhuriyetin öğretisi ve aforizmalar…

103: Öfke, bilgelik, erdem ve aforizmalar…

104: Çakalların öğretisi ve aforizmalar…

105: Tabiatın öğretisi ve aforizmalar…

106: Karıncaların öğretisi ve aforizmalar…

107: Ağaçların öğretisi ve aforizmalar…

108: Kızılderili kabilelerinin öğretisi ve aforizmalar…

109: Balarılarının öğretisi ve aforizmalar…

110: Kelebeklerin öğretisi ve aforizmalar…

111: Demokrasinin öğretisi ve aforizmalar…

112: Hırsızlar kralı ve aforizmalar…

113: Hasat mevsimi ve aforizmalar…

114: Senkronize hayatlar ve aforizmalar…                   

115: Mahşerin dört atlısı ve aforizmalar…

 

 

 

  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİTAP ADI: KELEBEKLERİN ÖĞRETİSİ VE AFORİZMALAR... (Kitap: 110. Kelebeklerin öğretisi ve aforizmalar... Author Poet philopsoher Nafiz Coşkun)

KİTAP ADI: ÇAKALLARIN ÖĞRETİSİ VE AFORİZMALAR... Kitap 104: author poet phılosopher yazar şair Nafiz coşkun.

KİTAP ADI: ÖLÜLER ŞEHRİ VE AFORİZMALAR... (kitap: 72. author poet yazar şair Nafiz coşkun)